Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/299 E. 2019/1454 K. 20.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/299 Esas
KARAR NO: 2019/1454

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 19/09/2011
KARAR TARİHİ: 20/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili mahkememize verdiği 19/09/2011 havale tarihli dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu’nun 05.03.2009 tarih, 09-09/187-56 ve 09-09/187-57 sayılı kararlarına istinaden Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kredi, kira gibi aynı ve şahsi sözleşmelerinin rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağını, bu tür anlaşmaların varlığı halinde beş yılı aşan süreler bakımından 2002/2 sayılı tebliğden tanınan muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının kamuoyuna bildirildiğini, sözü edilen kararlar ve duyuruya göre akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kira gibi aynı ve şahsi sözleşmelerinden; 18.09.2005 tarihinden sonra olanların 18.09.2010 tarihine kadar grup muafiyetinden yararlanabileceklerini, 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin süreleri ne olursa olsun yapıldıkları tarihten itibaren ilk beş yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceğini, beş yılı aşan süreler bakımından tebliğde belirtilen muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının belirlendiğini, buna göre sözleşmelerin yukarıda belirtilen süreleri aşan kısmının 4054 Sayılı Kanunun 4.maddesine aykırı hale gelmekte ve aynı kanunun 56. maddesi gereğince geçersiz sayıldığını, aynı kanunun 56.maddesinde BK’na yapılan gönderme gereğince sözleşmelerin geçersiz kalan süresine ilişkin olarak yerine getirilmiş edimlerin geri istenmesi konusunda BK’nun sebepsiz zenginleşme halinde iadenin kapsamını belirleyen 63 ve 64. maddelerinin uygulanacağını, buna ilişkin Yargıtay içtihatlarının mevcut olduğunu, başta geçerli olup sonradan geçersiz hale gelen bir sebebe dayanarak ifa edilmiş edimlerin karşılıklı ve eksiksiz iadesi, denkieştirici adalet düşüncesine dayandığını, hakkaniyetin ve adaletin gereği olduğunu, sebepsiz zenginleşenin sürekli temerrüt halinde bulunması nedeni ile alacaklının ayrıca bir ihtarda bulunması gerekmediğini, müvekkili şirketin, taraflar arasındaki sözleşme 18.09.2010 tarihine kadar Rekabet Kurumu’nun 2002/2 sayılı tebliğinde yer alan muafiyetten yaralanabildiğini ve bu tarihten sonra 27.06.2005 tarihinde 38.250,00 TL intifa ivazı ödemesi yaptığını, anlatılan nedenlerden dolayı; müvekkili şirketin intifa süresinin tamamını nazara alarak …’ye ödediği intifa ivazının geçersiz ve müvekkili şirket tarafından kullanılamayacak intifa sûresine karşılık gelen 24.275,71 TL kısmının davalıya yapılan ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV si ile birlikte davalılardan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesini, söz konusu bedelin ve müvekkili şirketin bu bedelden yoksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların karşılığı 35.511,21 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV si ile birlikte tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili mahkememize verdiği 26/12/2011 havale tarihli dilekçesinde özetle; açılan davanın 22.331,12 TL’lik kısmını kabul ettiklerini, ancak kalan miktar yönünden açılan davanın reddini talep ettiklerini, davaya konu alacak miktarının davacı şirketin göndermiş olduğu BK 103126 seri numaralı 22.332,13TL miktarlı 09.12.2010 tarihli fatura ile kendisine tebliğ edildiğini, kolaylığın sağlanması halinde bunu ödemeyi hazır olduğunu, bu nedenle davanın reddini, yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava niteliği itibariyle, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre intifa sözleşmesine dayalı iade ve alacak davasıdır.
Ekonomist Öğretim Üyesi …, akaryakıt sektörü uzmanı… ve Mali Müşavir …tarafından düzenlenen 30/10/2012 tarihli bilirkişi raporu va 03/10/2013 tarihli ek raporuna göre; davacı şirketin 2005 yılına ait ticari defterlerinin davacı lehine delil vasfına haiz olduğu ve usulune uygun tutulduğunu, 22.03.2005 tarihinde …köyü 1731 parsel 4324,28m2lik tarlanın tamamının davalı … adına iken bu kerre, intifa hakkının seneliği 2.600TL bedel ile 15 yıllığına toplam 39.000TL bedelle …AŞ’ye intifa hakkı tesis edildiğini, Rekabet Kurumu’nun 12.03.2009 tarihinde yayınladığı genelge ile taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve bağlantı kredi ekipman vs.sözleşmeleri uzun süreli kira ve intifa hakkı tanınması gibi şahsi ve ayni hakların 4054 sayılı Rekabet Kanunun 5.maddesi gereğince Rekabet yasağı kapsamında değerlendirileceğini ve 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmeler süreleri ne olursa olsun 5 yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanacağının ve 5 yılı aşan süreler bakımından 4054 sayılı kanunun 56.maddesine göre daha önce yerine getirilmiş edimlerin geri istenmesi halinde tarafların iade borcunun BK 63 ve 64 maddesine tabi olacağının belirtildiğini, bu durumda taraflar arasındaki intifa ve işleticilik sözleşmesinin hukuki ve iktisadi ilişki bütünlüğü ile dikey anlaşma olduğu sonucuna varıldığını, başlangıç tarihinin 22.03.2005 tarihi olup bu anlaşma 18.09.2005 tarihinden önce akdedildiğinden tanınan grup muafiyetinin 18.09.2010 tarihine kadar yararlanabileceğini, bu tarihten itibaren intifa hakkının konusuz hale geldiğini ve fiilen sona erdiğinin görüldüğünü, davacının 27.06.2005 tarihinde davalıya 22.03.2020 tarihine kadar devam edeceğini düşündüğü intifa sözleşmesine istinaden 38.250TL intifa ivazı ödemesi yaptığını, davalıya bu ivazı peşin ödediğini, bu durumda davacı şirket tarafından kullanılmayan intifa süresine karşılık gelen net tutarın 24.253,33TL olup, TUİK tarafından TÜFE, ÜFE verilerine göre dava tarihindeki fiyat düzeyine göre güncelleştirilmiş tutarın 39.771,87TL olarak hesaplandığını, TCMB avans faizi kullanılarak hesaplanan alacak tutarının 57.590,03TL olduğunu, buna KDV eklenmesi halinde 63.594,64TL olacağının hesaplandığı sonuç ve kanaatine vardıkları görülmüştür.
Tarafların ilk rapora itiraz etmeleri üzerine bu itirazları dikkate alınarak bilirkişi heyeti değiştirilmiştir.
Hukukçu bilirkişi Yard. Doç. Dr. …, akaryakıt sektörü uzmanı … ve Mali Müşavir … tarafından düzenlenen 28/02/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacıya ait ticari defterlerin usulune uygun tutulmuş olup, tasdiklerinin mevcut olduğunu, davacı şirketin davalıya ödediği intifa ivazının kullanılmayacak süresine karşılık olarak 24.275,71TL kısmının davalıya yapılan ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDVsi ile birlikte davalılardan tahsilinin ve müvekkiline ödenmesi ile söz konusu bu bedelden yoksun kalması nedeni ile uğradığı ekonomik kayıtların karşılığı 35.511,21TLsinin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDVsi ile birlikte davalıdan alınmasına yönelik talepte bulunduğu, kullanılan süreye ait intifa bedelinin hesaplanmasında davacının 27.06.2005 tarihinde ödemiş olduğu 38.250TL tutarlı intifa bedelinin kalan 1691 günlük süreye isabet eden tutarının 24.245,71TL olduğunun hesaplandığını, davacı tarafın kullanılmayacak süresine karşılık gelen 24.245,71TLye ilişkin olarak işlemiş faiz ve faizin KDVsi olarak toplam 63.570,66TL talep edebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını, davacının davalının elde ettiği tüm semerelerin karşılığı olan talep edilen 35.511,21TL hesaplaması üzerinde TUİK ÜFE-TÜFE verilerine göre 36.815,85TL, Amerikan Doları kurlarındaki değişime göre ise 32.604,99TL olup, hesaplamaların ortalaması olarak 34.761,92TL olarak bulunduğunu, 18.09.2010 tarihi itibariyle rekabet kurulu kararına göre intifa hakkının fiilen sona erdiği ve tapu sicilinden terkinin gerekeceğini, 4054 sayılı yasanın 56.mad gereğince geçersiz hale gelen intifa süresinin geriye kalan süresinin 3473 gün olduğunun ortaya çıktığını, davacının 15 yıl süresince bu akaryakıt istasyonunda satacağı akaryakıt ürünlerinden elde edeceği gelirleri teminat altına almak adına söz konusu 15 yıl süreli intifa hakkının tesis edildiğinin anlaşıldığını, akaryakıt dağıtım şirketlerinin bu şekilde sözleşme sürelerini teminat altına aldıklarının, Rekabet Kurulu kararı ile bu sürelerin kısaltılmasından dolayı geriye kalan kısmının sebepsiz kaldığı ve davalı yanın bu miktarı iade borcunun doğduğunu, denkleştirici ilkeye göre intifa bedelinin bir para alacağı ve iyi niyetli sebepsiz zenginleşme olacağı hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, buna göre davacı şirketin kullanmadığı bakiye intifa süresine kıstelyevm usulu hesaplama sonucunda 27.06.2005 tarihinde ödemiş olduğu 38.250TL tutarlı intifa ivaz bedelinin davacı şirket tarafından kullanılmayacak süresine karşılık gelen miktarın 24.245,71TL olduğunu ve bunun işlemiş faiz ve faizin KDVsi olmak üzere 63.570,66TL edebileceğini, söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalının yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının 34.761,92TL semere elde edeceğinin hesaplandığı ve davacı yanın alacağına 3095 sayılı yasanın 2.maddesine göre değişen oranlarda avans faizi talep edebileceği sonuç ve kanaatine vardıkları görülmüştür.
Mahkememiz 05/05/2014 tarihli duruşmasında “Davacının davasının Kısmen Kabul, Kısmen Reddi ile; 24.245,71TL intifa ivaz bedeli ile denkleştirici ilkeye göre hesaplanan 34.761,92TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine” kararı verilerek dosyamız Yargıtay 19.Hukuk Dairesi 2016/14623 Esas 2017/6428 Karar 28/09/2017 tarihli ilamı ile (1)Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
(2)Dava konusu intifa hakkı 24.11.2010 tarihinden terkin edilmiştir. Kalan süreye tekabül eden intifa ivaz bedeli ancak terkin tarihinden itibaren talep edilebilir. Bu sebeple mahkemece davalının davanın 22.332,13 TL’lik kısmını kabul ettiği gözetilerek intifa hakkının terkin tarihi esas alınarak kalan süreye tekabül eden intifa ivaz bedeli açısından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, 18.09.2010 tarihinden itibaren yapılan hesaplamaya göre intifa ivaz bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmadığı gibi, anaparanın peşin ödemesi nedeniyle güncellenmiş değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi de isabetsizdir.

SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ” kararı verilerek dosyamız … Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememiz 30/10/2019 tarihli duruşmasında davacı vekilinin sulh olduklarını beyan ettiği görülmüştür. 20/11/2019 tarihli duruşmasında davacı vekilinin beyanını tekrarladığı, davalı vekilinin sulh protokolü çerçevesinde karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediği beyan etmiştir.
Davacı ve davalı vekillerinin beyanları dikkate alınarak taraflar sulh olduğundan konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraflar sulh olduğundan konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin olarak alınan 909,15 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 864,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Tarafların vekalet ücreti talebi bulunmadığından lehlerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Tarafların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdığı gider avansından arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza*

Hakim …
e-imza*

* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.