Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/503 E. 2021/814 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/503 Esas
KARAR NO:2021/814

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/09/2020
KARAR TARİHİ:07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin inşaat ve yapı malzemeleri sektörlerinde faaliyet göstermekte olup müşterilerine profesyonelce hizmet veren, uzman kadrosu ile güven ve dürüstlük ilkeleri çerçevesinde sektör içerisinde tanınan, öncü ve başarılı bir şirket olduğunu, davalı …. Ltd. Şti. ile .. A.Ş. ve müvekkili şirketin aynı iş kolunda faaliyet göstermekte olduğunu, davalı şirketlerin, müvekkili şirket aleyhinde gerek sosyal medya üzerinden gerek sektör içerisinde gerçeğe aykırı, itibar sarsıcı paylaşımlarda ve beyanlarda bulunmakta olduğunu, davalı şirketlerin ilk olarak … adlı mail adreslerinden 05/03/2020 tarihli yazılarını mail yolu ile müvekkili şirkete iletmiş olduklarını ve söz konusu yazılarında müvekkilinin haksız rekabette bulunduğunu iddia ettiklerini, müvekkili şirket tarafından 16/03/2020 tarihli yazısı ile davalılara iddialarının gerçeği yansıtmadığını, aksine söz konusu iddialarının haksız rekabet teşkil ettiğini bu sebeple söz konusu davranışlarına son verilmesinin ihtar edildiğini, davalı şirketler tarafından 16/03/2020 tarihli yazıya cevaben yine mail yoluyla 20/03/2020 tarihli yazıyı, müvekkili şirkete göndererek, haksız ve mesnetsiz iddialarını tekrarlamış olduklarını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından 21/03/2020 tarihli yazı keşide edilerek, haksız iddialarını ve taleplerini kabul etmediğini, söz konusu ihtarların müvekkili şirket üzerinde baskı oluşturarak haksız rekabet teşkil ettiğini, bu sebeple söz konusu davranışlarına son verilmesinin tekrar ihtar edilmiş olduğunu, davalılara 16/03/2020 tarihli yazılarında bildirdikleri ve gerçeği yansıtmayan iddialarından vazgeçmelerinin ihtar edildiği halde davalı …’a ait … ve … adlı sosyal medya hesapları üzerinden kamuoyu duyurusu başlığı adı altında müvekkili şirket aleyhinde gerçeği yansıtmayan, yanlış, yanıltıcı paylaşımlarda bulunulduğunu, davalılardan …’ın sosyal medya hesaplarından hem şahsı adına hem de yetkilisi olduğu diğer davalılar adına, gerçeğe aykırı, itibar sarsıcı paylaşımlarda bulunmakta olduğunu, iddiaların tamamının gerçek dışı olduğunu, gerçek dışı fiilleri müvekkilinin icra ettiğini bu sebeple savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu beyan ederek, müvekkili hakkında olumsuz algı oluşturmakta ve bu şekilde haksız rekabet ile müvekkili şirketin kişilik haklarını ihlal etmekte olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespitine, önlenmesine ve hükmün basın organlarında yayımlanmasına, söz konusu fiillerden dolayı müvekkilinin kişilik hakları ihlal edilmiş olup 25.000-TL manevi tazminatın avans faizi ile davalıdan müşterek ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya cevap vermedikleri görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İhtarnameler, sosyal medya paylaşımları ekran görüntüleri, mailler ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabet ve rekabet yasağı hükümlerini düzenleyen 55/1 maddesine aykırı tutum ve davranışlar sebebi ile 56/1 maddesi gereği, haksız rekabet teşkil eden eylemin tespiti, meni ile aynı madde hükmü kapsamında kişilik haklarının ihlali nedeniyle TBK.58 maddesinde düzenlenen manevi tazminat davasıdır.
İhtilaf, davalıların eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği ve davacının kişilik haklarını ihlal edici nitelikte bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi olarak Doç. Dr. … ve Bilgisayar Yüksek Mühendisi … tarafından hazırlanan 11/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…
1-Davalıların davacı aleyhine olan bu paylaşımları yaptıklarının görüldüğü, davalı davacı aleyhine paylaşımda iddia ettiği savcılık şikayetinin dosya da mevcut olmadığı, davalının haksız rekabet ihlaline yönelik somut verileri ortaya koymadan sözkonusu kamuoyu duyurusunu yaptığı bu duyuru ile davacı bakımından haksız rekabet isnadı ile suçladığı,
2-Davalının duyuruda Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu beyan etmesine rağmen ihtarnamelerden böyle bir suç duyurusunun yapıldığının anlaşılamadığı, dosya kapsamında da bunun anlaşılamadığı, yani böyle bir şikayetinde bulunmadığı, neticeten davalının haksız rekabet teşkil edecek şekilde davrandığı,
3-Söz konusu duyurunun davacının kişilik haklarını ihlal edip etmediği ve bunun manevi tazminat ile giderilip giderilemeyeceğinin takdirinin sayın Mahkeme’ye ait olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
6102 TTK’nun 54/2. Maddesinde, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olduğu düzenlenmiştir. TTK’nın 55/1. Maddesinde de, haksız rekabet hâllerinin başlıcaları olarak, dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle; başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, (…) sayılmıştır.
TTK.’nun 56. maddesi uyarınca haksız rekabet nedeni ile müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik faaliyetleri zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşılaşabilecek olan kimsenin fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin menini, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, beyanların düzeltilmesini, tecavüzün önlenmesini, kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini ve TBK.’nun 58. maddesindeki şartların varlığı halinde manevi tazminata karar verilmesini talep edebileceğini düzenlemiştir.
Bu davalardan haksız rekabetin tespiti, men’i ,ref’i davaları bakımından, zarar tehlikesinin varlığının davacı tarafça ispatı yeterli görülmüş, ancak maddi ve manevi tazminat davaları bakımından davacının zararı ve miktarını TBK.50 maddesi gereği ispatı gerektiği düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı, TTK 56/e, TBK 58 maddeleri uyarınca haksız rekabet sonucu firmanın uğradığı itibar kaybı dolayısıyla manevi tazminat da talep etmiş ise de, davacı davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemi sonucu kişilik haklarının zedelendiğini, itibar kaybına ve manen zarara uğradıklarını kanıtlamakla yükümlüdür.
Somut olayda, bilirkişi rapora itibar edilmeyerek, sosyal medyada, eylemin gerçekleştiriliş şekli itibariyle, doğrudan doğruya davacının kişilik hakkına yöneltilmediği, çok ağır ve üzüntü verici mahiyette olmadığı gibi, beyanın davalıların kişisel değer yargısı niteliğindeki görüşleri olduğu, ifade ve düşünce özgürlüğü hakkı kapsamında kalıp rahatsız edici de olsa, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunmadığı, eylemin muhatapları etkilemeyeceği, davacı tarafından, manevi tazminat gerektirecek şekilde zarar gördüklerini, davalıların bu eylemiyle, yani yaratıldığı iddia edilen bu olumsuz intiba nedeniyle pazarının, ticari hayatının etkilendiğine yönelik yasal delillerle inandırıcı şekilde kanıtlanamadığı, davacının kişisel hakkının zedelendiğinden bahsedilemeyeceği ve iş bu nedenle, davalıların eyleminin haksız rekabet teşkil edecek mahiyette olmadığı ve dolayısıyla manevi tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; tüm dosya kapsamına göre mahkememizde, TTK.55/1-a maddeleri gereği davalıların eyleminin haksız rekabet oluşturmadığı, davacının TTK 56/e, TBK 58 maddeleri gereği manevi tazminat talebinin yasal şartlarının oluşmadığı kanaati oluştuğundan, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 426,94-TL harcın mahsubu fazla alınan 367,64-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır