Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/458 E. 2020/380 K. 09.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/458 Esas
KARAR NO:2020/380

DAVA:Sıra Cetveline İtiraz
DAVA TARİHİ :08/09/2020
KARAR TARİHİ:09/09/2020

Mahkememize açılan davanın dosya üzerinde yapılan incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; … tarafından, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası tahtında teminat senedi vasfındaki bir bono hakkında, müvekkilleri aleyhine 2.408.987,44 USD tutarlı takip başlatıldığını, takibe konu senedin teminat senedi olması iddiasıyla, takibin iptali gerektiğine dair şikayet davası açtıklarını, davanın …. İcra Mahkemesinin … E esas sayılı dosyası nezdinde devam etmekte olduğunu, …. İcra Müdürlüğü tarafından 11.08.2020 tarihinde …. İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak alacak tutarının bildirilmesini talep edildiğini, …. İcra Müdürlüğünün ise, 26.08.2020 tarihinde, borç miktarı olarak 121.774.001,13 TL bildirdiğini ve bu tutarın 20.04.2020 tarihi itibari ile olduğunu bildirdiğini, 26.08.2020 tarihinde gönderilen bir müzekkereye, 20.04.2020 yani neredeyse 4 aydan fazla zaman önceki kapak hesabına göre bildirimde bulunulmasının hukuka ve usule uygun olmadığını, alacak tutarlarının hangi USD kurundan TL’ye dönüştürüldüğünün sıra cetvelinde yazılmamış olduğunu, bu hususun sıra cetveline esas alacak miktarlarının belirlenmesi yönünden elzem olduğunu, bu noktada 121.774.001,13 TL olarak bildirilmiş tutarın, müvekkili şirket defter ve kayıtları ile banka defter ve kayıtları mukayese edilerek açığa kavuşturulması gerektiğinin ortada olduğunu, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden, işbu dosya konusu borcun başka bir teminatı niteliğinde olan bir taşınmazın icrai yoldan satıldığını, bu nedenle Alternatifbank’ın sıra cetvelinde belirtilen tutarda alacağı bulunmadığını, hesaplanan faizlerin fahiş olduğunu, kredi sözleşmesinin bu yöndeki hükümlerinin genel işlem şartı olması dolayısıyla geçersiz olduğuna dair iddialarının da huzurdaki dava aracılığı ile açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirterek, müvekkillerinin sıra cetvelinde yer alan tutarda borçlarının bulunmadığının tespitinin yapılarak itirazlarının kabulüne ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.
HMK.nın 115/1. maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK.nın 138.maddesine göre Mahkemeler öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verir.
HMK.nın 114/1-c maddesine göre Mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
İİK.nın 142/1 maddesinde ” Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK.nın 235/1. maddesindeki kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki düzenleme gibi açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 23.H.D.nin 30.01.2020 tarih ve 2017/1916 E.,2020/593 K. ve 24.02.2020 tarih ve 2016/5383 E.,2020/1248 K. sayılı ilamları)
Açıklanan nedenlerden dolayı Mahkememizin bu davada görevli olmadığı anlaşıldığından Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın görevli … Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE, Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde, resen HMK nın 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına ve aynı yasanın 331/2.maddesi gereğince yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/09/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır