Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/5 E. 2019/1025 K. 04.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/5 Esas
KARAR NO : 2019/1025

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 02/08/2000

BİRLEŞEN …8.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NİN
2000/432 ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 16/08/2000

BİRLEŞEN …9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2012/218 ESAS SAYILI DOSYASI

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ: 13/12/2012
KARAR TARİHİ: 04/07/2019

Taraflar arasında Mahkememizde görülen tazminat davalarının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili 02/08/2000 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalıların… mevkiinde bulunan 3 pafta 114 Ada 30 parsel nolu … sitesinin müteahhitliğini yaptıklarını, 17/08/1999 tarihinde meydana gelen depremde… sitesinin ağır hasar gördüğünü, dairelerde tüm duvarlarda ve taşıyıcı elemanlarda ağır çatlaklar, taşıyıcı betonarme kolonlarda, kirişlerde ve perdelerde kesme ve eğilme çatlakları, Bahçe istinat duvarında çatlaklar ve kısmen ana binadan ayrılmalar, yapı sistemlerinde burulmalar, temellerde oturmalar, daire döşemelerinde eğilme ve çatlaklar oluştuğunu, banyo ve mutfak seramiklerinin kırıldığını, sitede meydana gelen hasarın Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin… D. İş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan tespit raporuna göre; hasarın betonarme hatasından, gerekli zeminlerin yapılmamasından, temel inşaatların hatalı olmasından, standartların çok altında düşük kaliteli beton kullanılmasından, beton işçiliğinin kalitesizliğinden, teknik uygulama sorumlusunun gerekli kontrolleri yapmamasından kaynaklandığı, depremde davacılara ait A ve B blokların ağır hasar gördüğü, hasarın müteahitin kusurundan kaynaklandığını, hasar nedeniyle dairelerde % 80 oranında değer kaybının meydana geldiğini, tespiti yapılan blokların oturanlar için can ve mal tehlikesi arz ettiğini, her iki blokta da mutlaka takviye yapılması gerektiği hususlarının tespit edildiğini, davalılara … Noterliğinden çekilen ihtarname ile hasarın giderilmesinin istendiğini, ancak ihtarnameden sonuç alınamadığını, mevcut hasardan davalıların sorumlu olduklarını belirterek takviye çalışmaları ve sonrası boya vs. için 350.000 TL maddi tazminatın ve dairelerin değer kaybından kaynaklanan 300.000 TL maddi tazminatın 17/08/1999 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davacılara arsa payı oranında dağıtılmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkillerinin uğradığı manevi zarardan dolayı daire başına 25.000 TL’den toplam 150.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş olup, davanın açıldığı İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı üzerine dosya Mahkememize intikal etmiştir.
Birleşen İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/432 Esas sayılı dosyasında davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların…Noterliğinin 21/05/1987 tarih …yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve inşaat sözleşmesi ile…mevkiinde bulunan 3 pafta 144 Ada 30 parselde bulunan arsa üzerine Güloğlu sitesi inşaatının müteahhitliğini müştereken ve müteselsilen yüklendiklerini, ancak mütehatlerinin edimlerini eksik ve geç olarak eda ettiklerini, bir kısmını da yerine getirmediklerini, ihtilaf sürerken 17/08/1999 tarihinde meydana gelen depremde bu sitenin ağır hasar gördüğünü, müvekkillerinin evlerini ve siteyi terk ettiklerini, Şile Asliye Hukuk Mahkemesinin …D. İş sayılı dosyasında yaptırılan tespitlere göre müteahhitlerin pek çok eksikle inşaat yaptıklarının ortaya çıktığını, meydana gelen hasardan sorumlu olduklarının belirtildiğini, müvekkillerinin kiradan da mahrum kaldıklarını ileri sürerek maddi zarar olarak müvekkili … için 6 tam ve 1/5 oranındaki hisse için değer kaybı olarak 150.000 TL talep ettiklerini, ayrıca 3.000 TL kira kaybı ile 150 TL manevi tazminatın, … ve … için 100.000 TL maddi ve 100 TL manevi, …, …, …ve … için 30.000 TL maddi ve 100 TL manevi, … için 80.000 TL maddi 100 TL manevi, …için 100.000 TL maddi 100 TL manevi tazminatın en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar asıl ve birleşen İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyalarına ilişkin cevap dilekçelerinde özetle; müvekkillerinin sözleşme ve projeye uygun olarak inşaatı tamamlayarak davacılara teslim ettiğini, proje hazırlanırken deprem yönetmeliğinin dikkate alındığını, 1975 deprem yönetmeliğinde İstanbul’un hiçbir ilçesinin 1.bölge deprem bölgesinde olmadığını, statik hesapların bu deprem yönetmeliğine göre yapıldığını, belediyenin de onayını buna göre verdiğini, inşaatta o günün teknolojisi ile yerinde dökme beton kullanıldığını, bunun da farklılık arz edebildiğini, 1998 deprem yönetmeliğinde ise İstanbul …Bölge deprem bölgesine alındığını, araştırmaların hesapların buna göre yapıldığını, depremde binanın sağlamlığından yada zemin durumunun tekili olduğunu, mütehatin onaylı projeye göre inşaat yapmış olduğunu, müvekkilinin de bunu gerçekleştirdiğini, 1999 depreminden sonra bütün binalarda değer kaybının oluştuğunu, davacılara inşaatın her aşamasında uzman kişiler denetleme ve uyarma hakkı verildiğini, bu görevin yapılmaması halinde ileride hak iddia edilemeyeceğinin sözleşmede yer aldığını, ayıp ihbarında bulunulmadığını belirterek davaların reddini talep etmişledir.
Birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/218 Esas sayılı dosyasına ilişkin dava dilekçesinde özetle; Davacının da malikleri arasında bulunduğu ve paylı mülkiyete tabii İstanbul Şile ilçesinde bulunan Güloğlu Sitesinin A ve B bloklarındaki davalıların sebep olduğu Proje hatalarından, gerekli zemin etütlerinin yapılmamasından, taşınmaz temel inşaatlarının hatalı yapılmasından, standartların çok altında malzeme ve özellikle beton kullanımından, işçilik hata ve kalitesizliğinden, teknik uygulama sorumlularının vazifelerini gerektiği şekilde yapmamaları gibi nedenlerden kaynaklanan ağır hasarlar, değer kaybı, taşınmazlarda güçlendirme işlemlerinin yapılması zaruriyetinin hasıl olması ve can ve mal güvenliğinin tehlike arz etmesinden sebep oluşan maddi ve manevi zararlardan bahisle dava görülmekte olduğunu, müvekkilinin taşınmazı satın aldığı 2002 yılında da davaya müdahil olmak istediğini, bu hususta karar verilmediğini ve müvekkilinin yaşı, hastalıkları ve tedavi süreçleri sebebi ile davayı takip edemediğini ve talebi hususunda bir karar oluşturulmadığını, bu nedenle davaya dahil olma lüzumu hasıl olduğunu, müvekkilinin emekli hukukçu olduğunu, dava konusu sitenin 5 yıl süre ile bila bedel yöneticiliğini yaptığını, bakımsızlıktan harabeye dönen, bir çok malikinin artık oturmadığı, yıkık dökük, virane hali sebebi ile satımı, kiralanması neredeyse imkansız hale gelen sitenin yaşanılabilir hale gelmesi adına yıllarca emek vermiş biri olduğunu, haliyle taşınmazda davacıların mutazarrır olduğu vaziyetlerden sebep maddi ve manevi olarak büyük zararlara uğramış durumda olduğunu, bu nedenle yıllardır derdest olan ve tüm boyutu ile tartışılan davada verilecek hükmün doğrudan müvekkilini ilgilendirdiğini, dava konusu üzerinde davacılar gibi hak sahibi bulunduğunu, dilekçelerine ekli tapu sahifesinde fotokopisinden de anlaşılabileceği gibi dava konusu …yolu köyü, 3 pafta, 114 parselde kayıtlı 3513 m2 yüzölçümlü ana taşınmaz üzerinde kurulu …Sitesi, B Blok 5 Numaralı ve 100/6350 arsa paylı bağımsız bölümün mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, uygulamanın imkan sağlayıp 6100 sayılı yasada 65. maddede yer bulan hükümden istifade ile açmış oldukları bu dava ile huzurdaki davada hükmedilecek maddi zararın tazminine ilişkin rakamın hissesine düşen kısmında lehine hüküm tesisini talep ettiklerini, müvekkilinin hissesi nispetinde hak sahibi olduğu hususunda karara bağlanması gerektiğini, müvekkilinin de manevi elem duymakta olduğunu, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri tarafından sunulan cevap dilekçelerinde özetle; asli müdahale talebinde bulunan …’in taleplerinin tamamen haksız ve dayanaksız olduğunu, talep dilekçesindeki değil, 3 pafta, 114 parsel sayılı taşınmazın B Blok 5 nolu bağımsız bölümün maliki olduğunun anlaşıldığını, davanın konusu gayrimenkulün … yolu mevkiinde kain olan tapuda 3 pafta 114 ada 30 parsel numaralı gayrimenkul olduğunu, davacının bahsi geçen gayrimenkulle hiçbir ilgisinin olmadığını, asli müdahale talep etmesinin mümkün olmadığını, davacı …’ in 03/11/2003 tarihli dilekçesi ile, davaya asli müdahale yolu ile katılma talebinin bulunduğunu, harcı yatırmadığını, bu talebinin ret edildiğini, ikinci kez asli müdahale talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, davacı …’in dava açma hakkı zamanaşımına uğradığını, depremin 1999 yılında meydana geldiğini, oysa asli müdahale talebinin 2012 yılında yapıldığını, haksız fiil sorumluluğu için zamanaşımı süresi olan 1 yıllık sürenin de geçtiğini, bu nedenle davacı …’in dava açma hakkının zamanaşımına uğradığını, tazminat talebinde bulunulması için zararın mevcudiyetinin gerektiğini, davanın tamamen haksız ve dayanaksız olduğunu, gerek asıl dosya ve gerekse birleşen dosya için dosyaya cevaplarını sunduklarını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememizde yapılan yargılamada taraf delilleri toplanmış, bilirkişi raporları alınmış ve 10/06/2015 tarihli, …Esas ve … Karar sayılı kararı ile;
Asıl davada;
1-Davacıların maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile; davacı … mirasçıları yönünden 10.546,04 TL, davacı … yönünden 2.850,28 TL, davacı … yönünden 3.420 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Değer kaybına ilişkin talebin Açılmamış Sayılmasına,
Davacıların manevi tazminat taleplerinin KABULÜ ile, her bir davacı için ayrı ayrı 250 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine,
2-Birleşen İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/432 Esas sayılı dosyası yönünden; davacılar …, …, …ve … yönünden davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
Davacı … için 1.969,50 TL kira kaybı, 15.106,49 TL maddi, 100 TL manevi,
… için 9.405,93 TL maddi, 300 TL manevi,
… için 3.705,35 TL maddi, 100 TL manevi,
… için 2.850,28 TL maddi, 100 TL manevi,
… için 2.850,28 TL maddi, 100 TL manevi tazminatın birleşen dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara ödenmesine, maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
Değer kaybına ilişkin davanın açılmamış sayılmasına,
3-Birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/218 Esas sayılı davasının REDDİNE,
Karar verilmiştir.
Mahkememizin bu kararını asıl davada davacılar … ve …, birleşen 2000/432 Esas sayılı davada davacılar …, …, …, …, …, birleşen 2012/218 Esas sayılı dosyada davacı … tarafından temyiz edilmesi neticesinde temyiz incelemesini yapan Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 26/01/2017 tarih ve 2015/7892 Esas, 2017/189 Karar sayılı ilamı ile “… Kararı, asıl davada davacılar … ve …, birleşen … E. sayılı davada davacılar …, …, …, …, … ve birleşen … E. sayılı davada davacı … vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen 2012/218 E. sayılı davada davacı … vekilinin tüm, asıl davada davacılar … ve … ile birleşen 2000/432 E. sayılı davada davacılar …, …, …, …, … vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Asıl ve birleşen 2000/432 E. sayılı davalarda uyuşmazlık, 21.05.1987 tarihli sözleşme ile davalı yüklenicinin yapımını yükümlendiği binanın 17.08.1999 tarihinde gerçekleşen depremde hasar görmesi nedeniyle oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamında teknik bilirkişilerce tespit edilen bulgulara göre, binanın fen ve teknik kurallarına ve tâbi olduğu 1975 tarihli Deprem Yönetmeliği hükümlerine aykırı, yani yasal yönden ayıplı inşa edildiği saptanmış bulunmaktadır. Bu ayıplar yapının tesliminden sonra meydana gelen deprem nedeniyle oluşan hasarların incelenmesi sırasında anlaşılabilmiştir. Bu nedenledir ki, gizli ayıp niteliğinde olduklarının kabulünde zorunluluk vardır. (818 sayılı BK. m. 362). Gerçekten de gizli ayıp, eserin teslimi sırasında ilk bakışta görülemeyen, muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla veya somut uyuşmazlıkta görüldüğü gibi deprem ve benzeri bir olay vesilesiyle ortaya çıkan ayıptır. Ayıplı iş ise vasıf eksikliğini ifade eder (YHGK, 08.10.2003 T., 2003/15-474 E., 2003/545 K.). O sebeple de vasıf eksikliği bulunduğu veya ayıplı inşa edildiği anlaşılan binalar nedeniyle yüklenicinin sorumlu olması doğal bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır. Diğer yönden yüklenici yapılacak işin uzmanı olup, yüklenilen işi, amacına, tekniğine ve sözleşmesine uygun olarak gerçekleştirmek zorundadır.
Nitekim taraflar arasındaki 21.05.1987 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, inşaatla ilgili her türlü sorumluluğun yükleniciye ait olduğu (4. ve 10. maddeler) ve işin “anahtar teslimi” olarak teslim edileceği (2. madde) düzenlenmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporlarında, inşaatın, yapıldığı dönemde yürürlükte olan 1975 tarihli Deprem Yönetmeliği’ne aykırılıklar taşıdığı, betonarme taşıyıcı sistemin ve çizimlerin mevzuata aykırı olduğu, zemin etüdünün yapılmadığı, kolon ve kirişlerde gerekli etriye sıklaştırmalarının yapılmadığı, beton kalitesinin düşük olduğu gibi hususlar tespit edilerek, bu nedenle ortaya çıkan hasardan davalı yüklenicilerin % 65, dava dışı ilgili belediyenin %10 ve proje müellifi mimarın %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş ve 1999 yılı fiyatlarına göre hesap edilen güçlendirme masrafları hisseleri oranında davacılara paylaştırılmıştır.
Mahkemece, bilirkişi raporuna dayalı olarak davalı yüklenicilerin güçlendirme masraflarının % 65’inden sorumlu olduğu sonucuna varılmış ise de, yukarıda açıklanan nedenlerle, sözleşmeye göre davacı arsa sahiplerine karşı yükleniciler sorumlu olup, hesap edilen güçlendirme masraflarının tamamının yüklenicilerden tahsiline hükmedilmesi gerekir. Bu husus gözetilmeksizin, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen 2012/218 E. sayılı davada davacı … vekilinin tüm, asıl davada davacılar … ve … ile birleşen 2000/432 E. sayılı davada davacılar …, …, Esra Güloğlu, …, … vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar … ve … ile birleşen 2000/432 E. sayılı davada davacılar …, …, Esra Güloğlu, …, … vekillerinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen 2000/432 E. sayılı davalarda adı geçen davacılar yararına BOZULMASINA…” gerekçesi ile Mahkememiz kararı bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Asıl ve Birleşen davalara konu ihtilaf 21/05/1987 tarihinde akdedilen düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve İnşaat Sözleşmesi uyarınca arsa sahipleri davacılar ile müteahhitler arasında bu sözleşmeye dayanarak inşa edilen 2 blok halindeki binaların yapımında, davalı müteahhitlerin sorumluluğunu gerektiren ayıplı imalat olduğu iddiasına ilişkindir. Davacılar gizli ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürdükleri söz konusu yapım kusurları nedeniyle binaların 17/08/1999 tarihli deprem sonucunda kullanılamaz ve oturulamaz hale geldiğini iddia etmektedir. Davacıların talebi söz konusu ayıpların giderilmesi için yapılması icap eden iyileştirme giderlerinin ödenmesi ve bu yüzden uğradıkları maddi ve manevi zararların davalılarca tazmin edilmesi isteminden ibarettir.
Davalılar ise; inşaatın resmi tastikli projeye uygun olarak yapıldığını, yapı kullanma izni de dahil olmak üzere bütün işlemlerin tamamlanarak dairelerin davacılara teslim edildiğini, teslim tarihi itibariyle BK.nın 393.maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğunu, depremde meydana gelen hasarın binanın sağlamlığından ziyade zemin durumundan meydana geldiğini, inşaatta ayıplı malzeme kullanıldığı yönündeki davacı iddialarının da dayanaksız olduğunu, binaların sağlam olması halinde dahi deprem nedeniyle söz konusu hasarların gerçekleşmiş olacağını savunmaktadır.
Dosyada bulunan 05/02/2000, 24/07/2002, 07/12/2004, 28/02/2005 tarihli teknik bilirkişi raporlarındaki görüş ve kanaatler birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu A ve B bloklarının taşıyıcı sistemlerinin ruhsat tarihinde yürürüklükte olan 1975 tarihli afet bölgelerinde yapılacak yapılar hakkındaki yönetmelikte öngörülen kriterlere göre imal edilmedikleri, bu durumda 07/12/2004 tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği gibi, A ve B blokların taşıyıcı elemanlarının fen ve sanat kaidelerine uygun hazırlanacak bir güçlendirme projesi ile güçlendirilmesi gerektiği, güçlendirme maliyeti konusunda 07/12/2004 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve hükme esas alınan 28/05/2007 ve 18/10/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporlarına göre; KDV hariç 281.792 TL’lik güçlendirme maliyetinin uygun olduğu, A ve B blokların güçlendirme işlerinin 5 ayda tamamlanabileceği, davacılara ait A ve B bloklarda ortaya çıkan hasarlar yönünden
proje mükellifi ve …’un % 25 oranında, davalı mütahitler … ve …’in birlikte % 65 oranında, …Belediyesinin ise % 10 oranında kusurlu oldukları, 28/05/2007 ve 18/10/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporlarına ve Yargıtay bozma ilamına göre; ortaya çıkacak güçlendirme maliyeti yönünden davalıların hesap edilen güçlendirme masraflarının tamamından sorumlu oldukları göz önüne alınarak tespit tarihi olan 1999 yılı birim fiyatlarına göre davacıların talep edebilecekleri hasar bedelinin …için 23.240,76 TL, … için 14.470,66 TL, … için 5.700,56 TL, … için 16.224,68 TL, …, … ve … için ayrı ayrı 4.385,05 TL, … için ise 5.262,06 TL olarak kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.
Asıl ve birleşen davalarda değer kaybı ile boya, badana, parke, doğrama vs. masrafları adı altında taleplerde bulunduktan sonra, davacılar vekili 05/02/2013 tarihli duruşmada bu taleplerini geri aldıklarını belirtmiş, davalılar vekilleri de geri alma talebini kabul ettiklerini bildirmiş olduklarından, asıl ve birleşen İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/432 Esas sayılı dosyasındaki değer kaybına ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. Öte yandan davacıların boya, badana, parke vs. ile ilgili tazminat talepleri güçlendirme maliyeti içerisinde yer almakta olup, bilirkişilerce maddi tazminat hesaplamasında değerlendirilmiş olduğundan bu yöndeki taleplerin yeniden hüküm altına alınması mükerrer tahsilata yol açacağı nedeni ile reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Birleşen dosya davacısı … maliki olduğu 10, 11 ve 16.nolu daireler için kira kaybı talebinde bulunmuş olup, davacı depremde meydana gelen hasar nedeniyle söz konusu daireleri kiraya verememekten dolayı kira kaybına uğramış olduğundan, mahrum kaldığı kira gelirlerinin davalılardan talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Dosyaya sunulan emsal kira kontratları dikkate alınarak ve bilirkişi raporuna göre davacının maliki olduğu 3 daire için tespit edilen kira kaybının 1.969,50 TL olduğu kabul edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve açıklanan tüm bu nedenlere göre; asıl ve birleşen İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/432 Esas sayılı dosya davacıları tarafından davalılara …Noterliğinden 25.04.2000 tarih … yevmiye nolu ihtar gönderilerek zararlarının tazmin edilmesi için 3 gün süre verilmiş olup, ihtarnamenin tebliği usulsüz olduğundan davalıların dava tarihi itibariyle temerrüre düştükleri kabul edilerek sözkonusu hasar bedelleri ile kira kaybının dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, değer kaybına ilişkin talepleri geriye alındığından bu taleplerle ilgili davanın açılmamış sayılmasına, davacıların dairelerinin depremde ağır hasar görmesi sebebiyle elem ve üzüntü yaşadıkları kabul edilerek buna göre manevi tazminat taleplerinin kabulüne, birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/218 Esas sayılı dosya davacısı …’in 5 nolu bağımsız bölümünü depremden sonra mevcut durumu görerek ve o andaki değerine göre daireyi satın almış olduğundan davalı müteahhitlerden hasar bedelini isteyemeyeceği kanaatine varılmakla, bu davacının davasının reddine, birleşen dosya davacıları …, Muhsan Güloğlu, …ve … yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği sonucuna varılarak, asıl ve birleşen davalar yönünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl Davada;
a) Davacıların maddi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜ ile; davacı … mirasçıları ( … ve … ) için 16.224,68 TL, davacı … için 4.385,05 TL, davacı … için 5.262,06 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve mütesilsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b) Değer kaybına ilişkin talebin açılmamış sayılmasına,
c) Davacıların manevi tazminat taleplerinin KABULÜ ile, her bir davacı için ayrı ayrı 250 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine,
d) Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 1.818,53 TL harçtan ıslah ile alınan 607,50 TL nin mahsubu ile geriye kalan 1.211,03 TL harcın davalılardan tahsiline,
e) Davacılar tarafından yatırılan başvurma ve ıslah harcı toplamı 609,58 TL harcın davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
f) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 10.maddesine göre maddi tazminat için 3.104,61 TL ve manevi tazminat için 750 TL olmak üzere toplam 3.854,61 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, reddedilen maddi tazminat yönünden 2.725 TL ve değer kaybına ilişkin davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle 2.725 TL olmak üzere toplam 5.450 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
g) Davacılar tarafından yapılan toplam 4.307,70 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 2.541,54 TL’sinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
h) Davalılar tarafından yapılan 3.131,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.346,50 TL’sinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
2-Birleşen İstanbul 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/432 Esas sayılı dosyasında;
a) Davacılar …, …, …ve … yönünden davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
b) Davacı … için 1.969,50 TL kira kaybının, 23.240,76 TL maddi tazminatın, 100 TL manevi tazminatın,
Davacı … mirasçıları Murat Güloğlu ve … için 14.470,66 TL maddi tazminatın, 100 TL manevi tazminatın,
Davacı … mirasçısı … için 5.700,56 TL maddi tazminatın, 100 TL manevi tazminatın,
Davacı … için 4.385,05 TL maddi tazminatın, 100 TL manevi tazminatın,
Davacı … için 4.385,05 TL maddi tazminatın, 100 TL manevi tazminatın,
birleşen dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesine, maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine,
c) Değer kaybına ilişkin davanın açılmamış sayılmasına,
d) Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 13.733,25 TL harçtan ıslah ile alınan 1.575,45 TL nin mahsubu ile geriye kalan 2.157,80 TL harcın davalılardan tahsiline,
e) Davacılar …, …, …ve … hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden 44,40 TL ilam harcının bu davalılardan tahsiline,
f) Davacılar tarafından yatırılan başvurma ve ıslah harcı toplamı 1.577,53 TL harcın davalılardan alınarak davacılar …, …, … mirasçılarına, … ve …’na verilmesine,
g)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 10.maddesine göre maddi tazminat için 6.306,67 TL ve manevi tazminat için 500 TL olmak üzere toplam 6.806,67 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılar …, …, … mirasçıları, … ve …’na verilmesine, reddedilen maddi tazminat yönünden 27.480,91 TL vekalet ücretinin davacılar …, …, … mirasçıları, … ve …’ndan alınarak davalılara verilmesine,
h) Davacılar …, …, …ve … hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden 2.725 TL vekalet ücreti bu davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
ı) Davacılar tarafından yapılan toplam 511,75 TLyargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 48,81 TL’nin davalılardan alınarak davacılar …, …, … mirasçıları, … ve …’na verilmesine,
j) Davalılar tarafındann yapılan 2.500 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.057 TL’nin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
3-Birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/218 Esas sayılı davasının REDDİNE,
a) Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL harcın davacıdan tahsiline,
b) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 10. maddesine göre maddi tazminat için 2.725 TL ve manevi tazminat için 2.725 TL olmak üzere toplam 5.450 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
c) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacılar ve davalılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Davacı asil …, davacı asil …, Birleşen İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/432 Esas sayılı dosyasının Davacılar vekili Av. …, Davalı … vekili Av. …, Davalı … vekili Av. … ile Davalı … mirasçısı …’nın yüzlerine karşı, diğer davacıların yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.