Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/292 E. 2022/536 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/629 Esas
KARAR NO:2022/535

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/11/2020
KARAR TARİHİ:05/07/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı …’e ait bulunan konutun müvekkili nezdinde 16.06.2018-16.06.2019 vade tarihlerini kapsar şekilde … numaralı Konut Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalandığını, Söz konusu sigortalı konutta 25.12.2018 tarihinde davalı kuruma ait bina giriş kısmında bulunan hattının patlaması sonucu sigortalı konuta sirayet ederek konutta bulunan eşya ve muhteviyatta hasar oluşturduğunu, Sigorta eksperi tarafından hazırlanan rapor sonucunda sigortalıya 1.710,00.-TL hasar bedeli tediye edildiğini, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, hasarın oluşumunda davalı kurumun sorumluluğunun bulunması nedeniyle 6102 sayılı TTK md.1472 uyarınca müvekkili tarafından ödenen tazminat bedelinin davalı kurumda rücuan talep ve dava hakkının bulunduğunu belirterek itirazın iptalini, takibin devamını, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin itirazda bulunarak davanın süresinde açılmamış olduğunu, Olayın meydana gelmesinde müvekkili idarenin bir kusurunun bulunmadığını, kusurun aslen binanın yalıtım ve izolasyon eksikliğine dayandığını,Müvekkili idarenin periyodik olarak bir program dahilinde gerekli bakım ve onarım hizmetlerini yerine getirmiş olduğunu, Müvekkili idarenin elemanları tarafından yapılan inceleme neticesinde söz konusu binanın imar yönetmeliğine uygun olmadığının tespit edildiğini, Talep edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE
Dava, davalının sorumluluğundaki su borusunun patlaması nedeniyle, davacı sigortacının sigortalısının konutuna zarar verdiği iddiasına dayalı olarak 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 1.710,00 TL asıl alacak, 155,59 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.865,59 TL alacağın tahsili için genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 115/1. maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK’nın 138.maddesine göre Mahkemeler öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verir.
HMK’nın 114/1-c maddesine göre Mahkemenin görevli olması dava şartlarındandır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. 17.01.1972 tarih ve 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur. Davacı sigorta şirketi ile davalı tacir ise de sigortalının gerçek kişi olduğu gibi sigorta poliçesi de konut sigorta poliçesidir. Uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup dava halefiyet esaslarına dayalı olarak açıldığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Mahkememizin bu davada görevli olmadığı anlaşıldığından Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Uyuşmazlığın niteliğine göre dava tarihi nazara alınarak davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiği Mahkememizin GÖREVSİZ olduğu anlaşılmakla HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği taktirde RESEN, HMK’nun 20.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
5- Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi halinde gider avansının ilgili mahkeme veznesine aktarılmasına
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.05/07/2022

Katip …

Hakim …