Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/462 E. 2023/347 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/462 Esas
KARAR NO :2023/347

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:10/09/2020
KARAR TARİHİ:09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; 02/05/2020 tarihinde … plaka sayılı araç ile meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin desteği …’ın vefat etmiş olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın, davalı şirkete ait … nolu ZMMS poliçesi ile güvence altına alınmış olduğunu, kazanın oluşumunda müteveffaya ve müvekkillerine atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, tek taraflı olarak meydana gelen trafik kazasının sürücü hatasından kaynaklanmış olduğunu, kaza nedeni ile ortaya çıkan zararın giderilmesi için davalı … şirketine yapmış oldukları başvuruya karşılık olarak … nolu hasar dosyası açılmış olduğunu, hasar dosyasındaki incelemeler neticesinde zararın teminat dışında olduğundan bahisle tazmin talebinin reddedildiğini, sigorta şirketine müracaattan netice alınamamış olması üzerine … Arabuluculuk bürosuna başvuru yapılmış olup, 2020/80105 nolu arabuluculuk dosyası üzerinden yapılan görüşmelerden de netice alınamamış olduğunu, davalı tarafın tazminat ödemeden imtina etme gerekçesinin KTK 2-3.maddeler ve Genel Şartlar A.3 maddesi nedeni ile teminat kapsamında olmaması olduğunu, davalı … şirketinin kazanın meydana geldiği yerin karayolu olmadığını, dolayısı ile Karayolu Trafik Kanunu kapsamında olmadığından taleplerini reddetmiş olduğunu, sigorta şirketinin gerekçesinin temelsiz ve hukuka aykırı olduğunu, kazanın meydana geldiği yerin, “Orman İçi Yol” olduğunu ve bu orman içi yolun, KTK kapsamında olan bir karayolu olduğunu, kaza nedeni ile müvekkillerinin bu hayattaki tek desteğini yitirmiş olduğunu, bu vefat hadisesi nedeni ile müvekkilleri eş … ile … …’nin destekten yoksun kalmış olduğunu, davalı … şirketinin … nolu ZMMS poliçesi ile güvence altına alınmış olan araç ile ilgili 2020 yılı teminat limitinin 410.000-TL olduğunu, mevzuattaki ve içtihat birikimindeki tüm şartları taşıyan bu kaza kaynaklı destek zararının poliçe kapsamında tazmin edilmesi gerektiğini, zarar tutarının hesaplanması teknik bir inceleme gerektirdiğinden taleplerini belirsiz alacak davası olarak dile getirdiklerini, bu nedenle bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ve zararın tam olarak ortaya çıkarılmasını talep ettiklerini, destek zararının hüküm altına alınabilmesi için davalı tarafından, müracaat yapılmış ve mevzuatın öngördüğü süreler geçmesine rağmen ödeme yapılmamış olması nedeni ile işbu davayı açma zarureti bulunduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davalarının kabulünü, 02/05/2020 tarihinde … plaka sayılı aracın neden olduğu trafik kazasında yaşamını yitiren müvekkillerinin desteği …’ın vefatından doğan destek zararının bilirkişi marifetiyle hesaplanmasını, zararın tam ve eksiksiz olarak tespit edildiği anda artırılmak üzere müvekkili … için asgari 1.000-TL, … için ayrı ayrı asgari 500-TL olmak üzere asgari toplam 2.000-TL maddi tazminatın(destek tazminatının), temerrüt tarihi olan 05/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek MB Avans Faizi ile birlikte, davalı … şirketinin … nolu nolu ZMMS poliçesi kapsamında tazminine hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuruda eksik evrak ile başvuru yapmış olduğundan KTK madde 97 uyarınca işbu davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, başvuru dilekçesi ekinde sadece hastane evraklarını sunmuş olduğunu, ancak sunulan işbu evraklar eksik olup, eksik belgelerin tamamlanması amacıyla müvekkili şirket tarafından 02/07/2020 tarihinde e-mail gönderilmiş olduğunu, ancak davacı yan tarafından eksik hususların giderilmediğini, dava konusu hasara ilişkin müvekkili şirket nezdinde …-1 nolu hasar dosyası açılmış olduğunu, dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı aracın, müvekkili şirket nezdinde 18/12/2019-2020 tarihleri arasında … nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Trafik) ile sigortalı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte, sorumluluklarının sigortalının kusur oranı ve kaza tarihi olan tarihindeki poliçe limiti olan kişi başı 390.000-TL ile sınırlı olduğunu, trafik kazasının karayolu dışında “orman içerisinde” meydana gelmiş olup, müvekkili şirket nezdinde mevcut poliçe teminatı kapsamında olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davaya konu kazanın … ili, … ilçesi, … köyü kırsalı, … … mevkiinde ve Orman İşletme Müdürlüğüne ait 123 nolu bölmede; “Orman İşletme Müdürlüğü’nün özel izni ile orman içerisinde” çalışma yapılan alanda meydana geldiğini ve Tahkikatın Ölümlü İş Kazası olayı olarak nitelendirmesi ile de kazanın genel kamuya açık olan alan içerisinde olmadığı anlaşıldığından 2918 sayılı Kanun kapsamında olmadığını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Trafik) sadece karayolu ve bağlantılı yerlerde meydana gelen kazaları temin ettiğini, kaza karayolunda gerçekleşmediği için poliçe teminatı kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu olayın karayolunda meydana gelmediğinin tespiti açısından mahallinde keşif yapılmasını ve kazanın meydana geldiği yerin karayolu olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, Mahkeme aracılığı ile yapılacak keşif ile tespit edilmesini talep ettiklerini, vefat eden …’ın araç sürücüsü olduğunun belirtildiğini, vefat eden …’ın kusuru ile meydana gelmiş olduğundan, bir an için kazanın karayolunda meydana geldiği varsayılsa dahi, vefat eden kişi kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğundan destek tazminatı taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin kazaya karışan aracın ZMMS Poliçesini düzenleyen şirket olup, sorumluluğunun poliçe limitleri dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, olay yeri inceleme tutanağı hüküm kurmaya elverişli olmayan bir rapor olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğundan kusur durumunun konusunda uzman kurum ya da kişiler tarafından oran gösterir bir şekilde tespit edilmesi gerektiğini ve bu nedenle dosya içerisinde yer alan kaza tespit tutanağı ile yapılan kusur tespitinin taraflarınca kabul edilmediğini, dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemekle ve kusurla ilgili itirazlarını tekrarlamakla beraber, müvekkili şirkete sigorta poliçesi ile bağlı aracın kusurlu olduğunun tespiti halinde tazminat hesabı için davacı gerçek gelirinin tespiti gerektiğini, ancak; dava dilekçesinde gelir ile ilgili hiçbir delile dayanılmamış olduğunu, dava dilekçesinde gelir konusunda beyan ve delil listesinde bununla ilgili delil de olmadığını, bu sebeple davacının gelir konusunda delil sunma hakkı olmadığını, gelir durumunun tanıkla ispatlanmasının da mümkün olmadığını, bu sebeple davacının gelir ile ilgili delil ve beyanlarına şimdiden itiraz ettiklerini, bu konuda delil bildirmesine şimdiden muvafakat etmediklerini bildirdiklerini, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında; tazminat hesaplaması yapılırken malul kalan kişinin belgelendirilen vergilendirilmiş gelirinin dikkate alınacağı, vergilendirilmiş gelir için herhangi bir belge sunulamaması durumunda ise hesaplamanın asgari ücret kullanılarak yapılacağının belirtildiğini, dava konusu olayda aracın vefat eden tarafından kullanılmadığının tespiti halinde; içinde bulunduğu araç yolcu taşıma aracı olmayıp, hususi kullanım aracı olduğunu, vefat edenin ücret karşılığı taşınmadıklarının belli olduğunu ve aralarında akrabalık ilişkisi de olmadığını, taşınanın menfaati söz konusu olduğunu, hazırlık evraklarında ve dosyada mevcut bilirkişi raporunda desteğin yolcu konumunda olduğu belirtilip ifade edilmiş olduğunu, bu sebeple müvekkili şirketin sorumluluğu kabul edilse dahi tazminat hesabı yapıldığı takdirde en az %40 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, dava konusu olayda aracın vefat eden tarafından kullanılmadığının tespiti halinde; davacıların desteğinin yolcu yeri olmayan traktörde kenarlarda oturduğunun aşikar olduğunu, bu durumun ifade tutanağında da belirtilmiş olduğunu, müteveffanın zararın oluşmasında müterafik kusur sahibi olduğunu, bu sebeple müvekkili şirketin sorumluluğu kabul edilse dahi tazminat hesabı yapıldığı takdirde en az %40 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının, temerrüt tarihinden itibaren faiz istemesinin yasaya aykırı olduğunu, bu konuyu değerlendirmek için öncelikle motorlu araç işleteninin üçüncü kişilere karşı mali sorumluluğunu yüklenen sigortacının, rizikonun gerçekleşmesi halinde ne zaman temerrüde düşeceğinin önem kazanmakta olduğunu, davacı tarafından şirkete yapılan müracaatın değerlendirilmeye alınmış olduğunu ve tazminat ödemesinin yasal süresinde yapılmış olup müvekkili şirketin temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, davaya konu uyuşmazlığın tamamen “haksız fiil”den kaynaklanmakta olduğunu, haksız filden kaynaklanan taleplerde de uygulanacak ancak kanuni faiz olacağını, bu nedenle talep edilen ticari faizin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, avans faizine ilişkin talebin reddi gerektiğini, soruşturma ve kovuşturma dosyasının celp edilerek uzlaşma sağlanıp sağlanmadığının tespitini talep ettiklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın reddini, esasa ilişkin diğer cevap ve itiraz hakları saklı kalmak kaydıyla, HMK.121.md. gereğince davacı taraf delillerinin tümünün taraflarına tebliğini, dava konusu olayın meydana geldiği yer Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Trafik) Genel Şartları uyarnca yer bakımından uygulama alanına dahil olmadığından ve dava konusu olayın anılan kanunun yer bakımında yürürlük sahasında geçerliği olan zorunlu trafik sigortasının kapsamında olmadığından müvekkili şirket nezdinde mevcut poliçe teminatı kapsamında değerlendirilemeyen olaya ilişkin şirketin sorumluluğunun bulunmadığını ve davanın reddini, vefat eden …’ın araç sürücüsü olması nedeniyle, vefat eden kişi kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğundan destek tazminatı talepleri poliçe teminatı dışında olduğundan davanın reddini, aksinin kabulü halinde ise, Adli Tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; yine “Aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile “destekten yoksun kalma” tazminatının hesaplanmasını, işleten davacının müterafik kusuru uyarınca indirim yapılmasını, temerrüt tarihinden itibaren avans faiz talebinin reddi ile dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… (…) Asliye Ceza Mahkemesi’nin… E. sayılı dosyası, nüfus kayıtları, kaza raporu, otopsi raporu, sigorta poliçeleri ve hasar dosyası, nüfus kayıtları, SGK, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 53.maddesinde düzenlenen ölüm nedeniyle yoksun kalınan destek tazminatının tahsili davasıdır.
Davacılar, 02/05/2020 tarihinde, dava dışı Şendoğan Madak adına kayıtlı, dava dışı … sevk ve idaresindeki, … plaka sayılı traktörün kaza yaparak devrilmesi ile meydana gelen tek taraflı trafik kazası neticesinde davacıların desteği …’ın vefat ettiğini, kazaya karışan … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan ZMMS sigortasının davalı … şirketi tarafından sigorta güvencesine alındığını, bu nedenle davacıların destekten yoksun kalma tazminat taleplerinin davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ve davacıların yoksun kaldığı destek tazminatı miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı ve destek tazminatı miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
… Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasından keşfen yapılan inceleme ile birlikte alınan, Trafik-Kusur bilirkişisi … tarafından hazırlanan, 06/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…
-… plakalı traktör sürücüsü (sürücüsü tespit edilemeyen), sevk ve idaresindeki traktörü ile havanın hafif yağışlı, zeminin ıslak, kaygan olduğu, % 35 çıkış eğimli sürütme yolunu çıkarken traktörün rampada kalabileceği, traktörün geri kaçabileceğini düşünerek hareket etmesi, buna göre davranması gerekirken bu şekilde davranmamış, traktörü sürütme yolunun kaza tarihi itibarı ile fiziki özelliklerine, hava, yol durumunun gerektirdiği uygun vitesle, hızla kullanmamış, göstermesi gereken azami özen ve dikkati göstermemiştir. … plakalı traktör sürücüsü (sürücüsü tespit edilemeyen), ihlal davranışı ile iş kazasının meydana gelişine, yasak olmasına rağmen traktör kabini üzerinde sürücü harici yolcu taşıyarak (alarak) kaza neticesinin ağırlaşmasına neden olmuştur. Bu sebeplerle … plakalı traktör sürücüsü (sürücüsü tespit edilemeyen, iş kazasının meydana gelişinde % 100 (yüzde yüz), 8/8 nispetinde kusurludur.
-Ayrıca zarara konu olay (kaza) 2918 sayılı karayolları trafik kanununda, karayolu veya sınırı olarak kabul edilen, kamunun yararlandığı (köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.) karayolu veya karayolu sınırı olarak kabul edilen kesimde meydana gelmiş trafik kazası değil, karayolu sınır çizgisi dışında kabul edilen, orman işi çalışma alanı olan sürütme yolu üzerinde meydana gelmiş iş kazasıdır…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve davacı vekilinin itirazların değerlendirilmesi için üç kişilik bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler … Üniversitesi Makine Makine Fakültesi/Trafik Kürsüsü öğretim Üyeleri… tarafından hazırlanan 22/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…
1-Kazanın meydana geldiği mahallin orman yoluna bağlantısı bulundan devlet orman arazisi içerisindeki kesim alanında buluna tek taraflı patika olarak tarif edilebilecek eğimli sürütme yolu olduğu ve anlaşıldığında bağlantı yolu olarak kabul edilebileceği ve kazadan doğan zararın ZMMS kapsamında kaldığı,
I. Durumda
2-Davalıya sigortalı … plakalı zirai traktörün sürücüsü …’ın olayda %100 kusurlu olduğu,
3-Sürücü … yönetimindeki … plakalı zirai traktörde yolcu olarak bulunan davacılar desteği …’ın ölümü ile sonuçlanmasında, zararın doğmasında ve artmasında %20 (yüzde yirmi) oranında müterafik kusuru bulunduğu, hatır taşıması hususunun Sayın Mahkemenin takdirlerinde olduğu,
II. Durumda
2-Davalıya sigortalı … plakalı zirai traktörün sürücüsü davacılar desteği …’ın olayda %100 kusurlu olduğunun…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı ve davalı vekilinin itirazların değerlendirilmesi için üç kişilik bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmasına karar verilmiş, … Üniversitesi Trafik Kürsüsü bilirkişileri Prof Dr. …, Pror.Dr…. tarafından hazırlanan 31/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…
Ceza davasındaki deliller ve müteveffanın sağa devrilen traktörün sağ tekerinin altında kalmasına göre sürücünün … olduğu kanaatine varılmış olup;
1.Yol ve zemin şartlarına göre hızını düzenlemeyen, traktör üzerinde yolcu taşıyan, yolcuların tehlikeli şartlarda yolculuk yapmalarına izin veren, dikkatsiz, tedbirsiz ve kanuna aykırı hareket eden sürücü olayda % 100 oranında kusurludur.
2-Müteveffa … ise orman içindeki çalışma alanından dönüşe geçen traktöre bindiği olayda % 20 oranında müterafik kusurludur…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Davalı vekilinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 06/12/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; ” …
Ceza davasındaki deliller ve müteveffanın sağa devrilen traktörün sağ tekerinin altında kalmasına göre sürücünün … olduğu kanaatine varılmış olup;
1.Yol ve zemin şartlarına göre hızını düzenlemeyen, traktör üzerinde yolcu taşıyan, yolcuların tehlikeli şartlarda yolculuk yapmalarına izin veren, dikkatsiz, tedbirsiz ve kanuna aykırı hareket eden sürücü olayda % 100 oranında kusurludur.
2.Müteveffa … ise orman içindeki çalışma alanından dönüşe geçen traktöre bindiği olayda % 20 oranında müterafik kusurludur…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Tüm deliller toplandıktan sonra, hesap bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Hesap Uzmanı … tarafından hazırlanan 24/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “…
a)Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” ın Şubat 2023 ‘de Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği de dikkate alınarak, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ‘nin 2021/4391 E. , 2021/5518K. Sayılı ve benzer kararları da dikkate alınarak yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı,
b)Müteveffanın payı devre dışı bırakıldığı, dava dışı paydaşların paylarının hesaplanarak ayrıldığı,
c)Dava dışı SGK tarafından davacı ve dava dışı paydaşlara rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı,
d)Müterafik Kusur konusunda takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu,
e)Müterefaik Kusur Uygulanmamış Haliyle
-Davacı paydaş eş … ‘ın hesaplanan Destekten Yoksun Kalma zararının 2.023.254,07 TL olduğu, davacı ve dava dışı tüm paydaşların toplam zararının 410.000,00 TL ‘lik ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş … ‘ın ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında kalan zararının 256.869,70 TL, ZMMS kişi başı teminat limitini aşan zararının 1.766.384,37 TL olduğu,
-Davacı paydaş kız çocuk … ‘ın hesaplanan Destekten Yoksun Kalma zararının 244.232,39 TL olduğu, davacı ve dava dışı tüm paydaşların toplam zararının 410.000,00 TL ‘lik ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş kız çocuk … ‘ın ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında kalan zararının 31.007,43 TL, ZMMS kişi başı teminat limitini aşan zararının 213.224,97 TL olduğu,
-Davacı paydaş erkek çocuk … ‘ın hesaplanan Destekten Yoksun Kalma zararının 143.729,81 TL olduğu, davacı ve dava dışı tüm paydaşların toplam zararının 410.000,00 TL ‘lik ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş erkek çocuk … ‘ın ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında kalan zararının 18.247,75 TL, ZMMS kişi başı teminat limitini aşan zararının 125.482,06 TL olduğu,
f)Müterefaik Kusur Uygulanmış Haliyle
-Davacı paydaş eş … ‘ın hesaplanan Destekten Yoksun Kalma zararının 1.618.603,26 TL olduğu, davacı ve dava dışı tüm paydaşların toplam zararının 410.000,00 TL ‘lik ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş … ‘ın ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında kalan zararının 256.869,70 TL, ZMMS kişi başı teminat limitini aşan zararının 1.361.733,56 TL olduğu,
-Davacı paydaş kız çocuk … ‘ın hesaplanan Destekten Yoksun Kalma zararının 195.385,92 TL olduğu, davacı ve dava dışı tüm paydaşların toplam zararının 410.000,00 TL ‘lik ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş kız çocuk … ‘ın ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında kalan zararının 31.007,43 TL, ZMMS kişi başı teminat limitini aşan zararının 164.378,49 TL olduğu,
-Davacı paydaş erkek çocuk … ‘ın hesaplanan Destekten Yoksun Kalma zararının 114.983,85 TL olduğu, davacı ve dava dışı tüm paydaşların toplam zararının 410.000,00 TL ‘lik ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması sonucu, paydaş erkek çocuk … ‘ın ZMMS kişi başı teminat limiti kapsamında kalan zararının 18.247,75 TL, ZMMS kişi başı teminat limitini aşan zararının 96.736,10 TL olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Davalı vekilince, kaza yapan traktörü, davacıların murisi …’ın kullandığını bu nedenle, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığı iddia edilmiş ise de;

… Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 30/03/2022 tarih, … K. sayılı dosyası celp edilip incelendiğinde, sanık …’ın, “….olay günü … plakalı traktörü … ilçesi … Köyü … mevkiinde kullanırken kaza yaparak traktörü sağ tarafına devirdiği, bu sırada traktörde sanığın babası … ve müteveffa …’ın bulunduğu,traktörün devrilmesi sonucu traktörün sağ kısmının altında kalan müteveffa …’ın öldüğü şeklinde olayın gerçekleştiği,
Sanığın savunmalarında özetle traktörü müteveffa…’ın kullandığını suçlamayı kabul etmediğini söylediği,
Aşamalarda müşteki olarak dinlenen …’ın özetle; olay anını görmediğini ancak traktörü sanık …’ın kullandığını gördüğünü, bunu gördükten çok kısa süre sonra kazanın gerçekleştiğini beyan ettiği,
Aşamalarda tanık olarak dinlenen …’ın özetle; kaza sonrası traktörün başına gittiklerini, müteveffa…’ın kolunun traktörün sağ tarafının altında kaldığını gördüğünü beyan ettiği,
Dosya kapsamında bulunan Uzmanlık Raporuna göre; Traktörün sağ çamurluk zemininden alındığı belirtilen svap numunesinin müteveffa …’ın DNA profiliyle benzer nitelikte olduğu,
Mahkememizce yapılan keşif sonrası hazırlanan bilirkişi raporu içeriklerine göre; ‘… plakalı traktör sürücüsü, sevk ve idaresindeki traktörü ile havanın hafif yağışlı, zeminin ıslak, kaygan %40-45 olduğu, çıkış eğimli sürütme yolunu çıkarken traktörün rampada kalabileceği, traktörün geri kaçabileceği düşüncesi ile hareket etmesi, buna göre davranması gerekirken bu şekilde davranmamış, tedbirsiz ve dikkatsiz davranarak, çıkış eğimli sürütme yolunu çıktığı esnada sevk ve idaresindeki … plakalı traktörün geri kaçmasına ve sürütme yolu üzerine sağına devrilmesine neden olmuş, direksiyon başında göstermesi gereken azami özen ve dikkati göstermeyerek, iş kazasının meydana gelişine neden olmuş, bu sebeplerle … plakalı traktör sürücüsü iş kazasının meydana gelişinde TAMAMEN kusurludur.’ şeklinde tespit yapıldığı,
Anlaşılmakla; dosyada bulunan uzmanlık raporu, bilirkişi raporları, keşif tutanağı, tanık ve mağdur beyanları, müteveffaya ait DNA izine traktörün sağ kısmında rastlanmış oluşu olay yeri inceleme tutanağında traktörün arka sağ teker altında kan izlerinin tespit edilmesi karşısında; sanık her ne kadar traktörü müteveffa…’ın kullandığını beyan etmişse de; sanığın savunmasına kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olduğu değerlendirilerek itibar edilmemiş, bu bağlamda sanığın üzerine atılı Taksirle Bir kişinin Ölümüne Sebebiyet Verme suçunu işlediği sabit olduğundan eylemine uyan TCK’nın 85/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına…” karar verildiği ve kararın … Bölge Adliye Mahkemesi 12.Ceza Dairesi’nin 23/01/2023 tarih, 2022/1068 E.-2023/91 K. sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar ile kesinleştiği ve kaza yapan traktör sürücünün dava dışı … olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilince, kazanın meydana geldiği yerin karayolu olmadığı bu nedenle, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığı iddia edilmiş ise de;
2918 sayılı KTK’nın 2.maddesinde bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş ise de, aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarında esasen karayolu tanımında girmediği halde, genel trafiğin kullanımına açık yerler de “karayolu gibi” kabul edilmiştir. Yasal düzenlemeler gereğince, kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşın trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zeminin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında da bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan, köy orman, dağ, tarla ve yayla yoları da karayoludur. Bu itibarla, yasal düzenlemeler ve Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş uygulamaları da gözetildiğinde; KTK’nın uygulanması için bir kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmemektedir. Kazanın karayolu ile bağlantısı olan veya karayolu sayılan bir alanda meydana gelmiş olması da yeterlidir.
Somut olayda, 22/12/2021 tarihli kök, 31/05/2022 tarihli kök ve 06/12/2023 tarihli ek heyet bilirkişi raporlarında, “…kaza yerinin 2018 sayılı yasada sayılan, karayolu ya da bağlantı yolu olup olmadığının belirlenmesi husus dikkate alındığında, karayolu olarak kabul edilen orman yolunun sağındaki sürtünme yolunun orman yoluna bağlantı yolu olarak değerlendirilebileceği, kaza yerinin orman yolu bağlantısı bulunan devlet orman arazisi içerisindeki kesim alanında bulunan tek taraflı patika olarak tarif edilebilecek eğimli sürütme yolu olduğu ve bağlantı yolu olarak kabul edilebileceğinin…” belirtildiği, kazanın karayolu ile bağlantısı olan ve karayolu sayılan alanda meydana geldiği, dolayısıyla 2918 sayılı KTK’nın 2.maddesi gereğince, karayolu sayılan yerde meydana gelen kazanın teminat kapsamında olduğu kabul edilmiştir.
Davalı vekilince, olayda hatır taşıması indirimi yapılması talep edilmiş ise de;
Taşıma ve kullanmada, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarının veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyeceği, somut olayda, müteveffanın, hatır için değil, bir işin görülmesi için götürüldüğü yani kendisinden yararlanılmak için taşındığı anlaşıldığından, hatır taşıması indirimi yapılmamıştır.
Müteveffa …’ın, davacıların, eş ve babası olması nedeniyle, müteveffa yaşasa idi davacılara destek olacak olduğu, böylece desteklik durumunun var olduğu mahkememiz tarafından kabul edilmiştir.
Davacılar vekili, 29/03/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … için 256.869,70-TL., davacı … için 18.247,75-TL., davacı … için 31.007,43-TL. olmak üzere toplam, 306.124,88-TL. destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 05/08/2020 itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ile ıslah harcını ikmal etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan tüm deliller sonucu düzenlenen, 22/12/2021 tarihli kök, 31/05/2022 tarihli kök ve 06/12/2023 tarihli ek heyet bilirkişi kusur ve aktüer bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, mahkememizde de, davalı sigortanın sigorta poliçesinin kişi başı ölüm/sakatlık için teminat limitinin 410.000-TL. olarak belirlendiği, davacılar davalıdan destekten yoksun kalma tazminatı talep haklarının mevcut olduğu, kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü, dava dışı sürücüsü …’ın, meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası ile sigortalı olan aracın, kusuru oranında davalı … şirketinin sorumluluğu bulunduğu, ancak, 6098 sayılı TBK. nun 52 maddesi gereğince, Yargıtay 17.HD.E. 2014/10652, K.2016/11067 01.12.2016 tarihli kararı ile yerleşik Yargıtay içtihatları ve uygulama gereği, müteveffanın, traktör üzerinde yolcu olarak taşınması yasak olmasına rağmen, tehlike arz edecek şekilde yolculuk yapması, kendi ölümü ile sonuçlanan olayda tedbirsiz ve dikkatsiz davranması nedeniyle takdiren %20 müterafik kusur indirimi yapılarak, aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatının davacı … için, 1.618.603,26-TL.,davacı …’ın 195.385,92-TL. ve davacı …’ın 114.983,85-TL. olduğu anlaşılmış ise de, davacı ve dava dışı paydaşların toplam zararının sigorta poliçesi teminat limiti kapsamında garameten paylaştırılması ile hesaplanan tutar yönünden davacıların davasının kabulüne karar verilmesi kanaati oluştuğundan, davacı … için 256.869,70-TL., davacı … için 31.007,43-TL., davacı … için 18.247,75-TL. olarak destekten yoksun kalma tazminatının, 05/08/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının kabulü ile davacı … için 256.869,70-TL., davacı … için 31.007,43-TL., davacı … için 18.247,75-TL. destekten yoksun kalma tazminatının, 05/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 20.911,39-TL. harçtan, peşin alınan 54,40-TL. harç + 1.038,74-TL. ıslah harcının toplamı olan 1.093,14-TL. harcın mahsubu ile geriye kalan 19.818,25-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 45.857,48-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 54,40-TL. başvurma harcı + 54,40-TL. peşin harç + 1.038,74-TL. ıslah harcı + 419,90-TL. keşif harcı + 5.500-TL. bilirkişi + 484-TL. tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 7.551,44-TL. yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360-TL. arabuluculuk ücretinin tamamının, davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
7-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır