Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/495 E. 2020/173 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/495 Esas
KARAR NO : 2020/173

DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2019
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin iştigal konusunun gayrimenkul alım-satımı ve yatırımı olduğunu, davalıların, müvekkili davacı şirketin feshine yönelik olarak İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde …Esas sayılı dosya ile dava ikame ettiklerini, bu davada talep üzerine ilgili mahkemece 30.11.2016 tarihinde müvekkili şirketin tüm taşınmaz malvarlığı üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir mahiyetinde satılamaz şerhi konulmasına karar verildiğini, müvekkili şirketin ortaya çıkan zararı teminattan karşılama imkanının olmadığını, tedbir nedeniyle müvekkilinin işlerinin olumsuz etkilendiğini, müvekkili şirketin mevcut ihtiyati tedbir sebebi ile icra tehdidi ve baskısı altında kaldığını ve halen de kalmaya devam ettiğini, eğer ihtiyati tedbir kararı olmasaydı müvekkili şirkete ait taşınmaz mallardan bir veya iki tanesinin satılarak borçların ödeneceğini ve icraların durdurulabileceğini, ihtiyati tedbir sebebi ile müvekkil şirketin her geçen gün zararlarının ve borçlarının katlandığını, icra dosyalarına her geçen gün faiz işlediğini, müvekkiline ait menkul, araç ve gayrimenkullerinin ucuz fiyatlarla icra yoluyla satıldığını, davalıların bu hususu bilmesine rağmen ihtiyati tedbir kararının devamını istemesinin açıkça şirketi zarara uğratma amacında olduklarını gösterdiğini, verilen ihtiyati tedbir kararı teminatsız olarak verildiği için müvekkili şirketin ortaya çıkan zararlarının teminattan karşılama imkânının da bulunmadığını, ihtiyati tedbir kararının verildiği tarihten itibaren yaklaşık 3 yıl geçmiş olmasına rağmen halen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmadığını belirterek öncelikle haklı ve hukuka uygun davalarının kabulü ile, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. sayılı dosyasından verilecek olan ihtiyati tedbirin kaldırılması kararının ön mesele yapılmasına, akabinde müvekkili şirketin ihtiyati tedbir kararından kaynaklan zararları nedeniyle şimdilik 10.000,00-TL. maddi tazminatın zararın gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davasının dinlenebilirlik koşulunun oluşmadığını, davacı tarafın iddiaları gerçek olmadığını, dava sırf karşı tarafı ızrar kastıyla açıldığını, davacı şirketin 2017 yılı bilançosuna göre Kasa Hesabının bakiyesi 25.044.789,26-TL ve 2018 yılı bilançosuna göre Kasa Hesabının bakiyesi 24.087.817,89-TL olmasına rağmen, kasadaki bu para ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya borcu ödenmemiş olduğunu, muhammen bedeli 16.635.000,00-TL olarak belirlenen gayrimenkullerin, alacaklı tarafından 10.000.000,00-TL ile alacağa mahsuben alınmasına mani olunmayarak, şirket zarara uğratıldığını, davacı şirket basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, gayrimenkul satış kararından gelen bu paranın 15.600.000,00-TL’lik kısmı için bedelsiz sermeye artırım kararı alındığını, sırf bu husus dahi, davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu açıkça gösterdiğini, haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davasının açılabilmesi için öncelikle, ihtiyati tedbirin haksızlığının ortaya çıkması, bir zararın oluşması, bu zarar ile ihtiyati tedbir arasında uygun illiyet bağının bulunması gerektiğini bildikleri halde, “henüz tedbirin haksızlığı anlaşılmamıştır, henüz tedbir kalkmamıştır, zararın ne olduğu da belli değildir, fakat biz davamızı ikame ediyoruz, mahkeme şartları oluşana kadar beklensin” talebi ile dava açılamayacağını, ihtiyati tedbirin verildiği esas davanın haklılığının, davacı tarafın ikrarı ve kabulüyle sübuta erdiğini ve dolayısıyla hakkın yokluğu sebebiyle davanın esastan reddinin artık mümkün olmadığını, davanın her halükarda haklı olduğunu, ihtiyati tedbirin haksız olmasının imkansız olduğunu, kendi ikrarını unutarak iş bu davayı ikame eden davacı tarafın dinlenebilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın iş bu davayı açmakta korunmaya değer bir hukuki yararı (dava şartı)nın olmadığını ve davanın esasa girilmeden dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, iş bu davacının ihtiyati tedbirden kaynaklanan bir zararının gerçekleşmediğini, ileride bir zarar talep hakkının doğması ihtimali varlığının, tazminat davası açma hakkı vermeyeceğini, sübjektif hakkın yokluğunun ise, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını gösterdiğini ve davanın reddi gerektiğini, iş bu davanın temel koşulu olan ihtiyati tedbirin haksızlığı koşulunun da gerçekleşmesinin hukuken imkansız olması nedeniyle de davanın reddi gerektiğini, haksız ve koşulları oluşmayan mevsimsiz ve haksız davanın esasa girilmeksizin dava şartı yokluğundan ve gerektiğinde, tazminat hakkının doğum koşullarının mevcut olmaması sebebiyle esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davacının, İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararından kaynaklı olarak uğramış olduğu zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davasıdır.
HMK. Tazminat başlıklı, 399. Madde,
“(1) Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür.
(2) Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır.
(3) Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar.”
hükmü ile ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davasının, tedbir kararını veren mahkeme tarafından yargılama sırasında tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi halinde, HMK 399/3 maddesi gereğince, haksız tedbirden kaynaklanan tazminat davasının kaldırma karar tarihinden itibaren veya kararın kesinleşmesinden itibaren açılabileceği düzenlenmiştir.
İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası celp edilip incelenmiş, davacısının …,… ve …, davalısının …Şti,…A.Ş. ve …A.Ş. olduğu, 30/11/2016 tarihinde mahkemece, davalılara ait taşınmazların,”….. üçüncü kişilere devrinin yasaklanması ve sınırlı ayni haklarla takyidinin, şerh ve beyanlar konulması için İhtiyati tedbir kararı …” verildiği, ihtiyati tedbirin devam ettiği ve duruşmasının 19/03/2020 tarihine bırakıldığı, dosyanın derdest olduğu görüldü.
Davacının dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka, davacının dava açmakta hukuki bir yararının bulunması gerekir; yani dava hakkı hukuki yarar ile sınırlıdır. Dava şartları medeni usul hukukuna ait bir kurum olup, amacı, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi,davayı esastan inceleyebilmesi için dava şartlarının mevcut olması gereklidir.Dava şartları dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi için gerekli olan şartlardır. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından re’sen gözetilir ve dava şartlarından birinin bulunmadığı tespit edilirse, hakim davanın esası hakkında inceleme yapamaz ve davayı dava şartı yokluğundan usulden reddetmekle yükümlüdür.
6100 sayılı HMK’nun 114/h maddesinde, hukuki yarar açıkça dava şartları içerisinde sayılmıştır.Davacının dava açmaktaki yararı hukuki olmalıdır. Hukuki yarar dava açıldığında var olmalıdır; ilerideki yarar yeterli değildir. Bu nedenle, muaccel olmayan alacak için dava açılamaz, açılırsa dava hukuki yarar yokluğundan HMK. 115 gereği, usulden reddedilir.(Yargıtay 11.HD. 21/11/2018 tarih, 2017/2665 E.-2018/7278 K.)
Somut olayda, davacı, İstanbul ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…E. Sayılı dosyasından verilen 30/11/2016 tarihli, ihtiyati tedbir kararından kaynaklı olarak uğramış olduğu zararın davalılardan tahsili tahsilini talep etmiş olup, davanın açıldığı tarihte davaya konu ihtiyati tedbir kararının devam ettiği ve ihtiyati tedbir kararının verildiği dava dosyasının derdest olduğu, bu durumda davacının talep edilebilir bir hakkı bulunmadığından, davanın açıldığı tarihteki koşullar gözetilerek erken açılan davanın usulden reddine karar verilmek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının usulden reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile eksik alınan 10,00-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,

Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.