Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/268 E. 2020/610 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/268 Esas
KARAR NO : 2020/610

DAVA : Şirketin Feshi
DAVA TARİHİ : 27/05/2019
KARAR TARİHİ : 22/10/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; davacının 31.12.2001 tarihinden bu yana davalı Tasfiye Halinde… Ltd. Şti. nin ortağı olduğunu, şirketin ortaklık yapısının temelinin akrabalık ilişkilerine dayandığını, davalı şirketin belli bir süre düzenli ticari faaliyetlerde bulunduğunu, son dönemde sürekli zarar etmeye başladığını, uzun yıllar boyu kar dağıtımı yapamayan şirketin atıl duruma geldiğini ve 2011 yılı itibarı ile tasfiye sürecine girdiğini, şirketin feshinin halen gerçekleşmediğini, davacının yaşadığı sağlık sorunları sebebi ile aktif olarak ticari faaliyetlerine son vermiş olmasına rağmen halen şirket ortağı durumunda bulunduğunu ve bu durumun zarar görmesine sebep olduğunu, şirket ortakları arasındaki ilişkilerin zayıfladığını, şirketin bir ticari faaliyeti olmadığı gibi tasfiye sürecine girdiğini, davacının söz konusu ortaklıktan zarar görmeye devam etmekte olduğunu ve şirketin birikmiş vergi borcu olarak 19.791 TL ödeme yaptığını, davacının gerek maddi gerek manevi olarak zarara uğramakta olduğunu, davacının şirketin tasfiye sürecinin hangi aşamada olduğu konusunda dahi herhangi bir bilgisi bulunmadığını ve şirketin kayıtlı olduğu adreste olup olmadığını dahi bilmediğini, bu nedenlerle davacının şirket ortaklığından çıkarılmasına, aksi takdirde şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket tarafından davaya cevap verilmemiştir.
Davacı vekili Mahkememizin 22/10/2020 tarihli celsesinde davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına ulaşılamadığını, şirketin mal varlığının bulunamadığını, bu nedenle öncelikle taleplerinin şirketin fesih ve tasfiyesi olduğunu belirtmiştir.
Dava; şirket ortaklığından çıkma veya şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir.
Davalı şirkete ait Ticaret Sicil dosya sureti celbedilmiş, vergi dairesine ve ilçe eminyet müdürlüğüne yazı yazılmış, şirketin ticari defter ve belgelerinin gönderilmesi için şirketin mali müşavirine müzekkere yazılmış, şirket Ticaret Sicil kayıtlarında Tasfiye Memuru olarak gösterilen … ve Davacı tanığı …dinlenmiştir.
İstanbul Tİcaret Sicil Müdürlüğünün kayıtlarına göre, davalı şirketin sicil adresinin Soğuksu Cad. Hicran Sk. No… Kağıthane/İSTANBUL olduğu, buna göre Mahkememizin bu davada yetkili olduğu, davalı …’nun şirket ortağı olduğu, …’ın 16/06/2011 tarihinde tasfiye memuru olarak göreve başladığı, şirketin 08/07/2011 tarihinde tasfiyesine karar verildiği görülmüştür.
Şirket Tasfiye Memuru olarak atanan … duruşmada, haberi olmadan davalı şirkete tasfiye memuru olarak atandığını, davalı şirketle hiçbir ilgisinin ve alakasının bulunmadığını, tasfiye ile ilgili hiçbir işlem yapmadığını, ilgisi olmadığından dolayı davaya karşı herhangi bir diyeceğinin bulunmadığı belirtmiştir.
Davacı tanığı … beyanında, davalı şirketin aile şirketi olduğunu, 2001 yılında kurulduğunu, 2005 yılından beri faal olmadığını ve işyerinin kapanmış olduğunu belirtmiştir.
… Vergi Dairesine yazılan yazıya verilen cevapta, davalı şirketin vergi dairesine vergi borcunun bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
… Emniyet Müdürlüğüne yazılan yazıya verilen cevapta, davalı şirketin adreste bulunmadığı, çevreden sorulduğunda, böyle isimde bir işyerinin bulunmadığının tespit edildiği belirtilmiştir.
Mali müşavir…, davalı şirkete yalnızca danışmanlık hizmeti verdiğini, muhasebe işlerinin kendi işyerinde, kendi elemanları tarafından yapıldığını, defter ve kayıtlarının da firma tarafından muhafaza edildiğini belirtmiştir.
Davacı, öncelikle davalı şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesini talep etmektedir. TTK.nın 636/3. maddesine göre haklı sebeplerin varlığında her ortak Mahkemeden şirketin feshini isteyebilir.
Davacı, şirketin son dönemde sürekli zarar etmeye başladığını, şirketin atıl duruma geldiğini ve 2011 yılından beri tasfiye sürecine girdiğini, ancak halen tasfiyesinin gerçekleşmediğini, ortaklıktan dolayı zarar görmeye devam ettiğini, en son şirketin birikmiş vergi borcu olarak 19.791 TL ödeme yaptığını, belirterek şirketin fesih ve tasfiyesini talep ettiği, şirketin Ticaret Sicildeki son tescilinin dava tarihinden yaklaşık 8 yıl önce 08/07/2011 tarihinde yapıldığı, bu tarihte şirketin tasfiyesine karar verildiği, tasfiye memuru olarak…’ın atandığının ticaret sicil kayıtlarının işlendiği, ancak bu kişi duruşmada haberi olmadan, davalı şirkete tasfiye memuru olarak atandığını, davalı şirket ile ilgili hiçbir ilgi ve alakasının bulunmadığını, tasfiye ile ilgili hiçbir işlem yapmadığını belirttiği, dinlenen davacı tanığı şirketin yaklaşık 2005 yılından beri faal olmadığını, işyerinin kapanmış olduğunu belirttiği, … Emniyet Müdürlüğü cevabi yazısı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketin yaklaşık 14 yıldır faaliyette bulunmadığı, sadece Ticaret Sicilinde kayıtlı bulunduğu, tasfiye memurunun haberi olmadan şirkete tasfiye memuru olarak atandığı, tasfiye ile ilgili hiçbir işlem yapmadığı, bu haliyle şirketin amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı, şirketin devamında şirket ortaklarının bir menfaatinin bulunmadığı, bu nedenle şirketin feshi ve tasfiyesini talep eden davacının haklı nedeni bulunduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün…sicil numarasında kayıtlı TASFİYE HALİNDE … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ nin FESİH VE TASFİYESİNE,
Tasfiye memuru olarak mali müşavir …’nın seçilmesine,
Tasfiye Memuru için 5.000 TL ücret takdirine,
2- Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10 TL harcın davalıdan tahsiline,
3- Davacının yatırmış olduğu 44,40 TL peşin harç ve 44,40 TL başvurma harcı ve 169,20 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 258 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/10/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

**Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.**