Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/456 E. 2020/789 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/456 Esas
KARAR NO : 2020/789

DAVA : RUCÜEN TAZMİNAT
DAVA TARİHİ :31.05.2006
BİRLEŞME KARAR TARİHİ :14.07.2008

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA İDDİA VE TALEP:Davacı vekili, müvekkiline ait 90.000,00 EURO değerindeki sanayi dikiş makinelerinin…’den İstanbul’a taşınmasının, davalı …Ltd. Şti tarafından gerçekleştirileceği hususunun sözleşme ile kararlaştırıldığını, anılan davalının acentesi …Ltd tarafından taşımanın …A.Ş’ne tevdii edildiğini, … sigortasının da …tarafından yapıldığını, emtianın Romanya sınırı civarında emtiayı taşıyan aracın kaza yapması sonucunda zayi olduğunu, hasar ihbari yapılmasına karşın davalı firmalar nezdinde tazminatın ödenmesi yönünde keşide ettikleri ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine tahsili için giriştikleri icra takibine borçlu davalıların haksız yere itiraz ettiklerini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA SAVUNMA VE KARŞI TALEP:
a…. Ltd. Şti yönünden; davalı vekili, taşımanın müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğini, şoförün kaza yaptığı yerin kaygan ve ışıksız olduğunu, bu durumda; şoförün kusurundan söz edilemeyeceğini, taşınan malların sigorta kapsamında olması gerektiğini, öyleyse; müvekkili şirketten tazminat talep edilemeyeceğini iddia ederek davanın reddini istemiştir
b.Davalı …Ltd Şti yönünden; davalı vekili, öncelikle taşıyıcılar arasındaki sorumluluğun incelenmesi gerekeceğini, bu yönde inceleme yapıldığında da; … konvansiyonunun 36, TTK. 787/1 maddesi hükmü icabına göre ilk ve son taşıyıcının zarardan sorumlu tutulabileceğini, müvekkili şirketin ise taşımayı fiilen gerçekleştiren konumunda olmadığını, bu durumda gerçekleşen hasardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, zararın davalı sigorta şirketi tarafından karşılanabileceğini iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
c….Ltd Şti yönünden; davalı vekili, taşımanın güzergahı itibariyle olayda … konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekeceğini, müvekkili şirketle davacı şirket arasında yazılı sözleşme yapıldığına ilişkin bir belge sunulmadığını, olaya ilişkin CMR belgesinin de (komşimento) müvekkili şirkete tebliğ olunmadığını, olayda sınırlı sorumluluk ilkesinin gözetilmesi gerekeceğini,… konvansiyonunun 30/1 madde hükmü icabının yerine getirilmediğini, bu cümleden olmak üzere hasar ihbarı yapılmadığını, CMR 17. madde hükmü icabına göre de; taşıyıcının sorumluluğunun ortadan kalkması koşulunun somut olayda gerçekleşmiş bulunduğunu iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
d.Davalı … yönünden; davalı vekili, olay nedeniyle müvekkili şirketi ilzam edecek şekilde herhangi bir belge sunulmadığını, bu durumda pasif husumet koşulunun oluşmadığını, taşımanın güzergahı itibariyle olaya CMR konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekeceğini, bu kapsamda 17/2 madde hükmünden yararlanabileceklerini, sınırlı sorumluluk ilkesinin gözetilmesi gerekeceği, olaya uygulanacak faiz oranının % 5 olabileceğini iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN DAVADA İDDİA VE TALEP:Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi ile dava dışı sigortalısı arasında nakliyat/emtia sigorta poliçesi bağıtlandığını, sigortalı emtianın Stelfeld/Almanya’dan İstanbul Türkiye’ye sevki sırasında davalı taşıyıcıların zincirleme sorumluluğunu gerektirecek şekilde hasarlandığını, müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarı sonrasında, davalı taşıyıcıların verdiği hasarın nevi ve miktarı kesin olarak belirlenip müvekkili şirketçe sigortalısına ödendiğini, söz konusu emtianın hasar ve zarara uğramasından davalıların sorumlu bulunduklarını iddia ederek hasar bedelini ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
BİRLEŞEN DAVADA SAVUNMA VE KARŞI TALEP:
a… Ltd. Şti yönünden; davalı vekili, müvekkili firmanın kendi kusurundan kaynaklanmayan nedenlerle kaza yapmış olduğunu, müvekkilini ilzam edecek derecede bir kusur bulunmadığını, hasar konusu emtianın sigorta örtüsü altında bulunduğunu, sigorta şirketinden talep edilebilecekken müvekkiline karşı dava açılmasını haksız olduğunu iddia ederek davanın reddini istemiştir.
b.Davalı …Ltd Şti yönünden;davalı vekili,… ve TTK ilgili madde hükümleri icabına göre davanın ilk ve son taşıyıcılara karşı açılabileceğini, müvekkili şirketin ise taşımayı fiilen gerçekleştiren konumunda bulunmadığını, bu durumda pasif husumet ehliyetinin oluşmadığını iddia ederek davanın reddini savunmuştur.
c…Ltd Şti yönünden; davalı vekili, olaya ilişkin … belgesi (komşimento) sunulmadığını,bu durumda pasif husumet ehliyetinin oluşmadığını ayrıca somut olayda taşıyıcı konumunda olmadıklarını, bu yönden de pasif husumet ehliyetinin oluşmadığını bildirerek usul yönünden itirazda bulunmuş, esas yönünden de; davayı kabul anlamına gelmemek üzere olayda … hükümlerinin uygulanması gerekeceğini, bu cümleden olmak üzere sınırlı sorumluluk ilkesinin gözetilmesi gerekeceğini 30/1 madde hükmü koşullarının da oluşmadığını iddia ederek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Asıl dava yönünden dava, kara yolu ile uluslararası taşıma sırasında emtiada oluşan zararın taşıyıcının … sigortacısından tahsili istemine ilişkindir. Birleşen dava yönünden dava, kara yolu ile uluslararası taşıma sırasında oluşan tazminat bedelinin rücu yoluyla taşıyıcılardan tazmini istemine ilişkindir.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı borçlular aleyhine ilamsız takibe geçip 90.000,00 EURO asıl alacağın, takipten itibaren faiziyle birlikte tahsilini istemiş, davalı borçlular bütün borca ve fer’ilerine itiraz etmişlerdir. İtiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
10/10/2007 tarihli bilirkişi kurulu raporu iceriğinden; Dosyada mübrez yurt dışı firmasının düzenlediği 21/12/2005 tarihli fatura içeriğinden,: yurt dışı firmanın davacı şirkete 2640 kg brüt ağırlıktaki sanayi makinelerinin Exsworks olarak sattığının tespit edildiği, anılan satış şeklinin özelliğinden olmak üzere; satıcı firmanın aksi kararlaştırılmadıkça, malın alıcı tarafından sağlanan bir araca yüklenmesinden ya da malların ihraç gümrüğünden geçirilmesinde sorumluluğu bulunmadığı, malın nakliye sigortasının bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerekeceği,malın satış bedelinin ödenip ödenmediği hususunun da incelemeye muhtaç bulunduğu, taşımanın yapıldığı güzergah itibariyle anlaşmazlık konusu taşımaya … konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağı, dosyada mübrez uluslararası taşıma senedi içeriğine göre; taşıma ardıllanması yapıldığında: dava dışı … (esas taşıyıcı), …Tic. Ltd. Şti. (ara taşıyıcı), …Ltd. Şti (son taşıyıcı)… olduğunun tespit edildiği, taşıyıcıların nakliyede oluşan sorumluluklarını mali mesuliyet sigortası ile sigorta himeyesine aldırabilecekleri, nitekim mübrez mali mesuliyet poliçesi içeriğine göre; davalı … ..’un davalılardan…A.Ş ‘yi sigorta kapsamına aldığı, kazanın meydana geliş şekline göre; araç sürücüsünün uluslararası uyarlaması olan hız sınırı ile yol ve hava durumuna dikkat etmeden kazayı yaptığının anlaşıldığı, bu sebeple kazanın meydana gelişinde sürünün kusurlu davranışının etken olduğu, dolayısıyla son taşıyıcı …A.Ş’nin CMR konvansiyonunun 3. maddesi gereğince; zarardan sorumlu olacağı, Exper tarafından malların tam ziyan halinde olduğuna işaret edildiği, bu durumda taşıyıcının sorumluluğunun … konvansiyonunun 23/3 maddesi gereceğince brüt kg başına 8.33 SDR ile sınırlı olduğu, buna göre davalı taşıyıcının sorumluluğunun 40.411,02 TL’ye tekabül ettiği bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna vaki itiraz ve dosyamızın birleşme kararıyla oluşan yeni kapsamına göre; yeni bir bilirkişi kurulu eliyle inceleme yaptırılıp yazılı rapor dosyamız kapsamına sağlanmıştır
23/06/2009 tarihli 2. Kök rapor içeriğinden; Gerek asıl dava, gerek birleşen davanın 1. taşıyıcı …Ltd Şti ile zararın meydana geldiği sırada taşımayı gerçekleştiren 3.taşıyıcı… A.Ş’ne yöneltilebileceği, 2.taşıyıcı … Tic. Ltd Şti’ne ilk ya da son taşıyıcı olmaması ve zararın gerçekleştiği sırada fiilen taşımayı gerçekleştirmiyor olması sebebiyle husumet yöneltilemeyeceği, birleştirilen davada sigorta sözleşmesinin zararın vukuundan önce kurulduğu ve davacı sigorta şirketinin sigortalısının kanuni halefi sıfatını kazandığı, Davalı … Ltd Şti ile…Ulus… A.Ş’nin dava konusu zarardan sorumlu oldukları, davacı … A.Ş.’nin uğradığı zararın 90.000,00 EURO tutarında olduğu, davacının tazminatı … sigortacısı … ‘den talep edebileceği, davacı sigorta şirketince sigortalanan emtialarda meydana gelen zarar tutarının 119.000,00 EURO olduğu, bu emtialar bakımından taşıyıcıların azami sorumluluk sınırının 82.322,00 TL olduğu, davalı taşıyıcıların gerek asıl dava gerek birleşen dava konusu zararlar bakımından azami sorumluluk sınırından yararlanıp yararlanamayacaklarının, araç sürücüsünün alkollu olup olmadığının tespitinden… sonra değerlendirilebileceği bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna vaki itiraz ve bildirilen kısmi noksanlık göz önünde tutularak bu kez yeniden oluşturulan bilirkişi kurulu eliyle inceleme yaptırılıp yazılı rapor dosya kapsamına alınmıştır.
14/03/2011 tarihli 3.Kök rapor içeriğinden; Kazanın münhasıran alkollü olma sebebiyle meydana geldiği bildirilmiştir.
Kök rapora vaki itiraz göz önünde tutularak aynı bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp dosyamız kapsamına sağlanmıştır.
Kök rapora ek 18/01/2012 tarihli bilirkişi raporu içeriğinden; Davalı … … şirketinin somut uyuşmazlıkta sorumlu tutulup tutulamayacağı yönünde inceleme yapıldığında: dosyaya yeminli tercüman tarafından onaylı tercümesi ibraz olunan … Sigortası Genel Şartları hükmü icabına göre; zararın sigorta teminatı kapsamı dışına çıkması için sadece ifa yardımcısının kastından veya ağır ihmalinden kaynaklanması yeterli olmayıp, ayrıca bu ifa yardımcılarının seçim ve gözetiminde gerekli özeni göstermek konusunda sigorta ettirenin de ağır kusurlu olarak hareket etmiş olması gerekeceği, somut uyuşmazlık bakımından araç sürücüsünün Genel Şartlar 4.2 de anılan temsilcilerden olmadığı bildirilmiştir.
Mahkememiz 10/10/2012 tarihli duruşmasında ” Asıl dava yönünden; Davalı … Ticaret Şirketi yönünden; pasif husumet ehliyeti koşulları oluşmadığından bu davalı yönünden açılan davanın reddine, Diğer davalılar yönünden; bu davalıların Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü …Esas dosya kapsamında yapmış oldukları itirazlarının 90.000,00 EURO üzerinden iptali ile takibin devamına, aynı zamanda asıl alacak olan bu meblağa takipten itibaren yıllık % 5 oranında faiz yürütülmesine, Koşulları oluşmadığından davacı lehine icra inkar tazminatı takdirine yer olmadığına, bu yöndeki davacı isteminin reddine, Birleşen dava yönünden; Davalı … yönünden; pasif husumet ehliyeti oluşmadığından bu davalı yönünden açılan davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile 82.322,00 TL’nin bu davalılardan alınıp davacıya verilmesine, anılan meblağa 13/04/2006 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına. ” kararı verildiği görülmüştür.
Kararı birleşen dosya davacı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/10022 Esas 2014/14836 Karar sayılı 29/09/2014 tarihli ilamı ile ” asıl ve birleşen davaya yönelik taleplerin aynı taşımadan kaynaklandığı, bu itibarla aynı olaya yönelik olarak açıldığı anlaşılan davalardan birleşen davaya yönelik olarak mahkemece sınırlı sorumluluk hükümlerinin uygulanmaması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve birleşen dava davacısı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün birleşen dava davacısı yararına BOZULMASINA,” kararı verildiği görülmekle, dosya mahkememizin …Esas sırasına kaydı yapıldığı görülmüştür.
Mahkememiz…Esas sayılı dosyasının 01/02/2016 tarihli duruşmasında davanın “asıl dava davacısı … Tİc.A.Ş’nin tefrik edilerek ortadan kaldırılmasına karar verilmesine,” kararı verildiği davacı yönünden mahkememiz dosyası tefrik edilerek… Esas sırasına kaydı yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizin…Esas sayılı dosyasında 14/04/2016 tarihli duruşmasında mahkememizce 12/10/2015 tarihli celse de asıl dava davacısı … A.Ş tarafından takip edilmeyen dosyanın HMK 150 mad. gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, mahkememizin duruşmasının 01/02/2016 gününe bırakıldığı, mahkememizce 12/10/2015 tarihli celsede asıl dava davacısı vekilinin gelmedikleri geçen celse itibariyle de gelmedikleri ve aradan 3 ay geçmiş olduğu dikkate alınarak davacıların davalarının ortadan kaldırılmasına karar verildiği, birleşen dava davacısı yönünden dosyanın tefriki ile yukarıdaki esas numarasına kaydedildiği, mahkememizce yargılaması yapılan davanın 12/10/2015 tarihli duruşmasında taraflarca takip edilmediğinden dosyanın HMK 150/1 maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı yasal 3 aylık süre içinde de davanın yenilenmediği anlaşılmakla, “HMK’nun 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına,” kararı verildiği görülmüştür.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/3497 Esas 2020/1990 Karar sayılı 24/02/2020 tarihli ilamında “karar yalnızca birleşen dosya davacısı vekili tarafından ve birleşen dava yönünden temyiz edilmiş olup, dairemizin 29/09/2014 tarih ve 2014/10022 Esas 2014/14836 karar sayılı ilamıyla birleşen dava davacısı yararına bozulmuştur. ..dolayısıyla asıl davaya ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu husus gözetilerek yargılamaya devam edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir iken …davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamış ve davacı yararına bozmayı gerektirmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davacı yararına BOZULMASINA,” kararı verildiği görülerek dosya mahkememiz …Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/3497 Esas 2020/1990 Karar sayılı 24/02/2020 tarihli Bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuş ve mahkememizin 2011/9 Esas, 2012/196 Karar sayılı kararında asıl dava yönünden verilen kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olması nedeniyle bu dosyada devam eden asıl dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin … Esas, …Karar sayılı kararında asıl dava yönünden verilen kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olması nedeniyle bu dosyada devam eden asıl dava hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 428,60-TL harç giderinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3- Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan toplam 373,85-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı; davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile YARGITAY TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

02/12/2020

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.