Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/255 E. 2020/518 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/255 Esas
KARAR NO:2020/518

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/09/2014
KARAR TARİHİ:06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılamasının sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı bankanın …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla 16.08.2011 tarihinde 27.738,42-TL anapara olmak üzere toplam 28.346,01-TL’nin tahsili talebi ile müvekkili aleyhine icra takibinde bulunduğunu, bu takip dosyası borcuna mahsuben 04.01.2012 tarihinde alacaklı bankanın vekili Av. …’nun banka hesabına 10.000,00-TL ve 28/02/2012 tarihinde makbuz karşılığı yine aynı avukata 10.000,00-TL ödeme yapıldığını, bu arada davalı bankanın 19/03/2012 tarihinde icra dosyasından kaynaklanan alacağını … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye temlik ettiğini, ancak temlik beyanında yukarıda belirtilen ödemelerden bahsedilmediğini ve bu ödenmeler yokmuş gibi dosyanın tüm alacağının devredildiğini, temlik alan … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin işlemlere devam ettiğini ve nihayetinde icra tehdidi altında, 19.08.2013 tarihinde takip dışı … tarafından davacı takip borçlusu … adına icra dosyasına 43.150,00-TL ödendiğini, ödemeler mahsup edilmediğinden davalı alacaklı bankaya 25.000,00-TL fazla ödeme yapıldığını, 25.000,00-TL fazla ödemenin 19.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı bankadan yargılama giderleri ile birlikle tahsiline karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davacı borçlu … arasında Genel Kredi Sözleşmesi düzenlenerek kredi kullandırıldığını, geri ödemede temerrüde düşüldüğünü, 06.07.2011 tarihinde …. Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderilerek hesabın kat edildiğini, borcun ödenmediğini, borcun teminatı olarak verilen bonoya dayanarak, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 16.08.2011 tarihinde davacı aleyhine kambiyo icra takibinde bulunduklarını, takip aşamasında alacaklarını … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye 19.03.2012 tarihinde temlik ettiğini, … San. ve Dış Tic Ltd. Şti.’nin tek ortağı ve yetkilisi olan …’ın, davacının eski eşi olduğunu, istirdat davalarında, davacının, paranın verilmesinin lazım gelmediğini ispata mecbur olduğunu, davacının müvekkili bankaya, paranın verilmesinin lazım gelmediği yönünde bir iddiası olmadığını, davacının, temlik alıcısı … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye paranın verilmesinin lazım gelmediğini iddia etmekte olduğunu, bu davanın muhatabının müvekkili banka değil, paranın verilmesinin lazım olmadığı iddia edilen … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. olduğunu ve davanın şirket yetkilisi …’a ihbarını talep ettiklerini, davacının bankaya olan borcuna istinaden, 05.01.2012 tarihinde 10.000,00-TL …’ın çalışanı dava dışı üçüncü şahıs … tarafından, 28.02.2012 tarihinde 10.000,00-TL … tarafından ofislerinde bizzat ödeme yapıldığını, 29.02.2012 tarihinde 26.350,00-TL ödemenin …. ve Dış Tic. Ltd. Şti. tarafından havale ile hesaplarına ödendiğini, toplam ödemenin 46.350,00-TL olduğunu, 19.03.2012 tarihinde 36.702,80-TL olarak temlik yapıldığını, 10.000,00-TL ödemenin davacı tarafından ödendiği kabul edilirse bile zaten temliğe konu edilmediğini, davanın süresinde açılmadığını, haksız davanın reddine, yargılama giderinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Mahkememizin 19/10/2016 tarih, … Esas, …Karar sayılı kararı ile “…Davacı borçlunun, savunmalarını devreden ve devralana karşı da ileri sürebileceği gözetilerek, 23.346,01-TL. takip çıktısı üzerinde icra nispi harç ve vekalet ücreti hesaplanarak, 562,55-TL icra masrafı borca ilave edilerek, 27.738,42-TL. anaparaya 16.8.2011 takip tarihinden itibaren % 15 oranını geçmemek üzere 3095 sayılı Kanunun 2.maddesine göre değişen dönem ve oranlarda avans (ticari) faiz uygulanarak, 05.01.2012 tarihinde takip dışı ödenen 10.000,00 TL ve 20.08.2013 tarihinde icra dosyasına ödenen 43 14/ B5 TL TBK m. 100 a göre öncelikle faiz ve masrafa mahsup edilerek, 28.02.2011 tarihli 10 000,00 TL. tutarlı ödeme, bu ödemenin dayandığı adi makbuzun aslı ile fotokopisi arasındaki farklılıkların değerlendirilmesinin mahkememizce yapıldığı, – 43.147,85 TL son ödemenin 20.08.2013 tarihinde istirdat davasının 26.09.2013 tarihinde açıldığı 26.09.2013 dava tarihinde istirdadı gereken meblağın 10.954.03 TL. anapara + 166,56 TL avans faizi 11.120,59 TL olduğu, Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 11.120,59 TL istirdadı gereken meblağın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE…” şeklinde karar verildiği görüldü.
Kararın, davalı vekili tarafından istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 16/03/2020 tarih, 2017/4311 Esas, 2020/682 Karar sayılı ilamı ile “…Dava icra dosyasına fazla yapılan ödemenin istirdadı isteminden ibarettir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Uyuşmazlık banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakla banka hesaplarında uzman olmayan muhasip bilirkişi eliyle alınan ilk raporun hüküm kurmaya elverişli olmaması nedeni ile bu defa uzman üç kişilik heyetten rapor alındığı; heyetin hesaplamalar yaparak ; 10.000 TL bedelli ödeme makbuzunun taraflarca farklı şekilde belge aslı ibraz edilmesi karşısında bu konuda kanaat bildiremeyeceklerini beyan ettikleri. Anlaşılmaktadır. Ödeme temlik tarihinden önceki döneme ilişkin olmakla birbirinden farklı 10.000 TL ödemeye ilişkin iki ayrı makbuz bulunmakla bunların sıhhatinin tespiti önemlidir. Mahkeme davacının ibrat ettiği makbuzdaki alacaklı vekili imzası yönünden ilgili vekili dinlemeden imzası kabul edilmemektedir şekelinde banka vekilinin genel beyanına göre hüküm kurmuştur. Öncelikle imza sıhhati tetkik edilmeli ve hangi makbuzun hangi nedenle gerçek makbuz olduğu yönünde denetlenebilir bir inceleme ve kanaat oluşturmalıdır.
Bu husus tetkik edildikten sonra ; temlik tarihi itibari ile davacı yanın kanıtladığı ödemeler mahsup edilerek , fazla bir ödeme yapıp yapmadığı incelenmeli, davalı yanın ödenen miktarları zaten temlik etmedikleri yönündeki savunmaları bilirkişi raporu ile izlenemediğinden bu husus üzerinde durulup ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alındıktan sonra karar verilmesi gerektiğinden ve tespit olunan ödemeye göre ödeme tarihi ve dava tarihi arasındaki sürenin nazara alınması da gerekmekte olup ayrıca dava dilekçesinin HMK 194. Maddesi gereğince somutlaştırılması yönünde Mahkemece zorunlu olan açıklama talep edilmediğinden ; davacının temlik öncesi ödemeyi mi yoksa temlikten sonraki fazla ödemeyi mi talep ettiği yönünde dava dilekçesinde müphem ifadeler olmakla , talebin açıklanması husumet hususundaki tereddütü de giderecek olmakla hükmün eksik inceleme ile oluşturulması nedeni ile tarafların istinaf başvurulularının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacı ve davalı yanın istinaf başvurusunun AYRI AYRI KABULÜNE ; ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASI…” ile dosyanın mahkememize gelerek, 2020/255 Esas sayıya kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
….İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra takip dosyası, 19/03/2012 tarihli temlik belgesi, dekont, makbuz, banka kayıtları, ticari defter ve belgeler ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu, BAM kaldırma kararından önce rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, ….İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra dosyasından, 19/03/2012 temlik tarihinden önce, fazla yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı yanca, 19/03/2012 temlik tarihinden önce davalı bankaya 04/01/2012 tarihinde 10.000-TL. ve 28/02/2012 tarihinde 10.000-TL. ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin temlik tarihinde mahsup edilmeyerek, alacağın tamamının temlik edilmesi nedeniyle iş bu temlikten önce yapılan fazla ödemenin istirdatı talep edilmiştir. Davacı borçlunun, icra takibi itibariyle takip miktarı kadar borçlu olduğu konusunda, taraflar arasında bu konuda ihtilaf yoktur, ihtilaf takipten sonra ve temlikten önce yapılan, davaya konu ödemelerin temlike konu edilmemesi nedeniyle temlikten önce yapılan fazla ödemelerin istirdatına ilişkindir.
19/03/2012 temlik tarihi itibariyle, davaya konu bu ödemeler hesaplanmadan yapılan kapak hesabı ile alacak tutarı 37.533,73-TL.’dır. 04/01/2012 tarihinde 10.000-TL. ve 28/02/2012 tarihinde 10.000-TL. yapılan ödemeler hesaplanarak kapak hesabı yapılsa dahi temlik tarihi itibariyle, davacının davalıya borçlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacı borçlu yanca, temlik tarihinden önce yapılan ve istirdatı talep edilen, 04/01/2012 tarihinde 10.000-TL. ve 28/02/2012 tarihinde 10.000-TL. ödemelerin, takip tarihinden sonra, temlikten önce, borçlu olunan alacağa ilişkin, davalı banka tarafından tahsil eden ödemeler olduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK. Madde 188, “ Borçlu, devri öğrendiği sırada devredene karşı sahip olduğu savunmaları, devralana karşı da ileri sürebilir.” hükmüne istinaden davacı borçlu yanca, davalı alacaklı devreden bankaya karşı ileri sürebileceği tüm itiraz ve def’ileri, dava dışı temlik alan … San. ve Dış Tic. Ltd.Şti.’ne karşı ileri sürebilecektir. Borçlu, alacağı devralanın ifa istemine karşı, alacağın meydana gelmediğini( taraflardan birinin fiil ehliyetinin bulunmadığı, alacağı devredenin tasarruf yetkisinin bulunmadığı) veya alacağın artık mevcut olmadığını (örneğin ifa, ibra veya takas nedeniyle) ileri sürerek ifadan kaçınabilir. Davacının, ….İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı icra dosyasına, temlikten sonra, dava dışı temlik alan … San. ve Dış Tic. Ltd.Şti.’ne yapmış olduğu ödemelerin, ihtirazi kayıtla ödendiğine ilişkin belge sunulmamıştır.
İİK m.72/7 madde “… takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” hükmüne havi olup, bu süre ödemenin yapıldığı tarihten itibaren başlayacağı ve hak düşürücü süre olup mahkeme tarafından resen dikkate alınacağı, davacı yanca, 04/01/2012 tarihinde 10.000-TL. ve 28/02/2012 tarihinde ödeme yapıldığı iddia edilerek, 20/09/2013 tarihinde davalıya istirdat davası açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyası, temlik belgesi, dekont, makbuz, banka kayıtları, ticari defter ve belgeler ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş ve tüm dosya kapsamına göre, 19/03/2012 temlik tarihi itibariyle yapılan icra dosyası kapak hesabı ile davacının, 19/03/2012 temlik tarihi itibariyle davalı temlik eden bankaya borçlu olduğu, davacı yanca temlikten önce 04/01/2012 tarihinde 10.000-TL. ve 28/02/2012 tarihinde 10.000-TL. yapıldığı ileri sürülen ödemelerin davalı temlik eden banka tarafından alacağına mahsuben yapılan ödemeler olduğu, temlik tarihi ile birlikte davacının davalı bankaya borçlu olduğu, temlik tarihinden önce yapılan ödemelerin istirdatının talep edilemeyeceği, davacı borçlunun, temlik edene karşı haiz olduğu bütün def’i ve itirazları temlik alan dava dışı alacaklı … San. ve Dış Tic. Ltd.Şti.’ne karşı, 6098 sayılı TBK. Madde 188/1 hükmü gereği ileri sürebileceği, kaldı ki istirdat davasının, temlik eden davalıya, son ödeme tarihinden bir sene sonra açıldığı anlaşıldığından, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacının davasının REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 426,95-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 372,55-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı lehine A.A.Ü.T. gereğince taktir olunan 3.750,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır