Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2019/401 Esas
KARAR NO :2021/798
DAVA:Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/12/2018
KARAR TARİHİ:30/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı bankanın … şubesinden 2014-2015 yılında 2.000.000-TL, 2015 yılının sonlarında 5.000.000-TL olmak üzere toplam 7.000.000-TL kredi çektiğini, davalı banka ile anlaşarak yapılandırma yaptıklarını, yapılandırma taksitlerini 12 ay boyunca toplam 1.200-TL kâr paylarından gecikmesiz gününde ödendiğini 13. Ayda ise 260.000-TL çıkması nedeniyle yapılandırma taksitlerinin tamamı ödenmemiş olmasına rağmen 24.000.000-TL mevduatın katılım kârından değişen faiz olaranları ile aylık ödemelerin yapılanmasına devam edildiğini, davalı bankanın; her bir taksit için 60 gün civarında olan ödeme süresinde ödendiğini ama buna rağmen ve bankaların kredilere uyguladığı 90 günlük temerrüde düşme süresini günü dolmadan ivedilikle uygulamaya koyarak temerrüde düşürüp işlem yaptığını, davalı bankanın kredi borcuna mahsuben kredi için rehin gösterilen otelin satış yoluna giderek oteli 5.132.000-TL bedel karşılığında sattığını ve bu satış işleminden sonra hala 4.000.000-TL borcun kaldığını beyan ettiğini, bu miktarda borcun çıkmasının mümkün olmadığını, bu durumun müvekkili ile davalı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinin hükümlerine aykırı olduğunu, bu nedenlerle kredinin yasal süresinde tümerrüde düşüp düşmediğinin tespiti ile düştü ise otel satışından sağlanan gelir ve devamında 24.000.000-TL mevduat hesabından talimatla aktarılan kar payı ödemelerinden sonra kalan kredi borcunun hesaplanarak fazlaya ilişkin ödemeler yapıldı ise faizleriyle birlikte taraflarına iadesini talep ve dava ettiği görüldü.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili bankaya büyük miktarda borçlu olduğunu, borçlarını ödemek yerine borçların tahsili için yapılan takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını icra takibinin …. İcra müdürlüğününde kambiyo yoluna özgü haciz yoluyla icra takibi mevcut olduğunu İcra İflas Kanunu 72/8 gereği yetkisizlik kararı verilerek dosyanın davaya bakmakla görevli ve yetkili İstanbul Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkili bankanın … şubesine husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını husumet yokluğu yönünden davanın reddinin gerektiğini, davacının şikayetinin hukuka, yasaya iyiniyet kurallarına aykını ve haksız olduğunu bu nedenlerle davanın reddini ve davacının takip konusu alacağının %20 sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine hükmedilmesini talep ettiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Genel Kredi Sözleşmesi, ihtarname, icra dosyaları, cari hesap, talimatlar, dekontlar, kredi belgeleri, ticari defter ve belgeler, banka kayıtları ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
… 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/05/2019 T., … Esas, …Karar sayılı yetkisizlik kararı ile mahkememize gelen dosya, mahkememizin 2019/401 esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Dava, davacı (şirket) ile davalı (banka) arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan ve ödenmemesi üzerine hesap kat ihtarı ile başlatılan takiplere ilişkin borçlu olmadığının tespiti ile fazlaya yapılan ödemelerin istirdatı talebidir.
İhtilaf, davacının davalıya borçlu olup olmadığı ve davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup, alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Bankacılık İşlemleri Uzmanı … tarafından hazırlanan 08/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davalı banka … A.Ş.’nin, Davacı asıl borçlu … Ticaret Ltd. Şti’ den olan alacaklarının sarih olduğu,
Davacı asıl borçlunun takibe yaptığı itiraza ilişkin Dava dosyasına herhangi banka ödeme dekontu veya başkaca bir yazılı ödeme belgesi sunmadığı,
Dava dışı taraf …’in Genel Kredi Sözleşmesi’ndeki kefillik şartlarının oluştuğu, kefil … ile Davalı banka arasında, yazılı şekilde ve mevcut ve Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında ileride doğacak geçerli asıl borç için düzenlenen, kefilin sorumlu olacağı azami tutarın, kefalet verilen tarihin ve müteselsil kefil olunduğunun kefil … tarafından kendi el yazısı ile yazıldığı, kefaletin şekil şartlarının geçerli olduğu,
Davalı bankanın Davacı asıl borçludan, 22.09.2017 takip talep tarihi itibariyle 7.449.034,57 TL Asıl Alacağı, 33.450,29-TL Gecikme Tazminatı ve BSMV Alacağı, olmak üzere toplam 7.482.484,86 TL harca esas alacağı bulunduğu…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davalılar vekilinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 28/04/2021 tarihli Bilirkişi ek raporunda; “…Davalı banka … A.Ş.’nin, Davacı asıl borçlu … Ticaret Ltd. Şti’nden olan alacaklarının sarih olduğu,
Davacı asıl borçlunun takibe yaptığı itiraza ilişkin Dava dosyasına herhangi banka ödeme dekontu veya başkaca bir yazılı ödeme belgesi sunmadığı,
Davalı bankanın Davacı borçluya 15.04.2016 tarihinde, 7.277.760,00 TL anapara tutarında 48 ay vadeli taksitli ticari kredi kullandırdığı,
Davalı bankanın, temerrüt ve muacceliyet ihtarına, ödeme tablosunda bulunan ve ihtar tarihi itibariyle henüz vadesi gelmemiş takditlere ait kar paylarını doğmuş alacak gibi ilave edemeyeceği,
Dava dışı taraf …’in Genel Kredi Sözleşmesi’ndeki kefillik şartlarının oluştuğu, kefil … ile Davalı banka arasında, yazılı şekilde ve mevcut ve Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında ileride doğacak geçerli asıl borç için düzenlenen, kefilin sorumlu olacağı azami tutarın, kefalet verilen tarihin ve müteselsil kefil olunduğunun kefil … tarafından kendi el yazısı ile yazıldığı, kefaletin şekil şartlarının geçerli olduğu,
Davalı bankanın Davacı asıl borçludan, 22.09.2017 takip talep tarihi itibariyle 7.966.560,15 TL toplam alacağı olduğu tarafımdan hesaplanmış olup, Davalı tarafında mahrum kalınan kar payı talebi dikkate alınması durumunda; 7.449.034,57 TL Asıl Alacağı (19.740,00 TL Gayri Nakdi Alacak), 33.450,29 TL Gecikme Tazminatı ve BSMV Alacağı, olmak üzere toplam 7.482.484,86 TL harca esas alacağı bulunduğu…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davalılar vekilinin itirazları üzerine, yeniden bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Bankacılık İşlemleri Uzmanı … tarafından hazırlanan 09/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…Tarafımızca yapılan hesaplamalar sonucunda kredi hesabının kat edildiği 20.06.2017 tarihi itibariyle toplam alacak tutarı 10.143.621,76.-TL olarak tespit edilmiş olmakla birlikte, talebe bağlılık ilkesi gereğince hesaplamalarımızda davalı bankanın hesap kat ihtarnamesinde belirtilen toplam tutar olan 10.140.954,21.-TL dikkate alınacaktır.
Dava tarihi itibariyle hesaplanan toplam asıl alacak ve gecikme tutarı hesabı; Hesap kat tarihi olan 20.06.2017 tarihinden ilk davanın açıldığı 26.12.2018 tarihine kadar geçen süre için, kapitalize edilmiş toplam alacak tutarından gecikme hesabı yapılmıştır. Gecikme oranı yıllık %20,18 olarak dikkate alınmış olup, yapılan tahsilatlardan öncelikle hesaplanan gecikme tutarları düşülmüş, kalan bakiye ise asıl alacaktan düşülerek hesaplama yapılmıştır.
Yapılan hesaplamalar neticesinde dava tarihi olan (26.12.2018) itibariyle asıl alacak tutarı; 6.247.978,44.-TL, Gecikme tutarı, 33.097,10.-TL olmak üzere toplam alacak tutarı 6.281.075,54.-TL olarak tespit edilmiştir.
-Davalı bankanın, takip talep tarihi, 22.09.2017 itibariyle;
TOPLAM ALACAK TUTARI: 10.690.083,49.-TL,
-Dava tarihi, 26.12.2018 itibariyle;
TOPLAM ALACAK TUTARI: 6.281.075,54.-TL olarak…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Davalılar vekilince her ne kadar, dava konusu olaya ilişkin kısmi dava açılamayacağı, harcın tamamlattırılması gerektiği belirtilmiş ise de, 6100 sayılı HMK.24/2 maddesi gereğince, hiç kimse kendi lehine olan davayı (tam dava) açmaya zorlanamaz hükmü ve kısmi davanın düzenlendiği HMK’nın 109. maddesinde hükmü gereği, kısmi dava açabilmesi için alacaklının bu davayı açmada korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması şarttır. Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlıkta alacağın tamamının ihtilaflı olduğu, davacının bedelin fazla hesaplandığını iddia edilerek ıslah edilmek üzere şimdilik 50.000-TL. üzerinden davasını ikame ettiği ve kısmi dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmakla davalının talebinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 3. HD. 07/02/2019 T., 2017/11385 E.-2019/876 K., Yargıtay 13. HD. 06/06/2018 T., 2017/2175 E.-2018/6640 K.)
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; İcra dosyaları, taraflar arasında düzenlenen sözleşme,hesap kat ihtarnamesi, ticari defterler, banka kayıtları ile dayanılan diğer deliller bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, davacı ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, imzalanan sözleşme kapsamında davacı şirkete kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine, hesabın kat edildiği ve davacı ve dava dışı kefiller aleyhine icra takipleri yapıldığı, davacı yanca takipten sonra yapılan bir kısım ödemeler sonucunda, davalı bankaya borcunun bulunmadığı ve fazla ödeme yapıldığı ve yapılan fazla ödemenin hesaplanarak istirdatı talep edilmiş ise de, davacının dava tarihi itibariyle, sözleşmeden kaynaklı olarak, davalı bankaya borçlu olduğu ve borcunun sona ermediği anlaşıldığından davacının menfi tespit ve istirdat taleplerine ilişkin davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 853,88-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 794,58-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 7.300-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan 1.000-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır