Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/404 E. 2020/703 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/404 Esas
KARAR NO:2020/703

DAVA:Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/08/2011
KARAR TARİHİ:10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … A.Ş. … vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davalılardan … Tur ve İnş Tic Ltd Şti’nin … isimli otelin sahibi olduğunu, davalılardan …, … ve …’un şirketin ortakları ve müdürleri olup, davalı …’nın ise grup başkanı olduğunu, şirket merkezinin … adresinde olup, otelin … Aydın’da olduğunu, davalı şirketin geçmiş tarihlerde müvekkilinin … … ilanlar verdiğini ancak ilan bedellerini ödemediğini, bunun üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesinde menfi tespit davası açıldığını ve müvekkilinin işbu dosyada karşı davacı olduğunu, davada … Şirketinin menfi tespit davasının reddine, müvekkilinin karşı davanın kabulu ile itirazın iptali ile takibin devamına karar verildiğini, daha sonra davalıların otelin girişindeki panolara ve otelin muhtelif yerlerine “…” ismiyle bir duruyu asıldığını, söz konusu duyurunun müvekkilinin ticari itibarını ve toplum nezdindeki saygınlığına saldırı olduğunu, gerçek dışı haksız beyanlarla müvekkilinin faaliyetlerinin kötülendiğini, davalıların bu eylemlerini Asliye Ticaret Mahkemesi kararı henüz kesinleşmeden gerçekleştirdiklerini, eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu, bu durumun TTK hükümleri gereği Haksız Rekabet oluşturduğunu beyanla, davalıların eylemlerinin haksız fiil teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin menine, 50.000TL manevi ve 5.000TL maddi tazminatın yayın tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; müvekkilinin “Konu: …” isimli bir duyuru yayınlamadığı gibi … de görev yapmadığını, müvekkilinin dava konusu ilanın yayınlandığı tarihte diğer davalı … … Ltd Şti’nin İstanbul’da bulunan şirket merkezinin çalışanı olduğunu, müvekkilinin şirket temsilcisi yada yönetim kurulu üyesi olmadığı gibi müvekkilinin şirket adına imza yetkisi de bulunmadığını, davalı şirkette imzaya yetkisi olmadığı gibi dava konusu duyuruda adı ve imzası da olmadığını, … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından … yapılan delil tespitinde tespit edilen suç delilleri arasında müvekkilinin adının olduğu herhangi bir duyuru da bulunamadığını, ayrıca davalı …’un savcılıkta verdiği ifadede söz konusu metnin kendisi tarafından hazırlandığını ve müvekkilinin duyurudan haberi olmadığını ikrar ettiğini, bu nedenle müvekkili hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, herhangi bir kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin haksız rekabet kişilik haklarına tecavüz kastı bulunmadığını, talep edilen tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, davacının tazminat talebinin yanı sıra hükmün ilanını da istemesinin mümkün olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalılar …. Tur. Ve İnş. Tic. Ltd. Şti., …, … ve …’un vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; görev ve pasif husumet itirazları bulunduğunu, esasa ilişkin olarak da, taraflar arasında 01/04/2007 tarihli Reklam Yayın Sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafından yayınlanan reklamlarda sözleşmede belirtilen şartalar uygun olarak yayınlar yapılmadığı gibi yapılan yayınlar ile ilgili hesap mutabakatı yapılması amacıyla müvekkili tarafından gönderilen yazıya da davacı tarafından cevap verilmediğini, borçlu olmadıklarının tespiti için … Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını, daanın reddedildiğini, taraflarınca temyiz müracaatı nedeniyle dosyanın Yargıtayda olduğunu, müvekkilleri tarafından davacıya hakaret yada zarar verme kastı ile hareket edilmediğini, aksine iyi niyetli 3.kişilerin ve müşterilerin bilgilendirilmesi amacıyla hareket edildiğini, ancak metne otel çalışanlarının “yanlış ekleme yapması” neticesinde oluşan ve müvekkilinin gerçek iradesini yansıtmayan metnin derhal düzeltildiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesinde aslı dosyaya sunulmayan ve müvekkili şirket yetkilisinin imzasını içermeyen hesap mutabakatı belgesine itibar edildiğini, müvekkili şirketin alınan konaklama hizmetlerini cari hesaptan düşmediğini, sözleşmenin açık hükümlerini yanlış yorumladığını, davacı şirketin maddi ve manevi zararlarına ilişkin taleplerinin varsayıma dayalı olduğunu, dava konusu olayda TTK57 maddesine uyan haksız rekabet durumunun söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin haksızlığa uğradığı kanaati ile ticari bir karar alarak işlettiği otel ve tesislerde davacı şirkete bağlı gazete, dergi satışı yapmayacağını ve tv yayını sunmayacağını internet sayfasında ilan ettiğini, yazıda herhangi bir hakaret kastı ve suç unsuru bulunmadığını beyanla, davanın haksız ve mesnetsiz olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Kapatılan …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2014 tarih ve … Esas, … K. Sayılı kararı ile “…Dava niteliği itibariyle,TTK 56 ve BK58 maddesinde düzenlenen haksız rekabet nedeni ile sorumluluk ve manevi tazminat davasına yöneliktir.
Davacı maddi tazminat yönünden davasını atiye bırakıp, takip etmeyeceğini beyan etmekle, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının manevi tazminat talepleri yönünden TTKnun 56.(Eski 58.madde) maddesi uyarınca haksız rekabet nedeni ile müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik faaliyetleri zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşılaşabilecek olan kimsenin fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin menini, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, beyanların düzeltilmesini, tecavüzün önlenmesini, kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini ve TBKnun 58 maddesindeki (eski 49.madde) şartların varlığı halinde manevi tazminata karar verilmesini talep edebileceğini düzenlemiş olup, davalı … … Şti’nin ve şirketin ortakları ve müdürleri olan …, … ve …’un yönetici olduğu, davalı …’nın ise “Grup Başkanı” olarak çalıştığı ve davalı şirket yönetiminde olan … … adresinde bulunan …’de davacı şirketle aralarında oluşan ticari ilişki nedeni ile davacı şirketin yayınladığı ilanlar nedeni ile ihtilaf çıktığı, davalı şirketin … Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığı, davacı … AŞ’nin de … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında karşı dava açtığı ve yargılama sonucunda dosyamız davalısının menfi tespit davasının reddine, dosyamız davacısı … AŞ’nin davasının kabulune karar verilip, davacının sözleşme gereğince edimini yerine getirdiği ve ilanları yayınlayıp, ibraz edilen gazetelerle birlikte fatura düzenleyerek davalıya tebliğ ettirdiği, davalının reklamları … gazetesinde sözleşmeye aykırı yayınlanmadığı noktasında ispatta bulunamadığı hususunun tespit edip, bu hususun Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği, davalıların gerek şirketin işlettiği otelin “…” web sitesinde “… …” başlıklı duyuru yayınlayıp “…” bir firma olarak sunulduğu, ayrıca davalıların otelin çeşitli yerlerine asılan ve davalı firmanın işlettiği … ismi ve logosu bulunan ve … şeklinde imza attıkları, bilgi aktarımı başlıklı 22.06.2011 tarihli konu “…” adlı duyuruları otelde asarak;
“3 yıl önce ilanlarımızı durdurduk. Hatayı gidermesi için … Gazetesini uyardık. İyi niyetli uzlaşma çabalarımız sonuç vermediği gibi bu süre içinde gazetenin aleyhimize şantaj haberlerini yayınlayarak şirketimizden tehditle para tahsil çalışmalarını sürdürmelerinin yanı sıra yayınlanmamış ilanların faturalarını kullanarak şirketimiz aleyhine icra işlemlerini de içeren hukuki işlemlere başvurduklarını üzüntü ile şahit olduk.
Bir taraftan dini bir cemaate mahsup olduğunu ima ederek dindar olduğunu göstermeye çalışmak, diğer taraftan ise yapmadığı bir işin bedelini şantajla ve çeşitli hukuk yolları ile tahsil etmeye çalışmak, kul hakkı bağdaşmadığı gibi tam bir münafıklıktır.
Şirket yönetimimizin aldığı karar gereği bundan sonra … ve o medya gurubuna bağlı başkaca varsa gazete, dergi ve tv kanallarının da grubumuz şirketlerimedya gurubuna bağlı başkaca varsa gazete, dergi ve tv kanallarının da grubumuz şirketleri bünyesine sorulmayacağını ve bu gruba bağlı finans kurumu ve diğer şirketlerle hiçbir çalışma içinde olmayacağımızın bilinmesini hassasiyetle rica ederim. Yukarıdaki bilgileri grubumuzun müşterileri, misafirleri veya diğer üçüncü şahıslarla paylaşabileceğinizi bildirir” şeklinde duyurular yayınladığı, bu konuda yapılan yargılamada … Sulh Ceza Mahkemesinin 30.03.2012 tarih ve … sayılı kararı ile …’un yetkili genel müdür olarak TCK 125/1 mad gereğince suçu işlediği sabit bulunarak hakaret suçundan hüküm giydiği anlaşılmakla, davalıların davacı ile aralarındaki ticari uyuşmazlığı ve sorunları giderme noktasında hukuk davasına konu uyuşmazlığı ve anlaşmazlığı bahane ederek, davacı şirketin yayın organı … aleyhine gazetenin şantaj haberi yaptığı ve yayınladığı, tehditle para tahsil etme çalışması sürdürdüğü, “Kul hakkı ile bağdaşmadığı gibi dindar olduğunu göstermeye çalışmanın tam bir münafıklıktır” şeklinde davacının onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek şekilde kişilik hakkının zedelenmesine yönelik saldırıda bulunduğu, davalıların internet sitesinde ve otelde yayınladıkları duyurularda ve beyanlardaki isnat ettikleri(tehditle para tahsil etme), şantajla haber yayınlama (dindar olduğunu göstermeye çalışarak tam bir münafıklık) yapmaya dair somut ve olguları ispatlayan maddi deliller bulunmadan, umuma açık ve herkesin ulaşabileceği bir şekilde alenen yayınladıkları belgeler ile hakaret suçunu işledikleri ve bu konuda davalı şirketin genel müdürünün ceza aldığı da açık olup, Anayasanın kişiliğin korunması, Medeni Kanundaki kişilik hakları ve TBKnun 58 maddesi gereğince kişilik hakkının zedelenmesiden zarar gören kişinin uğradığı manevi zarara karşılık, uygun bir manevi tazminat için bir miktar para ödenmesini isteyebileceği hükmü ve TTKnun 56 ve diğer maddelerinde düzenlenen mesleki itibarı nedeni ile ticari faaliyetleri ve diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşılaşacak olan kişilerin manevi tazminat verilmesini isteyebilecekleri hükmü ve TTK 58 maddesi gereğince bilişim aracında yayınlanan ve ilan şeklinde verilen davacı şirketin mesleki itibarını küçük düşürmeye yönelik davalıların eylem ve davranışlarının hukuka aykırı olduğu, davalıların iddia ettikleri hukuki uyuşmazlıkta da Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararda davacının edimlerini yerine getirdiği ve haklı olduğunun ispat edildiği, ceza yargılamasında da davalının genel müdürünün mahkum olduğu, böylelikle davacının manevi tazminat taleplerinin yerinde olduğu, ancak manevi tazminata hükmedilecek para miktarının orantılı ve manevi zararı gidermeye yönelik bir teselli aracı olarak zenginleşmeye sebebiyet vermemesi gerektiği hususları dikkate alınarak, davacının manevi tazminat talebi yönündeki davalarının kısmen kabulu ile bu ilkeler bazında davalılar aleyhine bir miktar tazminata hükmedilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davalı …’nın davalı şirkette hissedar olmadığı, imzaya yetkisinin olmayıp, ilanı yayınlanmadığı yolunda husumet yönündeki iddiası, dosyadaki mevcut delillerle davalı …’nın 23.06.2011 tarihindeki … isimli otele asılan “Grup Başkanı …” ismi ile duyurunun yayınlanması karşısında davalı … bilerek ve isteyerek çalıştığı davalı şirket lehine ve davacı aleyhine bu ilanın yayınlanmasında ve adının geçmesine itiraz etmediği ve ilandan sonra davadan önce bu konuda ilanla ilgisinin bulunmadığına dair gerek davacı şirkete, gerek davalı şirkete, gerekse üçüncü şahıslara yönelik böyle bir bildirimde bulunduğuna dair herhangi bir beyanda bulunduğuna dair delil ibraz etmediği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde belirttiği şekilde davalı .. davalı şirketin grup başkanı olarak çalıştığının beyan edildiğinin açık olup, davalının bu durumun aksini ispatlayacak belge ve delilleri dosyaya ibraz etmediği, davalı ile diğer davalıların eylem ve davranışlarının birlikte hareket iradesiyle bir bütünlük içinde geliştiği sonucuna varılmakla, davalı … dava konusu ilanlarda grup başkanı olarak eylemde bulunduğu ve sorumluluğu olduğu sonucuna varılmıştır.
Anlatılan bütün bu nedenlerle, davacının maddi tazminat taleplerini atiye bırakması nedeni ile bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talepleri yönünden ise davalıların ekonomik sosyal durumları, eylemlerin niteliği ve muhtevası ve davacının kişilik haklarını düzenleyen yasa maddeleri ve mahkeme kararları göz önünde bulundurularak davanın kısmen kabulune yönelik, aşağıdaki gibi hüküm kurulması yolunda mahkememize yasal vedavanın kısmen kabulune yönelik, aşağıdaki gibi hüküm kurulması yolunda mahkememize yasal ve vicdani kanaat gelmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının davalılara yönelik maddi tazminat taleplerini atiye bıraktığı anlaşılmakla, bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının manevi tazminat talepleri yönünden davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, otelin çeşitli yerlerine asılan ve dağıtılan duyuru yönünden takdiren 5.000TL manevi tazminat ve internet ortamında yapılan duyuru nedeni ile takdiren 5.000TL manevi tazminat olmak üzere toplam 10.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,….” karar verildiği,Anlatılan bütün bu nedenlerle, davacının maddi tazminat taleplerini atiye bırakması nedeni ile bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talepleri yönünden ise davalıların ekonomik sosyal durumları, eylemlerin niteliği ve muhtevası ve davacının kişilik haklarını düzenleyen yasa maddeleri ve mahkeme kararları göz önünde bulundurularak davanın kısmen kabulune yönelik, aşağıdaki gibi hüküm kurulması yolunda mahkememize yasal vedavanın kısmen kabulune yönelik, aşağıdaki gibi hüküm kurulması yolunda mahkememize yasal ve vicdani kanaat gelmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalılara yönelik maddi tazminat taleplerini atiye bıraktığı anlaşılmakla, bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının manevi tazminat talepleri yönünden davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, otelin çeşitli yerlerine asılan ve dağıtılan duyuru yönünden takdiren 5.000TL manevi tazminat ve internet ortamında yapılan duyuru nedeni ile takdiren 5.000TL manevi tazminat olmak üzere toplam 10.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,….” karar verildiği,
Kararın davalılar vekilleri tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23/03/2015 Tarih, 2014/19032 Esas, 2015/4006 K. Sayılı ilamı ile, “….1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı … dışındaki davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, haksız rekabetten kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmiş, yine … Sulh Ceza Mahkemesi tarafından yaptırılan tespitte anılan davalının adının bulunduğu herhangi bir ilan bulunmadığı gibi, …. Noterliği’nin … nolu tutanağında … adresinde yayınlanan ilanda da davalının adına rastlanmamıştır. Bu itibarla anılan davalı hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı … yararına bozulmasına …” karar verildiği, dosyanın mahkememizin … Esasına kaydı ile usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunduğu,
Mahkememizin, 17/02/2017 tarih ve … Esas, … K. Sayılı kararı ile “…Mahkememizce yargılaması yapılan davanın 12/07/2016 tarihli duruşmasında taraflarca takip edilmediğinden dosyanın HMK 150/1 maddesi gereğince işlemden kaldırıldığı yasal 3 aylık süre içinde de davanın yenilenmediği anlaşılmakla, HMK 150/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına….” karar verildiği,
Kararın, OHAL kapsamında 668 sayılı KHK ile kapatılan … A.Ş. … yerine 670 sayılı KHK gereğince) davacı Maliye Bakanlığı vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin, 28/03/2019 tarih, 2018/20 Esas-2019/2394 K. Sayılı ilamı ile; “….1- Dava davalıların haksız rekabetinin tespiti, men’i maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizce bozulmuş, yapılan yargılama neticesinde bu kez mahkemece dosyanın müracaata bırakılması ve 3 ay içinde yenilenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Ancak 668 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler İle Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinin 1. fıkrasında Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen … aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olan ..c) Ekli (3) sayılı listede yer alan gazete ve dergiler ile yayınevi ve dağıtım kanallarının kapatıldığının ifade edildiği, 20.07.2016 tarihli ve … sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kararı doğrultusunda, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler kapsamında çıkarılan 03.10.2016 tarih, 675 sayılı KHK ile 7082 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 16/1 maddesi “Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17.08.2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda … ile …Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15.8.2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin beşinci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” ve yine aynı KHK ve Kanun’un 16/3 maddesi ”20/7/2016 tarihli ve … sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine … aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5’nci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.” hükmünü haizdir.
Bu durumda, mahkemece davacı şirketin anılan 668 sayılı KHK kapsamında yer alan şirketlerden olup olmadığının araştırılması, KHK kapsamında olduğunun tespit edilmesi halinde ilgili KHK’lar gereğince davayı takibi için Maliye Hazinesine ihbarda bulunmaksızın davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Ayrıca davalılardan … hakkında verilen önceki hüküm Dairemizin 2014/19032 Esas- 2015/4006 Karar sayılı ilamıyla bozulmuş olup, bu davalı haricindeki davalılar hakkında verilen hüküm kesinleşmiş olmasına rağmen onlar hakkında da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi de doğru görülmeyerek kararın resen bozulmasına….” karar verildiği, dosyanın mahkememizin 2019/404 Esasına kaydı ile usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Dava, TTK 56 ve BK58 maddesinde düzenlenen haksız rekabet nedeni ile sorumluluk ve manevi tazminat davasıdır.
Davacının, maddi tazminat yönünden davasını atiye bırakıp, tüm davalılar yönünden takip etmeyeceğini beyan etmekle, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/19032 E. Sayılı bozma ilamı,toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ile davacının manevi tazminat talepleri yönünden TTKnun 56. (Eski 58.madde) maddesi uyarınca haksız rekabet nedeni ile müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik faaliyetleri zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşılaşabilecek olan kimsenin fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin menini, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, beyanların düzeltilmesini, tecavüzün önlenmesini, kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini ve TBKnun 58 maddesindeki (eski 49.madde) şartların varlığı halinde manevi tazminata karar verilmesini talep edebileceğini düzenlemiş olup, davalı … Şti’nin ve şirketin ortakları ve müdürleri olan …, … ve …’un yönetici olduğu, davalı …’nın ise “Grup Başkanı” olarak çalıştığı ve davalı şirket yönetiminde olan … … adresinde bulunan …’de davacı şirketle aralarında oluşan ticari ilişki nedeni ile davacı şirketin yayınladığı ilanlar nedeni ile ihtilaf çıktığı, davalı şirketin … Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığı, davacı … AŞ’nin de … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında karşı dava açtığı ve yargılama sonucunda dosyamız davalısının menfi tespit davasının reddine, dosyamız davacısı … AŞ’nin davasının kabulune karar verilip, davacının sözleşme gereğince edimini yerine getirdiği ve ilanları yayınlayıp, ibraz edilen gazetelerle birlikte fatura düzenleyerek davalıya tebliğ ettirdiği, davalının reklamları … gazetesinde sözleşmeye aykırı yayınlanmadığı noktasında ispatta bulunamadığı hususunun tespit edip, bu hususun Yargıtay onamasından geçerek kesinleştiği, davalıların gerek şirketin işlettiği otelin “…” web sitesinde “… …’e …” başlıklı duyuru yayınlayıp “…” bir firma olarak sunulduğu, ayrıca, davalılar ….Şti., …,… ve …’un, otelin çeşitli yerlerine asılan ve davalı firmanın işlettiği … ismi ve logosu bulunan ve … şeklinde imza attıkları, bilgi aktarımı başlıklı 22.06.2011 tarihli konu “…” adlı duyuruları otelde asarak;
“3 yıl önce ilanlarımızı durdurduk. Hatayı gidermesi için … Gazetesini uyardık. İyi niyetli uzlaşma çabalarımız sonuç vermediği gibi bu süre içinde gazetenin aleyhimize şantaj haberlerini yayınlayarak şirketimizden tehditle para tahsil çalışmalarını sürdürmelerinin yanı sıra yayınlanmamış ilanların faturalarını kullanarak şirketimiz aleyhine icra işlemlerini de içeren hukuki işlemlere başvurduklarını üzüntü ile şahit olduk.
Bir taraftan dini bir cemaate mahsup olduğunu ima ederek dindar olduğunu göstermeye çalışmak, diğer taraftan ise yapmadığı bir işin bedelini şantajla ve çeşitli hukuk yolları ile tahsil etmeye çalışmak, kul hakkı bağdaşmadığı gibi tam bir münafıklıktır.
Şirket yönetimimizin aldığı karar gereği bundan sonra … ve o medya gurubuna bağlı başkaca varsa gazete, dergi ve TV kanallarının da grubumuz şirketleri medya gurubuna bağlı başkaca varsa gazete, dergi ve TV kanallarının da grubumuz şirketleri bünyesine sorulmayacağını ve bu gruba bağlı finans kurumu ve diğer şirketlerle hiçbir çalışma içinde olmayacağımızın bilinmesini hassasiyetle rica ederim. Yukarıdaki bilgileri grubumuzun müşterileri, misafirleri veya diğer üçüncü şahıslarla paylaşabileceğinizi bildirir” şeklinde duyurular yayınladığı, bu konuda yapılan yargılamada … Sulh Ceza Mahkemesinin 30.03.2012 tarih ve … sayılı kararı ile …’un yetkili genel müdür olarak TCK 125/1 mad gereğince suçu işlediği sabit bulunarak hakaret suçundan hüküm giydiği anlaşılmakla, davalıların davacı ile aralarındaki ticari uyuşmazlığı ve sorunları giderme noktasında hukuk davasına konu uyuşmazlığı ve anlaşmazlığı bahane ederek, davacı şirketin yayın organı … aleyhine gazetenin şantaj haberi yaptığı ve yayınladığı, tehditle para tahsil etme çalışması sürdürdüğü, “Kul hakkı ile bağdaşmadığı gibi dindar olduğunu göstermeye çalışmanın tam bir münafıklıktır” şeklinde davacının onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek şekilde kişilik hakkının zedelenmesine yönelik saldırıda bulunduğu, davalıların internet sitesinde ve otelde yayınladıkları duyurularda ve beyanlardaki isnat ettikleri (tehditle para tahsil etme), şantajla haber yayınlama (dindar olduğunu göstermeye çalışarak tam bir münafıklık) yapmaya dair somut ve olguları ispatlayan maddi deliller bulunmadan, umuma açık ve herkesin ulaşabileceği bir şekilde alenen yayınladıkları belgeler ile hakaret suçunu işledikleri ve bu konuda davalı şirketin genel müdürünün ceza aldığı da açık olup, Anayasanın kişiliğin korunması, Medeni Kanundaki kişilik hakları ve TBK.nun 58 maddesi gereğince kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören kişinin uğradığı manevi zarara karşılık, uygun bir manevi tazminat için bir miktar para ödenmesini isteyebileceği hükmü ve TTKnun 56 ve diğer maddelerinde düzenlenen mesleki itibarı nedeni ile ticari faaliyetleri ve diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya zarar görme tehlikesi ile karşılaşacak olan kişilerin manevi tazminat verilmesini isteyebilecekleri hükmü ve TTK 58 maddesi gereğince bilişim aracında yayınlanan ve ilan şeklinde verilen davacı şirketin mesleki itibarını küçük düşürmeye yönelik davalıların eylem ve davranışlarının hukuka aykırı olduğu, davalıların iddia ettikleri hukuki uyuşmazlıkta da Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen kararda davacının edimlerini yerine getirdiği ve haklı olduğunun ispat edildiği, ceza yargılamasında da davalının genel müdürünün mahkum olduğu, böylelikle davacının manevi tazminat taleplerinin yerinde olduğu, ancak manevi tazminata hükmedilecek para miktarının orantılı ve manevi zararı gidermeye yönelik bir teselli aracı olarak zenginleşmeye sebebiyet vermemesi gerektiği hususları dikkate alınarak, davacının manevi tazminat talebi yönündeki davasının davalılar ….Şti., …,… ve … yönünden davanın kısmen kabulü ile takdiren 5.000-TL manevi tazminat ve internet ortamında yapılan duyuru nedeni ile otelin çeşitli yerlerine asılan ve dağıtılan duyuru yönünden takdiren 5.000-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 10.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davalı … yönünden, iş bu davalı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada Ek Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiği, yine … Sulh Ceza Mahkemesi tarafından yaptırılan tespitte anılan davalının adının bulunduğu herhangi bir ilan bulunmadığı gibi, …. Noterliği’nin … nolu tutanağında … adresinde yayınlanan ilanda da davalının adına rastlanmadığı anlaşıldığından, davacının bu davalı yönünden davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacının davalılara yönelik maddi tazminat taleplerini atiye bıraktığı anlaşılmakla, bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının, davalılar ….Şti., …,… ve … yönünden, manevi tazminat talebinin KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, otelin çeşitli yerlerine asılan ve dağıtılan duyuru yönünden takdiren 5.000-TL manevi tazminat ve internet ortamında yapılan duyuru nedeni ile takdiren 5.000-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 10.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ….Şti., …,… ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Davacının, davalı … yönünden, manevi tazminat talebinin REDDİNE;
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 683,10-TL harçtan, peşin alınan 1.633,50-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 950,40-TL harcın davalılar ….Şti., …,… ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400-TL vekalet ücretinin davalılar ….Şti., …,… ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.400-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalılara verilmesine,
8-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 18,40-TL başvurma harcı + 1.633,50-TL peşin harç toplamı olan 1.651,90-TL’nin davalılar ….Şti., …,… ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yapılan 425,30-TL tebligat-müzekkere yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 38,66 TL’nin davalılar ….Şti., …,… ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı ….Şti.’nin 124,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre, 112,27-TL’sinin davacıdan alınarak davalı ….Şti.’ne verilmesine,
11-Davalı …’nın yapmış olduğu 24,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile temyiz için Yargıtay’a başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır