Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2019/407 Esas
KARAR NO :2022/916
DAVA:Alacak ( Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/03/2020
KARAR TARİHİ:22/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1923 yılında kurulmuş olup bugün Türkiye genelinde 65 mağazalı geniş bir ağa sahip bir şirket olduğunu, taraflar arasında 08/01/2018 tarihinde “Üretim ve Tedarik Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşmenin 2.1 numaralı maddesi uyarınca müvekkilinin sipariş edeceği ayakkabı ve benzeri ürünleri davalı tarafından imal edilmekte olduğunu, davalının imal edeceği ayakkabıların müvekkilinin hitap ettiği müşteri kitlesi ve yasal mevzuat uyarınca belli standartların, kalitelerinin olmasının zorunlu olduğunu, ancak davalı tarafından imal edilen toplam 225 adet ürünün müvekkiline ayıplı olarak teslim edilmiş olduğunu, söz konusu bu ayıpların, ürünler teslim alındığında görülebilecek kusurlar olmadığını, ayıpların, ayakkabılar reyonda beklerken zaman geçtikçe ortaya çıkmakta olduğunu, ayıpların kaynağının, kullanılan malzemelerin renk mukavemeti, renk haslığı, yapıştırıcının kalitesi/kullanım oranı, üretimde geçirdiği aşamalardaki bekleme ve sabitleme sürelerinin doğru uygulanmaması gibi birçok kriterden kaynaklı olabilmekte olduğunu, davalının eliyle imal edilen toplam 225 adet ayakkabının müvekkili tarafından iade edilmek istense de davalının ayakkabıları iade almayı reddetmiş olduğunu, davalının imalattan kaynaklanan ayıplar karsısında yasal ve sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğinin anlaşılması üzerine işbu sözleşmenin ifa konusu olan ayakkabılar hususunda HMK 400. maddesi uyarınca delil tespiti yaptırılmış olduğunu, delil tespiti sonucunda toplam 225 adet ayakkabının ayıplı olduğunun kanıtlanmış olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 12.939,88-TL maddi zarar, değişik iş dosyasında yapılan 993-TL masraf ve keşide edilen 2 ihtarnamenin masrafı olan 606,88-TL olmak üzere toplam 14.539,76-TLnin 29/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; … tarafından üretilen ayakkabılarda gizli ayıp olduğu iddiasını kabul etmediklerini, gizli ayıp iddia edilmesi yönünde gerekli sürelere de uyulmamış olduğunu, …’nın, tespit davası kapsamında bilirkişi raporu almış olduğunu, taraflarının katılımı sağlanmadan, yalnızca raporu talep eden tarafın iddialarına yönelik gerçekten uzak, konu ile ilgili uzmanlığı bulunmayan bilirkişiden alınmış olduğunu, ilgili bilirkişi raporu tanzim edilirken davalı şirketin davet edilmemiş olduğunu, huzurdaki dava açısından bağlayıcı olduğunu, ancak yine de dava dilekçesinde dayanak olarak gösterilmesi nedeniyle ilgili rapora cevap verme zarureti doğmuş olduğunu, dilekçe ekinde fotoğrafları yer alan ayakkabıların elastomer tabanlı olduğunu, her elastomer tabanlı ayakkabının renk değiştirmesinin normal olduğunu, seçilen kumaşın tabana temas etmesi ile kumaşın renginin tabana geçeceğini, bu renk geçmesinin, yalnızca malzeme kullanımı ilgili bir sonuç olduğunu, dosyaya sunulacak olan evraklardan anlaşılacağı üzere, Ayakkabı modeli ve model için kullanılacak malzemenin cinsi, türü, renginin … tarafından seçilmiş olduğunu, …, seçtiği malzemeler üzerinde muayene sorumluluğunun kapsamını kimyasal testler ile sınırlı tutulmuş olduğunu, unvanından da anlaşılacağı üzere, …’nın yegane faaliyet alanı ayakkabı üretimi yaptırmak ve bunları perakende olarak satmak olduğunu, Elastomer tabanlı ayakkabılardaki renk kaymalarının bilinmediğini iddia etmelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi dürüstlük kuralı ile de bağdaşmamakta olduğunu, davaya konu ürünlerin, …’nın talebi üzerine 68 mağaza ve depoya gönderilmiş olduğunu, ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin önemli bir bölümü teşhir ürünü olarak sergilenmiş, mağazalarda birçok kişi tarafından denenmiş olduğunun düşünülmekte olduğunu, diğer yandan, her bir mağazada düzgün ve gerekli depo şartlarının olmadığı da aşikar olduğunu, dava dilekçesi ve tespit davası kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda tarif edilen bu ayıpların aslında hasar olduğunu, bu hasarların, uygun depo şartlarında bekletilen mallarda oluşmasının mümkün olmayacağını, söz konusu ayakkabıların teslim edilmeden önce hem davalı şirket hem de … tarafından kalite kontrol onayı verilmiş olduğunu ve hasarsız olarak teslim edilmiş olduğunu, nitekim, …’nın bu hasarları içeren herhangi bir açık ayıp iddiasında bulunmamış olduğunu, ayıp olarak iddia edilen hasarların, mallar …’na teslim edildikten sonra, … mağazaları, depoları ve bunlar arasındaki kargolama süreçlerinde olduğunun anlaşılmakta olduğunu, bu tür hasarlardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, … tarafından verilen tüm siparişlerde hem numune hem de malzemelerin … tarafından belirlenmiş olduğunu, davalı şirketin, sağlanan numuneler ile belirlenen modeller ve talep edilen malzemeler ile üretim yapmış olduğunu, bu nedenle, ilgili ayakkabılarda tespit edilen hasarların iddia edildiği gibi gizli ayıp olarak kabul edilse dahi müvekkili şirketin bunlardan sorumluluk taşımamakta olduğunu, gizli ayıp iddiaları bir an için kabul edilse bile iddia edilen gizli ayıpların, yasada öngörülen süre içerisinde ihbar edilmemiş olduğunu, söz konusu malların teslimatının Ocak – Mart 2018 döneminde yapılmış, ayıp ihbarının ise Ocak 2019 yılında yapılmış olduğunu, ayıp ihbarının süresinde yapılmaması durumunda, ayıba bağlı hakların kullanılamayacağını, yukarıda açıklanan nedenlerle; haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflara arasında akdedilen sözleşme gereği müvekkili şirket tarafından yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davalı tarafın ödemesi gereken tutarı eksik ödemiş olduğunu, davalı şirketin ödeme yapmaktan kaçınmak için müvekkili şirket tarafından üretilen ürünlerde gizli ayıp olduğu iddiasında bulunmuş ve gerçeğe aykırı hareket etmiş olduğunu, davaların birleştirilmesi taleplerinin olduğunu, yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde de anlaşma sağlanamadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkili şirketin …’ndan 5.267,72-TL alacağının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, huzurdaki davanın İstanbul 9. ATM’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalı/karşı davacının, dava dilekçesinde sözleşmeye uygun şekilde edimini ifa ettiğini ancak müvekkilinin ödemesi gereken tutarı ödemediğini iddia etmekte olduğunu, huzurdaki dosya kapsamında düzenlenen bilirkişi raporu ile müvekkilinin usulüne uygun tutulan ticari defterlerinin incelenmiş olduğunu, davalı/karşı davacının 2018 yılına ait defterlerini dosyaya ibraz edemediğini, her iki tarafın defterlerinin birbiri ile örtüşmediğini; dolayısı ile müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığı sabit olduğunu, davalı/karşı davacı tarafın, 2018 yılına ait ticari defterlerini dosyaya ibraz edememiş olduğunu, bununla birlikte ticari defterlerin hangi şartlarda delil sayılabileceğinin HMK 222. maddesinde açıkça düzenlenmiş olduğunu, ticari defterlerin delil teşkil edebilmesi için öncelikli şartın, defterlerin usulüne uygun tutulmuş olması olduğunu, yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin birbiri ile uyumlu olmasının yanı sıra, her iki tarafın ticari defterlerinin de birbiri ile uyumlu olması şartlarının birlikte aranmakta olduğunu, her ne kadar davalı/karşı davacının, müvekkilinin gizli ayıp bulunduğunu belirtmesinden dolayı gerçeğe aykırı davrandığını iddia etmişse de; uyuşmazlığa konu ürünlerin, gerek … 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin… Değişik İş dosyası ile yapılan delil tespitinde, gerekse dosyada mübrez bilirkişi raporuyla ayıplı olduğunun sabit durumda olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı/karşı davacının birleşen davasının reddini, haklı davalarının kabulünü; her iki dava bakımından da yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı/karşı davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
08/01/201 tarihli Üretim ve Tedarik Sözleşmesi, Sipariş Protokolü,… 3.Sulh Hukuk Mah. … D.İş sayılı dosyası, sipariş formu, fatura, sevk irsaliyesi, ihtarname, yazışmalar, ticari defter ve belgeler, dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin, 18/03/2020 tarih, …. sayılı kararı ile taraflarının aynı olması, davaların aynı sebepten doğması ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek olması, davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu gerekçesi ile mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, mahkememizde asıl ve birleşen dosyadan yargılamaya devam edilmiştir.
Asıl dosyada, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden üretilen ürünlerin ayıplı olması nedeni oluşan maddi zararın tazminine, birleşen dosyada cari hesap alacağının tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, ayakkabı üretim işinden kaynaklanan, eser sözleşmesi olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Asıl dosyada ihtilaf, sözleşme kapsamında, davalı yanca imal edilen 225 adet ayakkabının, sözleşme şartlarına uygun teslim edilip edilmediği, ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davacının tazminata ilişkin alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti, birleşen dosyada, davacının davalıdan cari hesap alacağından kaynaklı alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup, asıl ve birleşen dosyada, davaya konu belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Deri Mühendisi … Mali Müşavir …, Sözleşme Uzmanı Dr. … tarafından hazırlanan 15/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “…
Mevcut resim ve dosyadaki bilirkişi raporuna göre teslim edilen ayakkabılarda taban saya açması, saya parçaları arasındaki ayrılmalar, tabana boya verme gibi hataların olduğu değerlendirilmektedir. Ancak Ankara’da bir depoda saklandığı davacı taraf vekilince bildirilen dava konusu ürünler üzerinde doğrudan inceleme ve varsa numune ile karşılaştırma yapılamadığından hataların kaynağı ve varsa ayıbın niteliği hususunda kesin kanaate varılması mümkün olmadığının…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasında, Ayakkabı Tasarım ve Üretimi Konusunda Uzman bilirkişi … tarafından davaya konu ayakkabılar üzerinde inceleme yapılarak hazırlanan, 25/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…
Davacı… gizli kusur olarak sayın mahkemeye sunmuş olduğu ayakkabı sayısının 225 adet (çift) olduğu fakat yapmış olduğum sayımda 102 adet (çift) ayakkabı bulunduğunu, Ayakkabı Dünyasının üretilmesi için numune örneklerinin depoda olmadığını, karşılaştırma yapmam için önemli arz ettiğini ancak depoda bulunan bütün ayakkabıların 102 çift ayakkabıdan oluştuğunu tutanak altına alarak tespitini yaptım.
Gizli kusur olarak davaya konu olan ayıp alarak şikayete konu olan sorunların sonradan oluşmadığını, teslimat kabulünde fark edilmesi gerektiğinin bundan dolayı da ayakkabının üzerinde mevcut olduğunu bu kusurların gizli kusur olarak kabul edilemeyeceğini, tabana boya verme şeklindeki gizli ayıbın saya üretiminde kullanılan tekstil malzemesi astarın üzerinde bulunmadığını, eğer saya rengini tabana vermiş olsaydı aynı şekilde astara renk vermesi gerekirdi fakat astarda böyle bir emareye rastlanmamıştır.
Saya üzerinde davaya konu olan saya parçalarında ve saya üzerinde yapışkanın kalkmış olduğu herhangi bir parça bulunmadığını, sayanın birbirine yapışma yerlerinde dikişlerin zaten bulunduğu, sadece 20 çift … … 602 kodlu Altın Emts modelinde sayanın arkada kullanılan parçasında dikiş olmadığı, yapışkanın buralardan açma yapmadığını tespit ettim.
Fakat 20 çift … … 002 kodlu Altın Emts modelinde oluşan çökmeler olduğunu, bunlarında giderilebilecek kusurlar olduğunun görüş ve kanaatine vardığının..” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasından alınan, 02/06/2022 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …Daha önce yazmış alduğum rapordaki görüşlerim sabittir.
Ek olarak; Davacı… gizli kusur olarak sayın mahkemeye sunmuş olduğu ayakkabıların, gizli kusur olarak sorunların sonradan oluşmadığını, teslimat kabulünde fark edilmesi gerektiğinin bundan dolayıda ayakkabının üzerinde mevcut olduğunu bu kusurların gizli kusur olarak kabul edilemeyeceğini, tabana boya verme şeklindeki gizli ayıbın resimlerde de sunmuş olduğum gibi renk verme sorunu olmadığı, tabanlara renk vermiş olsalardı birbirinin aynı renginde olmaz farklı renklerde (koyu, açık) olmaları gerekirdi. Ayakkabının astarında da böyle bir emare ye rastlanmamıştır.
Saya üzerinde davaya konu olan saya parçalarında ve saya üzerinde yapışkanın kalkmış olduğuna ait hiçbir ayakkabının mevcut olmadığını, örnek olarak da ek rapora eklediğim resimlerde ayakkabı resimleri ile bunu belirttim.
20 çift … … 002 kodlu Altın Emts modelinde oluşan çökmelerin olduğunu, bunlarında sonradan oluşabileceğini fakat bu kusurların üretimden kaynaklanmadığını,
Ayakkabıyı Saklama koşullarının uygun olmadığının incelemelerim sonunda tespit ettiğimi
Çökmelerin farklı yerlerde olmadığını saklama koşulları ile alakalı ayakkabıların birbiri üstüne gelmesinden kaynaklandığı tespitini yaptım.
46 Çift … … 0181 kodlu Beyaz Emts model ayakkabı sayasının arka kısmında metalik renkli dokusunda olan saya parçasında hafif kaymaların olduğu kusuru için bu kusurun gizli bir kusur olmadığını, Ayakkabıların teslimi esnasında göz ile görülebildiği…” sonuç ve ettiği görüldü.
Asıl dosya davacı vekilinin itirazları üzerine, Mahkememiz dosyasından heyet bilirkişilerinden ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 19/10/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda; ” …Burada bahse konu hatalar gizli ayıplı değerlendirilemeyeceği, çünkü malın tesliminden sonra veya malın kullanılması ile birlikte ortaya çıkan ayıplara gizli ayıp denilebileceği,
Burada söz konusu hataların malın tesliminde göz ile dahi (dikiş olmaması, dikiş yığılmaları, dikiş hataları sebebiyle saya parçalarının kayması, fort ve bombe kısımlarında çökmeler) fark edilebilecek hatalar olduğu, teslimat sırasında yapılan kalite kontrol ile iade ya da düzeltme istenerek düzeltilebileceği,
Fakat her ne kadar teslimatta tespit edilemese dahi inceleme yapılan 102 çift ayakkabıda dava dosyası ve bilirkişi raporları incelendiğinde üretimden kaynaklı hatalı ürünlerin olduğu…” sonuç ve mütalaa ettikleri görüldü.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02/02/1979 gün 1977/11-393 E., 1979/80 K. Sayılı kararı ile Yargıtay (Kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2013 tarih ve 2012/5835 E., 2013/129 K. sayılı ilamında açıklandığı üzere; eser sözleşmesi iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK’nın 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar pararın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir.
Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK’nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir.
Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir.
TBK’nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Bu külfetlerin yerine getirilmemesi iş sahibinin yükleniciye karşı sorumluluğunu gerektirmemekte, sadece ayıplı eser teslimi dolayısıyla sahip olduğu haklardan yararlanamaması sonucunu doğurmaktadır.
TBK’nın 477/1. maddesi gereğince gizli ayıplar açısından ise, ayıbın varlığı zaman aşımı süresi içerisinde vakit geçirilmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. (YHGK’nın 02.02.1979 gün 1977/11-393 E. 1979/80 K. sayılı ilamı). YHGK’nın 13.05.2009 tarih ve 13-160 E., 185 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere, ayıp ihbarı kural olarak şekle tabi bulunmayıp içeriği itibariyle ayıptan karşı tarafın haberdar olmasını sağlamaya elverişli her türlü ihbarın, ayıp ihbarı olarak kabulü mümkündür.
Birleşen dosyaya istinaden, davacı yanca, … 33.Noterliği’nin … yevmiye, 14/01/2019 tarihli ihtarnamesi ile, davaya konu 5.2167,72-TL. alacağın ödenmesinin talep edildiği, davalı yanca … 28.Noterliği’nin … yevmiye nolu, 22/01/2019 tarihli cevabi ihtarnamesi ile ihtara konu alacağın vadesinin gelmediği, teslim edilen ürünlerin ayıplı çıktığı, iade edileceği ve ihtarname ekinde gönderilen iade faturasının, vadesi gelecek alacaklardan mahsup edileceğinin bildirildiği görüldü.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; asıl ve birleşen dosya kapsamına göre alınan kök ve ek bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, taraflar arasında eser sözleşmesinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, tarafların incelenen defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin tamamını incelemeye sunamadığı, incelenen ve rapora konu 102 üründe, tabana renk verme sorunu olmadığı, ayakkabıların astarında böyle bir emareye rastlanmadığı, saya parçalarında ve saya üzerinde yapışkanın kalkmış olduğuna ilişkin bir problemin mevcut olmadığı, bir kısım ayakkabılarda çökme probleminin tespit edildiği ancak bu kusurun üretimden kaynaklanmadığı, incelenen ayakkabıların saklama koşullarının uygun olmadığı, çökmelerin farklı yerlerde olmadığı saklama koşulları ile alakalı ayakkabıların birbiri üstüne gelmesinden kaynaklandığı, bir kısım ayakkabının arka kısmında metalik renkli dokusunda olan saya parçasında hafif kaymaların olduğu ancak bunun açık ayıp olduğu ve ayakkabıların teslimi esnasında tespit edilebileceği, davacı tarafından bu ürünlere, ilişkin de makul sürede muayene edilerek ayıp bildiriminin yapılmadığı, davalının asıl dosyada ayıp iddiasını ispatlayamadığı, birleşen dosyada davacının davalıdan sözleşmeden kaynaklı olarak bilirkişi tarafından tespit edilen ve cevabi ihtarname ile kabul edilen tutar kadar alacaklı olduğu, ödemeye ilişkin belge dekont makbuz sunulmadığı, kanaati oluştuğundan, asıl dosyada davacının davasının reddine, birleşen dosyada, davacının davasının kabulü ile, 5.267,72-TL.’nın, 11/03/2020 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-MAHKEMEMİZ … E. SAYILI ASIL DOSYASINDAN,
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 248,31-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 167,61-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL. arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
B-BİRLEŞEN … E. SAYILI DOSYASINDAN,
1-Davacının davasının kabulü ile, 5.267,72-TL.’nın, 11/03/2020 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 359,83-TL. harçtan, peşin alınan 89,96-TL. harcın mahsubu ile geriye kalan 269,87-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.267,72-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL. başvurma harcı + 89,96-TL. peşin harç giderleri olmak üzere toplam 144,36-TL. yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL. arabuluculuk ücretinin tamamının, davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın davacı tarafa iadesine,
Dair, Asıl Dosya Davacı/Birleşen Dosya Davalı vekilinin ve Asıl Dosya Davalı/Birleşen Dosya Davacı vekilinin yüzüne karşı, Birleşen … E. sayılı dosyasında MİKTARA GÖRE KESİN olarak, Mahkememizin … E. sayılı asıl dosyasından gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek ASIL DOSYA İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2022
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır