Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/489 E. 2019/1425 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/489 Esas
KARAR NO: 2019/1425

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 03/05/2010

MAHKEMEMİZİN BİRLEŞEN 2010/327 ESAS SAYILI DOSYASI:
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 03/05/2010
KARAR TARİHİ: 14/11/2019

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili asıl dava dosyasına sunmuş olduğu dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan Mart 2009 tarihli Gümrükleme Hizmet Sözleşmesi ile davalı şirkete ait ürünlerin … ve … Gümrüklerinde, gümrükleme işlemi 2 yıl süre ile yapılması hususunda anlaşıldığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan ve 11/03/2011 tarihli cari hesap ekstresinde de açıkça görülen ve de davalı adına müvekkili şirket tarafından ödenen fatura, dekont ekleri, ardiye ücreti, iç nakliye gideri, gümrük vergisinden oluşan toplam 31.435,34 TL tutarındaki alacağını ödememesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, davalı tarafından haksız olarak icra takibine itiraz edildiğini, belirterek davalının itirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 40 oranında icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesi ile, davacı iddialarının tamamen gerçeğe aykırı olduğu, davacının, müvekkili şirketten olmayan bir borcu tahsil etmeye çalıştığını, davacı iddiasının aksine müvekkilinin davacıdan 58.157,70 TL tutarında alacaklı olduğunu, davacı ile olan Gümrük Müşavirliğine dair hizmet alımı işinde çeşitli tarihlerde davacıya banka havalesi veya çek keşidesi yolu ile peşinen ödemeler yapıldığı ve hizmetin bu peşin ödemelerden sonra alındığını, taraflar arasındaki cari hesap durumu incelendiğinde peşinen daha fazla ücret ödenmesine rağmen karşılığında davacıdan hizmet alınamadığını, alınan hizmetten fazla ödeme yapılması nedeniyle müvekkilinin alacaklı olduğunu, borca itiraz tarihinden sonra müvekkili şirket tarafından davacının ardiye bedellerini gümrüğe yanlış beyan etmesi nedeniyle 13.736,86 TL para cezası ödemek zorunda kalındığını, müvekkili aleyhine yapılan icra takibine haklı olarak itiraz edildiğini belirterek, davanın reddine, davacının % 40 oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili birleşen davada verdiği dava dilekçesi ile, taraflar arasında Mart/2009 tarihinde imzalanan Gümrükleme Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalı şirkete ait ürünlerin …ve …Gümrüklerinde gümrükleme işlerinin 2 yıl süre ile yapılması hususunda anlaşma sağlandığını, davalı tarafından sözleşmenin haksız olarak, sözleşmenin 4/4.1 maddesine aykırı şekilde fesh edildiğini, sözleşmenin 4/4.2 uyarınca 57.600 USD tazminat alacaklarının tahsili için yapılan icra takibine davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini belirterek, davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin devamına, davalının % 40 oranında icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili birleşen davada verdiği cevap dilekçesi ile, davacı tarafından sözleşmenin usulsüz feshi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili için icra takibi yapıldığı, müvekkili şirket tarafından sözleşmenin fesh edilmediği, sözleşmenin 4/2 maddesi gereğince ancak sözleşmenin usulsüz feshi halinde satıcının alıcıdan 57.600 USD talep edebileceğini, davacının kendi yükümlülüğünde olan işleri yerine getirmediğini, gümrük müşavirliği hizmeti vermediğini, … Gümrük Müdürlüğü nezdindeki 27/10/2009 tarih ve… nolu antrepo beyannamesine konu eşyanın ithalat gümrük işlemlerinin yapılması, davacıdan talep edilmesine rağmen beyannamesi …tarafından verilmiş, Selen tarafından antrepoya çekilen ve bütün ilgili diğer belgeleri Selen tarafından teslim alınmış olan kahve makinaları, İthalat işlemlerinin tüm ısrarlı taleplerine rağmen kasıtlı olarak davacı tarafından tamamlanmadığını, orjinal belgeleri vermeyen davacının ithalatın başka bir müşavir tarafından yapılmasına engel olduğu, 2009 yılından beri 1 yıla yakın bir süredir antrepo da haksız olarak müvekkili şirketin eşyasını bekleten davacının sözleşmenin davalı tarafından usulsüz olarak fesh edildiği iddiasının ciddiyetini mahkemenin takdirine bıraktıklarını, ardiye bedelinin hergün arttığını, davacının bu durumu tehdit aracı olarak kullandığını, sözleşmenin müvekkili tarafından fesh edilmiş sayılsa dahi sözleşme ile orantısız ve fahiş olan cezai şartın batıl olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede tek bir gümrük müşaviri ile çalışılması gibi bir zorunluluk bulunmadığını, gümrük müşavirliği hizmetini davacıdan alamayan müvekkilinin başka bir gümrük müşavirine başvurmasının doğal olduğunu, sözleşmeyi fesh etmek için davalının bir çok nedeni bulunduğunu, davacının hatalı işlemleri nedeniyle müvekkilinin 13.736,86 TL para cezası ödemek zorunda kaldığını, belirterek davanın reddine, davacının % 40 oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava itirazın iptali davasıdır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap ekstresi ve gümrükleme hizmet sözleşmesine dayalı olarak 31.435,34 TL asıl alacak için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalı tarafından yasal 7 günlük süre içerisinde borcun tamamına itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine gümrükleme hizmet sözleşmesine dayalı olarak 57.600,00 USD asıl alacağın tahsili için yapılan icra takibine davalı tarafından yasal 7 günlük süre içinde borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Mahkememizin 22/05/2014 tarih ve … E., … K. sayılı ilamı ile asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Mahkememizin bu kararının davalı tarafından temyiz edilmesi neticesinde temyiz incelemesinde yapılan Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 05/06/2018 tarih ve 2015/9398 E.- 2018/3523 K. sayılı ilamı ile, “… Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. Davacı davasını ispat etmekle yükümlüdür. Davacının delil olarak dayandığı ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığı ve ancak aleyhine delil olabileceği anlaşılmıştır. Davalı defterlerinde kayıtlı fazla ödeme davacının haklı olduğu sonucunu doğurmaz. Bu nedenle alacağın davacı tarafından kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanması gerekir. Dosyada bulunan deliller, davacının alacağını ispatlayamadığından mahkemece asıl davanın da reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır….” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuştur.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 19/06/2019 tarih ve … E.- … K. sayılı ilamı ile davacının karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Mahkememizce toplanan tüm deliller ve Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından asıl davada davalıya verilen hizmet nedeniyle alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali, birleşen davada ise davalı tarafından sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle sözleşmenin 4.2. maddesi uyarınca 57.600 USD tazminatın davalıdan tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali talep edilmiştir.
Davacı, davasını ispat etmek zorundadır. Davalı defterlerinde kayıtlı fazla ödeme, davacının haklı olduğunu göstermez. Davacı alacağını, kesin ve inandırıcı delillerle ispat etmesi gerekir. Davacı, davalıdan alacağını kesin delillerle ispatlayamadığından asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen dava yönünden; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalı tarafça feshedilmediği, davalı tarafından davacıya iş verilmemesi hususunun zımmi olarak sözleşmenin feshedildiği anlamına gelmeyeceği, davacının kendisine iş verilmesi için herhangi bir başvuruda bulunmadığı, BK’nın 106/1 maddesi uyarınca davalıyı temerrüde düşürmediği, davalıya temerrüde düşürdükten sonra iş verilmemesi halinde davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği ve sözleşmede öngörülen cezai şartı talep etme hakkı olacağı, 2009 yılı sonundan itibaren iş verilmemesi nedeniyle 17/03/2010 tarihinde doğrudan icra takibi yapıldığı, herhangi bir haksız feshin söz konusu olmadığı anlaşıldığından davacının cezai şart talep etme hakkı bulunmadığı anlaşılmakla, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı her ne kadar asıl ve birleşen davada kötü niyet tazminatı talep etmiş ise de; davacının icra takibi yapmakta kötü niyeti ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve Birleşen davanın REDDİNE,
2- Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Asıl davada;
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 309,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 265,35 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 3.772,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından yapılan 56,40 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
4-Birleşen davada;
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 858,65 TL harçtan mahsubu ile bakiye 814,25 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 9.598,63 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davalı tarafından yapılan 15 TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*