Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/369 E. 2021/275 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/369
KARAR NO:2021/275

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ:28/07/2020
KARAR TARİHİ:25/03/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Davacılar …, …, … ve …’nun … Ticaret Sicil müdürlüğünün … sicil numarasıyla kayıtlı … Anonim Şirketinin ortakları olduğunu, davalı şirketin 4 Şubat 2020 tarih ve 2020/1 sayılı yönetim kurulu kararıyla 3 Nisan 2020 tarihinde 2016-2017-2018-2019 finansal yılları için bir Olağan Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirme kararı aldığını ve bu kararın 24 Şubat 2020 tarih ve 10022 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlandığını, ancak …’da ikamet eden müvekkillerine hiçbir suretle iadeli taahhütlü mektupla bildirilmediğini, bahsi geçen tarihlerde Covıd-19 pandemisi sebebiyle, alınan tedbirler sebebiyle …’da ikamet eden müvekkillerinin 3 Nisan 2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısına asaleten katılamadıklarını, davalı şirketin Covıd-19 salgınının yarattığı fiziki durumu kötüye kullanarak 3 Nisan 2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısını erteleme imkânı olmasına rağmen ertelemeyerek ve dahası müvekkillerinin genel kurul vekaletnameleri toplantıda kabul edilmeyerek pay sahipliği haklarının kullanılmasının engellendiğini, Olağan Genel Kurul toplantısının gün ve gündemini içeren tebligatın müvekkillerine TTK’nın 414. maddesinde belirlenen usule uygun tebliğ edilmediğini, 3 Nisan 2020 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısına ilişkin çağrının müvekkillerine usulüne uygun yapılmaması toplantıya katılımlarını ve toplantıda oy kullanmalarını açıkça engellediğini, tüm dünya salgın hastalıkla mücadele ederken, pay sahiplerinin katılamayacağı belli olan bir genel kurulun davalı şirket tarafından erteleme imkânı bulunmasına rağmen ertelenmemesinin açıkça kötü niyetli bir tutum oluşturduğunu, Türk Ticaret Kanunu uyarınca, genel kurul tarihi önceden belirlenmiş ve buna yönelik toplantı çağrısı yapılmış olsa bile, pay sahiplerinin veya temsilcilerinin toplantıya katılamadığı ve yeterli çoğunluğun sağlanamadığı durumlarda genel kurul toplantısının ertelenmesinin mümkün olduğunu, 3 Nisan 2020 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında müvekkillerinin vekaletnamelerinin genel kurula katılma ve oy hakları yok sayılarak kabul edilmediğini, genel kurulun asli unsurlarını oluşturan toplantı ve karar yeter sayıları söz konusu fiziki durum kötüye kullanılarak değiştirilmeye çalışıldığını, nitekim müvekkillerinden …’nun …’nu yetkilendirdiği vekaletnamenin, “2020 yılı içerisindeki olağan/olağanüstü genel kurul toplantılarında temsil” yazmasına rağmen genel kurulun tam tarihinin yazmamasından bahisle kabul edilmediğini, …’nun davalı şirkette 88.228,55 TL tutarında 176.458,30 adet pay ile %32,68 oranında hisseye sahip olduğu düşünüldüğünde bu husus karar yeter sayısında ciddi değişikliklere yol açtığını, davalı şirkette ortaklar arasındaki eşit işlem ilkesi ihlal edildiğini, müvekkillerinin Olağan Genel Kurul gündemine ilişkin bilgi edinme hakkını kullanamadıklarını, ayrıca işbu davaya konu olağan genel kurul toplantısının hem öncesinde hem sonrasında müvekkillerine davalı şirketin finansal durumu ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığını, salgın hastalık kapsamında alınan tedbirlerin müvekkillerinin …’da mahsur kalması gibi durumlar dikkate alındığında finansal tabloları inceleme imkânı tanınmadığını, kaldı ki müvekkillerinin …’da bulunurken şirket merkezine gidip belgeleri inceleme imkanının bulunmadığının belli olduğunu, davalı şirketin ilgili faaliyet dönemlerine ilişkin genel bilgiler, şirket faaliyetleri ve faaliyetlere ilişkin önemli gelişmeler, ilgili finansal döneme ait bilançolar, gelir ve gider tablolarının da hiçbir şekilde müvekkillerine bildirilmediğini, açıklanan nedenlerle davalı şirketin 3 Nisan 2020 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısı ile ilgili müvekkillerine hem usulüne uygun çağrı yapmadığını hem de COVID-19 salgını kapsamında alınan tedbirleri kötüye kullanarak müvekkillerinin en temel pay sahipliği hakları olan genel kurul toplantısına katılma ve oy kullanma, bilgi edinme ve eşit muameleye tabi tutulma haklarını dürüstlük ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olarak engellediğini, dolayısıyla davalı şirketinin 3 Nisan 2020 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısının öncelikle kurucu unsurlarının bulunmaması sebebiyle yok hükmünde olduğunun tespitine, Mahkeme tarafından genel kurul toplantısı ve alınan kararların yok hükmünde olduğunun kabul edilmemesi halinde ise genel kurul toplantısı ve alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; 3 nisan 2020 tarihinde yapılması planlanmış olan genel kurul toplantısına ilişkin kararların Türkiye’de Covid-19 vakaları görülmeden önce alınmış olduğunu, genel kurul gündeminin belirlenmesi ve ortaklara çağrının usulüne uygun gerçekleştirildiğini, Covıd-19 salgını sebebiyle oluşan fiziki durumun müvekkili şirket tarafından öngörülemeyecek nitelikte olduğundan, müvekkili şirketin ve yönetim kurulu üyelerinin herhangi bir kötü niyetinin bulunmadığını, şirket Yönetim Kurulunun 4 Şubat 2020 tarihinde şirket merkezinde toplandığını ve şirketin 2016-2017-2018-2019 yıllarına ilişkin Olağan Genel Kurul Toplantısını 3 Nisan 2020 tarihinde gerçekleştirme kararı aldığını, müvekkili şirketin 4 Şubat 2020 tarihinde almış olduğu bu kararın TTK.nın 414. maddesinde belirlenmiş çağrı usulüne uygun olarak 24 Şubat 2020 tarih ve 10022 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlandığını, TTK.nın 414. maddesi genel kurul toplantısına çağrının, genel kurul tarihinden en az iki hafta önce Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayınlatılmasını düzenlediğini ve müvekkili şirketin söz konusu ilanı usulüne uygun gerçekleştirdiğini, Türkiye’de ve tüm dünyada alınan tedbirler çerçevesinde müvekkili şirket yönetim kurulu genel kurul toplantısına tüm pay sahiplerinin katılımı için çeşitli çözümler üretmeye çalıştığını, davacılar ile iletişime geçerek genel kurul toplantısına asaleten katılım sağlayamasalar bile vekaleten katılabilecekleri hususunda bilgi verildiğini, müvekkili şirketin, …’da ikamet eden davacıların vekaletname temin edeceği ve yetkilendirmiş oldukları vekil aracılığıyla yapılması planlanan genel kurul toplantısına katılım sağlayacakları varsayımıyla hareket ettiğini, bu sebeple Ticaret Bakanlığı tarafından 20 Mart 2020 tarihinde yayınlanan genelgede sermaye şirketlerine tanınan genel kurul toplantılarının ileri tarihe ertelenme imkanını kullanmadığını, ancak müvekkili şirketten tamamen bağımsız olarak davacıların vekaletnamelerinin Bakanlık Temsilci tarafından kabul edilmediğinden, davacıların genel kurul toplantısına vekaleten de katılım sağlayamadığını, dolayısıyla müvekkili şirketin vekaletnamelerin kabul edilmemesi bakımından herhangi bir kötü niyeti bulunmadığını, müvekkili şirketin, 3 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanmış genel kurul toplantısına çağrı bakımından, esas sözleşme, kanun ve ilgili yönetmeliklere uygun hareket ettiğini, bu bağlamda müvekkili şirketin yönetim kurulunun, tüm ortaklara adil ve menfaatler dengesine uygun olarak davrandığını, davacıların dava dilekçesinde belirtilenin aksine, her zaman müvekkil şirketten şirketin finansal durumuyla ilgili bilgi talep edebilecek ve bu bilgilere fizikken müvekkili şirket merkezine gelmeye gerek kalmadan da ulaşabilecek durumda olduklarını, 3 Nisan 2020 tarihinde yapılması planlanmış genel kurul toplantısının öncesinde veya sonrasında davacıların müvekkili şirketten herhangi bir bilgi veya belge talebi olmadığını, dolayısıyla müvekkili şirket yönetim kurulunun bu hakkın engellenmesine yönelik hiçbir girişimi veya kötü niyeti bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davalı şirketin 03.04.2020 tarihinde yapılan 2016-2017-2018-2019 yıllarına ait olağan genel kurulu toplantısında alınan kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti veya iptali istemine ilişkindir.
Davalı şirketin ticaret sicil dosya sureti, olağan genel kurul toplantı tutanağı ve ekleri celp edilmiş, taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
Bilirkişiler … ile Prof. Dr. … Mahkememize sundukları 26/02/2021 tarihli bilirkişi raporlarında; COVID-19 pandemisinin en kuvvetli olduğu Nisan 2020’de genel kurul toplantısı yapılmasının; somut olayda davacı pay sahiplerinin … bulunması, toplantı tarihi öncesinde sınırların kapatılması, sınırlar açık olsa dahi pandcmi döneminde ülkeler arası seyahat etmenin zorluğu ve taşıdığı riskler, bazı pay sahiplerinin 65 yaş üstüne getirilen sokağa çıkma yasağına tabi olması gibi durumlar karşısında, yönetim kurulunun toplantının ertelenmesi yönünde irade kullanmamasının TTK m. 369’a aykırılık oluşturduğu ancak bu durumun tek başına toplantıda alınan kararların sıhhatini etkilemeyeceği bunun için TTK m. 445-446’nın öngördüğü şartların var olup olmadığının incelenmesi gerekeceğini, İadeli taahhütlü mektupla çağrının yapılmamasının hangi geçersizlik türüne yol açacağının Mahkemenin takdirinde olduğu ancak somut olayın şartlarında, davacılar vekilinin beyanlarından da davacıların kendilerine iadeli taahhütlü mektup gönderilmemesi sebebiyle toplantıdan haberdar olsalar dahi gündeminden haberdar olmadıkları, COVID-19 pandemisi şartlarında …’dan Türkiye’ye gelmeleri mümkün olmadığından toplantı öncesi bilgi alma haklarını kullanamadıkları bu sebeple TTK m, 414 teki çağrı usulüne aykırı şekilde genel kurul toplantısı yapıldığı kanaatine varıldığını bunun en azından toplantıda alınan kararların iptalini gerektirdiği, Davacılardan … ve …’nun vekaleten katılımının engellenmesinin TTK m. 426 ya aykırı olduğunu, GKY m. 21/1 in aşın şekilci uygulamasının normlar hiyerarşisi gereği pay sahibinin en temel hakkı olan toplantıya katılım hakkını kısıtlar şekilde yorumlanamayacağını, Bakanlık Temsilcisi’nin toplantıda bulunmasının da buna hukuka uygunluk kazandırmayacağını, Bu iki davacının pay oranının %39,06 olduğunu; buna karşılık toplantıda alınan kararlarda olumlu oy kullanan Yosifoğlu …’nun pay oranının %35.42’de kaldığı vakıası karşısında TTK’ya aykırı şekilde vekaleten katılımının engellenmesinin, yönetim kurulu seçimine İlişkin 6 nolu ve yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesine ilişkin 7 nolu kararların alınmasına etkili olduğu ve iptallerinin gerektiğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacıların davalı şirketin 03.04.2020 tarihinde yapılan 2016-2017-2018-2019 yıllarına ait olağan genel kurulu toplantısında alınan kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine veya iptaline karar verilmesini talep ettikleri, davacıların davalı şirketteki toplam hisselerinin % 51,82 olduğu ve toplantıya katılmadıkları anlaşılmıştır.
Davalı şirkete ait genel kurul toplantısının yapıldığı ve toplantıda kararlar alındığından davacıların genel kurul toplantısının yok hükmünde olduğunun tespiti talebinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Davacıların iptal talebinin incelenmesinde; Genel kurul kararlarının iptali TTK.nın 445 ve 446.maddelerinde düzenlenmiştir. TTK.nın 446/1-b maddesinde “… çağrının usulüne göre yapılmadığını…” ve bu aykırılığın genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin iptal davası açabileceği düzenlenmiştir.
Davacılar vekili toplantı ilanın ticaret sicil gazetesinde yayınlanmasına rağmen …’da ikamet eden müvekkillerine iadeli taahhütlü mektupla bildirim yapılmadığını belirtmiş, davalı vekili ise usulüne uygun çağrı yapıldığını belirtmesine karşın iadeli taahhütlü mektupla bildirim yapıldığına dair belge sunmamıştır. TTK.nın 414/1 maddesinde “…adreslerini bildiren pay sahiplerine toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.” hükmü mevcuttur. Buna göre TTK.nın 414/1. maddesinde belirtildiği şekilde davacılara bildirim yapılmadığı ayrıca davacıların iadeli taahhütlü mektup gönderilmemesi sebebiyle, toplantıdan haberdar olsalar dahi gündeminden haberdar olmadıkları, COVID-19 pandemisi şartlarında …’dan Türkiye’ye gelmelerinin mümkün olmadığından toplantı öncesi bilgi alma haklarını kullanamadıkları ve davacıların davalı şirketteki toplam hisselerinin % 51,82 olduğu ve alınan kararları değiştirme oranına sahip oldukları bu sebeple TTK.nın 445. ve 446. maddeleri gerğince genel kurul toplantısında alınan kararların iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalı şirketin 03/04/2020 tarihinde yapılan 2016-2017-2018-2019 yıllarına ait Olağan Genel Kurulunda alınan kararların İPTALİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 4,90 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davacılar tarafından yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 108,80 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.127,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davacılar tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır