Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/123 E. 2020/284 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/123
KARAR NO : 2020/284

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 30/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili …, 24/03/2017 tarihinde davalı … şirketince sigortalanmış … plakalı minibüs içerisinde yolcu konumundayken …Bulvarı üzerinde meydana gelen tek taraflı trafik kazası dolayısıyla kalıcı olarak yaralandığını, trafik kazası sonrası Küçükçekmece CBS’nin … Sor. Sayılı dosyasıyla soruşturma başlatıldığını ve devamında da 2017/10807 iddianame numarası ile kamu davası açıldığını, kaza nedeniyle davalı … kuruluşuna 18/12/2018 tarihinde hasar ihbarında bulunulduğunu ve … numaralı hasar dosyası üzerinden yürütülen sulh görüşmelerinden sonuç alınamadığını, davalı … şirketince müvekkili için hesaplanan tazminat tutarından tüm ihtirazı kayıtlarına rağmen %50 oranında kusur indirimi yapıldığını, müvekkili meydana gelen kazada yolcu konumunda olduğunu, kendisinin de soruşturma dosyasından alınan kusur bilirkişisi raporu uyarınca tali kusur atfedildiği (%25) aşikar olduğunu, neticeden sigorta şirketiyle kusur yönünden yapılan tespit ve değerlendirme üzerine uzlaşma sağlanamadığından uyuşmazlık konusu taraflarınca Sigorta Tahkim Komisyonuna taşındığını, komisyon başvurunun reddine karar verdiğini, … plakalı minibüsün trafik kazası sonucu üçüncü kişiler nezdinde meydana getireceği ölüm, yaralanma ve sakatlık rizikoları …numaralı trafik poliçesi ile davalı tarafından teminat ve güvence altına alındığından, müvekkilinin uğramış olduğu cismani zararın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigortası Genel Şartları ve Türk Borçlar Kanunu’nda düzenleme altında alınan haksız fiil sorumluluğu uyarınca davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle, Sayın Mahkemenin re’sen takdir edeceği usul ve esaslar dahilinde, fazlaya ilişkin her türlü hakkımız saklı kalmak üzere, davalarının kabulü ile HMK’nın 107. Maddesi uyarınca kesin olarak hesaplanmayan alacaklarının yönünden yargılama sırasında belirli hale geldiğinde dava değeri artırılmak üzere, şimdilik 6.000,00-TL tazminatın (1.000,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 5.000,00-TL cismani zarar toplamı) kaza tarihinden itibaren hesap edilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesini, HMK m. 334 uyarınca adli yardım taleplerinin kabulünü, yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … plakalı kazaya karışan araç müvekkili şirkete, 27.01.2017-27.01.2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile sigortalandığını, işbu poliçeden dolayı sorumluluklarının, sigortalısının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda şahıs başına azami 330,00-TL ile sınırlı olduğunu, poliçe limitini bildirmeleri davayı ve iddiaları kabul anlamında olmadığını, poliçeyi müstenit müşterek müteselsil sorumluluklarının poliçe limitiyle sınırlı olduğunu, keza masraf ve vekalet ücreti sorumlulukları da bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limiti maktuen ödenecek rakam olmadığını, hiçbir surette işbu davayı kabul anlamına gelememek kaydıyla, zorunlu trafik sigortası sorumluluk sigortası olduğunu, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanmasına amaçlandığını, davanın öncelikle “dava şartı eksikliği” sebebiyle usulden reddi gerektiğini, davacıların müvekkil şirkete erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmeliğe uygun bir rapor sunmadığını, davacıların maluliyetiyle alakalı herhangi bir rapor dosyada bulunmadığını, müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuruda bulunmadan davacılar husumeti dava ettiğini, bu sebeple davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirkete trafik poliçesi ile sigortalı olan araç sürücüsünün, mezkur trafik kazasının oluşumunda herhangi bir kusuru olmadığını, bu suretle haksız ve dayanaksız olarak ikame edilen işbu davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün mezkur kazada hiçbir kusurunun bulunmadığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesi raporunda belirtilen 2.durum ile sabit olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatından, geçici bakıcı gideri ve tedavi giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu hususta sorumluluk SGK’ya ait olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin davacıya tazminat ödemesi gerektiği kanaatine varılması halinde tazminat miktarının, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarınca benimsenin TRH-2010 Kadın/Erkek tablosu ve %1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplanması gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle, müvekkili sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu davanın reddini, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE;
Davacı tarafça dava açılmadan önce 28/10/2019 tarihinde aynı taleple Sigorta Tahkim Komisyonuna başvuruda bulunulmuş, hakem heyetince talebin itiraz yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminata ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafından aynı kaza ve uyuşmazlığa ilişkin sigorta tahkim komisyonuna müracaat edildiği, komisyon tarafından uyuşmazlığın karara bağlandığı ancak kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür. Sigorta tahkim komisyonu kararlarının mahkeme kararı niteliğinde olduğu, dolayısıyla tahkim komisyonuna yapılan başvurunun davamız açısından derdestlik teşkil ettiği, derdestliğin dava şartı niteliğinde olduğu, HMK’nun 114/1-ı maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 6456 sayılı kanunla değiştirilen 30. maddesinin 12. fıkrasında Beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir.
Buna göre aynı uyuşmazlığın Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetince görüldüğü, aynı konu hakkında kesinleşmemiş bir karar olduğu ortadadır. HMK 114.maddesinin 1.fıkrasının (ı) bendi gereğince aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması dava şartlarındandır ve HMK 115/2 maddesi gereği mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
Davacı tarafça daha önce tahkim komisyonuna başvurulduğu, komisyonca karar verildiği, davacı tarafından kararı tebliğe çıkartıp itiraz yoluna gidilmeden doğrudan iş bu davanın açıldığı, buna göre aynı uyuşmazlık hakkında süren iki dava olduğu, tahkim heyetine başvurunun iş bu dava tarihinden önce olduğu, bu sebeple derdestlik bulunduğu anlaşıldığından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/10944 E.- 2015/11934 K., sayılı içtihatları doğrultusunda davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HMK 114.maddesinin 1.fıkrasının (ı) bendi gereğince aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması dava şartlarındandır ve HMK 115/2 maddesi gereği mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.Buna göre derdestlik itirazının kabulü ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın HMK 114.maddesinin 1.fıkrasının (ı) bendi gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 54,40-TL maktu karar ve ilam harcı dava açılırken peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400,00-TL. maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.