Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/473 E. 2022/349 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/641 Esas
KARAR NO :2022/348

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:13/10/2021
KARAR TARİHİ:24/05/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.07.2015 tarihinde saat 14:30-15:00 sıralarında …/… mevkiinde yaya olan müvekkilinin kaldırımda durmakta iken plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın çarpması sonucunda araç dışı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin çarpmanın etkisiyle yere düştüğünü ve çarpan aracın olay yerinden hızlıca uzaklaştığını, müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin kaldırımda bulunurken araç çarptığı için araç sürücüsü tamamen kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığını, müvekkilinin kazanın ardından kaldırıldığı hastanede düzenlenen tedavi evraklarında yaralanmanın trafik kazası sonucunda gerçekleştiği yönünde tespit ve bilgi yer aldığını, kaza sonucu müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, müvekkilin yaşamının birden bire değiştiğini ve bundan sonra yaşamına ve iş yaşamına güçlüklerle devam edeceğini belirterek 01.07.2015 tarihinde meydana gelen araç dışı yaralanmalı trafik kazası nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu maddi zararlar için fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkilin sürekli iş göremezliği dolayısıyla 100,00-TL, geçici iş göremezliği dolayısıyla 50,00-TL, geçici bakıcı ihtiyacı dolayısıyla 50,00-TL olmak üzere toplam 200,00-TL maddi tazminatın davalının temerrüte düştüğü tarihten itibaren işlemiş avans faiziyle birlikte davalı tarafından müşterek ve müteselsil sorumluluk çerçevesinde tazmin edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 01.07.2015 tarihinde gerçekleştiği iddia olunan trafik kazası, davacı Metin Menteş’in kaldırımda durmakta iken plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın kendisine çarpması sonucu araç dışı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğinin iddia edildiği, söz konusu kazada plaka ve modeli belirlenemeyen aracın kusurlu olduğunun iddia edilmesinden bahisle tespit edilemeyen aracın kusuru nedeniyle müvekkili … Hesabından maluliyetten kaynaklı bedensel zararının karşılanması amaçlandığını, davacı tarafın müvekkiline yaptığı 17.06.2021 tarihli başvurunın eksik belge ihtiva etmesi nedeniyle tarafına bildirimde bulunulmuş olup eksik belgeler müvekkiline iletilmediğini, müvekkili … hesabı’na tazminat talebiyle başvuru yapabilmek için sigortacılık kanunu madde 14’te sayılan hallerden birinin varlığı şartının olduğunu, somut olayda sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için” müvekkili … hesabı’na başvurulduğunu, ancak başvurunun sonucunda malul kaldığını iddia ettiği kazanın oluşumu ile ilgili herhangi bir delil sunmadığını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava; trafik kazası nedeniyle 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazminine ilişkindir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğudur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91/1’inci maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanunun 85/1’inci maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş, anılan Kanununun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. İşleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten ve teşebbüs sahibi sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, sorumluluktan kurtulması veya sorumluluğun azaltılması başlıklı 86. maddesi ”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” hükmünü içerir. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşın, meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görendedir.
5684 sayılı yasının … hesabı başlıklı 14.maddesi:” (1) Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde … Hesabı oluşturulur.(1) (2) Hesaba; a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için, b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, c) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için, ç) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için, d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için, başvurulabilir.” hükmünü içerir
5684 sayılı yasanın açık hükmü gereği zorunlu sigortayı yaptırmadan motorlu aracı işleten kişilerin ve plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araçların sebep oldukları zararları karşılamak amacıyla Türkiye Sigorta Ve Reasürans Şirketleri bünyesinde … Hesabı oluşturulduğundan kaza tarihinde yürürlükte bulunan sigorta poliçesi için belirlenen limitle sınırlı olmak kaydıyla … Hesabı meydana gelen zarardan sorumludur. Bu anlamda … Hesabının statüsü ile sigorta şirketinin hukuki statüsü ve sorumluluğu paraleldir.
TBK 50.maddesi ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmünü içermektedir.
TBK54.maddesinde Bedensel zararlar özellikle, Tedavi giderleri. Kazanç kaybı. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ,Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak sayılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, tazminata esas kusur oranı, maluliyet oranı, iyileşme sürelerinin tespiti ve zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır.
Celbedilen … Eğitim Ve Araştırma Hastanesi kayıtları incelendiğinde; 01.07.2015 tarihli hastane kayıtlarında olayın trafik kazası olarak kayıtlara geçtiği görülmüştür.
Hastane kayıtlarında trafik kazası geçtiğinden mahkememizce kazaya ilişkin soruşturma dosyasının olup olmadığının araştırılması için mahkememizce … Eğitim Ve Araştırma Hastanesine, … İlçe Emniyet Müdürlüğüne müzekkereler yazılmıştır.
… Eğitim Ve Araştırma Hastanesi tarafından verilen cevapta; 01.07.2015 tarihli kazaya ilişkin hastane polisine bildirim yapılıp yapılmadığı ile ilgili hastane polisi ile görüşüldüğü ve mevcut tarihte herhangi bir kayıt bulunmadığı bilgisinin verildiği bildirilmiştir.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü … … Polis merkez Amirliği tarafından verilen cevapta şikayet kaydının olmadığı bildirilmiştir.
Celbedilen … Cumhuriyet Başsavcılığının 10.01.2019 Tarih ve … Soruşturma-…karar sayılı soruşturma dosyası incelendiğinde; davacı vekilinin 04.01.2019 tarihli şikayet dilekçesinde müvekkilinin 01.07.2015 tarihinde trafik kazası geçirdiğini, hastane kayıtlarında bunun belli olduğunu, geçen süreçte soruşturma yapılmadığını, müvekkilinin tedavisinin devam etmesi nedeniyle takipçi olmadığını belirterek şikayet dilekçesi verdiği, Savcılık tarafından atılı suçun takibi şikayete bağlı suçlardan olduğu ve 6 aylık şikayet süresi geçtikten sonra şikayetçi olunduğu belirtilerek Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 10.03.2022 tarihli ara kararı ile davacı ve davalı taraf tanık deliline dayandığından tanık isim ve adresleri ile tanıklık ücreti ve tebligat giderlerinin yatırılması için taraflara 2 hafta süre verilmiştir.
24.05.2022 tarihli celsede davacı vekili dosyanın durumuna göre kusur raporu alınmasını talep etmiştir.
TBK 50.maddesine göre Zarar gören, zararı ve zarar verenin kusurunu ispatla yükümlüdür.
HMK’nın 187/1 maddesine göre ”ispatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir.” Hükmünü içermektedir.
HMK’nın 190/1maddesine göre; ”ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” Hükmünü içermektedir.
Somut davada … Eğitim Ve Araştırma Hastanesi kayıtlarına göre davacının yaralanmasının trafik kazasından kaynaklandığı anlaşılmakla birlikte davacı aynı zamanda TBK 50. Maddesi ve HMK’nın 190/1 maddesi gereğince sürücüsü ve plakası tespit edilmediği iddia edilen aracın sürücünün kusurunu da ispatla mükelleftir. Mahkememizce yapılan araştırmada 01.07.2015 kaza tarihli yada kaza tarihine yakın bir soruşturma dosyasının olmadığı, kazanın gerçekleşme şekline ilişkin herhangi bir tutanak olmadığı, davacının savcılık şikayetinin 04.01.2019 tarihinde olduğu ve olaydan yaklaşık 3,5 yıl sonrasına ilişkin olduğu, kazanın gerçekleşme şekline ilişkin davacının dava dilekçesindeki soyut beyanı dışında herhangi bir delilin bulunmadığı, davacı şikayet dilekçesinde her ne kadar tedavi süreci nedeniyle şikayetçi olmadığını iddia etmiş ise de hastane kayıtlarının 2015 yılını içerdiği ve davacının 3,5 yıllık süreçte hastanede yatarak tedavi gördüğüne ilişkin bir delilin de bulunmadığı, taraflara tanıklarını bildirilmesi için süre verildiği ve tanık bildirilmediği gibi 24.05.2022 tarihli celsede davacı vekili dosyanın durumuna göre kusur raporu alınmasını talep ettiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, davalının sorumluluğunu doğuracak kimliği ve plakası tespit edilemediği iddia edilen araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmediği sonucuna varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.24/05/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸