Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/252 E. 2020/651 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/252 Esas
KARAR NO:2020/651

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/07/2012
KARAR TARİHİ:03/11/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 08.03.2010 tarihinde ….Noterliğinde … yevmiye numaralı Adi Ortaklık sözleşmesi akdedildiğini, davacılardan … kendi tecrübesi ve portföyündeki müşterilerin bir kısmını adi ortaklığa aktardığını, adı ortaklığın malzeme alım giderleri, vergi ve kurum ödemeleri davacı … tarafından yapıldığını, davalıya ayrıca 2.000-2.500 TL civarında ayrıca aylık ödeme yapıldığını, davacı şirket tarafından 2010 yılında alman binek araç davalının kullanımına tahsis edildiğini, ayrıca davalının kullanımı için bir adet notebook bilgisayar alındığını, ortaklığın feshi aşamasında ilgili bilgisayar davacıya teslim edilmiş ancak davalının bilgisayar içeriğindeki ortaklığa ilişkin tüm bilgi ve belgeleri sildiğini, davalı tarafından ….Noterliğinin 28.05.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ortaklığın tasfiye edilmesi talep edildiğini, davalının ihtarnamesine ….Noterliğinin 05.06.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap verildiğini, davalının ortaklığı fesihten önce 27.83.2012 tarihinde … sicil numarası ile adi ortaklık firması ile faaliyet konularında şahıs firması kurduğunu, gerek mülga borçlar Kanunun 526,Maddesi ve gerekse 6098 sayılı yeni borçlar kanunun 626.maddesi hükümlerine göre davalının adi ortaklığın fesih tarihinden öce 27.03.2012 tarihinde kendi adına firma kurmasının rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin gösterdiğini, davalı üçüncü firmalara davacıların itibarlarını ve piyasa ilişkilerini bozacak şekilde kötü niyetli davranmış, TTK 55 ve 57/1 madde hükümlerine göre haksız rekabet fiillerini işlediğini, bıı fiillerin kanıtının ise Davalını fesih talebinde bulunduğu ihtarname olduğunu. davalıya sağlanan bütün imkânlar karşılığında Davacı … … ‘ın eşinin hastalığı döneminde yapılan bu işlemler nedeniyle Davacıyı derinden üzdüğünü ve manevi tazminat şartlarını oluştuğunu, netice olarak davalının, davacılar için ayrı ayrı olmak üzere toplamda 40.000,00.-TL manevi tazminat ödemeye mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan Davaya yetki yönünden itiraz edildiği, davacı şahıs ile yapılan yüz yüze görüşmede adi ortaklığın sonlandırılması için 2012 Mart başında anlaşma yapıldığını, adi ortaklığın mevcudunun yarısının ortaklık payı olarak alınması gerekirken davacı tarafında 45.000,00-TL borçlu çıkartıldığını, yapılan hesaplamanı doğruluğunun tespiti için Adi ortaklık defterlerinin incelenmek istendiğini ancak Davacı … tarafından davalını bu isteğinin yerine getirilmediğini, adi ortaklığın hesaplan üzerinde yapılan incelemeler neticesinde Davalı … ukdesinde bulunduğu görülen para çekişlerinin aslında Davacı … tarafından bankadan çekilen meblağlar olduğu ve bu hususun … AŞ, teftiş kurulu raporu ile sabit olduğu ve dolayısıyla Davacı …‘ın ukdesinde bulunan nakit tutarın 188.528,64.-TL olduğu ve bu tutarın yarısının Davalının ortaklık payı alacağının olduğu, davalı, Söz konusu alacağının tahsili ile ilgili olarak ….ATM … E. Sayılı dava açtığını, Davacının ise iş bu davayı misilleme amacıyla açtığını, 2012 Mart basında tarafların görüşmeleri neticesinde kararlaştırılan adi ortaklığın feshine müteakip Davacının bilgisi dâhilinde Davalı tarafın yeni bir şahıs firması kurmasının haksız rekabet içermediği zira bu sözlü görüşmelerde bu hususun davacı yanca kabul edildiğini, neticeten haksız rekabet oluşturacak eylemlerin mevcut olmadığı maddi ve manevi tazminat şartlarının oluşmadığından davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Mahkememizin 28/12/2016 tarih ve 2014/890 E., 2016/884 Karar sayılı kararı ile “…Ortaklık tasfiyesine ilişkin bir dava olduğu, söz konusu raporun dosyamıza davalı tarafından sunulduğu, davacılardan … San. Tic. Ltd. Şti nin davasının husumet yokluğundan ; zira davalının Nasa ile ticari alım satım ilişkisinden başka ilişkisi olmadığının hem bilirkişi raporu ile hemde davalı beyanları ile belli olduğu, Nasa ile alakalı da o şirketi rencide edecek ürünlerini de herhangi bir beyan yada eylemin davalı tarafça gerçekjleşmediği, davacıların iddiası davaı vekilinin avukat olarak vekil sıfatı ile gönderdiği ihtarnamedeki Manuk’un olaydaki rolü ve davranış biçimlerine ilişkin ifade şeklinin üslübundan kaynaklananan manevi tazminat olduğu, diğer davacı açısından da davanın ispat edilemediği görüldüğünden davacıların davasının husumet ve esastan reddine…” şeklinde karar verdiği görüldü.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 18/02/2020 tarih ve 2017/2191 E., 2020/206 Karar sayılı kararı ile “… davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-a-3 maddesi uyarınca karar kaldırılarak, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi…” şeklinde karar verdiği görüldü.
Dosya Mahkememizin 2020/252 Esas sıra numarasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında kurulan adi ortaklık nedeniyle haksız rekabet ve haksız fiil nedenlerine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu adi ortaklık ve hükümleri ile, rekabet yasağına dair hükümlerin tamamı TBK’da düzenlenmiştir. O halde, mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TBK’da düzenlenen adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı olduğu, taraflardan davalının TTK’da düzenlendiği gibi tacir sıfatını taşımadığı, adi ortaklığın konusunun ticari gelir elde etmek olması, davayı kendiliğinden ticari dava haline getirmeyeceğinden, TTK’da ön görülen, tarafların her ikisinin de tacir olması koşulunun davada oluşmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın GÖREV NEDENİYLE USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurulduğu takdirde dava dosyasının görevli … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi takdirde Mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
2-HMK 20.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için taraflarca başvurulması halinde HMK 331/2.maddesi gereğince yargılama giderlerinin ve HMK 323/1-ğ maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından hüküm altına alınmasına, belirtilen sürede başvuru yapılmaması halinde yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin Mahkememizce hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/11/2020

Katip …

Hakim …