Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/509 E. 2020/483 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/509 Esas
KARAR NO:2020/483

DAVA: Adi Ortaklığın Tespiti- Alacak
DAVA TARİHİ:29/09/2020
KARAR TARİHİ:30/09/2020

Mahkememize açılan davanın dosya üzerinde yapılan incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müvekkilinin davalılar ile tanışma sürecinin 2016 yılının başı itibariyle, davalıların “…” markası adı altında gerçekleştirdikleri ticari faaliyetler nedeniyle ticari olarak borca batık hale gelmeleri üzerine bir yatırımcı aramaları sebebiyle gerçekleştiğini, davalı … ve …’nın anılan dönemde sahibi oldukları mevcut şirketleri dolayısıyla çok ciddi ekonomik sıkıntılar yaşamakta olmaları sebebiyle; taraflar kendi aralarında anlaşarak görünürde bir ticari şirket kurmaya ve bu ticari şirketin arkasında kurdukları sözlü adi ortaklık sebebiyle hep birlikte gelir elde etmek için ticari faaliyetlerde bulunmaya karar verdiklerini, müvekkilinin başkaca faaliyet konuları ile ilgili şirketlerde faaliyet göstermekte olduğundan, davalı … ve … ile kozmetik alanındaki bilgi, tecrübe ve donanımlarından faydalanmak üzere bu şekilde bir adi ortaklık ilişkisi kurduklarını, bu doğrultuda taraflar …, …, … (…) ve … arasında bir adi ortaklık kurulmuş olduğunu, akabinde bu ortaklığın faaliyetlerini yürütecek resmi bir şirket olan … ve … Anonim Şirketini kurduklarını, … Şirketinin resmi kayıtlara göre; …’in %55 hissedar, …’nın%45 hissedarı olmak üzere şirketin 2 resmi ortağı bulunduğunu, adı geçen şirketin çeşitli kozmetik ürünlerinin satışı ve pazarlaması alanında faaliyet gösteren 2016 yılında kurulan bir şirket olduğunu, … (…) ve …’in esasen kişisel ve önceden kurdukları şirketlerde yaşamakta oldukları ekonomik nedenlerle …, …, … … (…), … arasında kurulacak olan adi ortaklığın dışarıdaki görünümü olacak olan … Şirketinde doğrudan bulunmak istemeyip, birinci derecede yakın akrabaları olan …’nın şirkette temsili olarak hissedar olmasını istediklerini, Bu doğrultuda … tarafından adi ortaklıktaki hissedarlığı ile aynı olacak şekilde %55 oranında hissedar olunmuş iken, diğer 3 ortak olan … adına da sadece …; adi ortaklıktaki toplam hissedarlıkları ile aynı şekilde %45 oranında hissedar olduğunu, ancak …’nın esasen … ve … ile birlikte bu %45 hissedarlığını temsil ettiğini, tarafların kurduğu çift ortaklık ilişkisi gereği, … adi ortaklıklığı mevcut olup; bu tip çift adi ortaklık ilişkilerinde, ortaklar arasında yine TBK.nın 620 vd. maddeleri uyarınca adi ortaklık hükümleri uygulandığını, diğer yandan bu ortaklığın dış işlemlerini gerçekleştiren, … Adi Ortaklığının yönetici organı ve temsilcisi fonksiyonunu gören tüzel kişiliğe sahip şirketin de … Şirketi olduğundan; bu şirketin de haliyle organ şirket olarak adlandırıldığını, sadece fabrikaya ait tüm resmi kayıtların davalı adına düzenlenmiş olmasının taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin olmadığı anlamına gelmeyeceğini, taraflar arasında gizli bir iç ortaklık bulunduğunu, bu nedenle davacının iç ortaklık niteliğindeki gizli ortaklık nedeniyle davalıdan talepte bulunabileceğinin kabulü gerektiğini, davacı ile davalılar arasında … adi ortaklığın sözlü olarak kurulduğunu, adi ortaklık sözleşmesinin yazılı olması hususunun kanunda geçerlilik şartı olarak düzenlenmediğini, sözlü olarak da yapılmasının mümkün olduğunu, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisini ortaya koyan hukuki delillerinin bulunduğunu ve tanık anlatımlarıyla da bu durumu tespit ettireceklerini, müvekkilinin adi ortaklığı koyduğu avanslardan davalıların hisselerine tekabül eden oranlarda TBK.nın 627. maddesi uyarınca müvekkiline iadesi gerektiğini belirterek; müvekkili ve davalılar arasında kurulmuş olan … adi ortaklık ilişkisinin varlığının tespitine, Türk Borçlar Kanunun 627. maddesi hükümleri gereği müvekkilinin adi ortaklığa avans olarak koyduğu ancak geri alamadığı ve adi ortaklığın ihtiyaçları için kullanılmış olan avans bedeli yönünden, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle belirlenecek olan ve belirlendiği tarihte dava konusu talebin arttırılma haklarının saklı tutulduğunu belirterek; şimdilik 501.000 TL avans bedelinin, avansların verildiği tarihten başlayarak uygulanacak olan avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; taraflar arasında kurulduğu iddia edilen Adi ortaklığının varlığının tespiti ile Adi ortaklığa verildiği iddia edilen avans bedellerinin davalılardan tahsiline ilişkindir.
HMK.nın 115/1. maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK.nın 138.maddesine göre Mahkemeler öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verir.
HMK.nın 114/1-c maddesine göre Mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Taraflar gerçek kişi olup TTK 4. Maddesi kapsamında davanın ticari dava olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı ile davalılar arasında adi ortaklık sözleşmesi bulunduğunun tespiti ve adi ortaklığa konulduğu iddia edilen avans bedellerinin iadesi talep edildiği anlaşılmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi 2 ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstenlendiği sözleşmeler olup, bu sözleşme türü Borçlar Kanunun 620-645 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu nedenle Adi ortaklığın varlığının tespitine ilişkin davalara bakma görevi genel Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleridir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 29/02/2016 tarih ve 2015/4952 E. – 2016/2783 K. sayılı ilamı ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 04/06/2020 tarih ve 2020/1409 E.- 2020/1604 K.sayılı ilamı)
Açıklanan nedenlerden dolayı davanın Mahkememizin görev alanına girmediği, görevli Mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın usulden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde, RESEN HMK. nın 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve aynı yasanan 331/2.maddesi gereğince yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/09/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır