Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/31 E. 2020/312 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/31 Esas
KARAR NO:2020/312

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:27/02/2009
KARAR TARİHİ:07/07/2020

Mahkememize açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalıya verilen 30.05.2008 keşide tarihli … ait … nolu çek bedeli olan 40.000 YTL ‘nin 05.06.2008 tarihinde … Şubesi kanalı ile 05.06.2008 tarihli dekontla davalıya ödendiğini, davalının kötü niyetli olarak müvekkiline zarar vermek kastıyla hareket etmek suretiyle bedeli ödenen çeki ne ilgili bankaya ne de müvekkiline iade etmeyerek .. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, davalının kötü niyetli ve haksız takibi nedeniyle müvekkiline ait hesapları ile hak ve alacakları üzerine haciz konulduğunu, müvekkilinin mağduriyetine daha fazla neden olmamak için … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerine dava sonuna kadar tedbir konulması gerektiğini belirterek müvekkilinin takip dosyasına konu edilen çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine davalının %40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının tahsili zımnında davacı hakkında … İcra Müdürlüğü’nün icra takip dosyası ile … Şubesi muhataplı … seri nolu 30.05.2008 keşide tarihli 40.000 YTL bedelli davacı şirkete ait olan çeke istinaden kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını, takip kesinleştikten sonra davacının menfi tespit davası açtığını, davanın davalının ikametgahında açılması gerektiğini, İİK 72 maddesi menfi tespit davasının icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde veya davalının ikametgahında açılması gerektiğinin belirtildiği, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, zira icra takibinin İstanbul İcra Dairesinde başlatıldığını, bu nedenle yetkili olan … mahkemelerinde davanın açılması gerektiğini, davanın her iki tarafının da tacir olması borcun ticari ilişkiden kaynaklanması nedeniyle görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olmadığını, davacı tarafın borcu ikrar ettiği ancak ödeme definde bulunmadığını, bu sebeple alacağın varlığı konusunda herhangi bir ihtilaf olmadığını, davacı yanın çek bedelini ödediğini ispat etmekle yükümlü olduğunu, çek bedelinin ödendiğinin kesin delil ile ispatlanması gerektiğini, davacının söz konusu davayı açmakta haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek öncelikle yetki, görev ve iş bölümü yönünden değerlendirme yapılması ve davanın esastan reddine karar verilmesini davacı aleyhine %40’dan az olmayacak şekilde tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce alınan 09/06/2010 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı toplam alış-veriş tutarının KDV dahil 126.209,86-TL olduğu, buna karşın davacı şirketin davalı şirkete yaptığı ödemelerin ise 126.210,00-TL olduğu bu durumda taraflar arasında herhangi bir borç alacak ilişkisinin kalmadığı, dolayısıyla takibe konmayan çeklerin davacı şirkete iade edilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
25/11/2011 tarihli bilirkişi raporunda; davacının davalıya cari hesaptan kaynaklanan bir borcunun bulunmadığı, dava konusu çekin banka havalesi yoluyla ödenmesinin mümkün olmadığı, çeke ilişkin ödeme yapabilmek için mutlaka çekin davacı tarafından teslim alınması gerektiği, ancak davacının havale yoluyla yapmış olduğu ödeme ile çekin verilmesine neden olan temel ilişkinin sona erdirilmiş olduğu, böylece çekin bedelsiz kaldığı, fakat bedelsiz kalan çeke dayalı olarak, icra takibi yoluyla davalının malvarlığına giren paranın davacı tarafa geri ödenmesi kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
12/03/2012 tarihli bilirkişi raporunda; incelenen davalı şirkete ait defterlerin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmamış olduğu, davalı şirket kayıtlarına göre düzenlenen fatura bedellerinden ötürü davalının alacaklı olmadığı, davalı kayıtlarında alacak gözüken 7.109,35-TL’nin vade farkı faturasından kaynaklandığı, vade farkının ödenmeyen çeklere istinaden tahakkuk ettirildiği, taraflar arasında vade farkı uyguşanacağına dair sözleşmenin ve yine herhangi bir vade farkı uygulamasının bulunmadığı, yapılan hesaplamaya göre çekin ödenme tarihine göre olması gereken vade farkının 4.783,70-TL olduğu belirlenmiş olup, takdirin Mahkememizde olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
06/07/2012 tarihli bilirkişi ek raporunda; davalının yapmış olduğu icra takip dosyasına davacı tarafından ödenmiş olan 38.794,74-TL icra takibinde takip konusu olan 35.000,00-TL’lik çeke karşılık ödenmiş olup, takip tarihinde davalının alacaklı olduğu tutar 33.210,00-TL, kayıtlarına da bu tutar kadar tahsilat göstermiş bakiyesini göstermemiştir, davacının daha sonra ödemiş olduğu 8.350,00-TL fazladan ödenmiş olan tutar olup, davacının istirdatını talep edebileceği tutar da bu miktar olmadı gerekeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
18/11/2012 tarihli bilirkişi raporunda; faturalardan kaynaklanan davalı alacağı toplamı 126.209,86-TL – 93.000,00-TL takip dışı ödeme toplamı 33.309,86-TL takip konusu çek anapara kalanı esas alınarak 06/08/2008 tarihli takiple istenebilir, alacağın 36.626,70-TL olduğu, takip çıktısı değerlendirilerek ödemeler BK. 100 Md. Göre faiz ve masrafa öncelikle mahsup edilerek 18/09/2008 son ödeme tarihinde 2.841,68-TL fazla ödeme yapıldığı, 2.841,68-TL davacı borçlu yanın fazla ödemesinin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı alacaklıdan alınması gerektiği, ticari kayıtlarda gözüken 29/10/2008 tarihli 7.109,49-TL vade farkına yönelik taraflar arasında bi sözleşme ibraz edilmediği, karşılıksız çıkan çek anapara kalanı için avans faizi yürütüldüğü kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
08/04/2013 tarihli bilirkişi raporunda; davalının davacının başka borçlarının da bulunduğu yapılan ödemenin bu borçlara mahsup edildiği hususunu gerekçe göstererek dava konusu çeke dayanarak … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dolayısıyla takip başlatmasının hukuken yerinde olduğunun kabul edilebilmesi için 05/06/2008 tarihinde davalının davacıdan dava konusu çek bedelini aşan muaccel bir alacağının bulunmasına bağlı olduğu, yapılan mali incelemede 05/06/2008 tarihi itibariyle davalının davacıdan 33.209,86-TL tutarında muaccel bir alacağının bulunduğu, dolayısıyla anılan kısım oranında yapılan takibin hukuka uygun olduğu, söz konusu 33.209,86-TL asıl alacak için faiz ve ferileriyle birlikte davacıdan yapılan takip neticesinde 38.794,74-TL ve 8.350,00-TL olmak üzere toplam 47.144,74-TL tahsil edildiği, tahsil edilmesi gerekenden 1.413,82-TL fazla tahsil edildiği, fazla tahsil edilen bedelin davacıya iade edilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
17/12/2013 tarihli bilirkişi ek raporunda; bilirkişi kurulunun kök rapordaki görüş ve kanaatinde herhangi bir değişiklik oluşmadığı bildirilmiştir.
05/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu borcun takip tarihindeki tutan 33.209.86 TL. iken, davalının 35.000.-TL. üzerinden takip açmış olması karşısında bu farkı gözden kaçınlarak düzenlenmiş bulunan 16.12.2013 tarihli I nci Ek raporumuzdaki fazla ödeme tutannın 1.413.82 TL. yerine, yukanda ayrıntıları verilen hesaplama sonuçlarına göre, 6.217,03 TL. olarak dikkate alınması gerekmiş İse de; davacı vekilince verilen 06.01.2014 havale tarihli dilekçesinde; bu tutan 3.510.20 TL. olarak talep ettiğinden, talebiyle bağlı sayılması gerektiği, heyet görüşü bu yönde oluşmakla birlikte, Mahkememizin heyete görev tevcih eden ara kararında; davalı tarafından davacıya İade edilen çeklerin ödenmiş kabul edilmesi halinde, davalı alacağının mevcut olup olmadığının da değerlen- diriJerek seçenekli rapor hazırlanması görevi verilmiş olması nedeniyle; bu çeklerin elden ödenmiş kabul edilmeleri halinde, davacı yanın takip tarihi 06.08.2008 itibanyla 26.790.14 TL. takipte yapılan ödemeler sonrası ise 07.10.2008 tarihi itibanyla 73.934.68 TL. fazla ödemesi bulunduğu, tarafların masraf, vekâlet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin Mahkememizin takdirleri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bozma öncesi … Esas sayılı dosyadan 24/02/2015 tarihinde verilen “davacının davasının KABULÜNE, davalının … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosya üzerinden yapılan icra takibine konu çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, ” kararının, Yargıtay 19. H.D. 2015/8689 Esas, 2016/2532 Karar, 18/02/2016 tarihli karar ile BOZULMASINA karar verilmiş olup, dosyanın 2017/674 Esas sayılı numarasını aldığı görülmüştür.
… Esas sayılı dosyadan … Karar numarası ile 12/10/2017 verilen “Mahkememizin 24/02/2015 tarih … E., … K.sayılı kararının menfi tespit ve istirdata ilişkin davanın esası ile ilgili bölümü bozma kapsamı dışında bırakılarak kesinleştiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,” kararının, Yargıtay 19. H.D. 2018/362 Esas, 2019/4262 Karar, 10/09/2019 tarihli karar ile BOZULMASINA karar verilmiş olup, dosyanın … Esas sayılı numarasını aldığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Dava, 2004 Sayılı İİK Md:72 maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olup ödeme nedeniyle İstirdat davala istirdat davası olarak devam edilmiştir.
Toplanan deliller, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına, davalı tarafından davacı aleyhine … icra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden 30.05.2008 keşide tarihli 40.000 TL bedelli, 0001097 numaralı çeke dayalı olarak 35.000-TL asıl alacak, 1.760,54 TL faiz, 1.750 TL tazminat, 105 TL komisyon, 179,20 TL masraf olmak üzere toplam 38.794,74 TL alacağın tahsili için kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından çek bedelinin ödendiği iddia edilerek mahkememizde görülen bu dava açılmış olup davacı tarafından ibraz edilen havale dekontunun incelenmesinde, davacının 05.06.2008 tarihinde…Şubesi aracılığıyla davalı hesabına 40.000,00-TL gönderdiği, havale dekontunda açıklama kısmında “…’a ait … nolu 30.05.2008 tarihli” şeklinde açıklama bulunduğu, davalı tarafından icra takibine konu edilen çekinde havale dekontunda açıklaması bulunan çek olduğu anlaşılmıştır. Davacının davalıya cari hesap nedeniyle borcu bulunsa dahi davacı tarafından çeke mahsuben gönderilen paranın cari hesaptan mahsup edilmesi ve bedeli ödenmiş çeke dayalı olarak icra takibi yapılması mümkün olmadığından davacının dava konusu olan çek ve icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip konusu alacak ödenmiş ve dava istirdada çevrilmiş olmakla davalıya ödenen toplam 43.601,74-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 35.418,74-TL’ye 18.09.2008 , 8.183,00-TL’ye 07.10.2008 tarihinden itibaren reeskont faizi uygulanmasına, kesinleşen ilamda yapılan ve kesinleşen tespit karşısında, takipten önce ödenen çek bedeli nedeniyle takip yapan davalı takip alacaklısının bu takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından, takip tarihi itibariyle yürürlükte bulunan kanun hükmü nedeniyle, davacı lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekceği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının davasının KABULÜNE,
1- … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya üzerinden yapılan icra takibine konu çek nedeniyle, davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2- Dava istirdada dönüşmüş olmakla, 35.418,74-TL’nin 18.09.2008 tarihinden, 8.183,00-TL’nin ise 07.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacının kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile takip konusu alacak miktarı olan 38.794,74 TL’nin, takip tarihi gözetilerek %40’na karşılık gelen 15.517,90-TL kötü niyet tazminatının, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 2.978,43-TL harçtan, peşin alınan 523,80-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 2.454,63-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 6.468,23-TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bozmadan evvelki 4.944,92-TL yargılama giderleri ile bozmadan sonra yapılan 5,50-TL yargılama giderleri olmak üzere toplam 4.950,42-TL yargılama giderlerinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Mahkememiz kararı kesinleştiğinde, taraflarca yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/07/2020

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı