Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/494 E. 2022/284 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/494 Esas
KARAR NO:2022/284

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:14/05/1999

BİRLEŞEN İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2000/35 ESAS-2000/19 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:30/12/1999
KARAR TARİHİ :21/04/2022

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile; davalının İsviçre firmalarından satın aldığı mal bedelleri toplamı olan 1.828.000 SFR (İsviçre Frangı) olarak kendisinin ödediğini, gönderdiği ihtarnameye rağmen davalının borcunu ödemediğini, 15.05.1989 tarihinde davalıya karşı … 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığını, davalının borcunu inkar ettiğini, bu nedenle yargılamanın 10 yıldan fazla sürdüğünü, o tarihlerde yasa gereği yabancı para cinsinden talepte bulunma hakkı bulunmadığından 1.828.000 SFR karşılığı olan 2.203.142.160 (eski) TL’ye hükmedildiğini, dava tarihinde yabancı para cinsinden talepte bulunma imkanının olması halinde alacağının 5.422.969 SFR’ye ulaşacağını, alacağını TL cinsinden hükmedilmesi ve yargılamanın çok uzun sürmesi nedeniyle munzam zararının oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla şimdilik 2.250.000 SFR’nin döviz faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesi ile; açılan davanın zamansız olduğunu, davacının böyle bir dava açmaya hakkının bulunmadığını, munzam zararı tazmin borcunun fiili ödemenin yapıldığı tarihte muaccel olacağını, oysa somut olayda davacının alacaklı olduğu ve alacak miktarının henüz belirlenmediğini, munzam zararın döviz cinsinden talep edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasında; Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ile; asıl davadaki aynı neden ve gerekçelerle 2.500.000 SFR’nin döviz faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili birleşen davaya karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde; yetkili Mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, davacının munzam zarar talebi ile ilgili açılmış olan ve derdest olan davanın bulunduğundan derdestlik itirazında bulunduklarını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılamanın yapıldığı (Kapatılan) … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/09/2004 tarih ve 2003/… E.-2004/… K. sayılı kararı ile; “…Görüldüğü üzere, davalı tarafın icra takibinde ödeme tarihi olan ve aynı zamanda munzam zararın da oluştuğu tarih olan 3.9.1999 tarihi itibarı ile davacı tarafından talep edilebilecek munzam zararın 1.117.131,128.344.-TL olduğu, 3.9.1999 tarihi itibarı ile SFR nin efektif satış kuru 296.359 olduğu anlaşılmakla, davacının 3.9.1999 tarihi itibarı ile yabancı para cinsinden munzam zararı 3.769.519.,83 SFR olduğu, sonucuna varılmıştır. Dava tarihi olarak kabul edilen birleştirilen dava tarihi olan 30.12.1999 tarihi itibarı ile SFR ile açılmış bir yıllık vadeli mevduata Devlet Bankalarınca uygulanan en yüksek faiz oranının %7 olduğu, yine Merkez Bankasının 12.2.2004 tarihli yazısı içeriğinden anlaşılmış olmakla ve davacı tarafça toplam olarak işbu davada ve birleşen davada 4.750.000 SFR munzam -zarar talep edildiği anlaşılmakla, açılmış bulunan davanın birleştirilen dava ile birlikte kısmen kabulüne karar vermek gerektiği ve sonraki dava tarihi olan 30.12.1999 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar vermek gerektiği hüküm ve sonucuna varılmıştır…” gerekçesi ile “…1-Davacı vekili tarafından davalı şirket aleyhine açılmış bulunan işbu alacak davası (2.250.000 SFR) ve birleştirilen … 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2000/… esas 2000/… karar sayılı alacak davasının (2.250.000. SFR) kısmen kabulü ile toplam 3.769.519.3 SFR (İsviçre Frangı)nın dava tarihi olan 30.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %7 ve değişen oranlarda döviz faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki T.C Merkez Bankası Efektif satış kuru karşılığı Tük Lirası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine…” karar verilmiştir.
Bu kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde temyiz incelemesini yapan Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 15.12.2009 tarih ve 2009/7551 E.-2009/14864 K. sayılı kararı ile; “… Bu durumda davacı, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi … 5 Asliye Ticaret Mahkemesinde alacak istemli davasını açtığı 15.5.1989 tarihinden hüküm altına alınan bu alacağın icraen tahsil edildiği 3.9.1999 tarihine kadar geçen zaman zarfında oluşan zararını davalıdan ister. Hal böyle olunca olayın özelliği ve davacının talebi de gözetilmek suretiyle öncelikle ilk davanın açıldığı 15.5.1989 tarihinden eldeki asıl davanın açıldığı 14.5.1989 tarihine kadar hüküm altına alınan 2.203.142.160 TL nın işlemiş faziyle birlikte ne miktara ulaştığı ve yine bu 2.203.142.160 TL’nin ilk davanın açıldığı 15.05.1989 tarihindeki karşılığı olan 1.880.000 SFR’nin faiziyle birlikte eldeki asıl davanın açıldığı 14/05/1999 tarihindeki ulaştığı değer belirlenmeli, gerekli mahsup işlemi yapıldıktan sonra aradaki fark ile sınırlı olarak asıl dava yönünden hüküm kurulmalıdır. Az yukarıda da açıklandığı üzere davacı icra dosyasından alacağını ve işlemiş faizini tahsil ettiği 3.9.1999 tarihine kadar davalıdan munzam zararını isteyebileceğinden birleşen dava yönünden de aynı yöntem uygulanmak suretiyle alacağın icradan tahsil edildiği 3.9.1999 tarihi itibarıyle davacının zarar hesabı yapılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu yönlerin gözardı edilerek nasıl bir hesaplama yöntemiyle sonuca ulaşıldığı anlaşılmayan yetersiz bilirkişi raporuna da kısmen itibar edilmek suretiyle yazılı şeklide hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir…” gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.
Bozma sonrası dosyanın (Kapatılan) Beyoğlu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince 2010/204 Esas sayıya kaydı yapılarak yargılama devam olunduğu, 06/06/2011 tarih ve 2010/204 E.-2011/212 K. sayılı ilamı ile; “…Mahkememizce uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacının İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde alacak istemli davasının açtığı 15.05.1989 tarihinden, hüküm altına alınan bu alacağın, icra en tahsil edildiği 03.09.1999 tarihine kadar geçen zaman zarfında 1.828.000 SFR nin faizi ile birlikte ulaştığı değer bulanarak TL ye çevrilmiş, yine hüküm altına alınan 2.203.142.160 (eski) TL nin bu tarihler arasındaki faizi birlikte ulaştığı değer bulanarak aradaki fark yani davacının munzam zararın 766.487.838.52,92 (eski)TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı SFR olarak talepte bulunduğundan tekrar bu miktar tekrar SFR ye çevrilerek asıl davanın kabulüne, 2.250.000 SFR nin önceki kararda esas alınan (kararın sadece davalı tarafça temyiz edilerek, yargıtay bozması dışında kalan) 30.12.1999 tarihinden itibaren, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile 336.349,12 SFR nin 30.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %7 ve değişen oranda döviz faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TC Merkez bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığı olarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine ziyade talebin reddine…” gerekçesi ile “…1-a Mahkememizin 2010/204 esas sayılı dosyasında açılan davanın kabulüne, 2.250.000 SFR nin 30.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek yılık %7 ve değişen oranda döviz faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TC Merkez Bankasının efektif satış kuru karşılığı Türk lirası olarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 2-a … 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2000/… esas sayılı dosyasında açılan ve dosyamız dosyası ile birleşen davanın kısmen kabulüne, 336.349,12 SFR nin 30.12.1999 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %7 ve değişen oranda döviz faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TC Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası karşılığı olarak davalıdan alınıp davacıya verilmesine ziyade talebin reddine, …” karar verilmiştir.
Bu kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 18/04/2019 tarih ve 2017/7274 E.-2019/5078 K. sayılı kararı ile; “.. bozma ilamımızda, davacının munzam zararını talep edebileceği kabul edilmiş olmakla birlikte zararın hesaplama yöntemi belirtilmiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın 1.880.000 SFR üzerinden yapıldığı, aslında borç miktarı olan 1.828.000 SFR üzerinden hesaplama yapılması gerektiği ve bu nedenle hatalı hesaplama yapıldığı gerekçeli kararda da yapılan hesaplamanın denetime elverişli olmadığı anlaşılmış, bozma ilamının yerine getirilmediği görülmüştür. Bozma ilamına uyulması halinde, bozma doğrultusunda taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğar. Bu aşamadan sonra bozmanın gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle birlikte bozma ilamının gereklerinin harfiyen yerine getirilmesi ve bu kapsamda bozmaya uygun şekilde oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden yukarıda bozma ilamında açıklanan hesaplama yöntemine uygun şekilde rapor alınarak sonucuna uygun hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir…” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Bozma sonrası dosya Mahkememize gelerek, 2019/… Esas sırasına kaydı yapılarak yargılama devam edilmiş, Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuş ve bilirkişilerden rapor ve ek raporlar alınmıştır.
Bilirkişiler Prof. Dr. … …, … … ve … … Mahkememize sundukları 12/06/2020 tarihli raporlarında; davacının asıl davaya konu ettiği taleple bağlı 2.250.000 SFR tutarı talep edebileceğini, davacının birleşen davada asıl davada talep ettiği 2.250.000 SFR dışında kalan kısım ve asıl davadan sonra davalının ödeme tarihi olan 03/09/1999 tarihine kadar olan kısım ile birlikte 336.953,27 SFR tutarı talep edebileceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, … ve … … Mahkememize sundukları 15/09/2020 tarihli ek raporlarında; davacı vekilinin 30/06/2020, davalı vekilinin 30/06/2020 tarihli dilekçeleri ile yapmış oldukları itirazlarının, kök raporda oluşan bilirkişi görüşünü değiştirici nitelikte olmadıklarını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Prof. Dr. … …, Dr. … … ve … … Mahkememize sundukları 26/04/2021 tarihli raporlarında; Dava tarihi itibariyle 2.203,142.160.- TL nin ulaşmış olduğu ana para – işlemiş faiz tutarı toplamı 9.340.477.717.- TL olarak hesaplarımış olup detayları aşağıda belirtildiği şekilde olduğunu,
¸Netice itibariyte huzurdaki dava tarihi itibariyle Yargıtay Bozma İlamında belirtilen hesaplama yönteminde belirlenen ilk adım olan “ilk davanın açıldığı 15.05.7989 – tarihinden eldeki asıl davanın uçıldığı 14.05.1999 tarihine kadar hüküm altına alınan 2.203.142.160.- TL işlemiş faiziyle birlikte ne miktara ulaştığı” yönünden ulaştığı tutarın 9.340477.717.-TL olduğunu, Bozma ilamında belirtilen hesaplama yönteminde ikinci adım “yine bu 2.203.142.160.- TL nin ilk davanın açıldığı 15.05.1989 tarihindeki karşılığı olan 1.828.000 SER nin faiziyle birlikte eldeki asıl davanın açıldığı 14.05.1999 tarihindeki ulaştığı değer olduğunu, raporda yer alan tablodan da anlaşılacağı üzere 1.828.000.- SFR nin ilk davanın açıldığı tarih olan 15.05.1989 tarihinden huzurdaki davanın açıldığı tarih olan 14.05.1999 tarihine kadar işlemiş faiz tutarının 767.609,75.- SFR olarak hesaplandığını, Netice itibariyle 1.828.000.- SFR nin faiziyle birlikte huzurdaki davanın açıldığı tarihteki değeri “asıl alacak – işlemiş faiz” olarak 1.828.000,00 * 767.609,75 = 2.595,609,75.- SFR rakamına ulaştığının tespit edildiğini, bu tutarın huzurdaki dava tarihi olan 14.05.1999 tarihi itibariyle TL karşılığının hesaplandığını, huzurdaki dava tarihi olan 14.05.1999 tarihi itibariyle 1 SFR nin Efektif Satış Kurundan TL karşılığı 262.616,00 TL olduğunu, (Jttp://www.tcınb.gov.tr/kurlar/kurlar tr.htiml) Buna göre hesaplama yapıldığında asıl alacak işlemiş faiz tutarı toplamı olan 2.595.609,75.- SFR nin huzurdaki dava tarihi olan 14.05.1999 tarihi itibariyle ulaştığı değer toplamının 681.648.650.106,00.- TL olarak hesaplandığını,
¸Yukarıda yapılan hesaplamalardan da anlaşılacağı üzere huzurdaki dava tarihi olan 14.05.1999 tatihi itibariyle hesaplanan tutarın 2.560.042,69.- SFR olup bu tutarın 2.250.000.-SFR tutarındaki kısmı huzurdaki davada talep edildiğinden mahsup sonrası kalan kısım (davacının munzam zararı) 310.042,69,- SFR olarak hesaplandığını,
Birleşen dava yönünden hesaplamalar Yargıtay 1. Bozma ilamında belirtilen yöntemle yapıldığını;
¸2.203.142.160.- TL nin eldeki ilk dava tarihi olan 14.05.1999 tarihinden ödeme tarihi olan 03.09.1999 tarihine kadar işlemiş faiz tutarı 338.016.331,40.- TL olarak hesaplandığını,
¸Tablodan da anlaşılacağı üzere 1.828.000.- SFR nin 14.05.1999 tarihinden ödeme tarihi olan 03.09.1999 tarihine kadar geçen süre için hesaplanan işlemiş faiz tutarının 28.046,03.- SFR olarak hesaplandığını, bu tutarın huzurdaki ödeme tarihi olan 03.09.1999 tarihi itibariyle TL karşılığı aşağıdaki şekilde hesaplandığını;
Ödeme tarihi olan 03.09.1999 tarihi itibariyle 1 SFR nin Efektif Satış Kurundan TL karşılığı 297.691.- TL olduğunu, (http://www. temb. gov.tr/kurlar/kurlar. Tr.html) Buna göre hesaplama yapıldığında işlemiş faiz tutarı toplamı olan 28.046,03.- SFR nin ödeme tarihi olan 03.09.1999 tarihi itibariyle TC Merkez Bankası efektif satış kurundan TL karşılığı 28.046,03 * 297.691 — 8.349.049.941,92.- TL olarak hesaplandığını, Bozma ilamında belirtilen hesaplama yönteminde üçüncü adım “eldeki ilk davada mahsup işlemi sonrasında kalan davacı zararı ile eldeki ilk dava tarihi ile gerekli mahsup işlemi yapıldıktan sonra aradaki farkla sınırlı olarak asıl dava yönünden hüküm kurulmalıdır” hususunun tespiti olduğunu, 1.828.000.- SFR nin eldeki dava tarihi olan 14.05.1999 tarihinden ödeme tarihi olan 03.09.1999 tarihine kadar geçen süre için hesaplanan faiz tutarı 28.046,03.- SFR olduğunu, 2.203.142.160.- TL nin eldeki ilk dava tarihi olan 14.05.1999 tarihinden ödeme tarihi olan 03.09.1999 tarihine kadar işlemiş faiz tutarı 338.016.331,40.- TL olarak hesaplandığını,
Birleşen dava yönünden davacının talep edebileceği alacak tutarı aşağıdaki şekilde hesaplandığını;sonuç itibariyle Yargıtay bozma ilamında belirtmiş olduğu gibi “öncelikle ilk davanın açıldığı 15/05/1989 tarihinden eldeki asıl davanın açıldığı 14/05/1999 tarihine kadar hüküm altına alınan 2.203.142.160 TL işlemiş faiziyle birlikte ne miktara ulaştığı ve yine bu 2.203.142.160 TL nin ilk davanın açıldığı 15/05/1989 tarihindeki karşılığı olan 1.880.000 SFR nin faiziyle birlikte eldeki asıl davanın açıldığı 14/05/1999 tarihindeki ulaştığı değer belirlenmeli, gerekli mahsup işlemi yapıldıktan sonra aradaki farkla sınırlı olarak asıl dava yönünden” ve yine “davacı icra dosyasından alacağını ve işlemiş faizini talep ettiği 03/09/1999 tarihine kadar davalıdan munzam zarar isteyebileceğinden birleşen dava yönünden de aynı yöntem uygulanmak suretiyle alacağın icradan tahsil edildiği 03/09/1999 tarihi itibariyle” munzam zarar hesabının yapılması gerektiğini, yapılan hesaplamalar neticesinde, asıl dava tarihi itibariyle davanın talep edebileceği munzam zarar miktarının 2.250.000 SFR karşılığı 669.804.750.000 (eski) TL ve birleşen dava tarihi itibariyle davacının talep edebileceği munzam zarar miktarının 336.953,27 SFR karşılığı 114.574.894.304,64 (eski) TL olarak hesaplandığını belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Prof. Dr. … …, Dr. … … ve … … Mahkememize sundukları 23/02/2022 tarihli ek raporlarında; tarafların itirazlarının incelenmesi ve değerlendirilmesi neticesinde bilirkişi kök raporlarındaki görüş ve kanaatlerinde herhangi bir değişiklik oluşmadığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı, davalının dava dışı İsviçre firmalarından aldığı mal bedelini İsviçre Frangı (SFR) olarak kendisinin ödediğini, davalıdan alacağını tahsil edemediğini, yasal düzenleme karşısında açtığı alacak davasında ödediği SFR’nin TL karşılığını istemek durumunda kaldığını, davanın 10 yılı aşkın süre sonunda hükme bağlandığını, munzam zararının oluştuğunu ileri sürerek, talepte bulunmuştur. Toplanan delillerden ve dosya kapsamından davacının davalıya karşı 15.5.1989 tarihinde 1.828.000 SFR karşılığı karşılığı olan 2.220.910.320 TL’nin tahsili amacı ile … 5.Asliye Ticaret Mahkemesinde alacak davası açtığı, yapılan yargılama sonucunda 11.2.1998 tarihinde talep edilen 1.828.000 SFR karşılığı olan 2.203.142.160 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline karar verildiği, hükmün Yargıtay incelemesinden de geçmek suretiyle 18.10.1999 tarihinde kesinleştiği, alacak henüz tahsil edilmeden eldeki asıl davanın 14.5.1999 tarihinde açıldığı, bundan sonra hüküm altına alınan alacağın işlemiş faiziyle birlikte 3.9.1999 tarihinde 9.370.923.000 TL olarak icraen tahsil edildiği, daha sonra da 30.12.1999 gününde davacının birleşen davasını açtığı anlaşılmaktadır.
… (Kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen iki hüküm Yargıtay 13. Hukuk Dairesince bozulmuştur. İlk bozma kararında; “…öncelikle ilk davanın açıldığı 15.5.1989 tarihinden eldeki asıl davanın açıldığı 14.5.1999 tarihine kadar hüküm altına alınan 2.203.142.160 TL’nin işlemiş faiziyle birlikte ne miktara ulaştığı ve yine bu 2.203.142.160 TL’nin ilk davanın açıldığı 15.5.1989 tarihindeki karşılığı olan 1.880.000 SFR’nın faiziyle birlikte eldeki asıl davanın açıldığı 14.5.1999 tarihindeki ulaştığı değer belirlenmeli, gerekli mahsup işlemi yapıldıktan sonra aradaki farkla sınırlı olarak asıl dava yönünden hüküm kurulmalıdır. Az yukarıda da açıklandığı üzere davacı icra dosyasından alacağını ve işlemiş faizini tahsil ettiği 3.9.1999 tarihine kadar davalıdan munzam zararını isteyebileceğinden birleşen dava yönünden de aynı yöntem uygulanmak suretiyle alacağın icradan tahsil edildiği 3.9.1999 tarihi itibarıyla davacının zarar hesabı yapılmalı, sonucuna göre bir karar verilmelidir. Gerekçesiyle bozulmuş, ikinci bozma kararında; “… davacının munzam zararını talep edebileceği kabul edilmiş olmakla birlikte zararın hesaplama yöntemi belirtilmiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın 1.880.000 SFR üzerinden yapıldığı, aslında borç miktarı olan 1.828.000 SFR üzerinden hesaplama yapılması gerektiği ve bu nedenle hatalı hesaplama yapıldığı gerekçeli kararda da yapılan hesaplamanın denetime elverişli olmadığı anlaşılmış, bozma ilamının yerine getirilmediği görülmüştür. Bozma ilamına uyulması halinde, bozma doğrultusunda taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğar. Bu aşamadan sonra bozmanın gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Hal böyle olunca, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmekle birlikte bozma ilamının gereklerinin harfiyen yerine getirilmesi ve bu kapsamda bozmaya uygun şekilde oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden yukarıda bozma ilamında açıklanan hesaplama yöntemine uygun şekilde rapor alınarak sonucuna uygun hüküm kurulması gerekir…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememizce toplanan tüm deliller, bilirkişi raporları, Yargıtay bozma ilamları ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalıdan munzam zararını talep edebileceği kabul edilmiş olup, Yargıtay bozma ilamlarında belirtildiği üzere, davacının asıl ve birleşen davalarda talep edebileceği munzam zarar miktarının tespiti için 2 ayrı heyetten bilirkişi raporu alınmıştır. Her iki bilirkişi heyeti Yargıtay bozma ilamında belirtilen hesaplama yöntemi ile davacının talep edebileceği munzam zarar miktarının, davacının asıl davaya konu ettiği taleple bağlı 2.250.000 SFR tutarını talep edebileceğini, davacının birleşen davada asıl davada talep ettiği 2.250.000 SFR dışında kalan kısım ve asıl davadan sonra davalının ödeme tarihi olan 03/09/1999 tarihine kadar olan kısım ile birlikte 336.953,27 SFR tutarını talep edebileceğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce alınan her iki bilirkişi raporunun Yargıtay bozma ilamı çerçevesinde düzenlendiği, olaya ve dosyaya uygun olduğu anlaşıldığından Mahkememizce bilirkişi raporlarına itibar edilerek asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ASIL DAVANIN KABULÜ İLE; 2.250.000 İsviçre Frangı (SFR)’nın dava tarihi olan 14.05.1999 tarihinden itibaren hesaplanacak, 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının bir yıl vadeli İsviçre Frangı (SFR) mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-BİRLEŞEN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 336.953,27 İsviçre Frangı (SFR)’nın dava tarihi olan 30.12.1999 tarihinden itibaren hesaplanacak, 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının bir yıl vadeli İsviçre Frangı (SFR) mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-ASIL DAVADA;
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre, alınması gereken ‭45.754,36 TL harçtan peşin alınan 5.268,11 TL harç ile davalının yatırdığı ilam harcı 34.340,27 TL nin mahsubu ile geriye kalan 6.145,98 TL harcın davalıdan tahsiline,
b) Davacı tarafından yapılan 1,30 TL başvurma harcı ve 5.268,11 TL peşin harç olmak üzere toplam 5.269,41‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık asgari ücret tarifesine göre 50.540,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d) Davacı tarafından yapılan 13.723 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e) Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-BİRLEŞEN DAVADA;
a) Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre, alınması gereken 7.826,61 TL harçtan peşin alınan 7.650,72 TL harç ile davalının yatırdığı ilam harcı 39.959,09 TL nin mahsubu ile geriye kalan 39.783,20 TL nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine,
b) Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 1,37 TL başvurma ve 7.650,72 TL peşin harç olmak üzere toplam 7.652,09‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 14.834,61 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d) Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın ret edilen kısmına göre 53.825,26 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e) Davacı tarafından yapılan 116,25 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre 15,67 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f) Davalı tarafından yapılan 8,75 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre 7,57 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g) Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile YARGITAY yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/04/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır