Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/352 E. 2022/1074 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2020/352 Esas
KARAR NO:2022/1074

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:23/07/2020
KARAR TARİHİ:27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, 31/01/2018 tarihinde sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletiyle seyir halinde olduğunu, davalı … Sigorta Şirketi nezdinde … No’lu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Trafik Poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın asli kusuruyla sebebiyet verdiği çift taraflı trafik kazasında müvekkilinin yaralanmış olduğunu ve malul kaldığını, müvekkilinin kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, tüm kusurun, kasıt seviyesinde dahi olacak şekilde davalı sigorta şirketince sigortalı bulunan araçta olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığından, davalı sigorta şirketinin zararın tazmini hususunda kusuru oranında, ilgili poliçe limitleri ve teminatları kapsamında sorumlu olduğunu, araç sürücüsü … ve … plakalı araç maliki … manevi zararların tazmini hususunda sorumlu olduğunu, müvekkilinin davaya konu kaza neticesinde yaralanmış olduğunu ve uzun süre tedavi görmüş olduğunu, müvekkilinin uğramış olduğu bedensel zararlar nedeniyle manevi yönden büyük acı ve ızdırap çekmiş olduğunu, davalının haksız eylemi nedeniyle müvekkilinin geçirmiş olduğu tedavi süreçlerinden dolayı manevi zararlar bir yana sasyal ve psikolojik yönden büyük zarara uğramış olduğunu, müvekkilinin, bu kaza neticesinde ağır şekilde yaralanmış olduğunu, … Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi görmüş olduğunu, müvekkilinde kaza nedeniyle geçici ve kalıcı vücut fonksiyon kaybı meydana geldiğini, müvekkilinin kazaya bağlı başkaca maddi zararlarının da bulunmakta olduğunu ve Yargıtay içtihatları ile sabit olmakla bu zararların da zarar sorumlusu ve sigortacısınca tazmin edilmesi gerektiğini,
Müvekkilinin haksız eylem sonucu uğradığı yaralanma neticesinde uzunca bir süre yanında bir refakatçinin de olduğu halde hastanelere ve doktorlara gidip geleceğini ve bunun için de ek yol yemek refakatçi vs masrafları yapacağının kesin olduğunu, içtihada göre de bu hususlarda belge sunulmasa dahi bilirkişiye bu husustaki afaki tutarın hesaplatılması gerektiğini, bu tutarı da hüküm kapsamına alması gerektiğini, müvekkilinin mesleğinde kazanacağı gelirin efor kaybı nedeniyle azalacağına yönelik tazminat hesabına, gündelik işlerinde de aynı efor kaybına uğrayacağı yadsınmayarak buradan kaynaklanan efor kaybı tazminatının da tazminat hesabına eklenmesi gerektiğini, dava konusu kazaya sebebiyet veren aracın, davalı sigorta şirketince trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olup maddi tazminatın ödenmesinden ilgili şirket poliçe limiti kapsamında maluliyete istinaden maluliyet teminatının tamamından ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve bakıcı giderleri teminatı için teminatın tamamından sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış ancak bu başvuruya rağmen müvekkilinin zararları tam olarak karşılanmadığını, dava konusu kazaya tam kusuru ile sebebiyet veren aracın maliki ve aracın sürücüsünün maddi tazminattan sigorta şirketi ile müşterek ve müteselsilen sorumlu olup ayrıca da sigorta şirketi hariç, aracın maliki ve araç sürücüsü mancvi tazminattan da müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; öncelikle asker olan davacının müşkül vaziyeti ve kaza suretiyle düştüğü fakru zaruretin gözetilerek adli yardımdan yararlandırılmasını, davalı … Sigorta Şirketinden … plakalı sigortalı aracın karıştığı 31/01/2018 tarihli kaza sebebiyle davacının tazminat talebi için şirkete başvuru yaptığı tarihinin, bu dosyadan davacı için ödeme yapılmışsa ödeme bilgileri ve ödemenin neye istinaden, hangi tarihte yapıldığının sorulması ve davacı talebi ile açılan …-1 No’lu hasar dosyasının içeriği ile trafik sigorta poliçesinin istenmesini, davacının 31/01/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle tedavisinin yapıldığını, … Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’ne müzekkere yazılarak tedavi dosyalarının tüm dosya içerikleri ile çıkarılarak gönderilmesinin istenmesini, … 17.Asliye Ceza Mahkemesi … Esas Sayılı Kovuşturma dosyasının istenmesini, davacı için HMK 107. Madde uyarınca belirlenecek; geçici iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı; 125-TL, sürekli iş göremezlik (kalıcı sakatlık) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı; 125-TL, geçici ve tespit edilebilirse kalıcı bakıcı giderine ihtiyacına ilişkin; 125-TL, tedaviye bağlı olarak SGK tarafından karşılanmayan tedavi – yol – yemek – refakatçi gideri ve ek giderler için; 125-TL araç sürücüsü … ve araç maliki Ömer Ceylan’ın 24.500-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini, şimdilik; 500-TL maddi ve 24.500-TL manevi olmak üzere toplam 25.000-TL tazminat talebi bulunmakla, bu kalemler nedeniyle belirlenecek tazminat haklarına davalılardan sürücü ve araç miliki kaza tarihi itibariyle, sigorta şirketi ise temerrüt tarihi itibariyle ticari temerrüt- avans faiziyle tahsil edilerek davacıya ödenmesine sigorta şirketleri temerrüt tarihinden itibaren poliçe ve teminat limiti ile sorumlu olduğunu, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ticari uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmediğini, davacı tarafından sigorta kuruluşuna zorunlu belge olan heyet raporu, epiksiz hesap bilgisi sunulmaksızın, doğrudan dava yoluna gidilmesi yazılı başvuru şartının hiç yapılmamış olması anlamına geleceğinden, davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, heyet raporu, epikriz, hesap bilgisi sunulmaksızın dava yoluna gidilmesi aynı zamanda hakkın kötüye kullanımı anlamında olduğunu, sunulan raporun, tazminat hesabına esas alınamayacağından zorunlu belgelerin sunulmaması sebebiyle davanın usulden reddi gerekeceğini, uyuşmazlığın esastan incelenmesine geçilmeden önce, zamanaşımı nedeniyle başvurunun reddini talep ettiklerini, zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olacağını, sigortacı bakımından kesilen zamanaşımının, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılacağını, motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu haklarının, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdiklerini ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrayabileceğini, diğer hususlarda genel hükümler uygulanabileceği hükmüne amir olduğunu, o halde somut hadisede zamanaşımı süresi dolmuş olduğunu ve başvuru zamanaşımı süresinin dolduğu tarihten sonra yapıldığından zamanaşımı defi gereğince başvurunun reddine karar verilmesini talep ettiklerini, görülmekte olan dava incelenmesinde, cevap dilekçesi içeriğinde söz konusu sigorta poliçesi sigorta bilgileri teminat limitlerine atıf yapıldığını, bu durumun başvurunun kabulü anlamına gelmediğini; yalnızca teminat sorumluluk ve limitler açısından beyanda bulunduğunu, maddi hukuk açısından; aksi kanaat halinde, sürekli sakatlık tazminatı hesaplanması karayolları zorunlu mali sorumluluk poliçesi genel şartları ve eklerinde yer alan kural ve ilkelerine göre gerçekleştirilmesi gerektiğini, hesaplama yöntem tablosu ve iskonto oranı 01/06/2015 yürürlük tarihli zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları ve eklerine göre gerçekleştirileceğini, tazminat hesaplamasında son 3 aylık vergilendirilmiş gelirine ait belgeler esas alınması gerektiğini, dolayısıyla davacıların kaza tarihinden önce son 3 aylık vergilendirilmiş yıllık ücret ortalamasının esas alınması gerektiğini, davacının çalışma süresi hesaplanırken bir kimsenin çalışma süresinin hiçbir zaman ömrünün tüm süresi kadar uzun olamayacağı göz önünde bulundurulması gerektiğini, davacının vücut bütünlüğünde bir azalma veya eksilmenin olması yanında bu ihlal nedeniyle maddi bir zarara uğramış olması da gerektiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinde de geçici iş göremezlik tazminatı teminat kapsamında bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen poliçe ve genel şartlar kapsamında teminat kapsamı- dışı haller belirli ve açık olduğundan, müvekkili sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin yükümlülüğü bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen poliçe ve genel şartlar kapsamında teminat kapsamı- dışı haller belirli ve açık olduğundan, müvekkili sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin yükümlülüğü bulunmadığının, geçici iş göremezlik tazminatı zararı SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderleri kapsamında olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı açısından, davacı tarafça gelirden mahrum kalınması ispat edilmediğinden davanın reddi gerekeceğini, karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları gereğince, 0-69 maluliyet durumunda bakıcı giderleri talep edilemeyeceğinden bakıcı giderleri yönünden başvurunun reddi gerekeceğini, tedavi gideri ücreti poliçe teminat dışı olduğundan tedavi ücreti talebinin reddi gerektiğini, aksi kanaat halinde öncelikle kusur oranı belirlenmesi gerektiğini, kaza tespit tutanakları veya bir kısım kolluk kuvveti ifade tutanakları bilirkişi raporu niteliğinde olmadığından hükme esas alınmadığını, davacı tarafa SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödeme veyahut gelir bağlama işleminin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, kabul etmemekle birlikte bir an için aksi kanaat halinde, faiz başlangıcı ancak dava tarihi olarak kabul edilebileceğini ve uygulanması gereken faiz türünün yasal faiz olduğu, kabul etmemekle birlikte bir an için aksi kanaatte bulunarak aleyhe hüküm tesisi halinde, davaya konu alacak haksız fiilden kaynaklandığından ve haksız fiillerden doğan alacaklara yasal faiz işletildiğinden, davacı ile müvekkili sigorta şirketi arasında herhangi bir ticari iş ilişkisi de bulunmadığından, sigorta poliçesinden kaynaklanan uyuşmazlığa yasal faiz işletilmesi gerektiğini, faiz başlangıç tarihi açısından belirtmek gerekir ki faiz talebinin ön koşulu davacının muaccel hale gelen bir alacağa sahip olmasını ve bu alacak nedeniyle sigorta kuruluşunu temerrüde düşürmesi gerektiğini, dolayısıyla iş bu kez, yeniden müvekkili sigorta şirketinin temerrüden söz edilemeyeceğinden, müvekkili sigorta şirketi aleyhine girişilen dava tarihinin faiz başlangıcı olarak kabulünün zorunlu olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; zamanaşımı yönünden reddini, davanın usulden reddini, davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … ve …’a usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya cevap vermediği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… 17.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası, trafik kayıtları, hastane kayıtları, kaza raporları, sağlık raporları, sigorta kayıtları, hasar dosyası ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54.maddesinde düzenlenen bedensel zararların tazminine ve TBK’nın 56. maddesinden kaynaklanan manevi tazminatının tahsili davasıdır.
Davacı, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosiklet ile davalı … adına kayıtlı, davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın çarpışması ile 31/01/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığını, bedensel zarara uğradığını, kazaya karışan … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketince de ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle bedensel zarar miktarının tespiti ile maddi (geçici-sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri) ve manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan, 11/02/2021 tarihli kusur raporunda; “…
A)Davalı sürücü …’ın % 100 ( yüzde yüz ) oranında kusurlu,
B)Davacı sürücü …’ın kusursuz olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan, 07/07/2021 tarihli maluliyet raporunda; “…
1-Mevcut belgelere göre … oğlu 20.05.1998 doğumlu …’ın 31.01.2018 tarihli trafik kazası se-bebiyle, 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleriYönetmeliği ile bu yönetmelik kapsamında yer almayan bölüm, cetvel ve Listeler için, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı,
2-İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 6(altı) aya kadar uzayabileceği…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
… Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından hazırlanan, 30/11/2021 tarihli maluliyet raporunda; “…30/01/2018 tarihinde geçirdiği motosiklet kazası yaralanmasına bağlı tedavi gördüğü anlaşılan … ve … oğlu 20/05/1998 doğumlu …’ın aydınlatılmış onamı alınarak yapılan adli tıbbi ve ortopedik değerlendirilmesinden elde edilen muayene bulguları ile kişi hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde yer alan, ayrıntılandırılarak yukarıya aktarılan bilgi ve bulgular birlikte değerlendirildiğinde;
Kişinin 30/01/2018 tarihinde geçirdiği motosiklet kazası yaralanmasına bağlı vücudunda meydana gelen sol skafoid ( el kemiği) nondeplase kırığının ortopedik açıdan iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği ve bu süre zarfında kişinin %100 oranında geçici iş göremezlik ve 6 (altı) hafta başkasının bakımına muhtaç olma durumunun söz konusu olmadığı,
30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre; kişinin hali hazır durumu itibariyle 30/01/2018 tarihinde geçirdiği motosiklet kazası sonucu meydana gelen skafoid kemik kırığına bağlı gelişen skafolunat bağın dorsal liflerinde hasarlanma ve buna bağlı dorsal intercalar segmentin 10 dereceden az instabilitesi arızasının;
Kas İskelet Sistemi Arızaları: Tablo 2.9: Farklı sorunların eklemlerde neden olduğu özürlülük oranına göre -> hafif (10 dereceden az ) eklem instabilitesi -> %20 oranında eklemdeki özürlülük yüzdesi,
Tablo 2.2: El özürlülük yüzdelerinin üst ekstremiteye dönüştürülmesine göre -> %18 oranında üst ekstremite özürlülük yüzdesi,
Tablo 2.3: Üst ekstremite özürlülüğünün kişinin özürlülük oranına dönüştürülmesine göre; %11 oranında kişinin özür oranı,
Kişinin hali hazır durumu itibariyle; 30/01/2018 tarihinde geçirdiği motosiklet kazası yaralanmasına bağlı sürekli tüm vücut özür oranının %11 (yüzdeonbir) olduğu,
Kişide tarafımızdan saptanan geçici iş göremezlik süresi – oranı, başkasının bakımına muhtaç olma süresi ve sürekli tüm vücut özür oranı ile 30/01/2018 tarihinde geçirdiği motosiklet kazası yaralanması arasında doğrudan illiyet ( nedensellik) bağı bulunduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Tüm deliller toplandıktan sonra, hesap bilirkişinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Hesap Uzmanı… tarafından hazırlanan 13/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…
a)Karayolları Trafik Kanunu “nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” yürürlüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden sonra düzenlenen Poliçeleri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi “nin 27/09/2021 Tarihli 2021/4391 E. ,2021/5518K. Sayılı ve benzer kararları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı,
b)Davalı … Sigorta A.Ş. ve dava dışı SGK tarafından davacı … “a Geçici ve Sürekli İş Göremezlik Zararı yönünden ödeme yapıldığına dair herhangi bir bilgi ve belge görülmemiş olup, davacının Geçici ve Sürekli İş Göremezlik Zararından bu yönde herhangi bir tenzil yapılmadığı,
c)Davacı … “ın hesaplanan Geçici İş Göremezlik zararının 9.618,72 TL, hesaplanan Geçici Bakıcı Gideri zararının 2.773,65 TL, kaza tarihi itibariyle Geçici İş Göremezlik ve Bakıcı Gideri yönünden toplam zararın karşılanacağı Şahıs Başına Sağlık Giderleri Teminatı Limitinin 360.000,00 TL olduğu, ZMMS teminat limitini aşan zararının olmadığı,
d)Davacı … ‘ın hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının 280.769,50 TL, kaza tarihi itibariyle Sürekli İş Göremezlik zararının karşılanacağı Şahıs Başına Sakatlık ve Ölüm Teminatı 360.000,00TL olduğu, ZMMS teminat limitini aşan zararının olmadığı…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Davacı olay nedeniyle, davalılardan manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi tazminat çekilen elem ve üzüntü karşılığı olup tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak bozulmuş ruhsal ve bedensel huzurun düzeltilmesi için M.K.nun 4. maddesinde yer alan hak ve nesafet kurallarına uygun olarak ve bu arada sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde takdir ve tayin edilmesi gerekir.
Bu ilkeler çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çevre koşulları davacının olaydan etkilenme durumu, paranın satın alma gücü, davalıların ödeme gücü ile hak ve nesafet kurallarına göre olay nedeniyle davacının çektiği elem ve üzüntüye karşılık, davacı için takdiren 15.000-TL. manevi tazminatın, davalı … ve davalı müteveffa … mirasçıları …, … ve …’dan TBK m.56/2 kapsamında talep etme hakkına sahip olduğu takdir olunmuş, davalı sigorta şirketinin poliçesinde manevi tazminatın teminat kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yargılama devam ederken, davalı …’ın 02/10/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, davalı müteveffa … mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Ümraniye Sosyal Güvenlik Merkezi’ne yazılan yazı ile davacıya rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması neticesinde bildirilen 22/09/2020 tarihli cevapta, davacıya herhangi bir ödeme kaydına rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin, 15/11/2022 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 293.286,87-TL.’na ıslah ederek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ettiği ve ıslah harcını yatırdığı görülmüştür.
Dosya kapsamı, düzenlenen kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın, davalı sürücüsü müteveffa …’ın meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin meydana gelen zarardan, davalı sürücünün kusuru oranında teminat limiti kapsamında davalı araç maliki ile birlikte sorumluluğu bulunduğu, kişi başı sağlık gideri teminatının 330.000-TL., kişi başı ölüm/sakatlık teminatının 330.000-TL. olduğu, hesap bilirkişi tarafından hesaplanan tazminatın, nitelik ve miktar olarak davalı sigortanın teminat limitleri kapsamında kaldığı, davacının davalılardan bilirkişi tarafından hesaplanan tutar kadar maddi tazminatı talep hakkı mevcut olduğu, ancak, 6098 sayılı TBK. nun 52 maddesi gereğince, Yargıtay 17.HD.E. 2014/10652, K.2016/11067 01.12.2016 tarihli kararı ile yerleşik Yargıtay içtihatları ve uygulama gereği, davacının kendi güvenliğini tehlikeye atacak şekilde kask ve koruyucu ekipman takmadan motosikleti kullanması ve kendi yaralanması ile sonuçlanan olayda tedbirsiz ve dikkatsiz davranması nedeniyle, 9.618,72-TL. geçici iş görmezlik, 280.769,50-TL. sürekli iş göremezlik, 2.773,65-TL. bakıcı gideri olmak üzere toplam 293.161,87-TL. maddi tazminat tutarından, takdiren %20 müterafik kusur indirimi yapılarak, sonuç olarak, davacının davasının kısmen kabulü ile 234.529,49-TL. maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kazanın, davacıda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında, davacının manevi tazminat davasının davalı … ve davalı müteveffa … mirasçıları …, … ve …’dan yönünden kısmen kabulü ile 15.000-TL.’nın iş bu davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalı sigorta şirketinin, sigorta poliçesinde manevi tazminat teminatı bulunmadığından bu davalı yönünden manevi tazminat talebinin reddine,Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 26.12.2016 tarih, 2014/14866 E. ve 2016/11906 K. sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 21/10/2019 tarih, 2017/4195 E. ve 2019/9663 K. sayılı kararları gereği, davacı lehine hesaplanan maddi tazminattan, yasa gereği ve takdiren yapılan indirim sonucu belirlenen tazminat tutarları hüküm altına alınırken, davanın bu yönden reddolunan kısmı üzerinden davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 234.529,49-TL. maddi tazminatın, davalı … A.Ş.’nden 28/09/2019 temerrüt tarihinden (davalı sigorta şirketinden sigorta poliçe limitleri ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde), davalı …, davalı müteveffa … Mirasçıları …, … ve …’dan 31/01/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının, davalı … yönünden A.Ş. yönünden reddine,
3-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, davalı …, davalı müteveffa … Mirasçıları …, … ve …’dan , 15.000-TL. manevi tazminatın, 31/01/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iş bu davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 17.045,35-TL. harçtan peşin alınan 85,38-TL. harç + 1.000-TL. tamamlama harcının toplamı olan 1.085,38-TL. harcın mahsubu ile geriye kalan 15.959,97‬-TL. harcın davalılardan (davalı … Şirketi A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktarla orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsili ile hazineye irad kaydına,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 35.834,13-TL. vekalet ücretinin davalılardan (davalı … Şirketi A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktarla orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) alınarak davacı tarafa verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200-TL. vekalet ücretinin davalı …, davalı müteveffa … Mirasçıları …, … ve …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 54,40-TL. başvurma harcı + 85,38-TL. peşin + 1.000-TL. ıslah harç toplamı olan ‭1.139,78-TL.’nin davalılardan (davalı … Şirketi A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktarla orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 1.250-TL. bilirkişi ücreti + 1.889,60-TL. ATK, 957,60-TL. tebligat -müzekkere masrafları olmak üzere toplam ‭10.097,20-TL. yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre, 9.795,29-TL.’nin, davalılardan (davalı … Şirketi A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktarla orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) alınarak davacı tarafa verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan 100-TL. tebligat – müzekkere yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre, ‭2,99-.-TL.’nin davacıdan alınarak iş bu davalıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
11-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL. arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre 1.280,53-TL.’nin davalılardan (davalı … Şirketi A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktarla orantılı olarak sorumlu olacak şekilde), geriye kalan 39,47-TL.’nın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
12-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı sigorta vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır