Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/490 E. 2019/1499 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/490 Esas
KARAR NO: 2019/1499

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ: 30/06/2015
KARAR TARİHİ: 28/11/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile; davacının davalı şirkette 1 TL nominal değerde 10.297,920 adet A grubu hisse sahibi olduğunu, davalı şirkette herbiri l TL / nominal değerden oluşan 68.652.800 adet hisseye karşılık 68.652,800 TL olup 4 grup hisse bulunduğunu, A grubu hisselerin davacıya ait olduğunu, B grubu hisselerin … ve …’ya , C Grubu hisselerin …A.Ş. ve …na, D grubu hisselerin … A. Ş.’ye ait olduğunu, davalı şirkette 31.05.2015 tarihinde bir olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını ve esas sözleşme, ilgili mevzuata hissedarlar arası yazılı mutabakata aykırı şekilde tadil edildiğini, esas sözleşmenin yönetim kurulu süresi, görevi toplanması ve toplantı ile karar nisabı başlığını taşıyan 7. maddesinin iptalini talep ettikleri genel kurulda tatil edildiğini, maddenin eski şekilde şirketin üçüncü şahıs borçlarına kefil olması ve /veya teminat vermesi, garantör ya da her ne nam ile olursa olsun üçüncü şahıs borçlarının sorumluluğunu üstlenmesine ilişkin kararlar için 6 yönetim kurulu üyesinin olumlu oyu gerekirken ve yalnızca proje imalatlarının gerektirdiği durumlar için, üçüncü kişi ve kuruluşlara borç ve avans verileceğine dair bir istisnanın tanınmış olduğunu, borç ve avans verilmesi- kefalet, teminat, garantörlük borç üslenme değil- proje inşaat imalatlarının gerektirmesi halinde oy çokluğu ile karar alma imkanının getirildiğini, maddenin yeni şeklinde ise şirketin üçüncü kişiler lehine garanti, kefalet, teminat vermesi, faaliyet konusunun gerektirdiği ve iştirak ettiği ya da dahil olduğu projelere ilişkin olağan işlerin yürütülmesi halinde ve yine şirketin üçüncü şahıs borçlarını üstlenmesi olağan şirket faaliyetlerinin yürütülmesinin gerektirdiği hallere bir istisna tanındığı ve yönetim kurulunun oy çokluğu ile bu işleri yapabileceğine dair bir tadilat yapıldığını, bu hususun hem tarafların mutabakatına hem de TTK. ya aykırı olduğunu, bu tadile ek olarak aynı maddenin aynı bendinde esas bir değişiklik daha yapıldığını, nitelikli çoğunluk gerektiren yönetim kurulu kararları eski şeklinde 2 hal olarak belirlenmiş iken, yeni şekilde 1 adete indirildiğini ve satılacak varlıkların belirlenmesinde yönetim kurulunun oy birliği ile alacağı kararlar olarak nitelendirilen nitelikli çoğunluk gerektiren yönetim kurulu kararları arasından çıkarıldığını, dava konusu genel kurul kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını zedelediğinin açıkça görüldüğünü, bu noktada imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun yapılmamış olmasının da TTK ya tamamen aykırı olduğunu, iptali gerektiğini, TTK.nın 445. maddesi uyarınca genel kurul kararının kanuna ve ana sözleşmeye aykırılığının iptal nedeni olarak belirlendiğinin izahtan vareste olduğunu belirterek davalı şirketin 31.03.2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında gündem m.3 uyarınca alınan şirket esas sözleşmesinin m.7’nin tadiline ilişkin kararın geçersizliğinin ve butlanının tespiti veya iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesi ile; genel kurul kararının iptali talebinin 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra ileri sürüldüğünü, genel kurul toplantısının 31.03.2015 tarihinde gerçekleşmiş olup 23.07.2015 tarihli tensip tutanağında belirtildiği üzere davanın 15.07.2015 tarihinde ikame edildiğini, 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra huzurdaki davanın açıldığını, davanın reddi gerektiğini, davacının TTK m.446 gereğince iptal davası açabilecek kişiler arasında yer olmadığından dava ehliyeti bulunmadığını, çağrı süresi usulüne uygun olarak davalıca gerçekleştirildiğinden davacının dava ehliyeti bulunmadığını, davacının mernis adresine bizzat kendine tebliğ edildiğini, davacının genel kurula davet metnini bizzat almasına rağmen çağrı süresinin hukuka aykırı olduğu iddiasının kötü niyetli olduğunu, davacının esas sözleşmenin ilgili maddesinin değişikliğine ilişkin kararın butlanının tespiti veya iptali yönündeki taleplerini hangi iddialara dayandırdığını belirtmediğini, dava dilekçesinde talep sonucunun açık bir şekilde belirtilmediğini, esasa ilişkin davalı şirket esas sözleşmesi ile A.B.C.D grubu pay sahiplerine yönetim kurulunda aday gösterme imtiyazı tanındığını, davalı şirket esas sözleşmesi m. 7 tadiline ilişkin kararın nitelikli nisaba ilişkin olmakla birlikte davacının davasını dayandırdığı imtiyazlı pay kavramı ile ilgisi bulunmadığını, olağanüstü genel kurul toplantısında karara bağlanan esas sözleşme değişiklikleri (m.7 dahil) sonrasında her bir hisse grubunun imtiyazının esas sözleşmede aynı şekilde devam ettiğini, davalının 24.09.2013 tarihli olağan genel kurul toplantısında esas sözleşme tadili ile 4 gruba toplanan pay sahiplerine yönetim kuruluna aday gösterme imtiyazı tanınmış olup yönetim kurulu üyelerinden 4 adedinin D, 1 adedinin C, 1 adedinin B ve 1 adedinin A grubu hisse sahiplerinin göstereceği adaylar arasından seçileceğine ilişkin olduğunu, aynı toplantıda bir başka ana sözleşme tadilinde ise yönetim kurulunun kendi içindeki işlevi veya şirket esas sözleşmesinin değişikliği için şirket sermayesinin % 65’ini temsil eden hissedarların toplantıda bulunması ve kabul oyu kullanması şartı öngörüldüğünü, m. 11 ile her bir hisse grubunun yönetim kurulunda temsili öngörülmekle birlikte yönetim kurulunun yetkilerini kullanmasına ilişkin sistemin belirlenmesi yetkisi sermayenin tamamına değil %65 ni temsil eden hissedarlara tanındığını, yapılan tadilin yönetim kurulunun 7 üyesinin olumlu oyu ile atabileceği kararların artık 6 üyenin olumlu oyu ile alınabileceğinin sağlandığını, bu işlemin yönetim kurulunun kendi işleyişine yönelik bir tadil olduğunu, anılan olağanüstü genel kurul toplantısında hissedarların imtiyazlarını etkileyen bir karar alınmadığından imtiyazlı pay sahipleri genel kurulunun yapılmasına gerek olmadığını, her bir pay grubuna tanınan yönetim kuruluna aday gösterme imtiyazının aynı olduğunu, genel kurul kararının gerekli yeter sayıya ulaşmadan alındığı, kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu iddialarının kötü niyetli görüldüğünü, gerçeği yansıtmadan davacının ilgili genel kurul kararlarına ilişkin gerekli yasal denetimlerin yapıldığı hususunu gözardı ederek işbu davayı açtığını, davacının genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin talebinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu belirterek öncelikle davanın usulden reddini, bu talepleri yerinde görülmez ise davanın esastan reddini talep etmiştir.
Mahkememizin 22.06.2017 tarih ve … E.,…K. sayılı kararı ile; “…Davalı şirketin 08/11/2012 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında davacının 18000 adet pay sahibi olduğu ve şirkette b ve c grubunun mevcut olduğu, davacının şirketteki payı 24/09/2013 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye arttırımı sonucunda 68652 800 adet hisseden a grubu 10.297.920 olduğu, aynı genel kurulda 7 adet yönetim kurulu üyelerinden 1 adedinin a grubu pay sahibinin göstereceği adaylar içerisinden seçileceğinin gösterildiğinin kabul edildiği, bu itibarla tadil tasarısında yönetim kurulunun oy çokluğu ile şirketin 3.kişilerin lehine kefalet ve teminat vermesi faaliyet konusunun gerektirdiği ve iştirak ettirdiği yahut dahil projelere ilişkin olağan işlerin yürütülmesine ve 3. şahısların borçları üstlenmesine oy çokluğu ile mümkün hale getirilmiş olması ve imtiyazlı pay sahipleri kurulu tarafından onanmış bir kararda olmadığı davacının yönetim kurulunda tek bir adayının bulunacağı dikkate alındığında ana sözleşmenin 7. maddesinin tadilinin davalının haklarını ihlal edilmesi ek rapor gereğince davanını kabulü cihetine gidilmiştir…”gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizin kararının istinaf edilmesi üzerine istinaf incelemesini yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi 21.03.2018 tarih ve… E…. K.sayılı ilamı ile; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin kararının temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17.06.2019 tarih ve 2018/3024 E. 2019/4496 K. sayılı ilamı ile; “… Dava, ana sözleşme değişikliğine ilişkin genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Davacı imtiyaz hakkına istinaden şirket yönetim kurulu üyelerinden birinin kendi gösterdiği adaylar arasından seçildiğini, yönetim kurulunun şirketin borçlanmasına, teminat göstermesine, garanti vermesine ilişkin bir takım kararları oybirliği ile alması konusundaki esas sözleşmenin 7. maddesinin genel kurul kararı ile değiştirilerek, yönetim kurulunun 6 olumlu oy ile anılan işlemleri yapabileceğini, bu durumun imtiyaz haklarını ortadan kaldırdığı iddiasıyla genel kurul kararın iptalini talep etmiş, mahkemece de aynı gerekçelerle davanın kabulüne ve esas sözleşmenin 7. maddesini değiştiren genel kurul kararının iptaline karar verilmiş ise de, imtiyaz hakkının paya bağlı olacağı, davacının paya bağlı imtiyaz hakkının, yönetim kurulunun bir üyeliği için aday gösterme ve bu adaylar arasından yönetim kurulu üyesinin seçilmesi konusunda olduğu, bu hususun şirket yönetim kurulunun alacağı kararlardaki nisabın belirlenmesini, değiştirilmesini, kapsamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır…” gerekçesiyle karar bozmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkemizce toplanan tüm deliller ve Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı imtiyaz hakkına istinaden şirket yönetim kurulu üyelerinden birinin kendi gösterdiği adaylar arasından seçildiğini, yönetim kurulunun şirketin borçlanmasına, teminat göstermesine, garanti vermesine ilişkin bir takım kararları oybirliği ile alması konusundaki esas sözleşmenin 7. maddesinin genel kurul kararı ile değiştirilerek, yönetim kurulunun 6 olumlu oy ile anılan işlemleri yapabileceğini, bu durumun imtiyaz haklarını ortadan kaldırdığı iddiasıyla genel kurul kararın iptalini talep etmiş ise de, imtiyaz hakkının paya bağlı olacağı, davacının paya bağlı imtiyaz hakkının, yönetim kurulunun bir üyeliği için aday gösterme ve bu adaylar arasından yönetim kurulu üyesinin seçilmesi konusunda olduğu, bu hususun şirket yönetim kurulunun alacağı kararlardaki nisabın belirlenmesini, değiştirilmesini, kapsamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 27,70 TL harçtan mahsubu ile eksik yatırılan 16,70 TL harcın davacıdan alınmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 266,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avanslarının kullanılmayan kısımlarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük süre içinde mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*