Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/251 E. 2020/642 K. 28.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/251 Esas
KARAR NO:2020/642

DAVA:Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/10/2014
KARAR TARİHİ:28/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili mahkememize verdiği 25/06/2014 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; kaçak elektrik kullandığı ileri sürülen … … Mah. … Malı, adresindeki işyerinde 01.01.2005 tarihînden itibaren kiracı olduğunu, buranın … mülkü olduğunu, kiracı bulunduğu mekana ait elektrik saatinin arıza yapması üzerine tamir için gelen ustanın aynı yerdeki bir başka saat ile kendi saatini yanlış taktığını, ancak kendisinin harcadığı elektrik bedellerini düzgün ödediğini, davalı kurumun 18.09.2009 ve 04.10.2009 tarihli tutanaklarında saatlerin tamirden sonra yanlış takılmış olduğunun belirtildiğini, … nolu talebi ile …‘dan yanlışlığın düzeltilmesini istediğini ancak … tarihli tutanağında kaçak kullanımla ilgili herhangi bir hatanın olmadığının belirtildiği, davalı kurum tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayet neticesinde … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17.04.2012 tarihli kararı ile kaçak elektrik kullanmadığının sabit görülüp beraatine karar verildiğini belirterek, kaçak elektrik kullandığına ilişkin talep edilen elektrik harcama tutarının iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacının sayacı tamir için yetkilisini, bir tamire çağırdığını, yetkisiz bir tamirci tarafından yapılan herhangi bir tamir, bakım vs. Sayaca müdahale eylemi oluşturduğunu ve usulsüz elektrik tüketimi meydana getirdiğini. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 14. Maddesi gereği davacının usulsüz elektrik kullanımı yaptığını, usule aykırı bir şekilde elektrik enerjisinden faydalanılması durumunda kaçak işlemlerini başlatmasının müvekkili şirkete hukuk düzeni tarafından tanınan bir hak olduğunu, müvekkil şirketçe tutulan tutanakla davacının kaçak elektrik kullandığının sabit olup, borçtan sorumlu olmadığını ispat yükünün davacıya ait olduğunu, ceza mahkemesinin vermiş olduğu beraat kararının huzurdaki dava için bağlayıcı olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, kaçak elektrik kullanımından kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.
Mahkememizin 19/10/2016 tarih … Esas … Karar Sayılı ilamında ” Davacının davasının kabulü ile 30.941,23 TL tutarlı kaçak elektrik tüketim tahakkukundan borçlu olmadığının tespitine,” şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından karara karşı istinafa başvuru yoluna gidilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, 29/03/2017 Tarih 2017/107 E., 2017/175 K. Sayılı ilamında,”… davacının Tüketici mahkemesinde açtığı dava, başlangıçta harçtan muaf açılmış iken,göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilerek ve kesinleşmesi sonucu İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiğinde bu mahkemece, davacının açmış olduğu menfi tespit davasında dava dilekçesinde gösterdiği 30.941,23TL bedel üzerinden yatırması gereken 528,40 TL nispi peşin alınması gereken 1/4 karar ve ilam harcı ile 25,20TL başvuru harcını yatırmamış olduğu halde, harç eksiğini tamamlatmaksızın yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması HMK 355. madde gereği kamu düzenine aykırılık teşkil ettiğinden mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının kaldırılarak dosyanın HMK 353. maddesi uyarınca mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir….” içtihadında bulunduğu, sehven geri çevirmenin gereği gibi yapılmayarak yeniden karar verildiği bu kez İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 05/06/2017 tarih 2017/430 E., 2017/559 K. Sayılı kararı ile ilk geri çevirme kararında belirtilen harç eksikliğinin tamamlanması için dosyanın yeniden geri çevrildiği anlaşıldı.
Karar sonrası mahkememize gelen dosyanın 2017/685 Esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesinin 05/06/2017 tarih 2017/430 E., 2017/559 K. ve 09/03/2017 tarih 2017/107 Esas, 2017/175 Karar sayılı geri çevirme ilamlarının gereği yerine getirilmiş, eksik olan harçlar tamamlanmış ve mahkememiz 06/02/2019 tarih 2017/685 Esas 2019/160 Karar sayılı ilamıyla “Davacının davasının kabulü ile 30.941,23 TL tutarlı kaçak elektrik tüketim tahakkukundan borçlu olmadığının tespitine,” kararı verildiği ve davalı vekili tarafından karara karşı istinafa başvuru yoluna gidilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, 12/03/2020 Tarih 2019/1448 E., 2020/338 K. Sayılı ilamında “Davalının tacir mi esnaf mı olduğu saptanmadan, buna dair araştırma yapılmadan, işletmesinin esnaf işletmesi kapsamında kalıp kalmadığı, vergi kayıtları, vergi matrahları, ticaret sicil ve esnaf oda kayıtları getirtilmeden, hangi usule göre defter tutulduğu araştırılmadan, bakanlar kurulunca çıkartılan esnaf-tacir arası ayrıma dair kararnamedeki gelir sınırı dosyaya alınmadan ve bu deliller toplanıp karar yerinde tartışılmadan, salt abonelikte yazılı ticarethane ibaresi ile verilen karar usul ve hukuka uygun bulunmamış, bu nedenle bunlar toplanıp kararda tartışılarak, eğer tacir niteliğinde ise Ticaret Mahkemesi olarak devam edilmek, esnaf niteliğinde ise genel mahkemeler görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmek üzere, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca karar kaldırılarak davanın yeniden görülmesini temin için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,” kararı verilerek dosya mahkememiz 2020/251 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi, 12/03/2020 Tarih 2019/1448 E., 2020/338 K. Sayılı ilamında belirtilen eksiklikler yerine getirilmiş, … Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazısına göre davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı bildirilmiş, … Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinin yazısına göre davacının … Odasına kayıtlı olduğu, bu kaydın da 15/08/2015 tarihinde kapatıldığı bildirilmiş, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün cevabi yazısına göre; davacının işletme hesabı usulüne göre defter tuttuğu, VUK’un 177/1 deki limitleri aşmadığı, esnaf sayıldığı bildirilmiştir.
Ticaret Mahkemesinin görev alanını düzenleyen 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5 maddeleri şu şekildedir:
“MADDE 4- (1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.
MADDE 5- (1) Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.”
6100 Sayılı HMK’nın 2.maddesinde ise Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanı düzenlenmiş olup, bu madde;” Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmünü haizdir.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 12/06/2020 tarih,… Vergi Dairesi’nin 11/06/2020 ve … Esnaf ve Sanatkarlar Odası 11/06/2020 tarihli cevabi yazılarına istinaden davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu ve sunulan deliller kapsamında uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
HMK 114. Maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-)Kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-)HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
4-)Süresi içinde gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/10/2020

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*