Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/14 E. 2020/162 K. 21.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/14 Esas
KARAR NO : 2020/162

DAVA : Ticaret Sicil Müdürlüğünün Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 21/02/2020

Mahkememize açılan davanın dosya üzerinde yapılan incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; davacı şirketin 25.11.2019 tarihli ve 630 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile şirketin 4 nolu iç yönergesini kabul ettiğini ve bu yönergede, imza yetkililerinin yapabileceği işlemler ile TTK m. 367’ye göre YK’nın görev devri yaptığı pozisyonların görevlerini düzenlediğini, bu karardan sonra 25.11.2019 tarihli ve 631 sayılı YK kararı alınarak; bu iç yönergede belirtilen görevleri yapacak imza yetkilileri ve imza yetkisinin olmadığını, iç yönergede görev tanımları yapılan şube müdür vs. pozisyondaki kişilerin sadece görev devri yapılanların (yani ticari vekillerin) isimlerinin belirtilerek atandığını, bu kararların tescil ve ilanı için … Ticaret Sicil Müdürlüğüne müracaat ettiklerini, sicilin imza yetkisine sahip olmayan ticari vekillerin düzenlediği 631 sayılı YK kararının 6. maddenin tescil ve ilan talebini reddettiğini ve gerekçeli kararını 03.01.2020 tarihinde posta yoluyla tebliğ ettiğini, sicilin gerekçesine göre TTK m. 371/7 hükmünde düzenlenen tescile tabi ticari vekillerden kastedilenin, sınırlı imza yetkisine sahip olan kişilerin atanması olduğunu, hiçbir şekilde imza yetkisi olmayan kişilerin ticari vekil olmadığını, bunların atanmasının da tescil ve ilana tabi olmadığını, gerekçede hukuki düzenlemenin yanlış yorumlandığını ve ticari vekil kavramının anlaşılmadığını gösterdiğini, davacı şirketin daha önce de imza yetkisi vermediğini sadece yönetim devri yaptığına dair kararlar aldığını (21.01.2019 tarih ve 584 nolu YK kararın 5. maddesi, 13.05.2019 tarih ve 604 nolu YK kararının tüm maddeleri) ve bu kararların tescil ve ilan edildiğini, aynı kararların daha önce tescil ve ilan eden sicilin bu defa bu kararın tescil-ilana tabi olmadığını ileri sürülmesinin yersiz ve çelişkili olduğunu, incelemeyi yapan memurun fikirleri doğrultusunda kararların değiştiğini ve istikrarın sağlanmadığını, davacı şirketin 631 sayılı YK kararı ile hem imza yetkilisi yani ticari temsilci atandığını hem de imza yetkisi verilmeyen sadece görev devri yapılan kişilerin yani ticari vekillerin atandığını, her iki atamanın da tescil ve ilana tabi olduğunu, ticari temsilci ve ticari vekilin tanımının sadece TBK’da yapıldığını, bu tanımda ticari vekilin sınırlı-sınırsız fark etmeksizin hiçbir şekilde imza yetkisine sahip olmayan, sadece yönetim yetkisine sahip olan kişi olduğunun açıkça görüleceğini, tescil talebi reddedilen 631 sy. YK kararının 6 nolu maddesinde; Şube Müdürü, Kesimhane işletme Müdürü, Sorumlu Yönetici, Planlama ve Lojistik Müdürü, Damızlık Çiftlik Müdürü gibi hem şirketin işyerlerini yöneten hem de şirketin bazı işlerini yürüten pozisyonlara atamaların yapıldığını, ticari vekil ataması olan bu kararın, TTK m. 371/7 uyarınca tescile tabi olduğunun açıkça düzenlendiğini, TTK 371. maddenin 1. fıkrasının sınırsız temsil yetkisini düzenlediğini, 3. fıkrada temsil yetkisinin sınırlandırılmasının düzenlendiğini ve ticari vekilin düzenlendiği 1. fıkrada ise “yukanda belirtilen temsilciler dışında, temsile yetkili olmayan” kişilerin ticari vekil veya diğer tacir yardımcısı olarak atanabileceğinin belirtildiğini, 7. fıkrada açıkça yukarıdaki fıkralarda düzenlenen sınırsız temsilci ve sınırlı temsilci dışında temsile yetkili olmayan kişilerin ticari vekil olarak atanabileceğini düzenlendiğini, fıkrada açıkça “temsile yetkili olmayan kişilerin ticari vekil olarak” atanabileceğinin söylendiği halde, sicilin halen daha sınırlı da olsa temsil yetkisi olan kişilerin ticari vekil olduğu yorumuna dayanak bulmasının güç olduğunu, hem Borçlar Kanunu m. 551’de hem de TTK m. 371/7’de ticari vekilin, imza yetkisine sahip olmayan kişi olduğunu açıkça belirtildiğini, imza yetkisi olan kişinin zaten ticari vekil değil, ticari temsilci olduğunu, sicilin sınırlı-sınırsız imza yetkilisi yorumuyla kafa karışıklığı yaşamakta olduğunu, bu yorumun kanunun lafzına ve ruhuna uygun bir yorum olmadığını, sicilin kararının hukuka aykırılığının açıkça belli olduğunu belirterek, Ticaret Sicil Müdürlüğünün 31.12.2019 tarih ve … sayılı Ret Kararı başlıklı ticari vekil atamasına ilişkin 631 sy. YK kararının 6. maddesini reddeden kararına itiraz ettiklerini, bu nedenle kararın iptaline ve davacı şirketin yönetim kurulunun 631. sayılı kararının 6 nolu maddesinin tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Dava;Ticaret Sicil Müdürlüğünün kararına itiraz davasıdır.
Davacı şirkete ait ticaret sicil dosya sureti celbedilmiş, davacı şirkete ait yönetim kurulu kararı, davalı ticaret sicil müdürlüğünün ret kararı ve diğer belgeler incelenmiştir.
TTK.nın 34. maddesinde; (1) İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli Asliye Ticaret Mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler.
(2) Bu itiraz Mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. Ancak, sicil müdürünün kararı, üçüncü kişilerin sicilde kayıtlı bulunan hususlara ilişkin menfaatlerine aykırı olduğu takdirde, itiraz edenle üçüncü kişi de dinlenir. Bunlar mahkemeye gelmezlerse dosya üzerinden karar verilir” hükmünü içermektedir.
…Ticaret Sicil Müdürlüğünün 31/12/2019 tarih, … sayılı ret kararında; “… ticaret sicil numaralı ve … ŞİRKETİ unvanlı şirketin …Noterliğince 02.12.2019 tarih 19681 sayı ile onaylı 25.11.2019 tarih 631 sayılı yönetim kurulu kararının tescil ve ilanı talep edilmiştir.
Başvuruya ilişkin yapılan incelemede; ibraz edilen yönetim kurulu kararında şirketin yönetim kurulu üyelerinin görev dağılımı, sınırsız temsile yetkili yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesi ve yönetim kurulu üyelerinin dışında şirkete hizmet akdi ile bağlı olan sınırlı yetkiye sahip 1. ve 2. derece imza yetkilisi kişilerin düzenlenen iç yönerge çerçevesinde atamasına ilişkin kararlar alınmış, kararın 6.maddesinde ise iç yönerge çerçevesinde görev ve sorumluluklarını yerine getirmelerine karar verilen ticari vekillerin belirlendiği ve bu vekillere imza yetkisi verilmediği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun anonim şirket yönetim kurulunun temsil yetkisini düzenleyen 370.maddesinin 2.fıkrasında “En az bir yönetim kurulu üyesinin temsil yetkisini haiz olması şarttır” hükmü yer almaktadır. Buradaki temsil yetkisinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu açısından sınırlandırılmamış bir yetki olduğu açıktır, zira “temsil yetkisinin sınırlandırılması” hususu bir sonraki 371.maddede düzenlenmiştir.
Bu kapsamda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 371.maddesine eklenen 7. fıkrasında yer alan “Yönetim Kurulu, yukarıda belirtilen temsilciler dışında, temsile yetkili olmayan yönetim kurulu üyelerini veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atayabilir.Bu şekilde atanacak olanların görev ve yetkileri, 367. maddeye göre hazırlanacak iç yönergede açıkça belirlenir. Bu durumda iç yönergenin tescil ve ilanı zorunludur. İç yönerge ile ticari vekil ve diğer tacir yardımcıları atanamaz. Bu fıkra uyarınca yetkilendirilen ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları da ticaret siciline tescil ve ilan edilir. Bu kişilerin, şirkete ve üçüncü kişilere verecekleri her tür zarardan dolayı yönetim kurulu müteselsilen sorumludur.” hükmü gereğince, anonim şirketlerde temsile yetkili olmayan ifadesinden kişilere verilecek sınırlı temsil yetkisi anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda bahsedilen temsil yetkisi sınırlı ya da sınırsız olsun imza yetkisini de kapsamakta olup tescile tabi olan asıl husus imza yetkisinin(bağlayıcı yetki) olmasıdır.
Ayrıca tanımı Türk Borçlar Kanununda yapılan ticari vekilin tescil edilmesine gerek bulunmamakta olup konuya ilişkin tek istisna 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 371.maddesinin 7.fıkrasında düzenlenmiştir. Bu maddede ise ticari vekilin sınırlı temsil yetkisinin(imza yetkisini kapsayan) iç yönerge ile düzenlenebileceği ve bu hususun tescil edilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Oysa kararın 6. maddesinde atanan ticari vekillere temsil yetkisi verilmediği gibi açık açık imza yetkilerinin olmadığı da belirtilmiştir.
Kaldı ki Ticaret Sicili Müdürlüklerinde mevzuat gereğince sadece temsil yetkisine haiz dolayısı ile imza yetkisine sahip kişiler tescil edilebilmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle 25.11.2019 tarih 631 sayılı yönetim kurulu kararının imza yetkisi verilmeyen ticari vekillerin atamasına ilişkin 6.maddesinin tescil talebinin reddine…” gerekçesiyle talebin reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin 25.11.2019 tarihli 631 karar sıra nolu kararının 6 nolu bendinde; imza yetkisi olmayan aşağıda isim ve görevleri bulunan şirket çalışanlarının 371/7 uyarınca ticari vekil olarak belirlenmesine ve 25.11.2019 tarih ve 630 sayılı yönetim kurulu kararı ile kabul edilen 25.11.2019 tarih ve 4 nolu iç yönerge çerçevesinde görev ve sorumluluklarını yerine getirmesine karar verildiği ve bu kişilerin isimleriyle görevleri ve T.C. Kimlik numaralarının belirtildiği görülmüştür.
TTK’nın 371. maddesinde;
” (1) Temsile yetkili olanlar şirketin amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukuki işlemleri, şirket adına yapabilir ve bunun için şirket unvanını kullanabilirler. Kanuna ve esas sözleşmeye aykırı işlemler dolayısıyla şirketin rücû hakkı saklıdır.
(2) Temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir.
(3) Temsil yetkisinin sınırlandırılması, iyiniyet sahibi üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez; ancak, temsil yetkisinin sadece merkezin veya bir şubenin işlerine özgülendiğine veya birlikte kullanılmasına ilişkin tescil ve ilan edilen sınırlamalar geçerlidir.
(4) Temsile yetkili kişiler tarafından yapılan işlemin esas sözleşmeye veya genel kurul kararına aykırı olması, iyiniyet sahibi üçüncü kişilerin o işlemden dolayı şirkete başvurmalarına engel değildir.
(5) Temsile veya yönetime yetkili olanların, görevlerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden şirket sorumludur. Şirketin rücû hakkı saklıdır.
(6) Sözleşmenin yapılması sırasında, şirket tek pay sahibi tarafından ister temsil edilsin ister edilmesin, tek pay sahipli anonim şirketlerde, bu pay sahibi ile şirket arasındaki sözleşmenin geçerli olması sözleşmenin yazılı şekilde yapılmasına bağlıdır. Bu şart piyasa şartlarına göre günlük, önemsiz ve sıradan işlemlere ilişkin sözleşmelerde uygulanmaz.
(7) (Ek: 10/9/2014 – 6552/131 md.) Yönetim kurulu, yukarıda belirtilen temsilciler dışında, temsile yetkili olmayan yönetim kurulu üyelerini veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atayabilir. Bu şekilde atanacak olanların görev ve yetkileri, 367 nci maddeye göre hazırlanacak iç yönergede açıkça belirlenir. Bu durumda iç yönergenin tescil ve ilanı zorunludur. İç yönerge ile ticari vekil ve diğer tacir yardımcıları atanamaz. Bu fıkra uyarınca yetkilendirilen ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları da ticaret siciline tescil ve ilan edilir. Bu kişilerin, şirkete ve üçüncü kişilere verecekleri her tür zarardan dolayı yönetim kurulu müteselsilen sorumludur.” hükmü bulumaktadır.
TBK’nın 551. maddesinde;
“Ticari vekil, bir ticari işletme sahibinin, kendisine ticari temsilcilik yetkisi vermeksizin, işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişidir.
Bu yetki, işletmenin alışılmış bütün işlemlerini kapsar. Ancak, ticari vekil açıkça yetkili kılınmadıkça, ödünç olarak para veya benzerlerini alamaz, kambiyo taahhüdünde bulunamaz, dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez.” hükmü mevcuttur.
Davacı şirketin Yönetim kurulu kararı, davalı ticaret sicil müdürlüğünün ret kararı ve yasal düzenlemeler gözönüne alındığında; TTK.nın 371. maddesinin 7. fıkrasında; yönetim kurulunun yukarıda belirtilen temsilciler dışında temsile yetkili olmayan yönetim kurulu üyelerinin veya şirkete hizmet akdi ile bağlı olanları sınırlı yetkiye sahip ticari vekil veya diğer tacir yardımcıları olarak atayabileceğinin düzenlendiği, bu şekilde atanacak olanların görev ve yetkilerinin hazırlanacak iç yönergede açıkça belirleneceği, bu fıkra uyarınca yetkilendirilen ticari vekil veya diğer tacir yardımcılarının ticaret siciline tescil ve ilan edileceğinin düzenlendiği, TBK nın 551. maddesinde ticari vekilin bir ticari işletmenin sahibi tarafından işletmesini yönetmek veya işletmesinin bazı işlerini yürütmek için yetkilendirdiği kişi olarak belirtildiği, yasal düzenlemelerde atanan ticari vekillere temsil yetkisi veya açık imza yetkisinin verilmesi gerektiğine dair bir şartın bulunmadığı, buna göre … Ticaret sicil müdürlüğünün imza yetkisi verilmediğinden dolayı ticari vekil atanmasına ilişkin tescil talebinin reddine dair ret gerekçesinin TTK. nın 371/7. ve TBKnın 551. madde hükümleri gözönüne alındığında yerinde olmadığı bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; … Ticaret Sicil Müdürlüğünün 31/12/2019 tarih ve … sayılı tescil talebinin reddine dair kararının iptaline,
2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacının yatırmış olduğu 54,40 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı ve 27 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 135,80 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Başkan
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Üye
¸e-imzalıdır
Katip
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.