Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/301 E. 2019/1200 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/301 Esas
KARAR NO: 2019/1200

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/09/2015
KARAR TARİHİ: 02/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 25/09/2015 tarihli verdiği dilekçesi özetle;
Davacı … 26/02/2014 tarihinde …A.Ş ile Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Çerçevesinde Sözleşmesi imzalayarak… nolu hesabını açtığını, kaldıraçlı alım satım işlemlerini düzenlenme yetkisi 2499 sayılı eski Sermaye Piyasası Kanununun 30. Maddesine 13/02/2011 tarihinde eklenen bir hükümle Sermaye Piyasası Kuruluna verildiğini, SPK bu faaliyet alanını 27/08/2011 tarih ve 28038 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Seri: V, No:125 tebliğ ile düzenlendiğini, Sermaye piyasası aracı kurumların bu faaliyeti yürütme yetkisi ise 2012 yılı başından itibaren verilmeye başlandığını, dolayısıyla kaldıraçlı alım satın işlemlerini düzenlenmiş bir alanda yapabilme imkanı ancak yaklaşık 3 yıllık bir sürede mümkün olacağını, ilgili tarihte yürürlükte olan Seri Ve, No:… Tebliğ’in 6. Maddesinde izin verilen maksimum kaldıraç oranı 100:1 olduğunu, bu maksimum oran 01/07/2014 tarihinde yürürlüğe giren III-37.1 sayılı Tebliğ’de de aynı kaldığını, buna göre bir yatırımcı aracı kuruma yatırdığı 1 birimlik öz kaynak için, yatırım yapmak istediği kıymette maksimum 100
birimlik alım/satım pozisyonu alabilmekte olduğunu, bu kaldıraç etkisi nedeniyle ilgili kıymetteki değer artış ve azalışları da yatırımcının başlangıçta yatırdığı öz kaynağı artış miktarının 100 kat kadar artırmakta veya azaltmakta olduğunu, kaldıraçlı alım satım işlemlerini hisse senedi alım satımına aracılık gibi diğer sermaye piyasası faaliyetlerinden ayıran temel özellik aracı kurumların bu işlemlerde aracılık hizmeti vermelerinin yanında, bu hizmetlere taraf da olabilmesi gerektiğini, kaldıraçlı alım satım işlemleri hesabının açıldığı … SPK’ca verilen 16/04/2012 tarih ve 9 sayılı Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri yetki belgesine sahip olduğunu, yürütüldüğü faaliyet aracılık değil işlemelere taraf olma müşterileri ile bizzat alım satım işlemleri yaptığını, kaldıraçlı alım satım işlemlerinin yukarıda örneği verilen riskli yapısı ve taraflar arasındaki açık çıkar çatışması nedeni ile SPK bu işlemlerin detaylı ve bu ilişkide zayıf konumda olan müşterileri koruma gayreti içerisinde düzenlendiğini, bunlar arasında kontrol sistemi kurma, risk ölçüm mekanizmalarını kurma, anlık olarak fiyatlardaki değişimleri dikkate alarak müşteri bazımda oluşan riskleri kontrol edebilecek, gerekli teminatları hesaplayabilecek ortaya çıkan risklere karşı müşterilerin uyarılmasını sağlayacak bilgi işlem altyapısı oluşturma, lisanslı personel çalıştırma sayılabileceğini, bilgi işlem alt yapısının sunulacak hizmete nazara yeterli düzeyde olması ve kesintisiz çalışmasının hayati önemde olduğunu, davacının kaldıraçlı alım satım işlemleri hakkında yeterli bilgi ve deneyime sahip olmadığını, bu nedenle her ne kadar işlemlerini daha çok internet üzerinden yapıyor olsa da çeşitli gerekçelerle pek çok defa …’ı telefondan aramak durumda kaldığını, söz konusu telefon görüşmelerinde Aracı Kurum’un müşteri temsilcileri gerekli lisansları ve Davacı ile Aracı kurum arasında imzalanmış bir yatırım danışmanlığı sözleşmesi olmamasına rağmen yönlendirici nitelikte yorum ve tavsiyelerde bulunduğunu, … müşterisini bilgilendirme, müşterilerinin risk ve getirici tercihleri hakkında yeterli bilgiye salip olma, aldıkları riskler karşısında uyarma, müşterileri işlem yaptıkları piyasalar hakkındaki bilgisizlik ve tecrübesizliklerinden yararlanmama, müşterilerinin çıkarını ve piyasasının bütünlüğünü gözeterek dürüst davranma, müşterileriyle olan ilişkilerinde çıkar çatışmalarını önlemeye çalışma, yatırımcıyı korumaya ilişkin düzenlemeler ile müşteriyi ilgilendiren tüm konularda yeterli bilgilendirme ve şeffaflığı sağlama, yatırım danışmanlığı düzenlemelerine uyma ve benzeri hiçbir yasal yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının …’ın mevzuata aykırı şekilde üstlenmesine neden olduğu yüksek riskler nede ile sürekli olarak hesabına ek teminat yatırmak durumunda bırakıldığını ve nihayetinde ciddi tutarda nakit varlığının hukuka aykırı bir şekilde kaybedilmesine neden olduğunu, müvekkilinin uğradığı zararın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesi amacıyla davanın açıldığını, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla zarar tutarlarının şimdilik 10.000 TL tutarındaki kısmının hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ile dava açtığı anlaşıldı.

DELİLLER VE GEREKÇE
Mahkememizin 11/04/2018 tarih … E. …K.sayılı kararında ” Uyuşmazlığın niteliğine göre dava tarihi nazara alınarak davanın Tüketici Mahkemesinde açılması gerektiği Mahkememizin GÖREVSİZ olduğu anlaşılmakla HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE DAVANIN USULDEN REDDİNE, ” kararı verildiği, verilen karar davalı vekili 01/08/2018 tarihli dilekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak davanın usulden reddine ilişkin dilekçe ibraz ettiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesinin 08/05/2019 tarihli … E. … K.sayılı ilamında” İstanbul…Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/04/2018 tarih ve … Esas – …Karar sayılı görevsizlik kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve yargılamaya devam etmek üzere dosyanın görevsizlik kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,” içtihadında bulunduğu,
Dosya mahkememize gelerek … Es. Kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu,
Bilirkişi Prof. Dr. …’un 23/10/2017 tarihli vermiş oldukları raporlarında “..davacı müşteri ile davalı aracı kurum arasında sözleşmesel bir ilişki bulunduğunu, sözleşmenin Kaldıraçlı Alım Satım İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi olduğunu, kaldıraçlı işlemlerin kaldıraç etkisi nedeniyle ve karmaşıklığı sebebiyle çok riskli fınansal işlemler arasında yer aldığını, bu riskin genel olarak herkesçe malum olduğu gibi davalı tarafından da bu riskin büyüklüğü ve tehlikesi hakkında bilgilendirildiğini, riskler konusunda hukuki yardım ve destek yükümlülüğünün bulunduğunu, bilgilendirme formunun sözleşmenin bir parçası gibi sunulmasının içeriğindeki hukuki açıklamalara bir halel getirmeyeceğini, kaldı ki davacının 9 ay boyunca forex işlemi yaptığı dikkate alındığında bu işlemlerde risk konusunda bilgilenmenin ötesinde ilk işlemlerden sonra tecrübe sahibi de olduğunu, açık pozisyonların ters işlemlerle kapatılmasına ters işleme de teminat aranmasının ortada teminata tabi bir açık pozisyon kalmayacağından teminat aranması mantığına aykırı olduğunu, kaldıraç ve teminat oranlarının sözleşme hürriyeti çerçevesinde değiştirilebileceğini, kaldı ki teminatın açık pozisyonlar karşısında yetersiz olması halinde müşterinin kendiliğinden ek teminat yatırma yükümlülüğünün bulunduğunu” sonuç ve kanaatine varıldığı mütala edildiği anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık, forex, kaldıraçlı işlemler sebebiyle açılan maddi tazminata ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, taraflar arasında kaldıraçlı alım satım çerçeve sözleşmesinin imzalandığı, davacının, davalı aracılığıyla kaldıraçlı işlem piyasasaında işlemler yaptığı akabinde de Mahkememizde zararının tazmini için iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraflarca usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanılmış, dava dosyamız uzman bilirkişiye tevdii edilerek uyuşmazlıkla ilgili olarak rapor tanzimi istenilmiş olup tanzim edilen 26.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda, 08.09.2014 tarihinde 5 milyon ve 4.980.000 büyüklüğündeki 2 aedet GBP/USD pozisyonunun zarar durdur seviyesini geçmesine rağmen kapatılmamsına ilişkin, mevzuatta, emirlerin aracı kurum tarafından birleştirilerek piyasaya iletilemeyeceğine ilişkinbir hüküm olmaması, aracı kurumun bilgi işlem altyapısının mevzuatta belirlenen asgari standartlara uyum sağlamış olması ve 01.10.2014 tarihi itibariyle aracı kurumun iyiniyetli olarak buradaki sakıncaları kabul edip sisteminde iyileştirme yapmış olması sebebiyle anlık ve istisnai olarak piyasada, aracı kurumun kontrolünde olmayan emirlerin, gecikmeli olarak eşleşmesi sebebiyle aracı kurumun sorumluluğunun olmadığı, döviz büfesi işletip 2011 yılından itibaren piyasalarda işlem yapan davacının bilgisiz olamayacağı belirtilmiştir.
23.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda da bu tip işlem piyasalarında işlem yapma konusunda davalı kurum tarafından davacının bilgilendirildiği, sistemin içerisinde riskler barındırıp bu riskin davacı tarafından kabullenildiği, bu durumun da sözleşme hürriyeti çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler hepbirarada değerlendirildiğinde; aynı yöndeki bilirkişi raporlarıyla belirtildiği üzere, forex, kaldıraçlı işlem piyasalarında işlem yapan davacının, bu sistemin risklerini göze alarak bu piyasalarda işlem yapması, davalı aracı kurumun işlem altyapısının mevzuattaki standartları karşılaması, bu tip işlem piyasalarında işlem yapmanın, sistem gereği büyük riskler barındırması, davalı kurumun bilgilendirme yükümlülüklerini yerine getirmesi, davacının mesleği ve işlem yaptığı süre dikkate alındığında iddialarını destekler nitelikte haksızlığa uğradığının ispatlanamaması hususları birarada değerlenderilmekle, davacının davasının reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 44,40 TL harçtan 170,78-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 126,38-TL harcın talep ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı taraf lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalının sarf ettiği yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,

Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.