Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/284 E. 2022/318 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/284 Esas
KARAR NO :2022/318

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:31/10/2018
KARAR TARİHİ:10/05/2022

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 24/10/2016 tarihinde D-20 karayolu … … Askeri Kışlası önünde meydana gelen kazada davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile İstanbul’dan…’ya gitmek üzere … Cep otogarından yola çıktığı ve … kavşağını geçip … Askeri kışlasının önüne geldiği esnada sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile sola dönüş yapması ve diğer sürücü …’ında aracın hızını aracının teknik özelliklerine görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamasından dolayı diğer araca çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazada müvekkilinin … plaka sayılı araçta yolcu konumunda olduğunu ve herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, meydana gelen kazada kazaya sebep olan …’ın kusurlu olduğunu, müvekkilinin malul kaldığını belirterek davaya konu trafik katasına karışan ve davalı …A.Ş adına kayıtlı bulunan … plaka sayılı aracın devir ve temlikinin önlenmesi için tensiple birlikte trafik kaydı üzerine dava sonuna kadar ihtiyati tedbir kararı konulmasını, 15.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 24/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı … … Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı araç müvekkili tarafından 06/02/2016 – 21/09/2016 başlangıçlı … nolu ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığını, ceza dosyası ve varsa kusur durumunu gösteren bilirkişi raporu celp edildikten sonra kusur durumlarının tespiti için dosyanın ATK ya sevkini talep ettiklerini, davacının sosyal ve ekonomik durumlarının ve hangi sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olduğunun tespit edilmesi gerektiğini, davacının sosyal güvenlik kuruluşlarından herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, talep edilen manevi tazminat tutarına da itiraz ettiklerini, kazanın meydana geliş biçimi, maluliyet oranı, davacının sosyal ve ekonomik durumları gibi somut veriler göz önüne alındığında talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı …A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı …’in dava ehliyetine tahip olmadığından dolayı davanın dava şartı yokluğu sebebi ile reddi gerektiğini, dava ehliyeti kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usuli işlemleri yapabilme ehliyeti olduğunu, huzurdaki dava ikame edilmeden önce davacı tarafından ilgili sigorta şirketlerine yazılı başvuru yapılmadığından dava şartı yokluğu sebebi ile davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafından davayı ikame etmeden önce sigorta şirketlerine yazılı olarak başvurduğuna dair hiçbir beyan ve belge sunmadığını, davacı kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava kapsamında zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacıların ikame ettiği dava konusu manevi tazminat talebinin haksız olduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, davacının dava dilekçesinde 24/10/2016 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otobüsün …’in sevk ve idaresindeki plakalı kamyonete çarptığını, bu kazaya sürücü …’ın kusuru ile sebebiyet verdiğini, diğer araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun olmadığını belirttiğini, bu durumun gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Davalı …tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE:
…. Asliye Hukuk Mahkemesinin… ve 09/04/2019 tarihli kararı ile “…… Sigorta … A.Ş’ye ait aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olup, manevi zararları belirli sınırlar dahilinde güvence altına almıştır. Sigorta Hukuku, Ticaret Kanunu’nda düzenlendiği için … … Şirketi’ne yönelik dava, mutlak ticari dava niteliğindedir (6102 SY madde 4,madde5).Her ne kadar diğer davalılarla ilgili davanın genel mahkemelerde görülmesi gerekmekte ise de; birden fazla davalının, birden fazla görevli mahkemenin bulunduğu ve davalıların ihtiyari dava arkadaşı oldukları durumlarda yargılama özel mahkemede yapılmalıdır…” gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği görüldü.
Dosya Mahkememize gelerek 2019/284 Esas sıra numarasına kaydı yapıldığı ve yargılamaya devam olunduğu görüldü.
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava; trafik kazası nedeniyle 6098 sayılı TBK’nın 56.maddesinde maddesinde düzenlenen manevi zararların tazminine ilişkindir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğudur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun (KTK) 91/1’inci maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanunun 85/1’inci maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı belirtilmiş, anılan Kanununun 85’inci maddesinin son fıkrasında maddesinde ise,“ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. İşleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten ve teşebbüs sahibi sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin, sorumluluktan kurtulması veya sorumluluğun azaltılması başlıklı 86. maddesi ”İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” hükmünü içerir. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşın, meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görendedir.
TBK 50.maddesi ”Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmünü içermektedir.
Taraflar arasındaki ihtilaf tazminata esas kusur oranı, yetkili mahkeme, zamanaşımı, maluliyet noktalarında toplanmaktadır. Manevi tazminatı belirlemek amacıyla maluliyet oranı ve kusur oranı tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerden olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
Maluliyete İlişkin ATK Ön Raporunda bir kısım eksikliklerin tamamlanması istenerek dosya iade edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 20.04.2021 tarihli celsede müvekkilinin maluliyetinin olmadığını ve yeniden rapor alınmasına ilişkin ara karadan dönülmesini talep etmiştir.
Mahkememizce kusura ilişkin alınan ATK raporunda sonuç olarak; ”A) Sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonet ile sola dönüş manevrasını sol şerit üzerinden yolun soluna yanaşarak nizami bir şekilde gerçekleştirmesi gerekirken anılan bu hususlara riayet etmeyip, nizamlara aykırı bir şekilde yolun sağından kontrolsüz bir şekilde sola doğru dönüşe geçip, sol gerisinden düz seyirle gelmekte olan davalı sürücü idaresindeki otobüsün kısa mesafeden seyir yolunu kapatmasıyla bu aracın sadmesine maruz kaldığı anlaşılmakla meydana gelen olayda kusurludur. B) Davalı sürücü …sevk ve idaresindeki otobüs ile seyir halinde iken U dönüşü yapmak üzere yolun sağından nizamlara aykırı şekilde sola doğru dönüşe geçerek kısa mesafeden seyir yolunu kapatan sürücü … idaresindeki kamyonete karşı mevcut mahal şartları ve olayın oluş şekli itibariyle alabileceği herhangi bir önlemin bulunmadığı anlaşılmakla meydana gelen kazanın oluşumunda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. Sürücü …’ in %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Davalı sürücü …’ ın kusursuz olduğu ” mütalaa edildiği anlaşıldı.
….Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından 04.01.2022 tarihinde verilen cevapta dosyanın halen derdest olduğu belirtilerek dosyadaki bilirkişi raporu gönderilmiştir. Dosyadaki İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan raporda … plakalı araç sürücüsü …’in sola dönüş kuralını ihlal ettiği ve birinci derecede (% 60) kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü davalı sürücü …’ın aracın hızını aracın teknık özellikleriyle görüş, yol, hava ve trafık durumunun gerektirdiği şartlara göre uydurmadığından ikince derecede (%40 ) kusurlu olduğu mütaala edilmiştir.
Mahkememizin 28.12.2021 tarihli celsesinde davacı vekili yeniden rapor alınması taleplerinin olmadığını dosyanın mevcut hali ile karara çıkarılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından kusura ilişkin ATK raporuna ceza dosyasından alınan bilirkişi raporunda davalı …’a kusur izafe edildiği belirtilerek itiraz edilmiş, mahkememiz 10.01.2022 tarihli 2 numaralı ara kararı ile … trafik kürsüsünden oluşacak 3 kişilik heyetten kusura ilişkin rapor alınmasına, bilirkişilere 700 er TL’den 2.100 TL ücret takdirine, ücretin 2 hafta içerisinde yatırılmaması halinde dosya kapsamına göre karar verileceği ihtar edilerek davacı vekiline tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili tarafından 29.03.2022 tarihli dilekçesi ile kusur değerlendirmesinin savcılık dosyasında alınan bilirkişi raporu ve kaza tespit tutanağı dikkate alınarak mahkemece yapılması ve dosyanın mevcut hali ile karara çıkarılması talep edilmiştir. Yine 10.05.2022 tarihli celsede mevcut delilere göre karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …A.Ş yetki ve zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de; HMK’nın 16.maddesi gereğince haksız fillerde zarar görenin yerleşim yeri ve haksız fiilin gerçekleştiği yer mahkemeleri de yetkili olduğundan, davacının yerleşim yeri ve haksız fiilin gerçekleştiği yer itibariyle mahkememiz yetkili olduğundan yetki itirazı yerinde görülmemiştir. TBK 72. Maddesi ve KTK 109 maddesi gereğince ceza zamanaşımı süresine tabi olduğu 8 yıllık ceza zamanaşımı süreninin dolmadığı anlaşıldığından zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı 24/10/2016 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle … plaka sayılı aracın sürücüsü, işleteni ve sigortacısı olan davalılardan manevi tazminat talep etmiştir.
Dosya kapsamı ve tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde; 24.10.2016 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile Kağıthane istikametinden Hastal yönüne doğru seyir halinde iken karşı yön bölümüne geçmek üzere orta refüj aralığından “U” dönüşü yapmak için sola doğru dönüşe geçtiği sırada aynı istikamette sol arkasında seyretmekte olan davalı sürücü …idaresindeki … plaka sayılı araçla çarpışması şeklinde gerçekleştiği mahkememizce de kabul edilen olayda; davacının … yönetimindeki … plaka sayılı araçta yolcu konumunda olduğu, Mahkememizce alınan ATK kusur raporuna göre davalı sürücü …’ın kural ihlalinin bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafından soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalınının da kusurlu olduğu bu nedenle buna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiş ise de; mahkememizce kusura ilişkin 3 kişilik … trafik kürsüsünden rapor alınmasına yönelik ara kararı gereğince bilirkişi ücreti yatırılmamış ve dosya kapsamına göre karar verilmesi talep edilmiş olup, kaza tespit tutanağına göre hız limitinin 90 km olduğu, meskun mahal olduğu, yolun 3 şeritli, 11 metre genişlikte, bölünmüş, asfalt kaplamalı olduğu, zeminin kuru olduğu, trafik levha ve işaretlerinin olduğu, olayın gece gerçekleştiği, havanın açık olduğu ve aydınlatmanın bulunduğu, kazaya etki edebilecek yol durumu ve görüşe engel bir surunun olmadığı belirtilmiştir.
Dosya kapsamındaki kaza tespit tutanağına göre olay mahallinde hız limitinin 90 km olduğu ve kara yolu olduğu, kaza tespit tutanağı ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılınca alınan bilirkişi raporunda davalı sürücünün hız limitinini aştığından bahisle kusur izafe edilmiş ise de kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporunda hız sınırının aşıldığına ilişkin somut bir bulgunun olmadığı, kaza krokisine göre davacının içinde bulunduğu … plakalı araç sürücüsünün U dönüşü yapmak için solunda ve arkasında seyreden … plakalı aracı kontrol etmediğinin ve U dönüşüne geçtiğinin ve çarpışmanın bu şekilde gerçekleştiğinin anlaşıldığı, dosya kapsamında davalı sürücü …’ın kural ihlali yaptığına ilişkin somut bir verinin olmadığı anlaşılmakla mahkememizce ATK kusur raporu benimsenerek kazanın … plakalı araç sürücüsünün ağır kusurundan kaynaklanması ve davalıların kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun olmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 256,16-TL harcın mahsubu fazlaca alınan 175,46-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit oranda verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı …A.Ş tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …A.Ş’ne verilmesine,
6-Davalı … … Şirketi tarafından yapılan 100,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … … Şirketine verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/05/2022

Katip …

Hakim …