Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/104 E. 2021/793 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/104 Esas
KARAR NO :2021/793

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:11/02/2020
KARAR TARİHİ:30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müteveffa …’in müvekkillerinin kızları olduğunu, 25/11/2017 günü davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı kamyonet ile … … istikametine seyir halinde iken yolda karşıdan karşıya geçmekte olan müteveffa …’e çarptığını, müteveffanın dava konusu kazadan sonra önce … Devlet Hastanesi’ne, ardından … Üniversite Hastanesi’ne sevk edildiğini ve aynı gün hayatını kaybettiğini, müteveffanın hayatını kaybettiğinde henüz 23 yaşında olduğunu, davalı …. Ltd Şti’nin araç malikinin davalı …’ın kazaya karışan sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş. Nezdinde … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi’nin bulunduğunu, dava konusu kazadan sonra müvekkillerinin çocukları …’in desteğinden yoksun kalmaları sebebi ile davalı şirkete 03/09/2018 tarihinde sigorta limitleri dahilinde tazminat talebinde bulunulduğunu, davalı şirketin başvuru akabinde 7/… numaralı hasar dosyası oluşturulduğunu ve aktüerya raporunun tanzim edildiğini, anılan raporda müvekkili … için 5.707,68-TL; müvekkili… için 9.304,84-TL olmak üzere toplam 15.012,52-TL ödenmesi lazım gelen tazminatın hesaplandığının bildirildiğini, tanzime edilen aktüerya raporunda hesaplamalara esas alınan verilerin hatalı / eksik olması sebebi ile yapılan hesaplamanın her halde gerçeği yansıtmıyor olduğunu, bu sebeple 15.012,52-TL tazminat, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutularak kabul edildiğini ve 19/09/2018 tarihinde davalı şirket tarafından ödeme yapıldığını, yapılacak bilirkişi incelemesinde mezkur ödeme de dikkate alınarak ve sigorta limitlerinden düşülerek hesaplama yapılmasını talep ettiklerini, müteveffa hayatta iken çalışmakta olduğunu ve gelirinin büyük bir kısmı ile müvekkillerine destek olduğunu, bununla birlikte ev ilerini yapması, ev için gerekli maddi destek ve hizmeti yaşları ilerlemekte olan anne ve babasının üzerinden alarak müvekkillerinin hayatlarını kolaylaştırmasının da destekliğinin ne derece önemli boyutta olduğunu göstermekte olduğunu, müvekkili … için kefen, mezar, cenaze tahtası ve yıkama gideri olmak üzere toplam 500-TL cenaze giderlerinin davalı sürücü ve araç malikinden ölümün gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden başvuru tarihinden itibaren avans faizi ile birilikte tahsili taleplerinin bulunduğunu, müvekkillerinin çocuklarını çok üzücü bir şekilde kaybettiklerini, müteveffanın davalı sürücünün çarpması sonucu ile aracın altında kaldığını ve her ne kadar hastaneye sevk edilmişse de aynı gün içinde hayatını kaybetmiş olduğunu, bir anne ve bir baba için böyle bir durumun çok büyük yıkım olacağını, genç yaşta çocuklarını kaybeden müvekkillerinin çektikleri acı ve ruhsal çöküntülerini tarif etmenin mümkün olmayacağını, her iki müvekkili için ayrı ayrı davalı malik ve davalı araç sürücüsünden kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile manevi tazminat taleplerinin bulunduğunu, dava konusu tazminat taleplerine ilişkin taraflarınca arabuluculuğa başvurulduğunu, bütün tarafların katıldığı arabuluculuk görüşmesinde anlaşma sağlanamadığını ve dava açma zorunluluğunun doğduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın kabulünü, müvekkili … için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla ve HMK 107. Maddesi gereğince ıslah edilmek üzere şimdilik 5.000-TL destekten yoksun kalma tazminatının araç maliki ve sürücü davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte; davalı … Sigorta A.Ş.’den sigorta limitleri dahilinde ve başvurunun yapıldığı tarihten itibaren, ancak davalı şirket tarafından yapılan 5.707,68-TL tazminat ödemesi poliçe limitlerinden düşülerek avans faizi ile birlikte tahsilini, müvekkili … için 500-TL cenaze giderinin araç maliki ve sürücüsü davalılardan ölüm tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den sigorta limitleri dahilinde ve başvurunun yapıldığı tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini, müvekkili … için henüz çok genç yaşta kızını kaybetmesi sebebi ile oluşan manevi çöküntüsünü, ruhsal sağlığında yarattığı bozuklukları bir nebze geçirmesi amacı ile 15.000-TL manevi tazminatın, araç maliki ve sürücü davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, Müvekkili… için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ve HMK 107. Maddesi gereğince şimdilik 5.000-TL destekten yoksun kalma tazminatının araç maliki ve sürücü davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte; davalı sigorta şirketinden sigorta limitleri dahilinde ve başvurunun yapıldığı tarihten itibaren, ancak davalı şirket tarafından yapılan 9.304,84-TL tazminat ödemesi poliçe limitlerinden düşülerek avans faizi ile birlikte tahsilini, müvekkili… için henüz çok genç yaşta kızını kaybetmesi sebebi ile oluşan manevi çöküntüsünü, ruhsal sağlığında yarattığı bozuklukları bir nebze geçirmesi amacı ile 15.000-TL manevi tazminatın, araç maliki ve sürücü davalılardan kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, İİK m.257 gereğince davalı malik ve davalı sürücünün taşınır, taşınmaz, mevduat hesapları ile sair hak ve alacakları üzerine, aksi ihtimalde müvekkillerinin alacaklarına kavuşmalarının güç hatta imkansız olacağından dolayı hak kaybına uğramalarına engel olmak amacı ile teminatsız veya Mahkememizce yeterli görülecek uygun bir teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açıldığından dolayı davanın zamanaşımı itirazları doğrultusunda reddinin gerektiğini, davacının belirsiz alacak davası olarak ikame ettiği işbu dava ile müvekkili şirketten fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilleri adına toplamda 10.000-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 500-TL cenaze giderini talep ettiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun bedeni zararlarda 330.000-tL azami poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, poliçelerinin vadesinin 01/11/2017- 01/11/2018 olduğunu, teminat limiti bildiriyor olmalarının davayı kabul anlamına gelmediğini, manevi tazminat taleplerinin Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi teminatı dışında olduğunu, zorunlu trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, kısaca açıklamak gerekirse söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesinin söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle müvekkili şirket tarafından dava öncesi hasar başvurusu sonucunda davacı …’e 5.707,68-TL, …’e 9.304,84-TL tutarında ödeme yapıldığını, müvekkili şirket üzerine düşen yükümlülüğü ödeme yapmak sureti ile yerine getirdiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava ikamesinden önce müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuru üzerine müvekkili şirket tarafından hasar dosyası açıldığını ve tüm unsurlar dikkate alınmak sureti ile aktüer raporunun hazırlandığını, söz konusu aktüer raporu doğrultusunda davacı adına dava konusu kaza nedeniyle toplam 15.012,52-TL tutarında ödeme yapılmış olduğunu, ödeme yapılmasına rağmen aleyhe işbu davanın açılmasının tamamen kötü niyetli bir tutum olduğunu, davacı yana, dava konusu kaza nedeniyle talep edilmekte olan tazminatın ödenmiş olması sebebiyle öncelikle işbu davanın reddi gerektiğini, kusur oranlarının tespiti için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatı istenebilmesi için müteveffa …’in davacılara desteğinin olduğunun ispatlanması gerektiğini, davacılar tarafından destekten yoksun kalma tazminatının talep edilebilmesi için müteveffa ile davacılar yönünden düzenli ve eylemli yardımın varlığının gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir an için aksi düşünülür ve dava konusu kaza nedeni ile tazminat hesabı yapılmasına karar verilir ise haksız eylem sonucu vefat, yaralanma ve maluliyet sebebi ile açılacak maddi tazminat davalarında tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince olay sebebi ile elde edilen kazanımların gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi ve ona göre tazminata hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu trafik kazası ile ilgili açılmış bulunan ceza davasının bu dava da doktrin ve yerleşik Yargıtay uygulaması uyarınca bekletici mesele yapılması gerektiğini, müvekkili şirket bakımından cenaze giderlerinin teminat kapsamı dahilinde olmadığından işbu tazminat kalemi bakımından davanın reddi gerektiğini, dava dilekçesinde avans faizi istenilmesinin son derece hatalı olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı tarafça taraflarına tebliğ edilmeyen delillerin taraflarına tebliğe çıkartılması için davacı tarafa kesin süre verilmesini, zamanaşımı def’ilerinin dikkate alınarak davanın reddini, tarafların kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasını, aleyhe hüküm kurulacak olması halinde SGK tarafından yapılan – yapılacak ödemelerin müvekkili şirketin sorumluluğundan tenzilini, tazminat oranı ve miktarının tespiti için yukarıdaki hususlar tamamlandığında Hazine Müsteşarlığı Aktüerler Sicili’ne kayıtlı aktüer bilirkişiden TRH 2010 Mortalite Tablosunda yer alan verilere göre rapor düzenlenerek gerçek zararın tespit ettirilmesini, taraflarınca huzurda görülen davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … ve … Paz. Tic. Ltd Şti vekilinin cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davada davacının tüm iddialarına ve taleplerine itiraz ettiklerini, zira 25/12/2017 günü meydana gelen olay nedeniyle … Asliye Ceza Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından alınan ATK raporundan da anlaşılacağı üzere araç sürücüsü olan müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, dava konusu kazada asli ve tek kusurlu yanın müteveffa … olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, 25/11/2017 tarihinde müvekkili …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı … … marka kamyonet ile müvekkilinin, … … istikametine seyir halindeyken yaya olan müteveffa … yolun solundan sağına doğru çapraz şekilde geçmek isteyerek yol durumunu kontrol etmeden aniden yola atlamış olduğunu, müteveffa aniden yola atlayınca müvekkilinin hemen müteveffayı uyarmak için kornaya basmış ve sellektör yapmış olduğunu, müvekkilinin hızının düşük olmasına, çarpma anında frene basarak durmaya çalışmasına ve yapabileceği tüm hareketleri gerçekleştirmesine rağmen çarpışmayı engelleyememiş olduğunu, bu sonucun doğmasının müteveffanın aniden yola fırlamasından kaynaklanmakta olduğunu, davaya konu kaza mahallinde yayalara geçiş üstünlüğü veren herhangi bir ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmamakta olduğunu, böyle durumlarda yayaların yolun kontrolünü yaptıktan sonra yoldan geçen araçların uzaklık ve hızını göz önüne alarak uygun zamanda geçme yükümlülüklerinin bulunduğunu, müteveffanın kazanın meydana geldiği yerde yaya geçidi olmamasına rağmen aniden yola atlayarak karşıya geçmeye çalışmak suretiyle “ilk geçiş hakkını araçlara vermemek” kuralını ihlal ettiğinin açık olduğunu, dosyadaki mevcut delil durumuna ve raporlara göre tek ve asli kusurlu olan tarafın müteveffa olduğunun açık olduğunu, yukarıda anlatıldığı üzere meydana gelen kazada asli ve ek kusurlu olan tarafın müteveffa olup kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, müvekkilinin kazanın gerçekleşmesinde kusursuz olduğunun göz önünde bulundurulduğunda davalıların … Sigorta A.Ş.’den almış oldukları maddi tazminat ödemesinin yeterli ve fazla olduğu anlaşılacağını, müvekkilinin kazanın meydana gelemsinde kusuru olmamasına rağmen sigorta şiketince yapılan tazminat hesabında müvekkilin %25 kusurlu olduğu kabul edilerek maddi tazminatın hesaplanmış olduğunu, bu bapta sigorta şirketince yapılan ödemenin yeterli olup davacıların maddi tazminat taleplerinin haksız olarak zenginleşmesine sebebiyet vereceğini, kazanın üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen müvekkilinin hem kazada kusurlu olduğunu düşünmediğinden hem de vicdani duyguları nedeniyle kötüniyetli ve hileli hiçbir tasarrufta bulunmamış olduğunu, bununla birlikte müvekkilinin muayyen bir yerleşim yeri bulunmakla birlikte mal kaçırma işlemlerini yapabilecek sosyo-ekonomik yetkinliğe de sahip olmadığını, bir diğer hususun ise ihtiyati haczin vadesi gelmiş para borçları için yapılabilmesi olup işbu davada ise henüz müvekkilin kusurlu olduğuna ve tazminat ödemesi gerektiğine ilişkin bir emare bulunmadığından bahisle vadesi gelmiş bir para borcunun bulunmamakta olduğunu, tüm bunlar ışığında davacılar vekilin yasaya aykırı ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; davacıların ihtiyati haciz talebinin reddini, müvekkillerinin dava konusu kazada kusursuz olması nedeniyle davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin …/… E. sayılı dosyası, nüfus kayıtları, kaza raporları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, sosyal ve ekonomik durum araştırması, SGK, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 53.maddesinde düzenlenen ölüm nedeniyle yoksun kalınan destek tazminatının ve TBK’nın 56. maddesinden kaynaklanan manevi tazminatının tahsili davasıdır.
Davacılar, 25/11/2017 tarihinde, davalı ….Paz.Tic.Ltd.Şti.’nin maliki ve işleteni olduğu, davalı …’ın sevk ve idaresindeki, … plaka sayılı aracın, kaza mahallinde yaya olarak bulunan müteveffa …’e çarpması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde davacıların desteğinin vefat ettiğini, kazaya karışan … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan ZMMS sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından sigorta güvencesine alındığını, bu nedenle davacıların destekten yoksun kalma maddi tazminat taleplerinin tüm davalılardan, manevi tazminat taleplerinin davalılar ….Paz.Tic.Ltd.Şti.ve …’dan tahsilini talep etmişlerdir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı ve davacıların yoksun kaldığı destek tazminatı miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı ve destek tazminatı miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirilmesi gerekmektedir.
Tüm deliller toplandıktan sonra, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmasına karar verilmiş, Trafik İhtisas Dairesi Başkanı Müh. …, Trafik İhtisas Dairesi Mühendisi …, Trafik İhtisas Dairesi Mühendisi … tarafından hazırlanan 01/10/2020 tarihli ATK Kusur raporunda; “…
A)Davalı sürücü … idaresindeki kamyonet ile azami hız limiti 50 km/h olan ve aydınlatma bulunmayan yoldaki seyrini far ışığı altındaki görüş mesafesini kontrol edebilecek şekilde mahal şartlarına uygun hızda sürdürmediği, ilerisinde geçişini tamamlamak üzere olan yayaya hızından da kaynaklı tedbirde yetersiz kalarak çarptığı olayda kusurludur.
B)Maktül yaya … meskun dışı mahaldeki aydınlatma bulunmayan yol üzerinde yapacağı geçişi öncesinde yolun her iki yönüne ilişkin yeterli kontrolleri gerçekleştirmediği, ilk geçiş hakkını solundan gelen araca vermediği, geçişini yola dik olacak şekilde en kısa sürede gerçekleştirmediği, mevcut geçişi sırasında da solundan gelen aracın çarpmasına maruz kaldığı olayda kusurludur.
SONUÇ :
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
Davalı …’ın %20 (yüzdeyirmi) oranında kusurlu, Maktül …’in %80 (yüzde seksen) oranında kusur olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmasına karar verilmiş, Trafik İhtisas Dairesi Başkanı Müh. …, Trafik İhtisas Dairesi Uzman Prof. Dr. …, Trafik İhtisas Dairesi Mühendis … tarafından hazırlanan 22/01/2021 tarihli ATK Kusur raporunda; “…
Mevcut verilere göre ;
A)-Davalı sürücü …, idaresindeki kamyonet ile aydınlatması bulunamayan olay mahalli yolda, gece vakti, seyir halinde iken hızını; far ışığı altındaki görüş durumunu etkin bir şekilde kontrol altında bulunduracağı bir seviyeye göre ayarlaması, yolun solundan sağına doğru geçiş yapan yayayı fark ettiği anda çarpışmayı önlemek adına zamanında etkin fren ile uygun direksiyon tedbirine başvurması gerekirken anılan bu hususa riayet etmeksizin mahal şartlarının üzerindeki bir hızla olay mahalli yolda seyrettiği, yayaya karşı ikazla birlikte fren tedbirine başvurmuş ise de hızından dolayı almış olduğu bu tedbirde yetersiz kaldığı anlaşılmakla, meydana gelen olayda; tali kusurlu bulunmuştur.
B)-Müteveffa yaya …, gece vakti aydınlatması ve yaya geçidi bulunmayan olay mahalli yolda, karşı yöne geçiş yapmak üzere kaplamaya giriş yapmadan evvel ve geçişi sırasında; yol üzerinde seyir halinde olan ve bulunduğu mevkiye yaklaşan araçların hız ve yakınlığına ilişkin gerekli ve yeterli kontrolleri yapması, ilk geçiş hakkını bu mevkiye emniyetle duramayacak kadar yaklaşmış olan araçlara vermesi, geçişin müsait olduğundan emin olduğu bir anda kaplamaya girerek geçişini dikkatli ve kontrollü bir şekilde gerçekleştirmesi gerekirken anılan bu hususlara riayet etmeksizin kendi can güvenliğini tehlikeye atar vaziyette ve hatalı bir şekilde kaplamaya girip geçiş yaptığı anlaşılmakla, meydana gelen olayda; asli kusurlu bulunmuştur.
SONUÇ:
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A)-Davalı sürücü …’ın, %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu,
B)-Müteveffa yaya …’in, %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Tüm deliller toplandığında, bilirkişiden hesaplamaya ilişkin rapor alınmasına karar verilmiş, Aktüeryal Hesap Bilirkişisi … tarafından hazırlanan 01/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…
1-Olay: 25.11.2017 günü saat 09:15 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonet ile D. 550-5 numaralı Devlet Karayolu’nu takiben … yönünden … istikametine seyir halinde iken olay mahalli olan mevkie geldiği sırada aracının sol ön köşe kısımlarıyla, istikamet yönüne göre yolun solundan sağına doğru geçiş yapan müteveffa yaya …’e çarpması neticesinde ölümlü trafik kazası meydana geldiği,
2-Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 22.01.2021 tarih ve … sayılı Raporda;
Olayda;
-Davalı sürücü …’ın %20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu,
-Müteveffa, yaya …’in %80 (yüzde seksen) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı,
c)25.11.2017 tarihinde meydana gelen kaza sonrası hayatını kaybeden …’in hak sahiplerinin destekten yoksun kalma tazminatı seçenekli olarak hesaplandığı, (Sürücünün %20 kusur oranı yansıtılmıştır.)
1.Seçenek: AYM nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 Esas 2019/40 Sayılı Kararına göre yapılan hesaplama esas alındığında;
Hak Sahipleri DYK TUTARI
Anne…’ın DYK Tutarı 23.659,09
Baba …’in DYK Tutarı 19.568,51
Toplam DYK Tutarı +
43.227,60 olacağı,
2. Seçenek: Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3292 Esas 2021/1848 K. Sayılı Kararına göre yapılan hesaplama esas alındığında;
Hak Sahipleri DYK TUTARI
Anne…’ın DYK Tutarı 31.414,55
Baba …’in DYK Tutarı 22.232,60
Toplam DYK Tutarı +
53.647,15 olacağı,
3. Seçenek: 01.06.2015 tarihli Genel Şartlara göre yapılan hesaplama esas alındığında;
Hak Sahipleri DYK TUTARI
Anne … DYK Tutarı 25.428,60
Baba … DYK Tutarı 19.893,01
Toplam DYK Tutarı +
45.321,61 olacağı,
d)… Plakalı, kamyonet … Sigorta A.Ş. Tarafından, Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesinin tanzim edildiği ve sigorta poliçesinde davalı sigorta şirketi tarafından verilen üst limitin kişi başı ölüm ve sürekli sakatlık teminatı 330.000,00 TL olduğu,
e) Davacılar için hesaplanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatından Davalı … Sigorta şirketi tarafından 19.09.2018 tarihinde ödenen tutarın güncel değerinin tenzili ile davacıların Bakiye destekten yoksun kalma tazminat;
1.Seçenek: AYM nin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 Esas 2019/40 sayılı Kararı esas alındığında davacıların Bakiye Destekten Yoksun Kalma Tazminatları:
Hak Sahipleri Bakiye DYK Tutarı (A-B)
Anne…’ın DYK Tutarı 12.091,25
Baba …’in DYK Tutarı 12.473,16
Toplam DYK Tutarı +
24.564,41 olacağı,
2. Seçenek: Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/3292 Esas 2021/1848 K. Sayılı kararı esas alındığında davacıların Bakiye Destekten Yoksun Kalma Tazminatları;
Hak Sahipleri Bakiye DYK Tutarı (A-B)
Anne … DYK Tutarı 19.846,71
Baba … DYK Tutarı 15.137,25
Toplam DYK Tutarı +
34.983,96 olacağı,
3. Seçenek: 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar esas alındığında davacıların Bakiye Destekten Yoksun Kalma Tazminatları;
Hak Sahipleri Bakiye DYK Tutarı (A-B)
Anne … DYK Tutarı 13.860,76
Baba … DYK Tutarı 12.797,66
Toplam DYK Tutarı +
26.658,42 olacağı,
g) Sorumluluk, temerrüt tarihi, manevi tazminat ve faiz türü gibi hukuki olgular konusunda takdir tamamen Sayın Mahkemeye aittir…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davacıların müteveffanın, annesi ve babası olmaları nedeniyle müteveffa yaşasa idi davacılara destek olacak olduğu, böylece desteklik durumunun var olduğu mahkememiz tarafından kabul edilmiştir.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Davacılar olay nedeniyle davalı sürücü …’dan ve davalı araç ….Paz.Tic. Ltd. Şti.’ nden manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi tazminat çekilen elem ve üzüntü karşılığı olup tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak bozulmuş ruhsal ve bedensel huzurun düzeltilmesi için M.K.nun 4. maddesinde yer alan hak ve nesafet kurallarına uygun olarak ve bu arada sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde takdir ve tayin edilmesi gerekir.
Bu ilkeler çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çevre koşulları davacıların olaydan etkilenme durumu, paranın satın alma gücü, davalıların ödeme gücü ile hak ve nesafet kurallarına göre olay nedeniyle davacıların çektiği elem ve üzüntüye karşılık, davacı… için takdiren 15.000-TL., davacı … için takdiren 15.000-TL. manevi tazminatın, sürücü …’dan ve davalı araç ….Paz.Tic. Ltd. Şti.’ nden , TBK m.56/2 kapsamında talep etme hakkına sahip olduğu takdir olunmuştur.
… SGK İl Müdürlüğü’ne yazılan yazı ile davacılara rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması neticesinde bildirilen 19/02/2020 tarih – … sayılı cevapta herhangi bir ödemenin yapılmadığı bildirilmiştir.
Davacılar vekili, 12/07/2021 tarihli dilekçesi ile her ne kadar davasını ıslah ettiğini belirtmiş ise de, davanın HMK m.107 kapsamında miktarı belirsiz alacak davası olarak açmış bulunduğu davasında, bedel artırım dilekçesi olarak kabul edilen 12/07/2021 tarihli dilekçe ile 5.000-TL. olarak talep ettikleri, maddi tazminat taleplerini arttırarak, toplamda 34.983,96-TL. tazminatın, işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ile tamamlama harcını ikmal etmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan tüm deliller sonucu düzenlenen kusur ve aktüer bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminatın nitelik ve miktar olarak davalı şirketin sigorta poliçesi teminat limiti dahilinde kaldığı anlaşıldığından, mahkememizde de, davacılar … ve …’in, davalılardan destekten yoksun kalma talep haklarının mevcut olduğu, kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsü, davalı …’ın, meydana gelen kazada %20 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketine zorunlu mali sorumluluk trafik sigortası ile sigortalı olan aracın, kusuru oranında davalı sigorta şirketinin de sorumluluğu bulunduğu ve aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminatın, nitelik ve miktar olarak teminat limiti kapsamında kaldığı kanaati oluştuğundan, davacı …’in, destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze giderine ilişkin davasının kabulü ile 15.137,25-TL. tazminat, 500-TL. cenaze gideri olmak üzere toplam, 15.637,25-TL.’nin, davacı…’in, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davasının kabulü ile, 19.846,71-TL. tazminatın,davalı sigorta şirketi yönünden 19/09/2018 tarihinden, diğer davalılar yönünden 25/11/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketi yönünden sigorta poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsili ile iş bu davacılara verilmesine, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kazanın, davacıda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında, davacıların davalılar … Tic.Ltd.Şti. ve …’a karşı açtıkları manevi tazminat davalarının kabulü ile davacı … için 15.000-TL, davacı… için 15.000-TL. manevi tazminatın, 25/11/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … Tic.Ltd.Şti. ve …’dan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine, karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’in, destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze giderine ilişkin davasının kabulü ile, 15.137,25-TL. tazminat, 500-TL. cenaze gideri olmak üzere toplam, 15.637,25-TL.’nin, davalı sigorta şirketi yönünden 19/09/2018 tarihinden, diğer davalılar yönünden 25/11/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketi yönünden sigorta poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsili ile iş bu davacıya verilmesine,
2-Davacı…’in, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davasının kabulü ile, 19.846,71-TL. tazminatın,davalı sigorta şirketi yönünden 19/09/2018 tarihinden, diğer davalılar yönünden 25/11/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan (davalı sigorta şirketi yönünden sigorta poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsili ile iş bu davacıya verilmesine,
3-Davacıların, davalılar … Tic.Ltd.Şti. ve …’a karşı açtıkları manevi tazminat davalarının kabulü ile davacı … için 15.000-TL, davacı… için 15.000-TL. manevi tazminatın, 25/11/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … Tic.Ltd.Şti. ve …’dan alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 4.473,20- TL harçtan, peşin alınan; 138,33-TL peşin harç + 427-TL tamamlama harcı toplamı olan 565,33-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 3.907,87-TL. harcın davalılardan (davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsili ile hazineye irat kaydına,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.322,59-TL. vekalet ücretinin davalılardan (davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) alınarak davacılara verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100-TL. vekalet ücretinin davalılar … Tic.Ltd.Şti. ve …’dan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvuru harcı + 138,33-TL peşin harç + 427-TL tamamlama harcı olmak üzere toplamı 619,73-TL harcın davalılardan (davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) alınarak davacılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.000-TL bilirkişi ücreti, 281-TL tebligat ve müzekkere giderleri + 1.046-TL ATK fatura ücreti toplamı olan 2.327-TL yargılama giderinin davalılardan (davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) alınarak davacılara verilmesine,
9-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davalılardan (davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktar ile orantılı olarak sorumlu olacak şekilde) tahsiliyle hazineye irat kaydına,
10-Davacı tarafça yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır