Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/182 E. 2022/1026 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2020/182 Esas
KARAR NO:2022/1026

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:11/03/2020
KARAR TARİHİ:20/12/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/11/2011 tarihinde 19:00 sıralarında … Mah.. 861. Sok. No:16 … adlı iş yerinin önünde bulunan dört yol ağzında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarpması sonucu yaralandığını ve trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde …’un asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza sonrasında müvekkilinin yaralandığını ve ömrünün sonuna kadar taşıyacağı cismani zararların oluştuğunu, kafa bölgesine olmak üzere birçok yerden darbe aldığını, sağ kulağında işitme kaybı meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkilinin maluliyet durumunun sürekli olduğunu, müvekkilinin iş gücünden bedeni hasarı oranında gelir kaybına uğradığını, müvekkilinin malul kaldığını belirterek davanın kabulü ile şimdilik çalışma gücündeki geçici iş kaybı için 500 TL, sürekli iş gücü kaybı için 500 TL tümünün maddi tazminatının aktüer hesabı yapılarak kaza tarihinden itibaren işleycek olan avans faiziyle birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 1.000 TL tutarındaki maddi tazminatın tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı tarafça yasal sürede cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı geçici ve sürekli iş göremezliğe ilişkin maddi tazminat davasıdır.
… CBS … soruşturma sayılı dosyası, hastane film, rapor ve grafileri, hasar dosyası, poliçe, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu maluliyete ilişkin rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğudur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91/1’inci maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanunun 85/1’inci maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş, anılan Kanununun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. İşleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten ve teşebbüs sahibi sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, sorumluluktan kurtulması veya sorumluluğun azaltılması başlıklı 86. maddesi ”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” hükmünü içerir. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşın, meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görendedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, ZMMS zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edecektir.
TBK 50.maddesi ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmünü içermektedir.
TBK54.maddesinde Bedensel zararlar özellikle, Tedavi giderleri. Kazanç kaybı. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ,Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak sayılmıştır.
Bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, tazminata esas kusur oranı, maluliyet oranı, iyileşme sürelerinin tespiti ve zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. maluliyet oranı tespiti hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi hallerden olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği ATK’dan rapor alınmıştır
Mahkememizce alınan ATK raporunda sonuç olarak; Kişinin 06.10.2021 tarihinde Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunda yapılan muayenesinde kişi olaydan önce de duyma kaybı olduğunu 2015 yılında geçirdiği dava konusu olayla ilgili olmayan trafik kazasından sonra işitme kaybı şikayetinin arttığını beyan ettiğinden kendisinde mevcut otitis media rahatsızlığına bağlı işitme kaybının olay ile illiyetinin bulunmadığı cihetiyle Mevcut tıbbi belgelere göre; … ve … oğlu, 15/02/2007 doğumlu …’ın 22.06.2011 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan maluliyet oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; alınan ATK raporuna göre davacının 22.06.2011 tarihinde geçirdiği dava konusu kazaya bağlı gelişen yaralanmasının kalıcı maluliyete neden olmadığı, davacının dosya kapsamına göre 2015 yılında da kaza geçirdiği, bu kaza sonrası işitme kaybının geliştiğinin anlaşıldığı, celbedilen tüm tetkik ve tedavi evraklarının, raporların ATK raporunda inceleme konusu yapıldığı, yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu davacının 22.06.2011 tarihinde geçirdiği kaza nedeniyle kalıcı maluliyetinin olmadığının tespit ediliği, raporun hüküm kurmaya yeterli denetime elverişli olduğu, davacının kalıcı maluliyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı, davacının kaza anında 18 yaşından küçük olduğu ve gelir getirecek bir işte çalışmasının söz konusu olmadığı bu nedenle de geçici iş göremezlik tazminatı talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Dava açılırken başvurma ve peşin harç alınmadığından karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL peşin harç ile 80,70-TL başvurma harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır