Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/358 E. 2020/868 K. 22.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/358 Esas
KARAR NO : 2020/868

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin, işletme hakkı müvekkili şirkette olan …Köprüsü ve bağlı otoyolundan ihlalli geçişler gerçekleştirdiğini ve ödeme yapmadığını, davalının aracında HGS/OGS otomatik ödeme sistemi bulunduğunu, müvekkili işletmeci şirketin kullandığı cihazların kusuruyla ücretin çekilemediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, HGS/ OGS Bankası ile müvekkili şirketin herhangi bir bağı veya alakasının bulunmadığını, HGS/OGS Bankası bakımından müvekkili şirketin yalnızca bir üye işyeri olduğunu, HGS/OGS Bankasının çok çeşitli nedenlerden dolayı araç sahiplerinin geçiş ücretlerinde ödeme yapmayabildiğini, bu nedenlerin tamamının ürünün kullanıcı/ araç sahibi kaynaklı olup müvekkiline atfedilemeyecek kusurlar olduğunu, davalı tarafın, devlet yollarındaki geçişlerde sistemde yeterli bakiye olmadığı takdirde sonraki 2 haftalık süre içinde yatırılan bedelden yetersiz bakiye sebebi ile yapılan ihlalli geçiş ücretinin düşüldüğünü, fakat müvekkili şirketin özel işletmesinde olan otoyoldan ihlalli geçiş yapıldığında, söz konusu ücretin düşülmediğini, davacı müvekkilinin HGS/OGS cihazında sorun olduğunu iddia ettiğini, müvekkili şirket sisteminde hiçbir şekilde bozukluk veya aksaklık bulunmadığını, davalı borçlunun herhangi bir ücret ödemeksizin ihlalli geçiş yaptığının açık olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki dava ile yapılmak istenen tek şey kısa ve net bir şekilde özel işletmelere devredilen şehirlerarası otoyolların işletmesini devir alan şirketlere hukuka aykırı olarak kazanç kapısı oluştuğunu, müvekkiline ait şehirlerarası ticari araçlar davacının işletmesinde olan otoyollardan geçtikleri gün devlet işletmesinde olan ücretli yollardan da geçtiğini, Devlet yollarındaki geçişlerde sistemde yeterli bakiye olmadığı takdirde sonraki 2 haftalık süre içerisinde yatırılan bedelden yetersiz bakiye sebebi ile yapılan ihlalli geçiş ücreti düşüldüğünü, fakat aynı tarihlerde davacının özel işletmesinde olan otoyoldan yeterli bakiye ihtarı ile yapılan geçişlere ilişkin ödemeler sonraki 2 hafta içerisinde yatırılan bakiyeden düşülmediğini, davacının özel işletmesinde olan otoyolda devlet yollarında uygulanan sistemin uygulanmadığını, özel işletme devlet yollarında vatandaşa 2 haftalık süre içerisinde geçiş sistemi hesabında bakiye olduğu takdirde ihlalli geçişin düşeceği şeklinde bir hak verildiğini, bu durum özel işletmede uygulanmadığından müvekkilinde içinde bulunduğu yüzbinlerce insan mağdur olduğunu, bu sistemin bir an önce bilirkişilerce incelenmesi söz konusu takip alacağına konu borcun doğmasında müvekkilin değil davacının kullanmış olduğu cihazların kusurlu olduğunun tespitinin yapılması gerektiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek, davanın reddini, %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davacı vekili av. … 22/12/2020 tarih, 1 nolu celse beyanında “Biz celse arasında sulh olduk, dava konusuz kalmıştır, vekalet ücreti, icra inkar tazminat talebi yoktur, yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ederiz” şeklinde beyan verdiği görüldü.
Davalı vekili av. … 22/12/2020 tarih, 1 nolu celse beyanında ” Biz celse arasında sulh olduk, dava konusuz kaldı, biz karşı tarafın yargılama giderlerini ödemeyi kabul ediyoruz” şeklinde beyan verdiği görüldü.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ücretli otoyol-köprü kullanım ücretinin tahsili için açılan icra takibinden kaynaklı, itirazın iptali davasıdır.
6100 Sayılı Yasamız;
” MADDE 313- (1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. (2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. (3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. (4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.
MADDE 314- (1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/30 md.) Sulh, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/30 md.) Sulh, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı sulh hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.
MADDE 315- (1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. (2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.” hükümlerine haizdir.
Sulh, davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olup yargılama aşamasında taraflarca, yargılama gideri dahil tüm hususlarda sulh olunduğu belirtildiğinden, sulh sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraflarca yapılan sulh gereği, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraflar sulh olduğundan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 54,40-TL peşin harç dava açılırken peşince alındığından başkaca alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafın vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı + 54,40-TL peşin harç + 59,90-TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 168,3‬0-TL yargılama giderlerinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
6- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, kullanılmayan gider avansının, ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/12/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸