Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/417 E. 2023/380 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/417 Esas
KARAR NO : 2023/380

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2019
KARAR TARİHİ : 23/05/2023

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …A.Ş.’nin, dünya enerji ve petrol piyasasının en önemli oyuncuları arasında yer alan… Grubu’nun iştiraki olan, Ülkemiz akaryakıt dağıtım pazarında önemli faaliyetlerde bulunan tanınmış bir şirket olduğunu, müvekkilinin ticari faaliyetlerini bilgi-deneyim (Know-how), finansman ve marka kullanım hakkı sunarak desteklediği bayileri aracılığı ile sürdürdüğünü, Davalı …Petrol’ün, Yolboyu Mah. … Sk, No:..adresinde ve Tapuda Kahramanmaraş İli, Pazarcık İlçesi, … Mahallesi, …Mevkiinde kain ve tapuda 503 parsel sayıda kayıtlı taşınmaz Üzerindeki akaryakıt İstasyonunun dava dışı fakat grup şirketi olan… markası altında işletilmesi ile ilgili okarak sözleşme, taahhütname ve belgeleri imza ederek 21.11.2022 tarihine kadar 4 yıl 10 ay süre ile… bayisi olarak fadliyet göstermekle ilgili bazı yükümlülükler üstlendiğini, 21.01.2018 tarihinde Çerçeve Protokol, 21.01.2018 tarihinde, 21.11.2022 tarihine kadar süreli, akaryakıt istasyonu işletilmesi ile ilgili Bayilik Sözleşmesi, 21.01.2018 “Ürün Alım Taahhütnamesi”, 21.01.2018 “…Demirbaş Belgesi” imzalayarak…’e sunduğunu, 19.06.2018 tarihinde ise üçlü mutabakat ile Mehmet … ile LUKOL arasında akdedilmiş olan tüm sözleşmeler ve taahhütnamelerin ve bunlardan doğacak hak ve alacakların … A.Ş.’ye devredildiğini, 13.08.2018 Tarihinde, EPDK’nın sitesinden alınan bilgiye göre, sözleşmeye konu adresteki istasyonda başka bir akaryakıt firmasının, başka bir dağıtıcı ile faaliyet göstermeye başladığını, Akaryakıt sektöründe faaliyet gösteren istasyon işleticilerinin. Markasını temsil etmeyi ve münhasıran kendisinden ürün satın almayı taahhüt ettikleri dağıtım – şirketlerinden, – istasyondaki – ticaretin arttırılmasına yönelik önemli miktarda finansal katkılar beklediklerini, Davalı … Petrol’ün bayilik sözleşmesi akdederek, Akpet markası altında, faaliyet göstermeyi kabul etmiş olmasının en önemli sebeplerinden birisinin, müvekkilinin rakibi olan şirketlere kıyasla … Petrol’e daha tercih edilir olanak ve yatırım araçlarının sunulması olduğunu, müvekkili Akpet’ in, davaya konu akaryakıt İstasyonunun dünya – standartlarında — bir İstasyon – olarak işletilebilmesi için Davalı … Petrol’e karşı önemli miktarda yatırım taahhütleri altına girdiğini ve bunların tümünü eksiksiz yerine getirdiğini, buna karşılık, davalının son derece basiretsiz bir istasyon işletmesi yaptığını, müvekkilinden satın aldığı ürünlerin bedelini ödemediğini ve istasyonun Ürünsüz ve faaliyet dışı (kapalı) kalmasına sebep olduğunu, Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin Lisansların Sona Ermesi ve İptali başlıklı 17. Maddesi doğrultusunda 6 ay süre ile ürün alımı yapmaması nedeniyle … Petrol’ün bayilik lisansının 13.08.2018 tarihinde EPDK tarafından iptal edildiğini, müvekkili Akpet’in EPDK tarafından verilen bayilik lisansı olmayan bir şirket ile bayilik ilişkisini sürdürmesinin beklenemeyeceği için taraflar arasında akdedilen Standart Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin de kendiliğinden, 13.08.2018 tarihinde, kararlaştırılan süreden önce bayinin kusuru nedeniyle sona erdiğini, Davalı … Petrol’ün, sektörün gereklerini ve İlgili yasal düzenlemeleri de iyi bilen, deneyimli bir akaryakıt istasyonu işleticisi ve basiretli bir tacirden beklenmeyecek şekilde Bayilik İlişkisinin devam ettiği sürece vermiş olduğu taahhütlerini ve ticaret hayatının gereklerini yerine getirmediğini ve borçlarını dahi ödemediğini, şöyle ki; Belli miktarda Ürün Satın Alma Taahhüdü: Davalı … Petrol’ün, 21.01.2018 tarihli “Ürün Alım Taahhütnamesi” başlıklı taahhütname ile, bayilik sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, her yıl en az 330 ton, akaryakıt almayı taahhüt ettiğini, sözleşme dönemi boyunca da toplam 1.595 ton ürün almayı taahhüt ettiğini, davalının bu taahhüdü vermiş olmasının müvekkilinin başka birisi değil davalı … Petrol ile bayilik sözleşmesi ödetmesinde önemli bir neden olduğunu, Müvekkilinin, yapacağı yatırımdan yararlanmak isteyen başka bir bayi adayını değil davalı … Petrol’ü tercih ederken diğer uyum kriterlerinin yanında davalı … Petrol’un kendisine sağlayacağı ticari kazancı dikkate alarak finansal hesaplarını yaptığını ve yatırım kararını verdiğini, Davalı … Petrol’ün, müvekkilinden toplam 203.289 ton ürün aldığını, taahhüt miktarına oranla taahhüt edildiği halde satın alınmamış ürün miktarının 1.446,711 ton olduğunu, davalı … Petrol’ün, taahhütname ile eksik satın aldığı her bir ton ürün başına 110,- Amerikan Doları kar mahrumiyeti ödemeyi üstlendiğini, Lukoil tarafından, … Petrol’e Çerçeve Sözleşme’nin 8. Maddesi uyarınca 4 yıl 10 aylık sözleşme süresince akaryakıt ve otogaz satışı faaliyetinde bulunması karşılığında 47.495,00 (40.250 TL * KDV) tutarında “yatırım katılım bedeli” ödemesi yapıldığını, yapılan ödeme karşısında … Petrol’ün söz konusu bedeli aldığına yönelik fatura keşide ederek…’e teslim ettiğini, davalının sözleşmenin erken sona ermesine sebebiyet vererek bakiye sürelere İlişkin sebepsiz zenginleştiğini, … ile olan sözleşmelerin tüm hak ve alacakları ile müvekkili Akpet’e devredilmesi nedeniyle, davalının, kendisine ödenen yatırım bedelinin kullanılmayan sürelere ilişkin sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan borcu ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, sözleşmenin sona erdiği tarihten, kararlaştırlan tarihe kadar bakiye kullanılmayan süre olarak kıst hesabı ile hesaplanan 39,202,87 TL’nin müvekkili Akpet’e ödenmesi gerektiğini, Davalının, müvekkili Akpet ile arasındaki Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin taahhüt ettiği süreden erken sonlanmasına sebep olduğunu; bu sebeple ve Çerçeve Protokol’ün Protokollerin İhlalfi başlıklı 13. Maddesinin c bendi ile taahhüt ettiği gibi 100.000-, Amerikan Doları cezaj şart tutarını müvekkil şirkete ödemeye borçlandığını iddia ederek, Müvekkili Akpet’in her türlü fazlaya ve diğer hususlara ilişkin talep ve dava hakkı saklı tutulmak kaydıyla ve yapılacak yargılama ile kanıtlanacak haklı iddiaları ve talepleri uyarınca; Davalının taahhüt ettiği halde satın almadığı akaryokıt miktarı sebebiyle müvekkili Akpet’in uğramış olduğu kar kaybının karşılığı olarak şimdilik 500 Amerikan Dolarının, arabulucuya başvuru tarihi olan 03.04.2019 tarihinden itibaren TCMB’nin kısa vadeli avanslar için döviz kuruna uyguladığı faiz oranında faiz işletilerek davalıdan tahsiline, Çerçeve Protokol’ün 13.c maddesi ile tespit edilmiş cezdi şartın şimdilik 500- Amerikan Dolarlık kısmının, sözleşmenin sona erme farihi olan 14.08.2018 tarihinden itibaren TCMB’nin kısa vadeli avanslar için döviz kuruna uyguladığı faiz oranında Taiz işletilerek, davalıdan tahsiline, Çerçeve Protokol’ün 8. maddesi ile yatırım katılım bedeli olarak ödenen bedelin işlememiş sürelerine ilişkin olarak hesaplanan 39.202,87 TL’nin, davalının sebepsiz zenginleştiği tarih olan sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle ticari temerrüt faizi işletilerek davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine, müvekkiline yapılacak döviz cinsinden olan ödemelerin, ödeme tarihindeki TCMB döviz satış kuru karşılığındaki Türk Lirası olarak ödenmesine karar verilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin kendisinden alacağı olduğunu kabul etmemekle birlikte, davacı şirketin dava dilekçesinde talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davanın reddi gerektiğini, Davacı şirket tarafından açılan işbu davanın kısmi dava olarak açıldığını, kısmi dava açılması halinde zamanaşımının dava dilekçesinde bildirilen kısım için duracağı ve dava edilmeyen kısım için işlemeye devam edeceği hususunun nazara alınmasını ve gerek bilirkişi gerekse de Yüce Mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında dikkate alınmasını talep ettiklerini, Dava şartı arabuluculuk görüşmesinde tarafına usulüne uUygun olarak gönderilmiş bir tebligat veya bildirim bulunmadığını, işbu sebeple dava şartı olan arabuluculuğun gerçekleştiğinden bahsetmenin imkansız olduğunu, davanın, dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, Davacı şirketin taraflarından alacağı olduğunu kabul etmemekle birlikte, tarafının iflas etmesi nedeniyle akaryakıt istasyonunun elinden gitmesi sebebiyle bayilik lisansının EPDK tarafından iptal edildiğini, burada tarafının bir kusuru bulunmadığını, hakkında açılmış 150 ye yakın icra takip dosyası bulunduğunu, Davacı şirketin EPDK’dan alınan bilgiye göre sözleşmeye konu akaryakıt istasyonunda başka bir akaryakıt firmasının başka dağıtıcı ile faaliyet gösterdiğini belirttiğini ancak iflas sebebiyle akaryakıt istasyonunun elinden gittiğini, dolayısıyla davaya konu akaryakıt İstasyonunda faaliyet gösteremediğini, Davacı şirketin taraflarından alacağı olduğunu kabul etmemekle birlikte; davacı şirketin alınan ürün ve bakiye miktar hususundaki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, Davacı şirketin iddiasının aksine tarafının sebepsiz zenginleşme gibi bir durum söz konusu olmayıp davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, Davacı şirketin tarafıyla imzaladığı bayilik sözleşmesine tek taraflı olarak cezai şart maddesi koyarak genel sözleşme hükümlerine aykırı davranmış olup, tarafınca söz konusu sözleşmenin baskı altında imzalandığını, Yargıtay’ın süregelen yerleşik içtihatları ve doktrinlerin tek tarafa cezai şart yüklenen sözleşmelerin bağlı olmayacağını ve cezai şartın geçersiz olduğunu zikretmekte olduğunu, davacı şirketin ton başına, dolar üzerinden fahiş bir cezai şartı, tek taraftı olarak lehine kullanmaya çalışmasının tamamen kötü niyetli olarak hareket ettiğini göstermekte olup, davanın bu hali ile bile reddi gerektiğini belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 21.01.2018 tarihli çerçeve sözleşmesi ve standart bayilik sözleşmesi, 19.06.2018 tarihli devir mutabakatı, 21.01.2018 tarihli ürün alım taahhütnamesi, 21.01.2018 tarihli ariyet demirbaş belgesi, tarafların ticari defter ve kayıtları, dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yapılan inceleme sonucu bilirkişi raporu alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
İhtilaf, taraflar arasında imzalanan, sözleşmenin, davalı tarafın kusurlu davranışı ile süresinden önce sona erdiği iddiasıyla, sözleşme kapsamında, davacının, davalıdan, cezai şart ve kâr mahrumiyeti alacağı, yatırım bedeli alacağı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup, alacak miktarının tespiti için dava dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Gaziantep 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/100 Tal. Sayılı dosyasına yazılan talimata istinaden, davalının ticari defterlerini sunmadığı ve ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Taraflar arasında 21.01.2018 tarihli Bayilik Sözleşmesi, Çerçeve Protokol ve Ürün Alım Taahhütnamesi imzalandığı, Sözleşme kapsamında, davalı şirketçe yıllık asgari 330 ton, anlaşma süresince 1.595,00 ton ürün alımı yapılacağının taahhüt edildiği, Davalıya ait bayilik lisansının 13.08.2018 tarihi itibariyle EPDK tarafından iptal edildiğinin anlaşıldığı, İbraz edilen cari hesap ekstresine göre; 09.11.2018 tarihi itibariyle davalı şirketin 192.341,81 TL borç bakiyesinin bulunduğu, Ancak, işbu davada yatırım katılım bedeli İadesi dışında, cari hesap bakiyesine yönelik bir talep bulunmadığı, 14.08.2018 Sözleşme bitiş tarihine kadar alımı taahhüt edilen 1.595,00 ton ürün miktarına karşılık toplam 203,29 ton Ürün alındığı, eksik alım miktarının 1.391.,71 ton olduğu, Ancak yıl esaslı olarak belirlenen asgari alım taahhüdünde, davalı şirket tarafından taahhüdün yerine getirilmemiş olmasına karşılık, takip eden yıl için ifaya başlanmadan önce, davacı şirket tarafından ihtirazi kayıt bildirildiği ya da ihtarname keşide edildiğine ilişkin dosyada herhangi bir belge ve bilgi bulunmadığı, Davacı şirketin kar kaybı alacağı bulunup bulunmadığı hususunun hukuki değerlendirmeyi gerektirdiği, Sayın Mahkeme’ce davacı şirketin sözleşme süresine bağlı olarak 4 yıl 10 aylık kar kaybı alacağı bulunduğunun kabulü halinde; Ton başına 110,00 USD ödeneceği kararlaştırılmış olduğundan, toplam kar kaybı miktarının 153.088,10 USD karşılığı 874.025,89 TL olacağı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/ 4694 Esas, 2014/ 6585 Kararı doğrultusunda alacaklı olduğunun kabulü halinde ise; Ton başına 110,00 USD ödeneceği kararlaştırılmış olduğundan; toplam kar kaybı miktarının 30.250,00 USD karşılığı 172.706,325 TL olacağı, Davacı tarafça şimdilik kaydı ile 500,00 USD’nin arabulucuya başvuru tarihi olan 03.04.2019 tarihinden itibaren, TCMB’nin kısa vadeli avanslar için döviz kuruna uyguladığı faiz oranında faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, bu hususta takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu, Çerçeve Protokol kapsamında 100.000- USD cezai şartın şimdilik 500-USD’lık kısmının, sözleşmenin sona erme tarihi olan 14.08.2018 tarihinden itibaren TCMB’nin kısa vadeli avanslar için döviz kuruna uyguladığı faiz oranında faiz işletilerek, davalıdan tahsilinin talep edildiği, Davacının cezai şart ve buna ilişkin işlemiş faiz talebi hususunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Sayın Mahkeme’ce davacı şirketin, çerçeve protokolün 13.c maddesi kapsamında alacaklı olduğunun kabulü halinde; Davacı şirketin 100.000.- USD cezai şart alacağının 14.08.2018 tarihi itibariyle TL karşılığının (100.000 X 6,8922) 689.220,00 TL olarak hesaplandığı. Sayın Mahkemece davacı şirketin, cezai şart yönünden, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 20147 4694 Esas, 2014/ 6585 Kararı doğrultusunda alacaklı olduğunun kabulü halinde ise; Davacı şirketin aylık cezai şart tutarı (100.000/58) 1.724,13 USD, 10 aylık cezai şart tutarının 17.241,38 USD, 14.08.2018 tarihi itibariyle TL karşılığının ise (17.241,38 X 4,8922) 118.831,04 TL olarak hesaplandığı, Davacı şirket tarafından yatırım katılım bedeli ödemesinin iadesi sebebiyle 39.202,87 TL talep edildiği, imzalanan çerçeve protokol kapsamında davacının yatırım katılım bedeli iadesi olarak talep edebileceği tutarın 39.055,62 TL olarak hesaplandığı, Katılım bedeli iadesine ilişkin, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle ticari temerrüt faizi talep edildiği, bu hususta takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Davacının kar mahrumiyetine ilişkin alacağının sözleşme süresi ve yeni bir bayilik ilişkisi kurulabilecek süreler dikkate alınarak da hesap yapılması için ek rapor alınmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi ek raporunda sonuç olarak; Taraflar arasında imzalanan 21.01.2018 tarihli sözleşmenin, davalı şirketin bayilik lisansının 13.08.2018 tarihinde EPDK tarafından iptal edilmesi üzerine, 205 günde fesih olduğu dikkate alındığında, sözleşme kapsamında kararlaştırılan yıllık alım taahhüdü olan 330 ton Üzerinden de taahhüt miktarının 185,34 ton olarak hesaplandığı, Kök raporda da belirtildiği üzere; davalı şirket tarafından belirtilen dönemde 203,29 ton alım yapılmış olduğu, dolayısıyla sözleşme süresi dikkate alındığında, alım taahhüdünü yerine getirmiş olduğu ve davacı şirketin kar kaybı alacağının bulunmadığı sonucuna varılacağı, Davacı şirketin yeni bir bayilik ilişkisi kurabileceği süreler olarak Sayın Mahkemece 3 ay ya da 6 aylık sürenin dikkate alınması gerektiğinin kabulü halinde; yıllık 330,00 tan alım taahhüdü üzerinden aylık alım taahhüdünün 27,5 ton, 3 aylık alım taahhüdünün 82,5 ton, 6 aylık alım taahhüdünün 1645,00 ton olarak, 110,00 USD olarak kararlaştırılan ton başına kar kaybı İle de toplam kar kaybının 3 ay İçin 9.075,00 USD, 28.07.2019 tarihli MB Döviz satış kurundan (5.7093) karşılığının 51.811,90 TL, 6 ay için 18.150,00 USD, 26.07.2019 tarihli MB Döviz satış kurundan (5,7093) karşılığının da 103,â23,80 TL alarak hesaplandığı, Belirtilen sürelere göre yapılan hesaplamalardan, davalı şirket tarafından alımı gerçekleştirilen ürün miktarlarının eksiklendirilmesi gerektiğinin kabulü halinde; 21.01.2018 — 14.08.2018 dönemindeki 205 günde (yaklaşık 6,8 ay) gerçekleşen 203,29 ton ürün alım miktarına göre: gerçekleşen aylık ürün alım miktarının 29,75 ton, gerçekleşen 3 aylık ürün alım miktarının 89,25 ton, gerçekleşen 6 aylık ürün alım miktarının ise 178,50 tona karşılık geldiğinin anlaşılacağı, Buna göre; 3 aylık taahhüt miktarı olan 82,5 tona karşılık 89,25 ton ürün alımının gerçekleştiği, 6 aylık taahhüt miktarı olan 165,00 tona karşılık da 178,50 ton ürün alımının gerçekleştiği, bu hesaplamaya göre davacı şirketin kar kaybı alacağının doğmayacağı sonucuna varıldığı mütalaa edildiği anlaşıldı.
Dava dışı… ile davalı arasında imzalanan … A.Ş. Standart Bayilik Sözleşmesi incelendiğinde; 1 maddede Bayinin akaryakıt satış ve servis istasyonunda münhasıran …den ve/veya…’in yazılı olarak belirleyeceği yerden satın alacağı akaryakıt, oto LPG, madeni yağlor ve…tarafından belirtilecek diğer malları, kendi namm ve hesabına olmak üzere satmayı, bulundurmayı kabul ve taahhüt eder. Hükmünü içerdiği, 5.maddede sözleşmenin süresinin 21.11.2022 tarihine kadar olduğu, 37. Maddede, Bayi’nin bu sözleşme ve/veya mevzuat hükümlerinden birini kısmen veya tamamen yerine getirmemesi, sözleşme/mevzuat hükümlerini ihlal etmesi halinde … Ürün ikmalini durdurmak, fesih hakkı sakit kalmak kaydiyla zarar, ziyan, satış kaybından dolayı maruz kaldığı kar kaybını talep etmek, işbu sözleşme ve eklerini derhal ve haklı nedenle feshederek maruz kaldığı kar kaybi ve cezai şartı talep etmek, yaptırımlarından herhangi birini, birkaçını veya hepsini Bayi’ye uygulamak hakkına veya hem bunları uygulayıp hem de Bayili’den akdin ifasına devam edilmesini talep etmeye yetkili olduğu, İşbu sözleşmenin, işbu hükümler dahilinde feshi halinde, taraflar arasında münakit Çerçeve Pratokolü” nde yazılı feshe ilişkin hükümler uygulanacağı düzenlemelerine yer verilmiştir.
Dava dışı… ile davalı arasında imzalanan Çerçeve protokol incelendiğinde;
8.maddesinde 4 yıl 10 ay bayilik süresi için geçerli olmak üzere, bayinin …markası altında filen akaryakt ve otogaz satışına başlanmasını müteakip toplamı 40.250,00 TL +KDV miktarında “yatırım katılım bedelinin bayiye ödeneceği, bayinin, işbu akaryakıt bayilik sözleşmesi ve/veya eklerini 4 yıl 10 aylık anlaşma dönemi içerisinde süresinden önce feshetmesi veya ihlal etmek suretiyle süresinden önce feshine sebebiyet vermesi ve/veya…’in esas gayesi olan akaryakıt ve otogaz satış faaliyetinin her ne sebeple olursa olsun anlaşmaların hitam tarihinden önce kısmen veya tamamen kesintiye uğratılması veya gerçekleştirilmemesi ve/veya akaryakıt İstasyonunun faaliyetine ilişkin gerekli izin ve ruhsatların her ne sebeple olursa olsun temin edilememesi hallerinde, işbu yatırım katılım bedelinin 4 yıl 10 aylık anlaşma dönemi için tespit edilen miktarının, işlememiş anlaşma dönemine tekabül eden kısmını ödeme tarihinden itibaren işleyecek Libor+3 oranındaki faiziyle birlikte…’e ödeneceği kararlaştırılmıştır.
13. Maddesinde bayinin, Protokolün ve/veya Standart Bayilik Anlaşması, taahhütlerinin, mevzuatın, herhangi bir hükmünü kısmen veya tamamen ihlal ettiği, …’den satın aldığı ürün bedellerini ve hizmet bedellerini vadesinde ödemediği takdirde, …’in işbu Protokol, Standart Bayilik Anlaşması ve eklerini haklı nedenlerle fesih hakkını haiz bulunduğunu, işbu Protokol, Standart Bayilik Anlaşması ve eklerinin… tarafından yukarıda açıklanan şekilde feshedilmesi ve/veya Bayii tarafından işbu anlaşma ve eklerini süresinden önce feshetmesi veya fesih sonucunu doğuracak şekilde hareket emesi halinde: …’in fesih sebebiyle maruz kalacağı bilcümle zarar ve ziyanı karşılamayı,…’e, Standart Bayilik Anlaşmasından kaynaklanan tüm hakları ve diğer cezai şartları talep hakları saklı kalmak kaydıyla fesih tarihlerinde 100.000.- USD miktarında cezai şartı, ifa tarihinde uygulanmakta olan T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı olarak ödemeyi, kabul ettiği, …’in diğer zarar, ziyan, kar mahrumiyeti, işbu anlaşmanın diğer hükümlerinde yer alan cezai şart ve tazminat hakları ayrıca saklı tutulmuştur. Bayi, İşbu maddede yazılı cezai şartın…’in fesih sebebiyle uğradığı/uğrayacağı zararlardan kar mahrumiyeti miktarından mahsup edilmeyeceğinin düzenlendiği, görülmüştür.
Dava dışı… ile davalı arasında imzalanan Ürün Alım Taahhütnamesi incelendiğinde; yıllık 330 ton ve sözleşme süresince 1.595 ton ürün alımının taahhüt edildiği , sözleşmenin yürürlük süresince geçerli olacağının kararlaştırıldığı, ürün alım taahhüdünün her bir yıllık sözleşme döneminde yerine getirilmemesi halinde Sözleşme süresinin hitamında ve/veya her bir yıllık sözleşme süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 110.- USD kar mahrumiyeti ödeneceğinin, taahhütname’ye aykırılığın münakit sözleşmelerin de ihlali olarak değerlendirilebileceği, söz konusu kar mahrumiyeti miktarının,… tarafından her bir yıllık sözleşme döneminin hitamında veya bizzat belirleyeceği dönemlerde sözleşmenin ifasıyla birlikte talep edilebileceğini veya, sözleşmenin hitamında veya sözleşmenin her ne sebeple olursa olsun sona ermesini müteakip… farafından aynı ticari bölgede yeni bir bayilik tesis edilip edilmeyeceğine bakılmaksızın talep edilebileceğini, işbu taahhüdün ve kar mahrumiyeti miktarının, sözleşmelerde öngörülen cezai şart miktarına hiçbir şekilde mahsup edilmeyeceği, haklı nedenle feshi halinde cezai şarta ilaveten talep edilebileceği, kar mahrumiyetinin mutabakat dahilinde sözleşme süresi sonunda talep edilebileceğine muvafakat edildiği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Devir Mutabakatı belgesi incelendiğinde; Yukarıda belirtilen… ile imzalanan sözleşmelerin … A.Ş’ye devrediliği, sözleşmenin…, … Ve…A.Ş tarafından imzalandığı görülmüştür.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;
Davalı ile dava dışı …A.Ş. Arasında 21.01.2018 tarihinde akaryakıt ve otogaz alımına ilişkin bayilik sözleşmesi, çerçeve sözleşmesi ve ürün alım protokolünün imzalandığı daha sonra bu sözleşmelerin 19.06.2018 tarihinde …A.Ş. tarafından davalının da imzası bulunan devir protokolü ile davacıya devredildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 17.07.2018 tarihli kararı ile davalının lisansının devir nedeniyle sonladırıldığı ve sözleşmenin de davalının eylemi nedeniyle haksız olarak sonlandırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından akdedilen çerçeve protokolün 13. maddesi kapsamında 500 USD cezai şart, çerçeve protokolün 8.maddesi gereği verilen yatırım bedeli, ürün alım taahhüdü nedeniyle 500 USD kar kaybı talep edilmiştir.
Davalı şirket tarafından imzalanan Ürün alım taahhütnamesi başlıklı belgenin ( a ) bendinde kar mahrumiyetinden söz edilmiş ise de içeriği ve yaptırım itibariyle yıllık asgari alım taahhüdüne uymama halinde öngörülen sözkonusu hükmün ifaya ekli cezai şart niteliğindedir. Ürün Alım Taahhüdü başlıklı belgenin taahhüdün şartlarını düzenlediği 1. (ii) bendinde ”sözleşmenin yürürlüğü süresince geçerli olmak” koşulunun bulunduğu, buna göre ancak sözleşmenin yürürlük süresi için asgari alım taahhüdünün yerine getirilmemesi, halinde kar mahrumiyetinin talep edilebileceği, bilirkişi raporu ile sözleşmenin yürürlükte bulunduğu süre içerisinde davalının yapması gereken alım miktarının 85,34 ton olarak hesaplandığı, davalı şirket tarafından sözleşmenin yürürlükte olduğu süre içerisinde 203,29 ton alım yapılmış olduğu, dolayısıyla sözleşmenin yürürlükte olduğu dönemde eksik ürün alınmadığı, davacının ürün alım taahhüdü başlıklı belgeye dayanılarak öngörülen sözleşme süresinin tamamı için kar mahrumiyeti talep edemeyeceği, bu nedenle talebin reddi gerektiği, çerçeve sözleşmenin 13. maddesinde davalının haksız feshi yada davacının haklı nedenle feshi halinde 100.000,00 USD cezai şartın kararlaştırıldığı, davalının talebi ile lisansının iptal edilmesi nedeniyle davalı tarafından sözleşmenin süresinden önce haksız olarak sonlandırıldığı, davacının çerçeve sözleşmenin 13. Maddesi kapsamında cezai şart talep edebileceği, davalının bilirkişi incelemesi için defterlerini ibraz etmediği, çerçeve sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın 100.000,00 USD olduğu, davalının bilirkişi incelemesine defterlerini sunmadığı ve mali durumunun saptanamadığı, talep edilen cezai şart tutarının da 500 USD olduğu da dikkate alınarak cezai şarttan indirim yapılmadığı, imzalanan çerçeve protokol kapsamında davacının yatırım katılım bedeli iadesi olarak talep edebileceği tutarın bilirkişi raporu ile 39.055,62 TL olarak hesaplandığı ve davacını bu miktarı talep edebileceği, değerlendirerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının kar kaybına ilişkin davasının reddine,
2-500-USD cezai şartın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca bir yıl vadeli USD mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-39.055,62 TL yatırım katılım bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 2.861,71-TL harçtan peşin alınan 766,83-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 2.094,88-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
5-Davacı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan, A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 3.009,75-TL vekalet ücretinin, davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 44,40-TL başvurma harcı + 766,83-TL peşin harç toplamı olan 811,23-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 5.839,56-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre % 93,29 (5.447,72-TL) oranında davalıdan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan 170,72-TL yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre % 6,71 (11,45-TL) oranında davacıdan alınarak davalıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
10-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre % 93,29 (1.231,42-TL) oranında, davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
11-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranına göre % 6,71 (88,58-TL) oranında, davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
12-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın, karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/05/2023

Katip
e-imzalı

Hakim
e-imzalı

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.