Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/530 E. 2022/97 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/530 Esas
KARAR NO:2022/97

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/10/2020
KARAR TARİHİ:16/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 08/10/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle; Müvekkili, davalı ile aralarındaki sözleşmeler kapsamında işlettiği otellerde
davalının müşterilerine konaklama ve sair hizmetler sunduğu, müvekkilinin sözleşmeler kapsamındaki edimlerini tam ve eksiksiz bir biçimde ifa ettiğini, yerine getirilen edim karşılığı ve sözleşmeye uygun olarak takibe konu faturalar tanzim edilmiş ve anılan faturalar davalı tarafın ticari defterlerine işlendiğini, ancak davalı taraf, müvekkilin ediminin karşılığı olan faturaların bedellerini tam ve eksiksiz olarak ödemediğini, bu nedenle, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhinde takip başlatıldığını, davalının, borca ve yetkiye yaptığı haksız itirazı neticesinde ise takip durduğunu, tarafların ticari defter ve kayıtları ile BA-BS formlarının bilirkişi tarafından tetkik edilmesi halinde likit olan alacağın talep edildiği karşı yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu açıkça anlaşılacağını, taraflar arasındaki sözleşmelerin 12.2 numaralı maddesi uyarınca, sözleşmelerden doğan tüm uyuşmazlıklarda İstanbul (Çağlayan) mahkeme ve icra müdürlükleri yetkili olduğunu, davalı tarafından ileri sürülen yetki itirazının kötü niyetli ve yasaya aykırı olduğu aşikar olduğunu, davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği dilekçesinde özetle; İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkisiz olup, davanın usulden reddine karar verilmesini, müvekkili aleyhine açılan dava her ne kadar İstanbul Mahkemeleri nezdinde açılmış ise de müvekkil şirketin adresi … olup yetkili mahkeme … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkisiz olup, davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı yanın dava dilekçesi ile konaklama hizmetleri sunduğunu, sunduğu bu hizmetlere binaen faturalar düzenlediğini iddia etmiştir. Ancak, işbu hizmetlerin hiçbiri müvekkil şirket tarafından alınmadığını, TTK m. 21/1 uyarınca, fatura düzenlenmesinin hukuken sonuç doğurabilmesi için öncelikle taraflar arasında faturaya esas olacak satım, hizmet, istisna gibi bir akdi ilişki olması gerektiğini, ayrıca, bu akdi ilişkinin faturayı tanzim edenle adına tanzim olunan arasında olması
gerektiğini, aksi halde düzenlenen belge fatura niteliğinde olmamakla birlikte hukuki bir sonuç da edilemediğini, faturanın TTK m. 21’de yer alan karine hükümlerini doğurabilmesi için muhatap tarafından alınmış olması ve bu hususun da belgelendirilmesi gerektiğini, hem faturanın gönderildiğini hem de teslim alındığını ispat yükü karşı yan üzerindedir. Ancak, fatura tek başına işin yapıldığını göstermediğinden yine bu hususun da karşı yanca ispatı gerekmektedir. Kaldı ki, faturanın muhataba PTT, E-tebligat, kargo veya noter aracılığıyla tebliğ edilmesi gerekmektedir. Ancak karşı yanın bahsettiği faturalar
ne bu yollardan hiçbiriyle ne de başka bir şekilde müvekkile ulaşmadiğini, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen, iddia edilen hizmetleri sunmayan ve bu iddiasını da ispatlayamayan davacının huzurdaki haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Eldeki dava, faturalardan kaynaklı cari hesap alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası celbedilmiş ve incelenmiştir. Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 29/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı şirketin 2019-2020 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil
vasfına haiz olduğu, davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davalı şirketten 65.113,93 TL. alacaklı olduğu, davalı şirketin inceleme günü ticari defter ve belgelerini ibraz etmediği, dosya kapsamında yerinde inceleme talebinde bulunmadığı, davaya konu alacağın fatura alacağına dayandığı, dosya kapsamında fatura detaylarının görülmediği, tarafların 2016-2017-2018-2019-2020 yıllarına ait BA-BS formlarının talep edildiği,
vergi dairelerinden gelen cevap yazıları sonucunda tarafların 2018-2019-2020 yıllarında birbirlerine fatura alım-satımında bulunduklarına dair beyanlarının bulunduğu, bu hususta bir farklılığının bulunmadığı, davalı şirkete ticari defter ve belgelerini inceleme için e-tebligat yapıldığı, davalı şirkete ticari defterlerini incelemeye ibraz etmesi yönündeki karara ilişkin tebligatın davalı şirkete ulaştığı ve tarafın belirlenen gün ve saatte incelemeye gelmediği, Davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi hususunda mahkemeye başvurmadığı görülmüştür. “HMK.nun 220/3.maddesinde “Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir. “HMK.nun 222/5. Maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” hukuksal düzenlemesi karşısında davalı yan resmi defter ve belgelerini ibraz etmediğinden, resmi defter ve belgelerinde faturaların kayıtlı olup olmadığı anlaşılamadığını, eğer davalı taraf
defterlerini ibraz etse idi, dava konusu, teslime konu faturaların davalı yan kayıtlarında olup/olmadığı tespit edilebeceği, davacı yanın incelenen defterlerinde kayıtlı faturalar, fatura münderacaatı emitia/hizmetin davalı yana teslim edildiğinin karinesi olarak benimsenebilir. (Yargıtay 19.HD. 2009/3810 Es. Ve 2010/1944 K. Sayılı Kararı)” davacı şirketin davalı şirketten 65.113,93 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 17/12/2021 tarihli bilirkişi EK raporunda; Davalı şirketin delil niteliğine haiz ticari defterlerinde Davacı … Turz. Otelcilik Tic. Ltd. Şti. ‘ne 65.099,19 TL borçlu olduğu, kök raporumuzda tespit ettiğimiz üzere Davacı şirketin alacak bakiyesinin ise 65.113,93 TL olduğu tespit edilmişti ve sonuç olarak taraflar arasında cari hesap uyuşmazlığının mevcut olmadığı, kök rapor kapsamında her iki şirkete de ait BA-BS formları incelenmiştir. Yapılan incelemede taraflar arasındaki beyanların birbirleri ile tamamen örtüştüğü görüldüğünü, davalı şirketin itirazları neticesinde davacı şirketin düzenlemiş olduğu faturalar uyap üzerinden incelenmiş olup, faturaların e-fatura olarak düzenlendiği, Faturaların Davalı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu, davacının alacak talebine dayanak faturaların e-fatura olduğu, Davalı şirketin e fatura mükellefiyetinin … adresindeki sorgulamasında e fatura mükellefi olduğu, düzenlenen faturaların senaryosunun Temel Fatura olarak düzenlendiği, “Temel fatura nedir? Temel e-fatura, faturanın göndericiden alıcıya ulaşmasını esas alan e-fatura senaryosudur. Fatura alıcısı fatura üzerinde herhangi bir teknik problem olmadığı müddetçe faturayı kabul etmekle yükümlüdür. Alıcının temel e-faturayı reddetme seçeneği yoktur.” ilgili faturaların davalı şirket tarafından iptalinin sistemde reddetme seçeneği olmadığı, faturaların davalı tarafa iadesinin olup olmadığı hususunda dosya kapsamında görülen davalı BS formlarında ise iade faturası düzenlenmediği tespit edildiğini, kök rapor ve yukarıda yapılan tespitler neticesinde Davalı şirket tarafından cari hesap alacağına konu faturaların Davalı şirketle karşılıklı olarak BA-BS formlarında beyan edildiği, ilgili faturaların tamamının davalı şirket ticari defter kayıtlarında mevcut olduğu ve davalı şirketin delil niteliğine haiz ticari defterlerinde Davacı şirkete 65.099,19 TL borçlu olduğu, davacı şirketin davalı şirketten 65.113,93 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davalı tarafça icra dairesinin yetkisine ve mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 12.2. maddesinde uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul icra daireleri ve mahkemeleri kararlaştırıldığından davalının yetki itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Takibe ve davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Yargıtay 19. HD’nin 2015/12329 E., 2016/6138 K. ve 2014/11846-15110 E.K. sayılı kararları da bu yöndedir.)
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının, davalı ile aralarında akdedilen sözleşme kapsamında ödenmeyen fatura bedellerinin tahsili için icra takibi yaptığı, takibe itiraz üzerine eldeki davanın açıldığı, davacının alacaklı olup olmadığının anlaşılması için tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı ve davalının BA-BS formlarının celbedildiği, davaya konu faturaların davalının ticari defterlerine kayıtlı olduğu ve davalı tarafından BA formlarında beyan edildiği, bu hususların davacının alacaklı olduğunu ispat etmesi için yeterli olduğu ve faturalara konu hizmetin yerine getirildiğini kanıtladığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş, alacağın likit itirazın haksızlığı gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davalının ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın %20’si oranında 13.022,78 TL.icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 4.447,93 TL harcın peşin harçtan mahsubu ile bakiye 3.661,51 TL. harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.264,81 -TL. vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 786,42 TL peşin harcın toplamı olan 840,82 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.086,75-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL Arabuluculuk ücretinin; davalı taraftan alınarak, hazineye irad kaydına,
8-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı; davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/02/2022

Katip … Hakim …
E-imza* E-imza*