Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/354 E. 2022/807 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2019/354 Esas
KARAR NO:2022/807

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:02/07/2019
KARAR TARİHİ:02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin uzun bir süredir yurt dışı ve yurt içi menşeli her türlü spor ekipmanın satışı ve pazarlamasını ve işletmeciliğini yaptığını; distribütörleri arasında son 5 yıldır dünyada ilk 5’te yer alırken 2016 yılında da ilk 3’e girdiğini; 2008 yılında Türk Olimpiyat Takımının ve Türkiye Voleybol federasyonu resmi ekipman tedarikçisi olduğunu; bu özellikleriyle Türkiye de sporun gelişmesinde katkı sağladığı, Spor cihazları alım satımına dair ticari ilişkiler çerçevesinde borçlu firma ile 10.07.2018 ve 24.07.2018 tarihlerinde sipariş onay formları imzalandığını; bu sözleşme ile ürünlerin satımını eksiksiz ve noksansız olarak teslim edip montajını yapmayı üstlendiğini; söz konusu sözleşmede doğan yükümlülüklerini tamamını gereği gibi ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini; 28.09.2018 tarihli servis, bakım ve onay forma ile de tutanak altına alındığını; borcun zamanında ödenmemesi halende gecikme süresi için uygulanacak olan aylık %5 vade farkı kabul ve taahhüt eder şeklinde taraflar arasında mutabık kalındığını; vade farkı koşulları ile ilgili Yargıtay kararları mevcut olduğunu; davalı tarafın ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, Davalının, vade farkından kaynaklı müvekkil şirket tarafından kesilen 15.11.2018 tarih ve … seri nolu 30.510,27 TL bakiyeli fatura bedelini ödemeden imtina ettiğini; faturanın usulüne uygun tebellüğ edildiğin, itirazı kaydı konulmadan kabul edildi, Konu ile ilgili olarak … 19.Noterliği vasıtası ile 04.01.2019 tarihinde ihtarname çekildiğini; alacağın tahsil edilmemesi nedeniyle ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosya ile icra takibi yapılmış haksız olarak itiraz sonucu takip durduğunu; arabuluculuk görüşmelerinden müspet sonuç alınmadığını, açıklanan nedenle itirazın iptali ile, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda iddia edildiği gibi, vade farkı bulunmadığını; 10.07.2018 tarihli sipariş onay formu ile 3 adet … varlo ürün kodlu 5 adet … … ürün kodlu, 2 adet … recline ürün kodlu, 2 adet … … ürün kodlu 3 adet … ürün kodlu ve 2 adet … sillrnill ürün kodlu spor aletini satın almasının gerçekleştirildiğini; Davacınon bu satın alma işlemine USD para birimiyle fiyat biçtiğini, müvekkilinin gerekli ödemeleri yaptığını; müvekkili şirketin, satın almadan doğan ödemeyi daha önceden gerçekleştirdiğinden, davacı tarafın dilekçesinde bahsettiği vade farkı somut olayda mevcut olmadığını; davacı tarafın … seri numaralı 15.11.2018 tarihli 30.510,27 TL değerindeki bakiye fatura bedelinin müvekkilinin ödemekten imtina ettiği iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu; davacının vade farkı olarak ileri sürdüğü hususun aslında müvekkilinin ödemeyi önceden yapması sonucunda oluşan kur farkı olduğunu, müvekkilinin ödemeyi yapmasının ardından doların artması nedeniyle davacı tarafın bu hususu kendi lehine çevirmeye çalışıp, vade farkı adı altında para tahsil etmeye çalıştığını, vade farkının uygulanması için, yazılı bir sözleşmeyle kararlaştırmaları veya yazılı bir sözleşme bulunması bile vade farkı konusunda taraflar arasında bu yönde alışa gelmiş bir uygulamanın bulunması gerektiğini; Yargıtay içtihadı birleştirme Genel Kurulunun 27.6.2003 tarih ve E.2001/1 K.2003./1 sayılı kararı incelendiğinde, fatura, sözleşmenin ifası ile ilgili olduğunu, faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde, fatura içeriğinin kesinleşeceğini, fatura içeriğinden de anlaşılması gerekenin, sözleşmenin ifasıyla ilgili olarak, faturada yer alması olağan sayılan, malin cinsi veya yapılan işin adedi, türü, bedeli gibi hususlar olduğunu, faturada, “gecikme halinde vade farkı alınır” kaydının bulunması ve bu kayda itiraz edilmemesi, faturada yer almasına rağmen, taraflar arasındaki sözleşmede düzenlenmemiş bir hususa ilişkin kaydın kabul edildiği anlamına gelmediğini, faturanın niteliği itibariyle sözleşme olmadığını; yasal süresi içerisinde itiraz edilmemesinin faturaya sözleşme niteliği kazandırmayacağını; taraflar arasında vade farkına ilişkin herhangi bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin faturadan kaynaklı borcunu 2018 yılı içerisinde vadesinden önce, satıcı- davacı tarafa çek keşide etmek suretiyle ödeme yaptığını; icra takibi başlatmasının nedeni müvekkil edimini ifa etmemesinden kaynaklanmadığını; müvekkilin edimini gereği gibi ifa ettiğini, üstüne düşen ödemeleri çek keşide ederek tamamladığını; ancak müvekkilinin bahsi geçen çeki önceden davacıya vermesi ve ardından dolar kurunun bir anda artması nedeniyle davacı kur farkından dolayı uğradığı zararı hiçbir kusuru ve hatası bulunmaya müvekkile ödetme gayesi içerisinde olduğunu, davacı tarafın teslim ettiği ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin … 32. Noterliğinin 16.01.2019 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile konu hakkında uyarıldığını; davacının taraf telefonlarına dahi cevap vermediğini, karşı tarafın, … 19. Noterliğinin 05.01.2019 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ürünlerde ayıp olmadığını iddia ederek kur farkı alacağını talep ettiğini; iddia edildiği gibi, vade farkından değil kur farkından kaynaklı olduğu açıkça görüldüğünü, davacı tarafın ihtarnamesinde bulunan, “sipariş onay formu kapsamında ödemeniz gereken tutar ile bu tutara ilişkin verdiğiniz TL. ödeme çeklerinde, ödeme tarihinde kur farkının tarafınıza yansıtılacağı” yönündeki açıklamalar yer almaktadır hususu müvekkilin zamanında önce üzerine düşen edim olan ödemeleri yaptığının davacının ikrarı anlamı taşıdığını, davacı tarafın teslim ettiği malların bir kısmının ayıplı olduğunun tespiti adına ….Sulh Hukuk Mahkemesinde … D.İş sayısı ile görülen dosyalarının mevcut olduğunu; icra inkar tazminatına hükmedilecek bir hususun bulunmadığını; ileri sürülen tüm hususların doğruluğunun ispatlanabileceğini belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılan işbu davanın tüm yönleri ile reddi ve takibin iptaline karar verilmesini taleple cevap vermiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Eldeki dava, kur farkından kaynaklı alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili sunduğu 24.12.2019 tarihli dilekçe ile davayı ıslah etmiş ve 30.510,27 TL tutarındaki meblağın sehven vade farkı olarak talep edildiğini, vade farkı talebinin kur farkı olarak kabul edilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 16/06/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davada söz konusu olan çekte, Türk Lirası olarak yapılan ödeme kabul edildiğinden, davacının kur farkı isteyemeyeceği sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 01/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; daha önceki ve bu raporda belirttikleri görüşler doğrultusunda dava konusu olan çekten dolayı davacının, davalıdan kur farkı isteyemeyeceğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 04/04/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre; Mali yönden yapılan hesaplamada, 30.510,27 TL. Kur farkı ve 3.510,77 TL. faiz talep edebileceği mütalaa edilmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/16115 E., 2018/1030 K. 28/02/2018 tarihli ilamında “Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunda ve malın davalıya tesliminde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Diğer yandan düzenlenen sipariş formlarında satış bedeli yabancı para cinsinden belirtilmiş olup, faturalarda da yabancı para cinsinden TL karşılığı olarak düzenlenmiştir. Ayrıca sipariş formlarının 4. maddesinde “Ödeme vadeli (TL) çek ile yapılır ise çek tarihinin günündeki Merkez Bankası Döviz satış kurundan hesaplanır “ 3. maddesinde ise “Satış bedelimiz döviz (USD) cinsindendir. “düzenlemeleri mevcuttur.
Bu durum karşısında TL olarak yapılan ödeme günündeki T.C.M.B. döviz satış kuru belirlenip kur farkı oluşup oluşmadığı saptanarak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde taraflara iadesine, 28/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.” gerekçesi ile sipariş formlarında belirtilen maddelere atıfta bulunarak kararlaştırılan şekilde ödemenin yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının kur farkından kaynaklı alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi yaptığı, takibe itiraz edilmesi üzerine eldeki davanın açıldığı, dosyaya sunulan sipariş onay formlarında “sipariş onay formuna istinaden alınan çekler TL olarak alındığı takdirde bu çeklere karşılık tahsil günündeki oluşacak kur farkları Merkez Bankası alış kuru üzerinden değerlendirilecek olup, satıcı tarafından her yıl sonunda oluşacak kur farkları alıcının cari hesap kayıtlarına yansıtılarak tahsil edilecektir” düzenlemesinin mevcut olduğu, bu düzenlemeye göre davacının kur farkı isteyebileceğinin davalı tarafça da kabul edildiği, bilirkişi heyetinden alınan 04.04.2022 tarihli rapor ile davacının isteyebileceği kur farkı tutarının 30.510,27 TL olarak hesaplandığı, sipariş onay formlarını imzalayan davalının bu formlarda belirtilen kur farkına ilişkin düzenlemeler kapsamında davacıya kur farkı ödemesi gerektiği kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiş, alacağın likit olduğu gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile davalının …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 30.510,27-TL asıl alacak ve icra takibinde talep edilen faiz oranı üzerinden devamına,
2-Kabul edilen alacağın %20’si oranında 6.102,05-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2.084,15 TL. harcın peşin harçtan mahsubu ile bakiye‭ 1.563,11‬ TL. harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 44,40 TL başvurma harcı ve 521,04 TL peşin harç toplamı olan 565,44‬‭ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ‭2.222,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin tamamının davalıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,
8-Artan avansın ilgilisine iadesine,
Davacı ve Davalı vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır