Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/397 E. 2021/234 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/397 Esas
KARAR NO:2021/234

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/07/2019
KARAR TARİHİ:16/03/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 28/11/2017 tarihinde … Mahallesi … Merkezi No: … …/.. adresinde bulunan … … isimli iş yeri ve iş yeri içesinde bulunan tüm makina ve aletler ile … plakalı aracın satışı için protokol imzalandığı, Protokol ile birlikte davalıya 120.000.00 TL tutarında teminat senedi keşide edilerek teslim edildiği, Protokol içeriğinde el yazısı ile “40.000,00 TL nakit” kaydı düşüldüğü ve davalı tarafından 40.000,00 TL ödeme alındığına ilişkin protokol üzerinde yazılı ödeme kaydı kabul edilerek 80.000,00 TL bakiye senet borcu olduğu iddiasıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı ve ödeme emri gönderildiği, Takibe konu edilen senet bedelinin 57.635,00 TL lik tutar , 8.650,00 TL lik kısmı makbuz karşılığında elden ödeme yolu ve geri kalan kısmı çeşitli bankalar kanalıyla ödendiği, yani müvekkilinin protokole konu edilen ve takibe konulan teminat senedinden kalan borç tutarı; ödeme emrinde yer aldığı gibi 80.000,00 TL değil , 22.365,00 TL olduğu, Takibe konu edilen 57.635,00 TL lik kısmının müvekkili tarafından daha öncesinde ödenmiş olması , takibin devamı işlemleri sırasında müvekkilinin ticari faaliyetlerini etkileyebilecek nitelikte haciz satış ve tahsilat yapılması durumunda telafisi imkansız zararların doğacak olması nedenleri ile yargılama sonuna kadar takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etme lüzumu hasıl olduğunu belirterek; fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkımızı saklı kalmak kaydıyla,
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Öncelikle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile dava sonuçlanıncaya kadar ilgili İCRA TAKİBİNİN TEDBİREN DURDURULMASINA, …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından tanzim edilen icra takibine dayanak senedin 57.635,00 TL’lik kısmı yönünden müvekkilin borçlu olmadığının tespitine ve bu sebeple takibin iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının doğru olmayıp, taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından ilk önce senet bedelinin tamamının ödendiğini iddia ettiğini, davacının …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin…, … karar sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde, müvekkil tarafından davalıya olan tüm borçların ödendiğini, ödeme belgeleri ve dekontların taraflarında mevcut olduğunu, davacı tarafından müvekkiline tüm borcun ödendiğine ilişkin belgelerin sunulamaması ve …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … karar sayılı dosyasında davasının reddedilmesi üzerine bu sefer tüm borcun ödenmediği, borcun bir kısmının ödendiği iddia edilmeye başlandığını, sadece farklı tarihlerde açılmış olan dava dosyalarına konulan dilekçelerindeki beyanları bile ödeme konusunda giderilemez çelişki içerdiğini, iyi niyetli olmadığını, davacının ilk önce tüm borcunu ödediğini iddia ettiğini, sonra 120.000-TL borç için 66.285-TL ödeme yaptığını iddia ettiğini, davacının bu rakamı doğru olsaydı bile 53.715-TL borç kalacakken, 22.365-TL borç kaldığını iddia etmesi gerçek dışı olduğunu, Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı/borçlunun açmış olduğu davası haksız, usule, yasaya ve hakkaniyete aykırı olduğundan tümüyle reddine, davacının icra inkar tazminatı talebinin de reddine; davacının müvekkiline borçlu olduğunun kabulüyle taraflarından açılan icra takibin devamına, takip bedelinin faizi ile birlikte davacıdan tahsiline, davacının haksız ve kötü niyetle yapmış olduğu itirazı nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile davanın reddini talep ettikleri anlaşıldı.
Alınan 01/06/2020 sistem tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; a-Davacı ile davalı arasında 28/11/2017 tarihinde … Mahallesi… Merkezi No: ……/… adresinde bulunan … … isimli iş yeri ve iş yeri içesinde bulunan tüm makina ve aletler ile … plakalı aracın satışı için protokol imzalandığı, Protokol ile birlikte davalıya 120.000.00 TL tutarında teminat senedi keşide edilerek teslim edildiği, Protokol içeriğinde el yazısı ile “ 40.000.-TL nakit, kalan 80.000.-TL altıncı aya kadar ödenecek” notu düşüldüğü, 80.000,00 TL bakiye senet borcu olduğu iddiasıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığı, … tarafından devir bedeline ilişkin olarak iki ayrı fatura düzenlendiği, bu faturaların 25.12.2017 tarih ve 19.352,00.-TL bedelli ve 26.12.2017 tarih ve 448.931.-TL bedelli olduğu, … tarafından incelenmesi üzere ibraz edilen defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapılmış olduğu, kazıntı ve silintiye rastlanmadığı, sahibi lehine delil oma özelliğine haiz olduğu, Banka aracılığı ile davacı tarafından 20.000+10.000+10.000+8.989,50+8.650= 57.639,50.-TL ödenmiş olduğu, Anlaşma sağlanan toplam bedelin 120.000.-TL olduğu, söz konusu Protokol üzerinde el yazısı ile düşülen “ 40.000.-TL nakit, kalan 80.000.-TL altıncı aya kadar ödenecek” notu olduğu ancak 40.000.-TL için ödeme dekontu bulunmadığı, El yazısı ile yazılan bu notun yanında herhangi bir paraf ya da imza yer almadığı, İbraz edilen ve banka aracılığı ile ödendiği görülen bedellerin şirketin kapanışının yapılması sebebiyle davalı yasal defterlerinde yer almadığı, Davalı vekili, davacının ödemesi gereken bedelin gecikmesi sebebi ile keşide edilen faturalardan doğan vergi borcunu ödeyemediğini belirterek, vergi borcunu taksitlendirdiğini belirten vergi borcu yazısını dava dosyasına eklediği, vergi borcu taksitlendirmelere ait ödeme ya da tahakkuklarının da şirket kapanışından sonra olması sebebiyle …’ye ait yasal defterlerde yer almadığı, Devir işlemlerine ilişkin keşide edilen faturaların 2017/12 döneminde olduğu, bu faturaların toplam KDV’sinin 71.433,00.-TL olduğu , Taksitlendirilmiş Vergi borcu yazısına göre, … kodu ile GERÇEK USULDE KATMA DEĞER VERGİSİ’ ne ait 12/2017 dönemi olduğu, bu dönemdeki vergi aslı borcu 45.681,63, 2.025,79.-TL gecikme zammı borcu ve 2.150,19.-TL tecil faizi borcu olabileceği, Davalı yanca yapılan ödemelerin iki tanesinin 30.07.2018 tarihinde olduğu, bu iki ödemenin toplamının 17.639,50.-TL olarak hesaplandığı, diğer ödemelerin ise 18.12.2017 tarihinde gerçekleştirildiği, taraflarca imzalanan protokolün 28.11.2017 tarihli olduğu ve “6. Aya kadar ödeneceği” şerhinden hareketle alacağın muaccel hale geldiği tarihin 2018 yılı haziran ayı olduğu ve buna göre davalının haklı görülmesi halinde talep edilebilecek faizin, 17639,5.-TL geç ödenen anapara için 2.080,13.-TL olabileceğinin hesaplandığının mütalaa edildiği anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, çekten dolayı açılan menfi tespit davasıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı tarafça, davacı aleyhine, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasıyla, 30.06.2018 vadeli 80.000,00-TL bedelli bonoya istinaden, 22.01.2019 tarihli takip talebi ile birlikte kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 26.01.2019 tarihinde davalı-borçluya tebliğ edildiği, dosyada Yasal süresi içerisinde yapılmış bir itirazın olmadığı, 18.07.2019 tarihinde de Mahkememizdeki iş bu menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmaktadır,
Yargılama aşamasında taraf teşkili sağlanarak usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanılmış ve bila tarihli asıl ve ek bilirkişi raporları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; taraflar arasında 28.11.2017 tarihli işyeri devir protokolü yapıldığı, bu protokolün varlığı ya da imzaları konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlığın olmadığı, protokol gereğince 120.00,00-TL teminat senedinin verildiğinin belirtildiği, protokol altında 40.000,00-TL’nin nakit ve kalan 80.000,00-TL’nin ise 6. aya kadar ödeneceğinin ise el yazısıyla protokol altına yazıldığı, davacı tarafça müteadit tarihlerde kısım kısım ödemelere dair banka dekontlarının sunulduğu, davalı-alacaklı tarafça bu ödemelerin cezalara mahsup edildiği yönünde savunma yapıldığı, fakat dosyaya sunulan bilgi ve belgelerde taraflar arasındaki hukuki ilişkide cezai şarta dair yazılı bir kaydın olmadığı, bu sebeple toplam ödemelerin ana para borcundan mahsup edilmesinin gerektiği, davacı tarafça yapılan toplam ödeme miktarı 57.639,50-TL olduğu ancak dava dilekçesindeki taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının, dava konusu edilen bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitiyle birlikte, davacı tarafça kötüniyet tazminatı talebi olmadığından bu hususta bir hüküm kurulmamış, menfi tespit davalarında icra takibinin iptaline karar verilemeyeceğinden takibin iptali yönündeki talebin reddiyle birlikte neticede neticede aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE
1-Davalı tarafından, davacı aleyhine başlatılan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile takibe konu edilen 30.06.2018 vade tarihli ve 120.00,00-TL bedelli bononun, 57.635,00-TL bedeli yönünden, davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2- Davacının icra takibinin iptali yönündeki talebinin reddine,
3-492 Sayılı Yasa gereğince alınması gereken 3.937,04-TL harçtan, peşin alınan 984,27-TL harcın mahsubu ile geriye kalan 2.952,77-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf lehine A.A.Ü.T gereğince taktir olunan 8.292,55-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvurma harcı + 984,27-TL peşin harç + 800,00-TL bilirkişi ücreti + 80,90-TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 1.909,57‬-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davalıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına,
7- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde, kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2021

Katip …

Hakim …