Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/181 E. 2022/294 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/181 Esas
KARAR NO : 2022/294

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/09/2014
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından …A.Ş. unvanlı ortaklığın yönetimini üstlendiği Mimaroba – …ve iş yerlerine 09/01/1999 ve 11/01/1999 tarihlerinde kalorifer satışı yapıldığını, satılan yakıt miktarının 33.108 kg fuel – oil olup; müvekkili şirkete ödenmesi gereken işbu mal bedelinin ise 2.668,487-TL olduğunu, mal bedeline ilişkin faturaların düzenlendiği… A.Ş.’nin, davalılar tarafından 2960 bağımsız bölümden oluşan Mimaroba’ya ve 3500 bağımsız bölümden oluşan Sinanoba’ya kat malikleri kurulu sıfatı ile atanmış yönetici olduğunu, taşınmazların yönetimini üstlenen…A.Ş. ile davalılar arasında imzalanan 01/03/1997 tarihli protokol ile yöneticilik görevinin yürütülmesi ile ilgili esasların tarafların hak ve yükümlülükleri ve … A.Ş.’nin yönetim ile ilgili yetkilerinin kapsamının düzenlenmiş olduğunu, bu protokol ile bağımsız bölüm malikleri olarak davalıların yetkilerini… İşletme A.Ş.’ne devretmiş olduklarını, taşınmazın ısıtma klima tesislerinin çalıştırılması, gerekli yakıt enerjisinin temininin, … A.Ş.’nin bu protokol ile vücut bulan yükümlülükleri arasında yer almakta olduğunu, bu açık hukuki durum karşısında,…konut ve iş yerlerinin yakıt ihtiyacının karşılanması amacına yönelik anlaşma, müvekkili şirket ile davalılar nam ve hesabına, davalıları temsilen yönetici sıfatı ile …A.Ş. ile akdolunmuş olduğundan bu sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin davalılar ait bulunmakta olduğunu, davalıların işbu protokolün 1. ve 2. maddesinde açıkça yapı maliki olarak tanımlandığını, …A.Ş.’nin de davalıların kat malikleri kurulunu oluşturduğu …taşınmazlarını kapsayan …Yöneticiliği’ni üstlendiğinin tartışmasız olduğunu, işbu protokol hükümleri doğrultusunda müşterek ve müteselsil borçlu olan davalılar aleyhine müvekkili şirket tarafından 05/06/2000 tarihinde açılan alacak davacı neticesinde; İstanbul … ATM’nin 28/05/2002 tarih,…Esas…Karar sayılı kararı ile 33.108 kg karşılı gelen miktar olan 2.668,487-TL bedelli alacaklarının davalılar… A.Ş. Ve Emlak Bankasından müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesine karar verildiğini, işbu kararı davalıların temyiz ettiğini, akabinde müvekkili şirketçe Şişli … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, İstanbul … AT’nin kararının Yargıtay 19. HD’nin 07/11/2003 tarih, 2002/8101 Esas ve 2003/11129 Karar sayılı kararı ile onandığını, davalıların karar düzeltme taleplerinin de Yüksek Dairece reddedildiğini, icra takibinin kesinleşmiş olduğunu ve akaryakıt bedeli olan 2.668,487-TL’nin müvekkili şirkete 28/01/2004 tarihinde ödenmiş olduğunu, müvekkili şirketin alacağının fiilen teslim edildiği tarihe kadar geçen süre zarfında zarar ettiğini, icra takibi neticesinde tahsil edilen akaryakıt bedelinin temerrüt faizi ile birlikte müvekkili şirketin zararını karşılamadığından işbu munzam zarar talepli davanın açılması zarureti doğduğunu, müvekkili şirket tarafından satılıp teslim edilen toplam 33.108 kg akaryakıt karşılığı tahsil edilen satış bedelinin temerrüt faizi ile birlikte 7.144,26-TL’den ibaret olduğunu, oysa oluşan ve süregelen olumsuz ekonomik koşulların zorunlu bir sonucu olarak alacaklarının fiilen tahsil edildiği tarih itibari ile satış bedeli 26.883,52-TL’na ulaşmış olduğunu, hüküm altına alınan alacaklarının temerrüt faizi ile birlikte tahsil edilen tutarı olan 7.144,26-TL ile teslim edilen akaryakıt bedelinin tahsil edildiği tarihteki değeri olan 26.883,52-TL arasındaki fark 19.739,26-TL olup, müvekkili şirketin temerrüt faizi ile giderilemeyen munzam zararını oluşturmakta olduğunu, müvekkili şirketin satmış olduğu 33.108 kg akaryakıtın bedelini satım tarihinde tahsil etmiş olsaydı veya bedel ödenseydi yine bu parayla ayı miktar akaryakıt satın alınarak ticari faaliyet devam edecek ve sonuçta 33.108 kg akaryakıt mal varlığı olarak şirket nezdinde kalacağını ve şirketin mal varlığında azalma olmayacağını, yukarıda açıklanan nedenlerle; teslim edilen 33.108 kg akaryakıt bedelinin ödenmesindeki temerrüt sonucunda oluşan ve tahsil edilen temerrüt faizi ile giderilemeyen munzam zarar karşılığı olarak şimdilik 19.739,26-TL tazminatın, dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı…A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, davacının, mal bedeli şeklindeki munzam zarar talebinin esastan da reddi gerektiğini, öncelikle davacının mal bedeli / vade farkı niteliğinde zarar hesabı yaparak ve B.K.’nun 113. Maddesi ile İstanbul … ATM’nin kesin hüküm niteliğindeki … esas sayılı kararını dolanarak, aynı nitelikteki talebi munzam zarar adı altında ileri sürmesinin hukuka, hak ve nısfet kurallarına aykırı olduğunu, temerrütten itibaren… davacı zararından söz etmenin de mümkün olmadığını, davacının somut olarak uğramış olduğu zarar yerine, bu satış işlemini hiç yapmasaydı bu kadar malın elinde kalacağı varsayımına dayalı; satışa konu malın, alacağın tahsil edildiği tarihteki bedeli zarar olarak talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, munzam zararın temerrüt ile oluşmaya başlayan, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borç olduğunu, davacının ise zarar talebini somut olarak zararın gerçekleştiği / varlığı iddialarına dahi dayandırmamış olduğunu, satış işlemini yapmasaydı bu kadar mal varlığının elinde olacağı varsayımının kabulü ile hesaplanacak zararının tazminini istemiş olduğunu ,davacının zararının varsayımlarla değil, somut vakıalarla ispatının gerektiğini, huzurdaki davada borçlu kusurunun da bulunmadığından munzam zarar talebinin reddi gerektiğini, işbu davada yakıt bedelinini ödenmemesinin bankanın yönetici olarak atadığı dava dışı şirketin eyleminden doğmakta olduğunu, davacının alacağını geç tahsil etmekteki kusuru, varlığı iddia edilen zarar ile müvekkili banka arasındaki illiyet bağını keser nitelikte olduğundan bu nedenle de davanın reddi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle reddini, aksi takdirde gerek somut delillerle ispatlanamayan farazi talebin hukuka ve hakkaniyete aykırı olması nedeniyle, gerekse müvekkili bankanın kusurunun bulunmaması ve davacının müterafik kusurunun, olası zarar ile müvekkili banka arasındaki illiyet bağını kesecek nitelikte olması nedeni ile reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı …. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, alacağın varlığından ve kapsamından haberdar olmayan müvekkili şirketin temerrüde düşmekte hiçbir kusurunun bulunmadığını, temsil olunanın temsilcinin eylemlerinden dolayı sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmadığını, munzam zarar ile temerrüt arasında uygun bir illiyet bağının olmadığını, davacının fiilen uğradığı zararları ve miktarını kanıtlamak durumunda olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/10/2012 tarih,… E.-… K. sayılı kararı ile; ” …
Davacının dava talebi, “munzam zararlarda zamanaşımı başlangıcının, önceki davada hükme bağlanan alacağın faiziyle birlikte tahsil edildiği tarihte doğmuş olacağından 10 yıllık zamanaşımı başlangıcının da paranın icrada tahsil edildiği tarih olduğu hususu göz önünde tutulmuş..” olduğu gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği,
Kararın, davacı vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 18/11/2013 tarih, 2013/1703 E.- 2013/18115 K. sayılı ilamında; “…
Dava munzam zararın tahsili istemine ilişkindir.
Munzam zarar BK 105 (TBK 122) maddesinde; “Alacaklının düçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat edemedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Alacağın tahsili amacıyla açılan ilk davanın uzun sürmesi ve tahsilatın geç yapılması munzam zarar talep edilemeyeceği anlamına gelmez.
Bu durumda mahkemece alacaklının munzam zarara uğradığının ispatı yönünde sunduğu deliller incelenip konusunda uzman bir bilirkişiden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine

elverişli rapor alınıp deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Hükmün davacı yararına bozulmasına, …” yönünde içtihadında bulunduğu,
Bozma sonrası mahkememize gelen dosyanın, 2014/1375 Esas sayıya kaydı yapılarak, bozmaya uyma kararı ile yargılamaya devam olunduğu,
Mahkememizin 17/07/2017 tarih, 2014/1375 E.-2017/507 K. sayılı kararı ile; “…
Davacının munzam zararının oluştuğu, bu zararının da 26.883.525,480 TL (26.883,525 TL) olduğu, ayrıca yine somut uyuşmazlık açısından bakıldığında, borçlu davalının, munzam (aşkın) zararı ödemekten kurtulabilmesi için, kusuru bulunmadığını ispatlaması gerekmektedir. Dosya içinde yer alan bilgi ve belgelerden, davalının, kusuru olmadığını ispatlayamadığı, Davacının davasının taleple bağlı kalınarak kabulü ile (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ) 19.739,265 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine…”karar verildiği,
Kararın, davalılar vekilince temyiz edildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09/12/2019 tarih, 2017/5217 E.- 2019/5474 K. sayılı ilamında; “…
Davacı, davalılara sattığı akaryakıt bedelinin ödenmediğini, bunun için dava açmak zorunda kaldığını, uzun süren yargılama sonucunda aldığı ilamın icrası sonucu eline geçen anapara ve faiz toplamının sattığı akaryakıt bedelini bile karşılamadığını belirterek munzam zarar talep etmiştir. Davacı munzam zararının sebebi olarak sattığı akaryakıtı yerine koyamama olarak bildirmiştir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, konusunda uzman bilirkişi heyeti oluşturularak önce davacının davalılara hangi tür akaryakıtı ne miktarda sattığı ve satış bedelinin ne zaman ödenmesi gerektiğini saptattırmak, satış bedelinin ödenmesi gerektiği tarihte davacının sattığı akaryakıt tür ve miktarında yeni akaryakıtı kendi tedarikçisinden kaç liraya tedarik edebileceğini buldurmak, daha sonra akaryakıt bedeli için açtığı davada tahsil ettiği anapara ve faiz toplamını tespit ettirmek olmalıdır.
Davacının davalılardan tahsil ettiği anapara ve faiz toplamının, davacının sattığı malı yeniden tedarik etmesi için ödemesi gereken bedelle kıyaslayıp arada davacı aleyhine bir fark varsa davacının munzam zararının bu olduğunun kabulü ile sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporu bu ilkelere uygun düzenlenmemiştir. Eksik soruşturmayla hüküm kurulamaz, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir…” içtihadında bulunulduğu,
Bozma sonrası mahkememize gelen dosyanın, … Esas sayıya kaydı yapılarak, bozmaya uyma kararı ile yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2000/679 E. sayılı dosyası, Şişli …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan Protokol, dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, davacı yanca, davalıların yönetimini üstlendikleri… Konutlarına 01/03/1997 tarihli protokole göre 09/01/1999 ve 11/01/1999 tarihli faturalar ile akaryakıt satıldığını yakıt bedelinin ödenmemesi üzerine İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasından açılan dava sonucunda, alacağın 28/01/2004 tarihinde tahsil edilebildiğini, 818 sayılı BK.105 (6098 sayılı TBK.122) maddesi uyarınca mal varlıklarında meydana gelen azalmanın munzam zarar olarak ödenmesi gerektiğini ileri sürerek 19.739,26-TL’nin davalılardan tahsiline ilişkindir.
818 sayılı BK.105 (6098 sayılı TBK.122) “Alacaklının düçar olduğu zarar geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiç bir kusur isnat edilemiyeceğini ispat etmedikçe bu zararı dahi tazmin ile mükelleftir.
” şeklinde düzenlenmiştir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve … İşleri Genel Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye 18/10/2021 tarihinde verilen cevabi yazı ile, “…davaya konu kalorifer yakıtı (kalyak-4) için 14-30/01/1999 tarihleri arasında 76.600TL./Lt. (İstanbul Avrupa Yakası) birim fiyatı uygulandığının tespit edildiğinin..” bildirildiği anlaşılmıştır.

Yargıtay bozma ilamından sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişiler, Borçlar Hukuku Öğretim Üyesi Dr. Doruk UTKU, SMMM… ve Kimya Yüksek Mühendisi… tarafından hazırlanan 11/11/2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda; “…
Yargıtay 19. Dairesinin bozma ilamında yer alan;
-Dava dosyasında “satış bedelinin ödeninesi gerektiği tarihte davacının sattığı akaryakıt tür ve miktarında yeni akaryakıtı kendi tedarikçisinden haç liraya tedarik edebileceğini bularak” ifadesi için 23 Ocak 1999 ile 28 Ocak 1999 tarih aralığında…Ofisinden (Ürün tedarikçisi… olduğundan) Davacıya … ürününün satış Fiyatının 82.200,-TI/kg olduğu ve bu fiyattan dava konusu edilen üründen 32.463,36 kg ürün alabileceği.
-“Davacının davalılardan tahsil ettiği anapara ve faiz toplamının, davacının sattığı malı yeniden tedarik etmesi için ödemesi gereken bedelle kıyaslayıp arada davacı aleyhine bir fark varsa davacının munzam zararının bu olduğunun kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi” istenmiş olup 27 Ocak 2004 ve 28 Ocak 2004 tarih aralığında … Ofisinden (Ürün tedarikçisi … olduğundan) Davacıya … ürünün satış fiyatının 812.000.- TL/kg olduğu,
-Davacının Davalı tarafa ilk ürünü sattıktan sonra tahsilatı normal vadede yapsaydı o günkü fiyatlarla 32.463,36 Kg ürün alabileceğinden, İcra dosyasına Davalının ödeme yaptığı tarihte 32.463,36 kg kalariler yakıtının 812.000.-TL’dan davacının sattığı malı yeniden tedarik etmesi için ödemesi gereken bedelin 26,360.245,178,69 TL olacağı,
-Davalının 27 Ocak 2004 tarihinde İcra dosyasına ödeme yaptıktan sonra (26.360,24 – 7.144,26=) davacının 27 Ocak 2004 tarihindeki munzam zararının 19.215,98-YTL olacağı,
-Sayın Mahkeme isterse Yargıtay’ın talebi doğrullusunda Kalorifer Yakıtının ilgiti tarihlerdeki Fiyatları ile ilgili yazının temin ürün tedarikçisi …Ofisinden temin edilebileceği…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Davalılar vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 09/06/2021 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …
1-Davacı tarafça sunulan ve dosyada mevcut bulunan verilere göre davacı şirketin munzam zararının 19.979.056.274 eski-TL (19.979,06 TL) olarak belirlenebildiği;
2-Hesaplamada kullanılan ve 11.11.2020 tarihli bilirkişi heyeti (kök) raporumuzun ekinde yer alan söz konusu verilerin davacının tedarikçisi konumundaki dava dışı … Ofisi A.Ş.ye gönderilmek suretiyle teyidinin istenmesinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu;
3-Davalıların, söz konusu hesaplamada, dava konusu akaryakıtın davacıya anapara ve faiz borcunun fiili ödenme tarihi olan Ocak 2004 tarihindeki tedarik fiyatının dikkate alınmasına karşı yaptıkları itirazın hem Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin ilamındaki ifadeye hem de hukuka aykırı olduğu ve ayrıca mantıki tutarsızlık da içerdiği…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Davalılar vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 25/02/2022 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …
1- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve …İşleri Genel Müdürlüğünün dosyada mevcut 18.10.2021 tarihli yazısında yer alan ve davaya konu kalyak-4 türündeki akaryakıtın birim fiyatını 23-28 Ocak 1999 itibariyle 76.500 eski TL olarak belirten veri ile davacının 5 yıl sonra 27-28 Ocak 2004 tarihlerinde tahsil ettiği ana para ve temerrüt faizi tutarı dikkate alınarak, davacının 5 yıl sonra tahsil ettiği parayla aynı tür ve miktardaki akaryakıtı 5 yıl önceki tedarik fiyatından tedarik edebileceği varsayımıyla hesaplama yapıldığında davacının herhangi bir munzam zararının olmadığı neticesine varılacağı;
2-Aksi halde, yani eBK m. 105/I (TBK m. 122/I) uyarınca munzam zarar tespiti ve hesabı yapıldığında, davacının munzam zararının dosyada mevcut verilere göre 19.928,55 TL olarak hesaplanabildiği; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve … İşleri Genel Müdürlüğünden davaya konu kalyak-4 türündeki akaryakıtın “27-28 Ocak 2004 tarihleri itibariyle birim fiyatı” sorularak cevabın dosyaya celbi halinde bu hesaplamanın yeni veriye göre tekrar yapılabileceği…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı, Yargıtay bozma ilamı, toplanan tüm deliller sonucu alınan kök ve ek bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, davacının, davalılara sattığı akaryakıtı yerine koyamaması nedeniyle davalılardan munzam zararının oluştuğu iddiası ile açtığı davada, davacının davalılara 09/01/1999-11/01/1999 tarihleri arasında 33.108 kg (36.235 lt.) kalorifer yakıtı sattığı, satış bedelinin davalılarca 23/01/199-28/01/1999 tarihlerinde ödenmesi gerektiği, davaya konu kalorifer yakıtının birim fiyatını 23-28 Ocak 1999 itibariyle 76.500 eski TL olduğu, davacının 5 yıl sonra 27-28 Ocak 2004 tarihlerinde tahsil ettiği ana para ve temerrüt faizi tutarı dikkate alınarak, davacının 5 yıl sonra tahsil ettiği parayla aynı tür ve miktardaki akaryakıtı 5 yıl önceki tedarik fiyatından tedarik edebildiği, bilirkişilerce yapılan hesaplama ile davacının BK.105 (TBK.122) maddesi gereği, temerrüt faizi ile karşılanmayan herhangi munzam zararının olmadığı anlaşıldığından , davacının, davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 80,70-TL. harçtan peşin alınan 293,15-TL + 154,30-TL. tamamlama harcı toplamı olan 447,45-TL. harçtan mahsubu ile fazla alınan 366,75-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … İnş. Ve Tesisat A.Ş. tarafından yapılan 170-TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … İnş. Ve Tesisat A.Ş.’ye verilmesine,
6-Davalı …A.Ş. tarafından yapılan 11,50-TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı…A.Ş.’ye verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin,davalı …Katılım Bankası vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne, karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile temyiz için Yargıtay’a başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.