Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/396 E. 2022/538 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/396 Esas
KARAR NO:2022/538

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/08/2020
KARAR TARİHİ:05/07/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında imzalanan satış sözleşmesi kapsamında; müvekkili şirketin, sözleşmeye konu ve sözleşme ekinde belirtilmiş olan spor ekipmanlarını davalı şirkete teslim ederek, cihazların kurulum ve montajını yapma yükümlülüğü bulunup, davalı şirketin de belirtilen satış ve hizmet bedelini ödeme konusunda anlaşmaya vardıklarını, Sözleşmeye konu teslim, kurulum ve sair işlemlerin müvekkili şirket tarafından sözleşmeye uygun olarak eksiksiz bir biçimde gerçekleştirildiğini ve davalı yanın da aksine dair bir bildirimde bulunmadığını, müvekkili tarafından yerine getirilen hizmete ilişkin herhangi bir ayıp veya eksiğin söz konusu olmadığını, Müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiği halde, sözleşme uyarınca davalı yan tarafından ödenmesi gereken toplam 91.446,67 TL nin halen ödenmediğini, Müvekkilinin davalı yana, bakiye alacağına ilişkin 17.10.2019 tarihli mutabakat formu gönderdiğini ve davalı yan tarafından bu formun onaylanarak bakiye alacak konusunda da mutabık kalındığını, Tüm bu süreç sonrasında bakiye alacağın ödenmemiş olması sebebi ile …. İcra Müdürlüğü … E. No’lu dosya tahtında icra takibi başlatıldığını ve davalı yan tarafından bu takibe müvekkili şirkete hiçbir borcu bulunmadığı iddiasıyla 24.02.2020 tarihinde haksız olarak itiraz edildiğinden işbu itirazın iptali davasını açmak gerektiğini, Müvekkili şirket tarafından sözleşmeden kaynaklanan alacaklara ilişkin fatura düzenlenerek davalı yana gönderildiğini ve davalı yan tarafından faturaya da itiraz edilmediğini, TTK ve içtihat uyarınca faturanın kabul edilmiş sayıldığı, mutabakat formunun onaylandığı ve hizmete ilişkin herhangi bir ayıp bildiriminin de bulunmadığı gözetildiğinde davaya dayanak icra takibine itiraz edilmesi açıkça haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu sebeple ayrıca %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini iddia ederek, Davalarının kabulüne, …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile takip tutarı alacağın işlemiş ticari faizi ve ferileri ile davalıdan tahsiline, icra inkar tazminatı olarak en az %20 tazminatın müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacı tarafa, huzurdaki davaya konu icra takibine ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığını, Davacı tarafın dilekçesi ekinde bir mutabakat formu sunduğunu ve müvekkili ile bakiye alacak konusunda mutabık kalındığını iddia ettiğini, ancak işbu hususun kabul edilmediğini, davacı tarafın, müvekkiline hiçbir zaman dilekçesinin ekinde sunduğu şekilde bir mutabakat formu sunmadığını, davacının dilekçesi ekinde sunulan mutabakat formundaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, işbu sebeple, açıkça davacının sunmuş olduğu mutabakat formunda bulunan imzaya itiraz ettiklerini, Müvekkili şirketin münferiden imzaya ve temsile yetkilisinin … olduğunu, ancak davacı tarafından sunulan mutabakat formunda bulunan imzanın, şirketin münferiden imzaya ve temsile yetkili kişisi olan …’a ait olmadığını, müvekkili şirkete bahsi geçen faturaların tebliğ edilmediğini, dolayısıyla, müvekkili şirkete tebliğ edilmeyen faturalara itirazlara ilişkin iddiaların taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, takip öncesi faiz işletilmesinin hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, reeskont ve avans faizinin %10 olmasına rağmen davacı tarafın icra takibinde %13,75 oranında faiz talebinde bulunduğunu, haksız davasının reddine, kötü niyetli olarak başlatılan icra takibi sebebiyle davacının alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, cari hesaptan kaynaklı alacak nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 91.446,67-TL asıl alacak, 5.435,44-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 96.882,11-TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan ve mail yoluyla gönderildiği anlaşılan hesap mutabakat yazısı incelendiğinde; Muhasebe depertmanının dikkatine denilmek suretiyle gönderildiği 30.09.2019 tarihi itibariyle bakiyenin 91.446,67 TL olduğu konusunda mutabık olunduğu ve davalı ismi altında imzanın olduğu görülmüştür. Davacı vekili tarafından 14.10.2020 tarihinde verilen beyan dilekçesinde mutabakat yazısı üzerindeki imzanın davalı tarafın muhasebe çalışanına ait olduğunu belirtilmiştir. Davalı taraf ise 05.01.2021 tarihli beyan dilekçesi ile imzanın şirket yetkiline ait olmadığını tekrarla şirket muhasebecisinin şirketi temsil yetkisi olmadığını beyan etmiştir.
Taraflar arsındaki ihtilaf mutabakat yazısının geçerli olup olmadığı, alacağın varlığı ve miktarı noktalarında toplanmakta olup mahkememizce tarafların BA-BS formları ilgili vergi dairelerinden, davalı çalışan kayıtları SGK’dan celbedilmiş ve mahkememizin 09.12.2021 tarihli ara kararı ile taraf defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek inceleme günü belirlenmiş, taraf vekillerine ilgili yıllara ait tüm ticari defter ve kayıtlarını inceleme günü ibraz etmeleri aksi halde HMK 219,220,222, maddeleri gereği defter ibrazından kaçınmış sayılacakları ve duruma göre defterlerin içeriğine göre diğer tarafın beyanlarının kabul edileceği meşruhatını içerir tebligat çıkarılmasına karar verilmiş ve meşruhatı içerir tebligatlar taraf vekillerine yapılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Usulüne uygun tutulan davacı şirket defterlerine göre; 20.02.2020 takip tarihi itibariyle davalı şirketin 91.446,67 TL borç bakiyesinin bulunduğu, söz konusu bakiyenin takip ve dava konusu edildiği, Davalı şirket tarafından 31.12.2021 tarihli incelemeye katılımın gerçekleşmediği, yerinde inceleme talebinde de bulunulmadığından, davalı şirket ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme ve tespit yapılmadığı, Alacağa dayanak faturaların e- fatura olarak düzenlenmiş olduğu, elektronik ortamda davalı şirkete gönderildiğine ilişkin ekran görüntüsü dökümünün dosyaya ibraz edildiği, Söz konusu faturalardan, 30.04.2019 Tarihli 1233 no.lu 103.424,44 TL’lık faturaya ilişkin …, …, … no.lu sevk irsaliyeleri ile … no.lu 18.150,47 TL’lık faturaya ilişkin … nolu sevk irsaliyelerinin teslim alan kısmında … ile … isim ve imzasının bulunduğu, Şişli Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü tarafından gönderilen 06.12.2021 tarihli yazı ekinde mevcut; davalı şirket çalışan kayıtlarının incelenmesinde, … adına rastlanmadığı, …’ın ise 01.04.2019 tarihi itibariyle davalı şirket çalışanı olarak kayıtlarda yer aldığı, Tarafların bağlı bulunduğu Vergi Dairelerinden gönderilen Ba-Bs bildirim formlarına göre; 2019 yılında 19 adet belge karşılığı KDV hariç 502.129,00 TL lık alım/satım işleminin gerçekleştiğinin bildirildiği, Dolayısıyla taraflar arasında fatura kayıtları açısından birebir mutabakat bulunduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla takip ve dava konusu alacağa dayanak faturaların davalı şirkete tebliğ edildiği sonucuna varıldığı, Taraflar arasında düzenlenen 17.10.2019 tarihli mutabakat formuna göre; davalı şirketin 30.09.2019 itibariyle 91.446,67 TL borç bakiyesinin bulunduğu, form üzerinde davacı ve davalı şirket kaşe ve imzalarının bulunduğu, ancak isimlerin belirtilmediği, Davalı şirketin cevap dilekçesinde mevcut, “davacı tarafından dosyaya sunulan mutabakat formundaki imzaya açıkça itiraz ettikleri, şirketle ilgili işlemlerde, imzaya yetkili tek kişinin … olduğu” yönündeki beyanlarının, hukuki değerlendirmeyi gerektirmekte olup, takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Dosya içeriğinde mevcut, mail silsilesini gösteren dökümden, mutabakat formunun mail yolu iletildiği, davalı şirket tarafından onaylı mutabakat formunun da davacı şirkete … adresinden iletildiğinin görüldüğü, SGK tarafından gönderilmiş olan davalı şirket çalışan listelerinden, …’nün 16.05.2019 tarihi itibariyle SGK girişinin yapılmış olduğu, Başlatılan ilamsız takipte; 5.435,44 TL işlemiş faiz talep edildiği, Dosyada, taraflar arasında imzalanmış yazılı bir sözleşme mevcut olmadığı, Davacı şirket tarafından keşide edilen herhangi bir ihtarname de bulunmamakta olup; işlemiş faiz talebine dayanak olabilecek herhangi bir belge de ibraz edilmediği, Takip talebinde yer alan faiz hesaplamasında, temerrüt tarihi ve faiz oranının dayanağının net olarak belirtilmediği, Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacı şirketin işlemiş faiz talebi ile temerrüt tarihi olarak, tarafların mutabık oldukları ileri sürülen 30.09.2019 tarihinin kabul edilmesi halinde, %13,75 avans faiz oranı ile işlemiş faiz alacağının 4.994,64 TL olarak hesaplandığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı kayıt ve belgeleri, icra dosyası, BA-BS formları, SGK kayıtları, mutabakat formuna göre alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli olduğu, taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişkiye ilişkin davacı tarafından verilen BS formu ile davalı tarafından verilen BA formunun birbirini tuttuğu ve KDV hariç 19 fatura için 502.129,00 TL alım satım beyan edildiği, 3 adet faturanın beyan edilmediği, 5.000 TL altında olan faturalar bakımından beyan zorunluluğunun da olmadığı, her ne kadar davalı vekili tarafından bilirkişi raporunun 4 numaralı bendi ile 6 numaralı bendinin birbiri ile çeliştiği ileri sürülmüş ise de raporda bir çelişki olmadığı zira 4 numaralı bentte davacı kayıtlarına göre hesap yapıldığı, 6 numaralı bentte ise KDV hariç 19 adet fatura için 502,129 TL beyan edildiğinin belirtildiği ve faturalar bakımından mutabakat olduğu belirtilmiştir. Taraflarca beyan edilen 502.129,00 TL’nin %18 KDV’li turanın 592.512,22 TL olacağı, farkın ise taraflarca vergi dairesine beyan edilmeyen 3 adet faturadan kaynaklandığının anlaşıldığı ve 5.000 TL altında olan faturalar bakımından beyan zorunluluğunun da olmadığı, davalı tarafça mutabakat formundaki imzaya itiraz edilmiş ise de formun … adresinden iletildiği SGK tarafından gönderilmiş olan davalı şirket çalışan listesinde …’nün isminin yer aldığı, faturaların e fatura olduğu ve davalıya tebliğ edildiği, faturalara itiraz ve iade edildiğine dair bir savunmada bulunulmadığı, mahkememizin 09.12.2021 tarihli ara kararı ile taraf defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilerek inceleme günü belirlenerek, taraf vekillerine ilgili yıllara ait tüm ticari defter ve kayıtlarını inceleme günü ibraz etmeleri aksi halde HMK 219,220,222, maddeleri gereği defter ibrazından kaçınmış sayılacakları ve duruma göre defterlerin içeriğine göre diğer tarafın beyanlarının kabul edileceği meşruhatını içerir tebligat çıkarılmasına karar verildiği ve davalı vekiline meşruhatlı tebligatın yapıldığı, davalı vekili tarafından yerinde inceleme talep edilmediği gibi defterlerin incelemeye sunulmadığı, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu hususları hep birlikte gözetildiğinde davacının davalıdan bilirkişi raporu ile tespit edilen tutar kadar alacaklı olduğu, davalının icra takibi öncesi temerrüte düşürüldüğüne dair bir ihbar veya ihtarın dosyada mevcut olmadığı bu nedenle takip öncesi faiz isteminin yerinde olmadığı, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu kanaati mahkememizde hasıl olduğundan davacının davasının kısmen kabulü ile davalının ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yaptığı itirazın; 91.446,67 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 13,75 (ve değişen oranlarda ) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, kabul edilen alacağın %20’si olan 18.289,33 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının kısmen kabulü ile davalının ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yaptığı itirazın; 91.446,67 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 13,75 (ve değişen oranlarda ) avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
2- Kabul edilen alacağın %20’si olan 18.289,33 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 6.246,72-TL harçtan peşin alınan 1.170,28-TL+ 93,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile geriye kalan 4.983,44-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 12.637,43-TL vekalet ücretinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin, davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40-TL başvurma harcı + 1.077,28-TL peşin + 93,00-TL tamamlama harç toplamı olan 1.224,68‬-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 900,00-TL bilirkişi ücreti + 117,60-TL tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 1.017,60-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre % 94,38 (960,41-TL) oranında davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre % 94,38 (1.245,81-TL) oranında, davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre % 5,62 (74,19-TL) oranında, davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,

10-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının, yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/07/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.