Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/617 E. 2020/615 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2019/617 Esas
KARAR NO: 2020/615

DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 13/02/2014
KARAR TARİHİ: 22/10/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin 01.10.2009-28.09.2012 tarihleri arasında 3 yıl süreyle … … Müdürlüğünün 05.10.2012 tarihli geçici izni ile … İrtibat ofisi vasıtasıyla faaliyet gösterdiğini, müvekkili adına banka hesabı açma veya bankalardan para çekme yetkisi bulunmayan davalı …’in para çekme taleplerinin 1 ve 2 nolu davalılarca yerine getirilmek suretiyle müvekkilinin zarara uğradıtıldığını, davalı …’in müvekkili şirketin irtibat ofisi çalışanı olup, yetkilerinin günlük işlerin takibi ile sınırlı olduğunu, buna rağmen müvekkili adına … Bankasında hesap açarak bu hesaplardan başka hesaplara para aktarıp zaman zaman da para çekme işlemi yaptığını, ayrıca internet bankacılığı vasıtasıyla havaleler gerçekleştirdiğini, bu şekilde müvekkili şirketin hesabındaki paraların şirketin yetkisi ve talimatı olmadan işlem yapılmak suretiyle şirket zararına tasarrufta bulunduğunu, en az 864.452-EURO … hesabından yetkisiz ve hileli biçimde çekildiğini veya havale edildiğini, bu işlemlerin … bilgisi ve onayı dışında gerçekleştiğini, işlemlere ilişkin bilgi talep etmelerine rağmen taraflarına bilgi verilmediğini, hesaplara giren, bilgileri dahilindeki yaklaşık 864.452 EURO … tarafından … Bankası iştirakiyle davacının çıkarları aleyhine tasarrufla bulunulduğunu, bu paraların akıbetinin bilinmediğini, bu gelişmeler hakkında davalı şirket yetkilisi … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 28/01/2013 tarihinde ifade verdiğini, bankanın hukuken yetkisi bulunmayan davalı …’in … adına hesap açılmasına ve hesaplardan para transferlerine izin vermekle meydana gelen zarardan kasıt derecesindeki ağır kusuru ile iştirak etmesi nedeniyle zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 875.000 EURO olduğu tahmin edilen zararın şimdilik 236.000 Euro’nun reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; davacı şirketin iflas ettiğini bu nedenle dava açma yetkisinin bulunmadığını, davanın husumet, dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davacının yabancı olması nedeniyle HMK’nın 84.maddesi gereğince teminat yatırma zorunluluğunun bulunduğunu, davacının banka hesapları incelendiğinde aylık düzenli olarak bu hesaplara para gönderdiği ve davacı şirketin müşterileri tarafından da hesaplara para gönderildiğinin tespit edildiğini, dava dilekçesinde hesapta yapılan hangi işlemlere itiraz edildiğinin belirtilmediğini, davacının hesabında yapılan bankacılık işlemlerinin tamamının bilgisi ve talimatı dışında gerçekleştirilen işlemler olduğunu, bu nedenle bankaya kusur izafe edilemeyeceğini davacı adına açılan hesaplardaki işlemlerin bizzat davacı tarafça verilen yetkilendirme ve onaylı belgelere istinaden yapıldığını, söz konusu belgelerin bankaya sunulmasından sonra imza sirküleri ve diğer belgelerin noterden gerekli kontroller sonrası düzenlendiğinin noter tarafından teyit edildiğini savunarak öncelikle davanın husumet yokluğundan aksi halde esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesi ile; davacı şirketin iflas etmesi nedeniyle davayı takip yetkisinini bulunmadığını, davacının yabancı bir şirket olduğunu … … Müsteşarlığının izni ile …’de irtibat bürosu açtığını, müvekkilinin şirketin … şubesine yönetici olarak atandığını, buna ilişkin olarak görevlendirme evrakı ve müvekkilinin imza sirkülerinin düzenlendiğini, müvekkilinin davacının … bankasında açılan hesabına Türkiyede’ki tüm personelin maaşlarının ve şubenin masraf ve giderlerinin …’in merkezinin bulunduğu … hesabından bu hesaba sürekli olarak havale edildiğini, müvekkilinin davacının bilgisi dışında banka hesabından para çekmesi veya havale işlemi yapmasının söz konusu olmadığını, kaldı ki müvekkilinin görevi sona erdikten sonra çalıştığı süreye ilişkin olarak şirkete herhangi bir borcunun olmadığına ilişkin olarak 13.09.2012 tarihli ibraname düzenlendiğini, ayrıca davacının müvekkili ile ilgili olarak hizmet nedeniyle emniyeti suistimal ve özel belgede sahtecilik suçlarından dolayı şikayette bulunduğunu, … Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasında müvekkili hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiğini ve davacının bu karara itirazının …. Ağır Ceza Mahkemesinin … D.İş sayılı kararı ile reddedildiğini, sonuç itibariyle müvekkilinin davacı şirketin … ofisinde tam ve genel yetkili yönetici olarak görev yapıp görevi nedeniyle de ibra edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizde yapılan yargılama sonucunda 15/04/2015 tarih ve 2014/53 E. 2015/354 K. sayılı ilamı ile, “Davacı yan, davalı …’in davacı şirketin … irtibat bürosunda günlük çalışma işlerini yapmak için yetkilendirildiği halde adı geçenin şirketin bilgisi ve onayı dışında banka hesabı açıp, bu hesaplardan nakit para çekme, başka hesaplara havale yapma suretiyle şirketi zarara uğrattığını, bankanın da söz konusu işlemlere izin vermekle …’le birlikte zarardan sorumlu olduğunu ileri sürmektedir.
Davacı … menşeili bir şirket olması sebebiyle MÖHUK 48.Maddesi gereğince teminat yatırması gerekmekte ise de … Cumhuriyeti ile …’nın taraf olduğu Lahey Sözleşmesi’ne göre … teminattan muaf olduğundan davacı şirketin teminat yatırma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Dosya kapsamına göre; davacı şirketin iflas ettiği belirli olup, davacı vekili tarafından sunulan noter tercümeli belgelerden şirkete tasfiye memuru atandığı ve tasfiye memuru tarafından iş bu davayla ilgili olarak Av…. ve Av. … tarafından düzenlenen vekaletname dosyaya sunulmakla söz konusu belgeler ile davacı yanın aktif husumet ehliyetinin sağlanmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … vekili tarafından sunulan ….Noterliğinin 30/10/2009 tarihli … Yevmiye nolu belgeden … tarafından davalı …’in davacı şirketi yetkili makamlarda temsil etmek ve gerekli tüm imzaları atmak üzere … kuracağı şubeye yönetici olarak atandığı, yine ….Noterliğinin 30.10.2009 tarihli … yevmiye nolu imza sirküleri ile …’in … İrtibat Bürosu yöneticisi olarak imza beyanında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yapılan yargılama neticesinde; dosyaya sunulan tüm belge ve bilgilerden, davalı …’in merkezi … bulunan davacı şirketin … İrtibat Bürosu’na, şirketi yetkili makamlarda temsil edip, şirket adına gerekli tüm imzaları atmak üzere şirket müdürü tarafından noterde düzenlenen belge ile müdür olarak tayin edilip …’in aynı noterlikte yönetici olarak imza sirkülerini beyan ettiği, bu şekilde davalının en geniş manada davacı şirketi …’de temsil etmek üzere yetkilendirildiği, bu kapsamda davalının … Bankası’nın … şubesinde açılan hesaplarda şirket adına para çekme ve havale işlemleri yaptığı anlaşılmış olup, her ne kadar davacı şirket banka hesabında yapılan para çekme ve havale işlemlerine onayları olmadığını, …’in yapmış olduğu işlemleri şirketin bilgisi ve rızası dışında gerçekleştirdiği ileri sürülmüş ise de, bu hesaba şirketin yurtdışındaki merkezinden Türkiyede’ki personel ödemeleri için sürekli olarak para aktarımı yapıldığı, dolayısıyla şirketin sözkonusu hesaplardan haberdar olduğu, …’in kendisine verilen yetkiye istinaden banka hesabında işlemler yaptığı, görev süresi sona erdikten sonra da şirket müdürü … tarafından en geniş anlamda ibra edildiği, söz konusu ibranamenin sahteliği konusunda davacı yanın yapmış olduğu şikayet üzerine … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … nolu Soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verilip kararın kesinleştiği, bu şekilde ibranamenin geçerliliğinin sabit olduğu, davalı …’in yönetici olarak görev yaptığı dönem içerisinde davacı şirketin … Bankası … Şubesi’ndeki hesaplarında şirket adına yapmış olduğu her türlü bankacılık işlemlerinin şirketin bilgisi ve onayı dahilinde yapılıp davalıların, davacı şirketi zararlandırıcı bir eylemlerinin söz konusu olmadığı kanatine varılmakla bu kanaat ışığında davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27/04/2016 tarih ve 2015/15236 E. 2016/4715 K. sayılı ilamı ile; 1- Dava, davacının banka hesaplarında bilgisi dışında yapılan işlemlerden olayı uğradığı zararların tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçelerle dava reddedilmiştir. Davacı vekili, 13.01.2013 tarihli dava dilekçesinde dava değerini 698.252,60 TL olarak göstermiş olmasına rağmen, aynı tarihli tevzi formunda dava değeri sehven 69.825,26 TL olarak gösterilmiş ve başvuru harcı ve nispi peşin harç da bu tutar üzerinden hesaplanmıştır. Harca tabi davalarda, gerekli harçlar ödenip mahkeme kalemine verildiği gün dava açılmış sayılır. Dava açılır iken, davacıdan başvuru harcı ve nispi harca tabi davalarda nispi karar harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise, mütaakıp muamelelere ancak harç ödendikten sonra devam olunur. (492. sayılı Harçlar Kanunu 28. madde) Bu durumda mahkemece davacının talebini oluşturan dava değeri ve eksik harca ilişkin iddiaları değerlendirilerek eksik harç tahsil edildiğinin tespiti halinde, davacıya takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcını tamamlaması için süre verilmesi, bu sürede eksik harç tamamlanmaz ise davaya devam edilmeyip 6100 sayılı HMK’nun 150. madde ve 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. madde hükümleri de dikkate alınarak dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun gerekleri yerine getirilmeden işin esasına girilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir… ” gerekçesiyle Mahkememiz kararının bozulduğu görülmüştür.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
Davacı vekili tamamlama harcını yatırmıştır.
Bozmadan sonra yapılan yargılama sonucunda, Mahkememizin 14/09/2017 tarih ve … E. … K. sayılı ilamı ile ” … Davacı, davalı banka ve … ile ilgili olarak sorumluluk davası olarak işbu davayı açmış bulunmaktadır. Davacı davalıya bankada hesap açması konusunda bir talimatının olmadığı ve kendisine …’e internet bankacılığı doğrultusunda havale gönderdiği, bu havaleler nedeniyle 236.000 EURO’luk tazminat talebinde bulunmaktadır. Davacı, 01/10/2009 tarihi ile 28/09/2012 yılı arasında 3 yıl süre ile …’de irtibat ofisi kurduğu, bunun başına da davalı …’in atandığı belirtilmektedir. Davacının … Cumhuriyet Başsavcılığına 28/01/2013 tarihinde vermiş olduğu dilekçesinde 2009 yılı Eylül sonlarından 2012 Ağustos ayına kadar herhangi bir sorun olmadığını belirtmiş, Ağustos ayında gönderilen miktarlarda azalma olduğu için … ile ilgili şikayette bulunmuş olduğu ve bu Başsavcılık tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığına verilen bu ifadede davacı 2009 yılı Eylül sonlarından 2012 Ağustos ayına kadar banka ve davalı ile ilgili yapılan işlemlerde bir usulsüzlük olmadığını kabullenmektedir.
Davalı banka sunmuş olduğu 30/10/2009 tarihli …. Noterliğinin … nolu vekaletnamesinde …’i … kurulacak şubenin yöneticisi olarak tayin ettiklerini, işbu yazı ile yetkili makamlara da kendilerini temsil ettirmeleri ve kendi adlarına atılacak tüm imzaları atmaya yetkilerinin olduğunun anlaşılmaktadır. Davalı bankanın da davacı adına değil davalı … adına hesap açıldığı ve davacının bu hesaplara para gönderdiği anlaşılmaktadır. Davalı … bu hesaplardan davacı adına ödemeler yaptığı anlaşılmaktadır. Bilahare davacının işlemleri nedeniyle davacı tarafından davalı …’i ibra edildiği dosyadaki mevcut belgelerden anlaşılmaktadır.
Mahkememizce davacının tasfiyeye girmiş olması nedeniyle tasfiye memurundan vekalet alınmış usulü eksiklik giderilmiş olup, davacının davalı … … göndermiş olduğu paraların davalının …’in şahsi olarak bankada açtırması ve vekaletname ile davalıyı yetkilendirmesi nedeniyle davalı bankanın kusurlu bulunmadığından banka yönünden bu gerekçe ile davanın reddine,
Diğer davalının … ile ilgili olaraksa 2009 yılı Eylül sonlarından 2012 Ağustos ayına kadar davacının yapılan işlemlere onay verdiği ve bilahare davalıyı ibra ettiğinden, bu ibra ile ilgili olarak da herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceği, gönderilen hesapların davalı …’in şahsi hesabına gönderildiğinden ve gönderme talimatında muhalefet edildiğine dair bir belge de ibraz edilmediğinden bu itibarla Yargıtay 11. HD.nin 2011/10049-… sayılı kararında belirtildiği üzere; davalı …’nın davacının çalışanı olduğu, toplam 84 adet işlemde fax talimatı ile davacının bankadaki hesaplarında yetkisinin bulunduğu, … A.Ş. Hesabına virman suretiyle para aktardığı, yönetim kurullarının bu kayıtlarına göre genel kurulda incelenip değerlendirildiği ve ibra edildiği, davacının zararının kanıtlanmadığı davalı bankaca yapılan işlemde herhangi bir usulsüzlük olmadığı, davacının hesapları üzerinde yapılan işlemleri gördüğü ve icahazet verdiği görüldüğü gerekçesi ile karar verildiği ve kararın yargıtayca onandığından, davalı … yönünden açılan davanın da bu gerekçe ile davanın reddi cihetine gidilmiştir. … ” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararının temyiz edilmesi neticesinde temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/09/2019 tarih ve 2018/21 E. 2019/5342 K. sayılı ilamı ile; “1- Dava, davacının banka hesaplarında bilgisi dışında yapılan işlemlerden olayı uğradığı zararların tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı … ve dava dışı kişiler hakkında, … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … numaralı soruşturma dosyası üzerinden hizmet nedeniyle emniyeti suistimal, bu suça iştirak ve özel belgede sahtecilik suçları sebebiyle yürütülen soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, bu karara vaki itiraz …. Ağır Ceza Mahkemesinin … Değişik İş sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Yine davalı … hakkında, içerisinde mahkemenin gerekçesinde değindiği ibranameyi içerecek şekilde Tacir veya Şirket Yöneticileri ile Kooperatif Yöneticilerinin Dolandırıcılığı, Kamu Kurum ve Kuruluşları vb. Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik suçlarından … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … numaralı soruşturma dosyası üzerinden iddianame düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda anılan davalı hakkında işbu davaya konu maddi vakıalarla ilgili olarak açılan bir ceza davası olup olmadığının araştırılması, ceza davasının bulunduğunun anlaşılması halinde dosyanın getirtilmesi, davalıya isnat edilen fillerin işbu dava ile ilgisi bulunup bulunmadığına bakılması, gerekmesi halinde ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekirken, yeterli araştırma yapılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı müflis şirket vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir. … ” gerekçesi ile Mahkememiz kararını bozmuştur.
Mahkememizce Yargıtay Bozma ilamın uyulmuştur.
Davacı vekili Ceza Mahkemelerinin dosya numaralarını bildirmiştir.
…. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. … K. sayılı ilamının incelenmesinde, müdahilin … olduğu, sanığın … olduğu, suçun Nitelikli Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik olduğu ve yapılan yargılama sonucunda 13/03/2019 tarihinde …’in Nitelikli Dolandırıcılık ve Resmi Belgede Sahtecilik suçlarından ayrı ayrı beraatine karar verildiği ve kararın istinaf kararı ile kesinleştiği görülmüştür.
…. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. … K. sayılı ilamının incelenmesinde, müdahilin … olduğu, sanığın … ve … olduğu, suçun Nitelikli Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik olduğu ve yapılan yargılama sonucunda sanıkların beraatlerine karar verildiği ve bu kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine kararı ile kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dava, davacı şirketin … Bankası … Şubesindeki hesaplarında bilgisi ve onayı dışında yapıldığı iddia edilen para çekme ve havale işlemlerinden dolayı uğranılan zararın tahsiline ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili adına banka hesabı açma veya bankalardan para çekme yetkisi bulunmayan davalı …’in para çekme taleplerinin diğer davalılarca yerine getirilmek suretiyle müvekkilinin zarara uğratıldığını, davalı …’in müvekkili şirketin irtibat ofisi çalışanı olup, yetkilerinin günlük işlerin takibi ile sınırlı olduğunu, buna rağmen müvekkili şirketin hesabındaki paraların şirketin yetkisi ve talimatı olmadan işlem yapılmak suretiyle şirket zararına tasarrufta bulunduğunu, bankanın da hukuken yetkisi bulunmayan davalı …’in … adına hesap açılmasına ve hesaplardan para transferlerine izin vermekle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, zararın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, davacı adına açılan hesaplardaki işlemlerin bizzat davacı tarafça verilen yetkilendirme ve onaylı belgelere istinaden yapıldığını, söz konusu belgelerin bankaya sunulmasından sonra imza sirküleri ve diğer belgelerin noterden gerekli kontroller sonrası düzenlendiğinin noter tarafından teyit edildiğini, müvekkillerine kusur izafe edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …, davacı şirketin … şubesine yönetici olarak atandığını, buna ilişkin olarak görevlendirme evrakı ve müvekkilinin imza sirkülerinin düzenlendiğini, müvekkilinin davacının … bankasında açılan hesabına Türkiyede’ki tüm personelin maaşlarının ve şubenin masraf ve giderlerinin şirket merkezinin bulunduğu … hesabından bu hesaba sürekli olarak havale edildiğini, müvekkilinin davacının bilgisi dışında banka hesabından para çekmesi veya havale işlemi yapmasının söz konusu olmadığını, görevi sona erdikten sonra da ibra edildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
….Noterliğinin 30/10/2009 tarihli … yevmiye nolu belgeden … tarafından davalı …’in davacı şirketi yetkili makamlarda temsil etmek ve gerekli tüm imzaları atmak üzere … kuracağı şubeye yönetici olarak atandığı, yine ….Noterliğinin 30.10.2009 tarihli … yevmiye nolu imza sirküleri ile …’in … İrtibat Bürosu yöneticisi olarak imza beyanında bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalı …’in merkezi … bulunan davacı şirketin … İrtibat Bürosu’na şirketi yetkili makamlarda temsil edip, şirket adına gerekli tüm imzaları atmak üzere şirket müdürü tarafından noterde düzenlenen belge ile müdür olarak tayin edildiği, davalı …’in aynı noterlikte yönetici olarak imza sirkülerini beyan ettiği, bu şekilde davalının en geniş manada davacı şirketi …’de temsil etmek üzere yetkilendirildiği, bu kapsamda davalının … Bankasının … şubesinde açılan hesaplarda şirket adına para çekme ve havale işlemleri yaptığı anlaşılmış olup, her ne kadar davacı şirket banka hesabında yapılan para çekme ve havale işlemlerine onayları olmadığını, …’in yapmış olduğu işlemleri şirketin bilgisi ve rızası dışında gerçekleştirdiği ileri sürülmüş ise de, bu hesaba şirketin yurtdışındaki merkezinden Türkiyede’ki personel ödemeleri için sürekli olarak para aktarımı yapıldığı, dolayısıyla şirketin sözkonusu hesaplardan haberdar olduğu, …’in kendisine verilen yetkiye istinaden banka hesabında işlemler yaptığı, görev süresi sona erdikten sonra da şirket müdürü … tarafından en geniş anlamda ibra edilidiği, … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde … numaralı soruşturma dosyası üzerinden hizmet nedeniyle emniyeti suistimal, bu suça iştirak ve özel belgede sahtecilik suçları sebebiyle yürütülen soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği ve bu karara vaki itirazın …. Ağır Ceza Mahkemesinin … Değişik İş sayılı kararı ile reddedildiği, …. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında davalı …’ in Nitelikli Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik suçlarından ayrı ayrı beraatine karar verildiği ve kararın istinaf kararı ile kesinleştiği, …. Ağır Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında davalı …’in Nitelikli Dolandırıcılık, Resmi Belgede Sahtecilik suçlarından beraatine karar verildiği ve bu kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı ile kesinleştiği, buna göre davalı …’in yönetici olarak görev yaptığı dönem içerisinde davacı şirketin … Bankası … Şubesindeki hesaplarında şirket adına yapmış olduğu her türlü bankacılık işlemlerinin, şirketin bilgisi ve onayı dahilinde yapılıp davalıların, davacı şirketi zararlandırıcı bir eylemlerinin söz konusu olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 11.924,41 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 11.870,01 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 51.962,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı … tarafından yapılan 47 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı …Ş. tarafından yapılan 65 TL yargılama masrafının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.