Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/527 E. 2023/138 K. 28.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/527 Esas
KARAR NO :2023/138

DAVA:Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/11/2019
KARAR TARİHİ:28/02/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin, davalı … bankasından kredi kullandığı ve bu kredi teminatı olarak müşteri çekleri verdiğini, Kredi borcunun ödenmemesi üzerine müvekkili aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, yine müşteri çeklerine dayalı olarak da …. İcra Müdürlüğünün … E, … E sayılı dosyaları ile icra takipleri yapıldığını, Müvekkilinin ana dosya borcunu haricen ödediği, Karşı tarafın da dosyaya 13.10.2016 tarihinde haricen tahsil yönünde beyan gönderdiği ve dosya infazen kapatıldığını, Ana dosya borcu ödendikten sonra müvekkili şirket yetkilisinin davalı banka vekilleri olan …na başvurduğu ve teminat olarak bankaya verdiği 3. Şahıs çeklerini talep ettiğini, ancak burada çeklerin avukatlık bürosu tarafından çek keşidecilerine teslim edildiğinin öğrenildiğini, çek keşidecilerinin doğal olarak çekleri derhal çek hesabının bulunduğu bankalara iade ettiği ve müvekkiline olan borçlarından kurtulduğunu, Çekleri teminat olarak bankaya verenin müvekkili şirket olduğunu, bu çeklerin de müvekkilinin alacağına karşılık kendisine keşide edilerek verildiği, keşideci imzasından sonra müvekkilinin çeklerde ciroları bulunduğunu, müvekkilinin ana dosya borcunu ödedikten sonra , çek asıllarını iade alıp keşideciler ile olan hesabını kapatma ve alacağını tahsil etme hesapları yapmakta iken çek asıllarının bu 3. Şahıslara verilmesi ile açık şekilde zarara uğradığını, davalı banka çek asıllarını teslim alan ve uhdesinde tutan ve müvekkile iadesinden sorumlu olan tüzel kişilik durumunda olduğunu, yine avukatlık ortaklığı fiziken çekleri müvekkiline değil çek keşidecilerine teslim eden taraf olup, zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, açıklanan ticari uyuşmazlık nedeniyle taraflarından zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığını, ancak İstanbul Arabuluculuk bürosunun … numaralı dosyası üzerinden yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadığını, açıklanan nedenlerle sayın mahkemeye başvurulup müvekkil şirketin zararının tazminini talep etme zaruretinin hasıl olduğunu belirterek davanın kabulünü, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL tazminatın icra feragat tarihi olan 13.10.2016’den işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil banka ile davacı arasında 23.10.2015 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, Davacının, Bankadan araç finansmanı kredisi kullandığı, öte yandan Davacının, bedeli ödendiğinde bankaya olan borçlarından mahsup edilmek üzere dava konusu çekleri temlik cirosu ile ciro ederek Bankaya teslim ettiği, Bankanın çeklerin iyi niyetli meşru hamili ve maliki olduğunu, çekler süresinde Bankasına ibraz edilmesine rağmen karşılığı bulunmadığından karşılıksız yazıldığını, Kredi borcunun davacı tarafından ödenmemesi üzerine davacı aleyhine, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile taşınır rehininin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, Ayrıca dava konusu çeklerle ilgili çek borçluları aleyhinde, anılan rehin takibi alacakları ile tahsilde tekerrür olmamak üzere, …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyaları ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takipleri başlatıldığını, Bu süreçte Davacının taraflarına müracaat ederek kredi borcunun taksitlendirilmesini talep ettiğini, ayrıca dava konusu çeklerin tamamının “hatır çeki olduğunu” tüm yasal sorumluluk kendisine ait olmak üzere icra dosyalarından işlem yapılmamasını, yasal işlemlerin durdurulmasını 09.08.2016 tarihinde yazılı olarak talep ettiğini, Müvekkil Bankanın iyiniyetli olarak davacının talebini uygun bulduğunu, davacı ile rehinin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine konu borç için taksit anlaşması imzalandığını ve çeşitli dönemlerdeki gecikmelere rağmen alacak haricen tahsil edilmek sureti ile 13.10.2016 tarihinde icra dosyasının kapatıldığını, Dava konusu müşteri çeki takip dosyaları ise gerek tahsilde tekerrür etmemek üzere başlatıldığından ve gerekse davacının talebi çerçevesinde takipsiz bırakıldığını, Dava konusu çeklerin, birinci olarak süresinde ibraz edilmesine rağmen keşideci tarafından ödenmediğinden karşılıksız yazılmış olduğunu, ikinci olarak icra takibinde ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen süresinde borç ödenmediğini, bununla birlikte davacının çeklerin teminat teşkil ettiği asıl kredi borcunun kapatılmasını, çek takiplerinin kredi borcu ile tahsilde tekerrür etmemek üzere başlatılmış olması, davacının çeklere ilişkin icra takiplerinin durdurulması ve işlem yapılmamasını talep etmesi sebebi ile çek dosyaları takipsiz bırakıldığını, kredi borcu kapatıldığında ise çek dosyalarından herhangi bir tahsilat yapılmadan takiplerden feragat edildiğini, Bilahare aşağıda açıklandığı üzere yine davacının bilgi ve talebi çerçevesinde çeklerin keşideciye iade edildiğini, Türk Ticaret Kanununun 814.üncü maddesi uyarınca hamilin, cirantalarla düzenleyen ve diğer çek borçlularına ve yine cirantaların diğerlerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, Dava konusu çeklerin sırası ile 20.08.2015, 15.09.2015, 29.09.2015 keşide tarihli olduğunu, her üç çek bakımından da dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin geçmiş olduğunu, Davacının çeklerin zaman aşımına uğramasını bekleyip, sonrasında dava açmakla zaten düzenleyene karşı alacağı sebebiyle bu çeklere dayanmayacağını zımnen ikrar etmekte olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, kredi teminatı için bankaya verilen çeklerin tahsil edilmeyip, çek borçlularına iade edilmesi nedeniyle oluşan zararın tazmini davasıdır.
Davacı tarafından davalıya kredi teminatı olarak verilen … Bankası … Şubesi, … numaralı, 21.000,00 TL tutarlı çekle ilgili olarak, davalı Banka tarafından, keşideci … ile lehtar … İnş. Taah. Ve
… San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığı, takip alacaklısı davalı banka vekilinin 13.10.2016 tarihli dilekçesi ile takipten feragat edip evrak aslının teslimini talep ettiği, yine keşideci …’un çek aslının teslimini talep ettiği görülmüştür.
Davacı tarafından davalıya kredi teminatı olarak verilen … Şubesi, … numaralı, 23.500,00 TL tutarlı çekle ilgili olarak davalı banka tarafından keşideci …, lehtar … hakkında …. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün, 2016/23640 Esas
sayılı dosyası icra takibi yapıldığı, takip alacaklısı davalı banka vekilinin 13.10.2016 tarihli dilekçesi ile takipten feragat edip evrak aslının teslimini talep ettiği, yine lehtar …’un çek aslının teslimini talep ettiği görülmüştür.

Davacı tarafından davalıya kredi teminatı olarak verilen … … Şubesi, 0000912 numaralı, 15.000,00 TL
lik çekle ilgili olarak keşideci … hakkında …. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün, … Esas sayılı
dosyası ile icra takibi yapıldığı, takip alacaklısı davalı banka vekilinin 13.10.2016 tarihli dilekçesi ile takipten feragat edip evrak aslının teslimini talep ettiği, yine keşideci …’un çek aslının teslimini talep ettiği görülmüştür.
Davalı banka ile davacı arasında akdedilen kredi sözleşmeleri, icra dosyaları, taraflarca dayanılan tüm deliller toplanarak bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davalı bankanın, davacıya ait teminat çeklerini, çeklerin alacaklısı olan davacıya değil de keşidecisine tesliminden dolayı kusurlu olduğu, Ancak soyutluk prensibine tabi olan kambiyo senedi niteliğindeki çeklerin davacıya teslim edilmemesinden dolayı çeklere konu olan asıl alacağın sona ermiş olmadığı, Sadece alacak takibi yolunun değiştiği, çekler davacıya teslim edilseydi kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna gidebilecek olan davacının artık sadece genel haciz yoluyla takibe gidebileceği, Takip yolunun değişmesi nedeniyle davacının hangi tür bir zararının doğduğuna dair dava dosyasında delil bulunmadığı, Vekilin vekaleten yapmış olduğu işlemlerden dolayı vekilin sorumlu tutulamayacağı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dosya kapsamı ve tüm deliller bilirlikte değerlendirildiğinde;
Davacı ile davalı banka arasında kredi sözleşmesi akdedildiği, kredi sözleşmesinin teminatı olmak üzere davacı tarafından yukarıda değinilen çeklerin davalıya teslim ediliği, akabinde kredinin ödenmemesi üzerinde davalı tarafından hem davalı hakkında hemde teminata alınan çekler ile icra takibi yapıldığı, kredi borcunun ödenmesi üzerine dava konusu edilen çeklerin çek borçlusu dava dışı …’a iade edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalı …’nın da sorumluluğu bulunduğu ileri sürülerek dava edilmiş ise de davacı ile bu davalı arasında herhangi bir akdi ilişki bulunmadığı, diğer davalı ile vekalet ilişkisi bulunduğu, eğer dava konusu çeklerin iade edilmesinde bir sorumluluğu var ise vekalet ilişkisi kapsamında vekil edene karşı sorumlu olduğu, davalıya karşı bir sorumluluğunun bulunmadığı, davacının bu davalıya karşı dava ve talep hakkının bulunmadığından bu davalıya karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı banka ile davacı şirket arasında 23.10.2015 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bankaca verilen kredinin teminatı olarak davaya konu müşteri çeklerinin davacı tarafından bankaya ciro edildiği, kredinin ödenmemesi ve çeklerin de karşılıksız kalması üzerine çeklerle ilgili kambiyo takipleri yapıldığı ve kredinin ödenmesi üzerine çeklerle ilgili takiplerden feragat edilip çek asılları davacı yerine çek müşterisine teslim edilmiş ise de; Yargıtay 11.HD nin 2014/5035 esas ,2014/ 8785 karar sayılı ilamında benzer olayda ; Senet bedelinin davalı Banka’dan tahsiline karar verilebilmesi için davalı bankanın kusuru sonucu senedin asıl borçludan tahsilinin olanaksız hale gelmiş olması, bu nedenle davacının zararının doğması gerekmektedir. Somut olayda, davacı doğrudan banka aleyhine açtığı davada senedin kendisine iade edilmediğini, bedelinin de tahsil edilmediğini ileri sürmektedir. Davalı Banka ise, senedi davacıya iade ettiğini savunmaktadır. Davaya konu senet kaybolmuş olsa dahi davacının öncelikle temel ilişkiye dayalı olarak senet bedelini tahsil yoluna gitmesi, bu nedenle senet borçlusu aleyhine icra takibi yaparak veya dava açarak alacağını tahsile çalışması, yapılan takip veya açılan davanın alacağın varlığını kanıtlama yönünden sonuçsuz kalması halinde bu kez banka aleyhine dava açma hakkı doğacağından, öncelikle senet borçlusundan istemde bulunmaksızın doğrudan banka aleyhine açılan işbu davada zararın doğması şartı henüz gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken” denilmiştir. Davacı tarafından çek borçlularına müracaat edilmeden, dava veya takip açılıp alacak tahsil edilmeye çalışılmadan, davalı banka aleyhine dava açılmış olup, çek bedellerinin tahsili noktasında çek borçlularına müracaat edilip, sonuçsuz kalması halinde, banka aleyhine dava açma hakkı bulunduğundan, iş bu davada zararın doğma şartı henüz gerçekleşmediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜ K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının … A.Ş hakkındaki davasının reddine,
2-Davacının … hakkındaki davasının pasif husumet yokluğundan reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 9,12-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … A.Ş tarafından yapılan 132,90-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … A.Ş’ne verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/02/2023

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır