Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/422 E. 2021/29 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/422 Esas
KARAR NO:2021/29

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:27/07/2019
KARAR TARİHİ:19/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyolda davalıya ait …, … plakalı araçların 20/03/2017-25/09/2017 tarihleri arasında ücret ödemeksizin ihlalli geçişler yaptığını, davalının geçiş ücretlerini süresi içerisinde ödememesi üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ödenmeyen geçiş ücretleri ve yasal ceza bedellerinin ödenmesinin sağlanması amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunın ise alacaklı müvekkili şirkete ödeme emrinde belirtildiği gibi bir borcu bulunmadığını, birçok alacak kalemini peşin ya da kredi kartı ile ödediğini, bu ödemelerin dikkate alınmadığı ve borçtan düşülmediği gerekçesiyle icra takibine itiraz ettiğini beyan ederek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapıldığı, davalının davaya cevap vermediği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
….İcra Müd. … E. sayılı dosyası, … Vergi Dairesi, … Esnaf ve Sanatkârlar Odası, Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazıları celp edilip incelenmiştir.
Dava, davacı tarafından ihlalli geçiş alacağından kaynaklanan alacağın tahsili için ….İcra Müd. … E. sayılı dosyasından başlatılan takibe, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline ilişkindir.
26/06/2012 tarihli, 6335 sayılı yasa ile değiştirilen TTK 4. maddesinde, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
TTK 4. maddesinde; “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda; Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun mal varlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” denilmektedir.
Anılan maddede, tek tek belirtilen davaların, mutlak ticari dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.Ayrıca, mutlak ticari davadan başka, nispi ticari davaların da tanımı yapılmış ve bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve aynı zamanda uyuşmazlığın da her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerektiği ifade edilmiştir.
Somut olayda, dava konusu edilen alacağın ihlalli geçişten kaynaklandığı, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 06/10/2020 tarihli cevabi yazısı ile, “…davalının gerçek ticari işletme kaydı bulunmadığı gibi, ortağı bulunduğu bir şirket kaydının da olmadığı…”, … Vergi Dairesi’nin,25/09/2020 tarihli cevabi yazısı ile, “… davalı mükellefin işletme hesabına göre defter tuttuğu, VUK.177. maddesinde belirten limitleri aşmadığının…”, … Esnaf ve Sanatkârlar Odası’nın, 23/09/2020 tarihli cevabi yazısı ile de, “…davalının … Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’na meslek kaydının bulunduğunun…” bildirildiği görülmüş ve davalının dava tarihi itibariyle tacir olmadığı anlaşılmıştır.
TTK hükümlerine göre, nisbi ticari davanın varlığından söz edilebilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bulunması gerekir.Bu iki koşuldan birinin olmaması halinde ortada bir ticari davanın varlığından bahsedilemez. Başka bir deyişle yasada ifade edilen iki koşulun aynı anda gerçekleşmesi zorunludur.Taraflardan birinin tacir olması durumunda ticari işten bahsedilebilirse de, ticari davanın mevcut olduğundan söz edilemez.
Dava konusu ve sunulan deliller kapsamında davaya konu uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı görülmektedir.
HMK 114. Maddesinde; mahkemenin görevli olması hususunun dava şartı olarak belirtildiği, HMK 115. maddesinde de, dava şartlarının, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetileceği açıklanmakla yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir. HMK 2. madde ve TTK. 4. ve 5. maddesi gereğince davaya bakma görevi Mahkememize ait olmayıp davacı tarafça açılan davanın … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2- Karar kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın bu davaya bakmakla görevli … NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’ nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemenin dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceği ön görüldüğünden yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına
4- Süresi içinde gönderilmesi için başvurulmaması halinde, HMK.20/1. Maddesi uyarınca davanın re’sen açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun ihtarına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır