Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/20 E. 2020/193 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/20 Esas
KARAR NO : 2020/193

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 18/10/2012
KARAR TARİHİ : 27/02/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Müvekkilinin davalı şirketin hissedarı olmasına rağmen şirketin iş ve işlemlerinden hiçbir zaman haberdar edilmediğini, Şirketin gelir gider durumu ve bilançolarının talep edilmesine rağmen verilmediğini, davalı şirketin 24/07/2012 tarihinde 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olağan genel kurul toplantısının yapıldığını, toplantıya çağrıların TTK’nın 414. Maddesine uygun olarak yapılmadığını, toplantı tutanağına da hükümet komiseri tarafından çağrı mektuplarının 15 günlük süreyi doldurmadığının yazıldığını, bu nedenle toplantının yoklukla malul olduğunu, diğer yandan olağan toplantı ilanlarından faaliyet raporu ile bilanço kar ve zarar cetvellerinin ortakların incelemesine açık bulundurulmasına ilişkin hükme de riayet edilmediğini zira ticaret sicil gazetesine yapılan ilanın söz konusu hükme uygun olmadığını genel kurulda alınan kararların
yasaya şirket ana sözleşmesine ve dürüstlük kurallarına da aykırı olduğunu, genel kurulda kar dağıtımı konusunda bir karar alınmadığını müvekkilinin ortak olduğu tarihten bu yana hiçbir zaman kar dağıtımı yapılmadığını, müvekkili toplantıya çağrılmayıp toplantıdan haberdar olmadığı için bilanço ve denetim raporlarının da incelenemediğini, dolayısıyla bu şekilde azınlık haklarının kısıtlandığını, toplantı gündeminin 3, ve 4. Maddelerinde denetci raporu bilanço ve gelir gider tablosunun okunarak onaylandığını, gündemin 5. ve 6. Maddelerinde yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin ibrasına karar verildiğini, şirketin en büyük hissedarı olan … A.Ş nin sermaye artışı yaparak şirketi ele geçirdiğini, bu şekilde müvekkilinin hissesini yok denecek kadar küçüldüğünü, bu konuda alınan kararın iptali için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını, gündemin 7. Maddesi ile yönetim kurulu başkan ve üyeleri için toplantı başına öngörülen huzur hakkının da fahiş olduğunu, gündemin 8 ve 9. Maddesinde yönetim kurulu ve denetçi seçildiğini, müvekkilinin toplantıya katılmaması nedeniyle oy kullanamadığından söz konusu kararında geçersiz olduğunu, 10. Madde ile yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395-396. Maddeleri uyarınca yetki verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, davalı şirketin 24/07/2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitine ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; 24/07/2012 tarihli genel kurulda yönetim kurulu raporları, denetçi raporları 2010/2011 yıllarına ait bilanço ve gelir gider tablolarının onaylanması yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin ibrası yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimi ve yetki verilmesi gibi şirketin ticari işleyişi açısından son derece önemli kararlar alındığını, söz konusu kararların şirketin amacı ve iştikal mevzusunun zorunlu kıldığı hususlar için kanun ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak alındığını, davacının müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanı … ve yönetim kurulu üyesi …’in kız kardeşi olduğunu, kardeşler arasında meydana gelen husumetten dolayı şirketin iş yapamaz hale getirmek ve zarar vermek amacıyla genel kurul kararlarının iptali davası açtığını, oysaki genel kurulun TTK’nın 414 ve diğer mevzuat hükümlerine riayet edilmek suretiyle usul ve yasaya uygun bir şekilde gerçekleştiğini, toplantıya çağrının da mevzuata uygun olduğun savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizin 17/06/2015 tarih ve… E., 2… K. sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne, davalı şirketin 24/07/2012 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısıda alınan 3,4,5,6 ve 10 nolu genel kurul kararlarının iptaline, diğer kararlarla ilgili iptal talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının temyiz edilmesi neticesinde temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 21/03/2018 tarih ve 2016/9401 E., 2018/2169 K. sayılı ilamı ile; “… Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporunda davalı şirketin bilançosunda kâr olmasına rağmen, yönetim kurulunun kendisine yüklenen görevi ihlal ederek kâr dağıtımı konusunda gündeme madde eklemediği, kâr dağıtımı konusunda genel kurulun tekelsel yetkisini kendisi kullanarak kanunu ihlal ettiği, bu hususun denetçilerin de dikkatini çekmediği, bu nedenle genel kurulun 3 nolu gündem maddesinde yönetim kurulu faaliyet raporu ve denetçi raporunun onaylanması, 4 nolu gündem maddesinde bilanço ve gelir tablosunun onaylanması, 5. ve 6. maddede alınan yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin ibrasına yönelik kararların iptalinin gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda 3, 4, 5 ve 6. maddelerin iptaline karar verilmişse de şirket kâr elde etmesine karşın kâr payı dağıtılmasına ilişkin gündemde madde olmaması ve bu yönde genel kurulda bir karar alınmamış olması anılan maddelerin iptal edilmesini gerektirmez. Ayrıca 6102 sayılı TTK’nin 395. ve 396. maddeleri gereği yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin 10.maddenin, şirkette pay sahibi olan yönetim kurulu üyelerinin de kararın alınmasında oy kullandığı gerekçesiyle iptaline karar verilmesi de doğru olmamıştır. Dava konusu genel kurul toplantısına ilişkin hazirun cetveli incelendiğinde şirketin %90 oranında pay sahibinin …A.Ş. olduğu ve şirket yönünden oydan yoksunluk hükümlerinin uygulanmayacağı göz önüne alındığında anılan kararın alınmasında toplantı nisabına dair bir sorunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece genel kurul toplantısında alınan 3, 4, 5, 6 ve 10. maddelerin iptaline karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. …. ” gerekçesi ile Mahkememiz kararı bozulmuştur.
Davacı vekilinin karar düzeltme talebi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/12/2019 tarih ve 2018/373 E., 2019/8149 K. sayılı ilamı ile reddedilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Dava; Anonim şirket genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptaline ilişkindir.
Davacı, davalı şirketin 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak 24/07/2012 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğunu, bu taleplerin yerinde görülmemesi halinde bu genel kurulda alınan 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10 nolu kararların yasaya, esas sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporu ve ek raporu alınmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller, bilirkişi raporu ve ek raporu, davalı şirketin genel kurul toplantı tutanağı, Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin 24/07/2012 tarihli Olağan Genel Kurulunda 3 nolu karar ile, 2010-2011 yılları yönetim kurulu raporu ve denetçi raporunun okunarak oylandığı ve oy birliği ile onaylandığı, 4 nolu karar ile, 2010-2011 yılları bilanço gelir tablosunun oy birliği ile onaylandığı, 5 nolu karar ile yönetim kurulunun 2010 ve 2011 yılları çalışmalarından dolayı yönetim kurulu üyelerinin ibrasının oy birliği ile kabul edildiği, 6 nolu karar ile, 2010- 2011 yıllarındaki çalışmalarından dolayı denetçinin ibra edilmesine karar verildiği, 7 nolu karar ile 2012 yılı için yönetim kurulu başkanına, yönetim kurulu başkan yardımcısına ve üyelerine toplantı başına ödenecek huzur hakkı ile denetçi için ödenecek yıllık ücrete oy birliği ile karar verildiği, 8 nolu karar ile yönetim kurulu üyeliğine 3 yıl süre ile görev yapmak üzere …, … ve …’in seçilmesine oy birliği ile karar verildiği, 9 nolu karar ile şirket denetçisine 1 yıllık süreyle …’in seçilmesine oy birliği ile karar verildiği, 10 nolu madde ile TTK’nın 395- 396 . maddelerine göre yönetim kurulu üyelerine yetki verilmesine oy birliği ile karar verildiği, çağrı merasimine uyulmamasının tek başına genel kurulun yoklukla malul olmasını gerektirmediği, şirketin kar elde etmesine karşın kar payı dağıtılmasına ilişkin gündemde madde olmaması ve bu yönde genel kurulda bir karar alınmamış olmasının 3,4,5,6 nolu maddelerin iptalini gerektirmeyeceği, TTK’nın 395 ve 396. maddeleri gereği yönetim kuruluna yetki verilmesine ilişkin 10. maddesi ile ilgili kararın alınmasında oy kullananlardan …A.Ş.’nin %90 oranında pay sahibi olduğu ve bu şirket yönünden yoksunluk hükümlerinin uygulanamayacağı göz önüne alındığında bu kararın alınmasında toplantı nisabına dair bir sorunun bulunmadığı, yönetim kurulu üyelerine ödenmesi kararlaştırılan huzur hakkının ve denetçi için yıllık ücretin yasaya, ana sözleşmeye incelenen bilanco ve faaliyet raporuna göre iyi niyet kurallarına uygun olduğu, bu nedenle 7 nolu kararın, yönetim kurulu üyelerinin ve denetçi seçimine ilişkin 8 ve 9 nolu gündem maddeleri ile alınan kararların yasaya, ana sözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 21,15 TL harcın mahsubu eksik alınan 33,25 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 47 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde YARGITAY yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*