Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/246 E. 2020/194 K. 28.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/272 Esas
KARAR NO : 2020/161

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/04/2018
KARAR TARİHİ : 20/02/2020

Taraflar arasında Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili verdiği dava dilekçesi ile, davalı …’nin Almanya’da … şirketini iki ortak ile kurduğunu ve şirketine yatırımcı arayışına girdiğini, davalı şirkete yatırım yapmak isteyenlere şirketin amacının ve hedefinin yenilenebilir enerjiye ve solar enerjiye yatırım yapmak olduğunu belirttiğini, müvekkilinin de şirkete yatırım yaptığını, borçlunun yatırımcıların sermayelerini başka amaçlar için kullandığını, bundan dolayı da Hamburg Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve … Kls … ve …Js … (…) sayılı kararı ile borçlu … aleyhine dolandırıcılık suçundan 5 yıllık mahkumiyet kararı verildiğini, davalının Almanya Hamburg Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.07.2008 tarihli kararı ile 15.07.2008 tarihinde tüketici iflası açıldığını, şirkete para yatıran ve dolandırılan alacaklıların alacaklarını iflas masasına yazdırdığını, müvekkilinin de 15.09.2008 tarihinde alacağını iflas masasına yazdırdığını, davaya konu alacağın Almanya’da tahsil edilemediğinden bu kez de davalı borçlu hakkında Türkiye’de icra takibi başlatıldığını ve davalının haksız itirazı sebebiyle takibi durdurduğunu belirterek davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin dava değeri oranında devamına, alacağın takip talebi çerçevesinde öngörülen oranlarda asıl alacağa işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili verdiği cevap dilekçesi ile; davaya konu ticari ilişkide taraf olmayan davalıya karşı husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, Mahkemenin işbu davayı görmeye yetkili ve görevli olmadığını, görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, ayrıca davanın derdestlik nedeni ile reddedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu 15/01/2020 tarihli dilekçesi ile; müvekkili hakkında davacıları farklı olan bir çok davada; Milletlerarası yetki itirazı nedeniyle dava şartı yokluğundan davaların usulden reddedildiğini belirterek, Milletlerarası yetki nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/03/2019 tarihli kararı ile, görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği ve dosyanın Mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Dava, İİK’nın 67. maddesi gereğince itirazın iptali davasıdır.
HMK’nın 115/1. maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.
HMK.nın 114/1-a maddesinde Türk Mahkemelerinin yargı hakkının bulunması, dava şartlarından sayılmıştır.
5718 sayılı MÖHUK. ‘un Milletlerarası yetkiyi düzenleyen 40. maddesinde; Türk Mahkemelerinin Milletlerarası yetkisinin iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarına göre tayin edileceği düzenlenmiştir.
Davacının Alman vatandaşı olması nedeniyle Yabancılık unsuru bulunan davada yetkinin belirlenmesi için MÖHUK.un 40. maddesi uyarınca HMK ve TTK hükümlerine göre Mahkemenin yetkili olup olmadığının tespiti gerekmektedir.
Başka bir davacı tarafından aynı davalıya karşı aynı mahiyette açılan İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E., … E. nolu dosyalarında verilen kararların istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2018/2230 E., 2018/1551 K., 2018/2373 E., 2018/1483 K. nolu ilamlarında “Davalıya yüklenen “ortağı ve yetkilisi olarak yatırımcılardan toplanan (şirkete yatırılan) paralan başka amaçlarla kullanmış olması haksız fiil” olay tarihinde ( 2008 veya 2005) yürürlükte bulunan 6762 sy. TTK’nun 336/5. maddesi kapsamında kalmaktadır. Bu maddeye göre, idare meclisi azaları (yönetim kurulu üyeleri) gerek kanunların gerekse esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasten veya ihmal neticesi olarak yapılmamasından şirkete, münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler. 6762 sy. TTK’mn 32l/son maddesindeki; Temsile veya idareye salahiyeti olanların vazifelerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden anonim şirket mesul olur. Şirketin rücu hakkı mahfuzdur.” düzenlemesi, 4721 sy. TMK’nın 50/son Maddesindeki; “Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar.” düzenlemesi, 818 sy. BK’nın 41, 50 ve 51. maddelerindeki düzenlemeler de göz önünde bulundurulduğunda aynı sonuca varılmaktadır.
01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sy. TTK’nın 553/1. maddesinde de 6762 sy. TTK’nın 336/5. maddesine benzer bir düzenleme yer almaktadır ve 561. maddeye göre, sorumlular aleyhine açılacak davanın şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde açılması gerekmektedir. Davalının eyleminin haksız fiil oluşturduğu gerekçesine dayanarak bu davanın açılmış olması HMK’nın 33. maddesi gereğince olaya uygulanması gereken Kanun maddelerinin yukarıda açılananlar olduğu gerçeğini değiştirmeyecektir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/5113 E – 2017/4391 Karar sayılı kararında da olayımızla çok benzer bir dava hakkında aynı yönde değerlendirmeler yapılmıştır. Yine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/3595 E – 2016/3434 K, 2016/145 E – 2016/2046 K sayılı kararlarında da benzer değerlendirmeler yapılmıştır.” gerekçesine yer verildiği görülmüştür.
İstanbul Bölge Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararlarında da belirtildiği üzere ortağı ve yetkilisi olarak yatırımcılardan toplanan şirkete yatırılan paraların başka amaçlarla kullanılmış olması haksız fiil olup 6762 sayılı TTK nun 336/5.maddesi kapsamında kalmaktadır. Bu maddeye göre yönetim kurulu üyeleri şirket alacaklılarına karşı müteselsilen sorumludur.6102 sayılı TTK.nın 553/1.maddesinde de 6762 sayılı TTK. nın 336/5.maddesine benzer bir düzenleme yer almaktadır ve TTK.nın 561.maddeye göre sorumlular aleyhine açılacak davanın şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerekmektedir. Davalının eyleminin haksız fiil oluşturduğu gerekçesine dayanarak bu davanın açılmış olması sonucu değiştirmeyecektir. Dava konusu şirket ise tarafların kabulünde olduğu üzere Almanya’da faaliyet gösteren bir şirkettir. Davalı tarafça milletlerarası yetki itirazında bulunulmuştur. Kaldı ki TTK’nın 561.maddesi kesin yetki halini düzenlemektedir.Dava konusu şirketin Almanya’da kurulan şirket olması nedeniyle mahkememiz yetkisizdir. Yetkili mahkeme söz konusu şirketin faaliyet gösterdiği Almanya Hamburg Mahkemesidir. Bu nedenlerle HMK.nın114/1-a ve 115/2 maddeleri gereğince Mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Mahkememizin 08/10/2019 tarihli celsesinin 7 nolu yetki itirazının reddine ilişkin ara kararından vazgeçilmesine, davalının Milletlerarası yetki itirazının kabulü ile, HMK.nın 114/1-a ve 115/2 maddeleri gereğince Mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle davanın, dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 985,87 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 931,47 TL nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/02/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

¸Bu evrak 5070 sayılı Yasa gereğince elektronik olarak imzalanmıştır.