Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/458 E. 2020/351 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/458 Esas
KARAR NO: 2020/351

DAVA: Alacak
DAVA TARİHİ: 15/08/2019
KARAR TARİHİ: 13/07/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; Davacının Konya ili ve civarında taşımacılık ve nakliye işi ile uğraşan tacir olduğunu, davalı … A.Ş. şirketler topluluğunun hakim şirketi olduğunu, davalı …’in hakim şirket olduğunu ve şirketler topluluğuna bağlı yavru şirketlerin en büyük pay sahibi olduğunu, davalı asıl borçlu … A.Ş.’nin şirketler topluluğuna bağlı yavru şirket olduğunu, diğer davalıların tüm hakim şirket ve bağlı şirketlerde pay sahibi ve yönetim kurulunda bulunan kişiler olduğunu, 2014 yılında davalı asıl borçlu bağlı … A.Ş. şirketi ile … bölgesinde havalisinde kargo taşımacılığı yapılması noktasında sözleşme imzalandığını, sözleşme ile davacının davalı asıl borçlu kargo şirketinin …’a getirdiği kargoyu teslim etmek ve sevk edilecek kargoları ise ana merkeze ulaştırmak şeklinde kurulan sözleşme kapsamında davacının işe başladığını, davalı asıl borçlu şirket borç ödemeden aciz hale geldiğini, alacağın semeresiz kaldığını, hakim şirketin davalı asıl borçlu şirkete tam ve dolaylı hakim olması, diğer davalıların ise bağlı aslı borçlu şirketin yönetim kurulu ve en büyük pay sahibi olmaları nedeniyle asıl borçlu şirket hakim şirket nam ve hesabına hareket ederek şirketi kötü yönetim ile borçlandırıldığını ve yapılan tüm ticari faaliyetlerde kazançlar hakim şirkete aktarılınca asıl borçlu şirket borç ödemeden aciz hale geldiğini, tüm alacakların semeresiz kaldığını, hakim şirket ve davalı tüm yöneticilerin hisselerini devrettikleri kişi ise davalılara keşide ettiği ihtarname ile şirketin muvazaalı olarak kendisine devrettiğini, asıl borçlardan sorumlu olduklarını ve bu borçların ödenmesini talep ettiklerini, borçtan tüm davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, güven sorumluluğu kapsamında davalılar arasında fiili ve organik bağın bulunması nedeniyle asıl borçlu Kargo şirketinin borcundan dolayı tüm davalıların tüzel kişilik perdesinin aralanması kapsamında sorumlu olduklarını, …İş Mahkemesinde görülen davada bilirkişinin sunduğu raporda davalılar arasında organik bağın bulunduğu ve tarafların bu borçtan sorumlu olduğuna dair rapor düzenlendiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi verdiği kararda davalılar arasında organik bağın mevcut olduğundan, davalı … A.Ş.nin istinaf müracaatını reddettiğini, davacının bu güven dahilinde davalı bağlı … şirketinin tüm nakliye işlerini üstlendiğini, hakim şirketlerin çıkarları doğrultusunda yavru şirketleri kötü yönetmesi, kazançları kendilerine aktarması şirketin içinin boşaltılması sebebiyle davacının … A.Ş.den alacağını tahsil edemediğini, bu nedenlerle müvekkilinin davalı hakim şirkete güvenden dolayı yavru şirket ile yaptığı nakliye işinden alacağını tahsil edemediğinden dolayı uğradığı zararın tazmini için bu davanın açıldığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 400.000 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar …, … ve … vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesi ile; ticari alacaklarda arabuluculuk şartının olması ve davalılar açısından bu usul kuralının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın bu nedenle reddi gerektiğini, davacının davasına istinaden alacağının neden kaynaklandığının anlaşılmadığını, davanın harca esas değerinin anlaşılması gerektiğini, davalıların gerçek kişi olması nedeniyle davacının davaya konu etmiş olduğu organik bağ kuralının gerçek kişi açısından nasıl bir bağlayıcılık kazanacağının anlaşılamadığını, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; alacak davasıdır.
Dava, davalılar …, …, …, … A.Ş. ve Davalı …. A.Ş. (Eski Ünvanı: … A.Ş.) aleyhine açılmış olup, Mahkememizin 13/07/2020 tarihli duruşmasında; davalılar … ve … A.Ş. ile Davalı … A.Ş. hakkındaki davanın bu davadan tefrikine ve Mahkememizin ayrı bir esasına kaydına karar verilmiştir.
Davalılar …, …, … vekili arabulculuk şartı itirazında bulunmuştur.
Arabuluculuk son tutanağının incelenmesinde, arabuluculuk başvurusunun; davacı … olduğu, karşı tarafların … A.Ş. ve … A.Ş. olduğu ve davalılar …, …, … hakkında arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşılmıştır.
HMK’nın 115/1. maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A-1 maddesinde; bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu hükmü getirilmiştir.
Dava açılmadan önce davalılar …, …, … hakkında arabuluculuğa başvurulmadığı, buna göre arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açıldığı, davanın TTK’nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu davalardan olduğu, bu nedenle dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-TTK’nın 5/A-1, HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davalılar …, … ve … aleyhine açılan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 628,70 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama masrafının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Davacı vekilinin, Davalı …. ve … A.Ş. vekilinin ve Davalı …, Davalı …, Davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/07/2020

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır