Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/232 E. 2023/404 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/232 Esas
KARAR NO :2023/404

DAVA:Alacak – Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ:27/11/2018
KARAR TARİHİ:25/05/2023

Taraflar arasında görülen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili … 3. Asliye Ticaret Mahkemesine verdiği dava dilekçesi ile; müvekkillerinin Suriye asıllı ABD vatandaşı olduğunu, mevcut birikimlerini eğitim – tedrisat alanında insanlığa ve topluma faydalı olacak fertler yetiştirmeye sarf etmek keza Türkiye’ye yerleşmek düşüncesiyle Türkiye’de yatırım kararı aldıklarını, bu meyanda, … … Basın … Tic. Ltd. Şti. ile 11/8/2016 tarihinde hisse devri ve ortaklık sözleşmesi akdederek mezkur şirkette hisse alarak keza nakdi sermaye koyarak Türk eğitim hayatına da katkı sağladığını, müvekkillerinin davalı … … … Tic. Ltd. Şti.’nden hisse iktisap etmek keza sermaye koyarak yatırımda bulunmaya matuf 11/08/2016 tarihinde sözleşme akdettiklerini mezkur sözleşmeye göre müvekkillerinin şirket yetkili temsilcisi …’ndan %20’şerlik (toplamda sözleşmede %40; Noter resmi senedinde %39) iki ayrı hisse iktisap etme ve sermaye koymaya matuf 2.000.000 mukabilinde hisse devri ve ortaklık anlaşması akdedildiğini, davalı … … firması yetkili temsilcisi ve kurucu hissedarı …’nun müvekkillerine toplamda %39’luk hisse tutarını 234.000 TL tutarında sattığını, 6764 Sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi münasebetiyle hissedarlık statüsünü kanunen kaybeden müvekkillerimden haksız iktisap ettiği mezkur tutarı müvekkillerine iade etmediğini, … ise sözleşmedeki 1.766.000 TL tutarlı okul masrafları, ilave tadiller ve sair ihtiyaçlara matuf yatırılan sermaye sebebiyle haksız iktisapta bulunduğunu, keza yine eski hissedarlarının aynı zamanda müvekkilinin … … olduğunu, … firması bünyesindeki ticari işletme statüsündeki okulları fiilen devir alan, keza … firması tasfiye edilmeden bu şirket yerine ikameten kurulan, kurucu hissedarı ve yetkili temsilcisinin yine … olduğunu, … Şirketinin … firmasıyla organik bağı olması, hali hazırda bütün taleplerinin aynı zamanda diğer davalı …Ş. firmasına tevcih edilmesi zaruretini de hasıl olduğunu, davalıların sözleşme bedelini tahsil ettiği halde, sözleşmenin konusunun imkansız olması karşısında 6098 Sayılı Kanunun 136. maddesi gereği sebepsiz zenginleştikleri tutarı iade etmediklerini, müvekkillerinin … firmasının kurucu hissedarı …’ndan 234.000 TL mukabilinde iktisap ettiği hisse, keza şirkete verdikleri 1.766.000 TL tutarında nakdi sermayenin 6764 Sayılı Kanunun 61. maddesi mucibince yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin özel eğitim – öğretim şirketlerinde hissedar olmasının yasaklanmasına dair tadiliyle müvekkillerinin mezkur şirketten hisse satın alması keza sermaye koymasının hukuki sebebi de fiilen ortadan kalktığını, müvekkillerinin … … firması, şirket hissedarları …, … ile akdettikleri “… … … Tic. Ltd. Şti. ile hisse devri ve ortaklık anlaşması” gereği 11/08/2016 tarihinde çok taraflı bir sözleşme yaptıklarını, sözleşmenin 3. maddesi gereği de müvekkillerinin hem davalı şirketten hisse satın aldığını hem de şirkete sermaye koyduklarını, bu meyanda toplamda 2.000.000 TL nakden olarak veya bizatihi elden kurucu hissedar …’na keza davalı şirket hesabına ödemek suretiyle müvekkillerim tarafından tahmil edilen borç tamamen ödendiğini, hususiyle çok taraflı şirket ortaklık sözleşmeleri, hissedarların ticari işletme faaliyeti içinde kar elde etmeye matuf hareket etmeleri sebebiyle “sui generis” karakterli bir sözleşme türü olduğunu, burada tarafların ticari – iktisadi hayatın kendine mahsus dinamikleri içinde hem ülke ekonomisine katma değer hem de kar hasıl etmeyi amaçlamakta olduğunu, somut ihtilaftaki 11/08/2016 tarihli sözleşmenin konusunun sonradan imkansız hale geldiği nazara alınacak olursa, müvekkillerinin kar payı dağıtımında ifa kabiliyeti kalmayan, bir diğer tabirle müvekkillerinin cihetiyle ifa imkansızlığına düçar olan sözleşme sebebiyle müvekkillerinin vermiş olduğu 2.000.000 TL.nin Borçlar Kanununun 136/2. maddesi gereğince sebepsiz zenginleşme hükümleri cihetiyle davalıların mezkur tutarı müvekkiline iade etmesi zarureti hasıl olduğunu, davalı …’nun müvekkillerinin Türkçe bilmemesini suistimal ederek hususiyle de sektörde kısa bir süre içinde yabancıların eğitim – öğretim şirketinde hissedar olamayacaklarını bilerek 11/08/2016 tarihli sözleşmenin “sorumluluk – görevlendirme ve hukuki şartlar” başlıklı 5/4. maddesinde “hisse devrinden sonra hisse devrinden dolayı özel okullara yönelik yeni oluşacak uygulamalardan dolayı yasaların belirlemiş olduğu ve bunun sonucunda oluşacak bütün maddi ve manevi zararlar şirket hissesini devir alanlar tarafından karşılanacaktır” ahkamını bilerek sözleşmeye ilave ederek, müvekkillerini açıkça zarara uğratma kastıyla hareket ettiğini, bu bağlamda davalı …’nun yabancılara özel okullarda hissedar olma yasağını bildiğini gösterdiğin, bu husus da Türk Ceza Kanununun 158. maddesi bağlamında sermaye şirketlerinin istimal edilmesi suretiyle nitelikli dolandırıcılık fiili olduğunu, davalıların kötü niyetli olması zımnında müvekkillerinin davalı … … firmasındaki hisselerinin %39 olduğu nazara alınacak olursa, bu orana terettüp eden kar payının da müvekkillerime ödenmesi icap edeceğini, bu tutarın ise, davalı şirket ticari defter ve kayıtlarının tetkikinden sonra hasıl olacağı için, davalı şirket ticari kayıtlarının da tetkiki gerektiğini, sonradan ifa imkansızlığı sebebiyle müvekkillerinin davalılara vermiş olduğu 2.000.000 TL’nin zenginleşmenin gerçekleştiği 9 Aralık 2016 tarihi itibariyle ticari işlere uygulanan yıllık en yüksek avans faizi oranın üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi keza kötü niyetli olmaları zımnında %39 hisse tutarına denk gelen kar payıyla beraber 100.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve … … Dan. Hiz. Tic. Ltd. Şti. Vekili verdiği cevap dilekçesi ile; davacıların davanın esasına ilişkin beyan ve taleplerini kabul etmemekle birlikte davaya esas teşkil eden 11/08/2016 tarihli Ortaklık Sözleşmesi’nin 8.maddesinde; her türlü uyuşmazlığın giderilmesinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu belirtildiğini bu nedenle yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davacıların davanın esasına ilişkin beyan ve taleplerini kabul etmemekle birlikte davaya esas teşkil eden 11/08/2016 tarihli Ortaklık Sözleşmesi’nin 3.maddesinde; yapılacak ödemelerin tarih ve miktarları belirtildiğini, davacılar tarafından işbu sözleşmeye dayanılarak en son ödemenin 11/08/2016 tarihinde yapıldığını, bu tarihten sonra ödeme yapılmadığını, bu durumda iş bu dava 27/11/2018 tarihinde açılmış olduğunu, davanın 11/08/2016 tarihinden itibaren 2 yıldan fazla süre geçtikten sonra açıldığını, bu durumda 2 yıllık hak düşürücü süre geçtiğini, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini, müvekkili … her ne kadar davalı olarak gösterilmişse de bu sözleşmeye dayanılarak yapılan bütün ödemelerin … Ltd Şti ‘ne yapıldığını, ortaklık sözleşmesinin dayandığı ticari ilişkide …nin taraf olmadığından sözkonusu dava da …’ye husumetin yöneltilemeyeceğini, iş bu nedenle davalı …Ş. yönünden aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, davacıların Suriye uyruklu olup ABD vatandaşı olduklarını, yabancıların Türk Mahkemelerinde dava açabilmeleri için teminat yatırmaları gerektiğinden teminat yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, öncelikle davacıların tüm iddiaları hukuki dayanaktan yoksun ve hakikate aykırı olduğunu, davacıların müvekkili … … … Tic. Ltd. Şti. ile yatırım yapmak amacı ile anlaştıklarını, davacılar kendilerinin uzun yıllardır ABD ‘de eğitimcilik yaptıklarını, Türkiye’de de çok büyük bir organizasyon oluşturarak ABD’den çeşitli eğitim lisanslarını getirerek anaokulundan üniversiteye kadar devamı olacak eğitim kurumları kurmak istediklerini belirterek davalı … Ltd Şti’ne ortak olmak istediklerini ve ortaklık sözleşmesi gereğince de ortak olduklarını, davacılar ile 11/08/2016 tarihli ortaklık sözleşmesi yapıldığını ve … 44.Noterliğinin 12/08/2016 tarih ve … yevmiye nolu sözleşme ile … Ltd Şti’nin 20 payı 120.000 TL bedel karşılığı … …’ne , … 44.Noterliğinin 12/08/2016 tarih ve … yevmiye nolu sözleşme ile … Ltd Şti’nin 19 payı 114.000 TL bedel karşılığı …’ya devredildiğini, aynı şekilde … … Bas.Yay.Dan. Hiz.Tic.Ltd.Şti.’nin 5’er payı 30.000 TL bedel karşılığı …’ye devredildiğini, davacılar ile müvekkili davalılar arasında ortaklık sözleşmesi yapılmış olduğu ve toplamda 2.000.000 TL ödeme yapılacağı konusunda anlaşıldığını ancak sözleşme gereğince yapmaları gereken ödemeleri yapmadıklarını, davacıların işbu protokole dayalı olarak toplamda yapmış oldukları ödemelerin hisse bedeli + şirkete koydukları sermaye olarak toplam 1.600.000 TL olduğunu ancak davacılar anlaşma bedelinin tamamını ödemiş gibi talepte bulunduklarını, 11/08/2016 tarihli sözleşmede her ne kadar davacılar tarafından ödenen paranın … firmasının %40 hissesi almak için ödendiği yazılmış ise de; hissenin bedeli 234.000 TL olduğunu, geri kalan miktarın sözleşmenin 2/C maddesi gereğince okulun geliştirilmesi ve okula yatırım yapılması amacıyla … firmasının hesabına yatırıldığını, eğer hisse bedeli olsaydı …’nun şahsi hesabına ödenmesi gerekeceğini, dava dilekçesinde iddia edilen bedelinin tamamının hisse bedeli olmadığını, 294.000 TL dışındaki sermaye koymak maksadıyla ödendiğinin davacı tarafça da kabul edildiğinin anlaşıldığını, 09/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6764 sayılı Kanunun 61/2.maddesi gereğince yabancı uyruklu kişilerin özel eğitim kurumlarına ortaklığının tespiti halinde idari para cezasının uygulanacağını ve yabancı uyruklu kişilerin ortaklarının sona erdirilmesi için süre verileceği şeklinde kanun hükmü düzenlendiğini, davacılar dava dilekçesinde, davalı şirketler ve yetkili diğer davalı …’nun bu durumu yani kanun değişikliği olacağını bilerek kendilerini hissedar yaptığı iddiasının doğru olmadığını, davacılar ile ortaklık sözleşmesi yapılırken kanun değişikliği olabileceğini ve bu nedenle de Türk vatandaşlığına geçmeleri gerektiği davalılar tarafından ısrarla izah edildiğini, ancak davacılar şartlarına sahip oldukları halde Türk vatandaşlığına geçmediklerini, davacıların, … … Bas. Yay. Dan. Hiz. Tic. Ltd. Şti.’nde hissedar olduktan sonra bu yatırımları devam ettireceklerini ve en az 5 okul açacaklarını beyan ederek müvekkili …’nin kurulmasını istediklerini ve müvekkili şirketin kurulduğunu, müvekkili şirkette davacıların güvenine dayanarak binaların kiralanması, okul devri, reklam ve pazarlama vs. gibi alanlarda büyük meblağlı sözleşmeler imzaladığını, davacılar tüm bu süreç boyunca sürekli olarak davalıları, Türk vatandaşı olacaklarını belirterek oyaladığını ve tüm maddi ve hukuki sorumlulukların altına davalıları soktuklarını, daha sonra 2017 yılı başlarından itibaren ortaklık sözleşmesine göre vaad edilen ödemelerin yapılmamaya başlandığını ve vaad edilen girişimlerin yapılmadığını, ödemelerin yapılmaması nedeniyle müvekkillerinin maddi olarak ağır bir ödeme yükü altına girdiklerini, davacılar sürekli olarak bahaneler oluşturarak yatırım ödemelerini yapmadıklarını ve Tük vatandaşlığına da geçmediklerini, dava konusu olayda davalıların sebepsiz zenginleşme hükümlerinin varlığından söz edilemeyeceğini, çünkü taraflar ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını ve bu sözleşme gereğince … Ltd. Şti.’nde hissedar olduklarını, hisseleri karşılığında da ödeme yaptıklarını ve ortak oldukları şirkete sermaye koyduklarını, davaya konu sözleşmenin ifa edilememesinin sebebinin kanuni imkansızlık değil hem davacıların ısrarla Türk vatandaşlığına geçiş yapmamaları hem de vaad ettikleri yatırım bedellerini ödemeyerek şirketleri borçlandırmaları olduğunu, 12/08/2016 tarihinde … Ltd. Şti.’ye ait hisseler 20 pay … …’a, 19 pay …’ya, 5 pay …’ya 5 pay da …’ye devredildiğini, ancak davacı … …; 5 paylık hisseyi …’dan 08/02/2017 tarihinde, diğer 5 aylık hisseyi de …’den 23/03/2017 tarihinde devir aldığını, … … hisseleri 30 pay olarak 14/06/2017’de geri devrettiğini, davacı iyi niyetli ve mağdur durumda ise kalan hisseleri üstüne alıp 3-4 ay sonra devrettiğini, ayrıca devir aldığı …’nın Türk vatandaşı olduğunu, özel eğitim kurumunda ortak olmasında yasal engel bulunmadığını, davacılar hisse fazlasını kendilerine toplayarak davalı şirketlerde söz sahibi olmak ve istedikleri gibi yönetmek amacıyla hareket ettiklerini, bu durumda davacıların iyi niyetli olmadıklarının açık bir göstergesi olduğunu, söz konusu kanun değişikliğinin 09/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiş olduğu halde davacılar hisselerini 14/06/2017 tarihinde devrettiklerini, davacıların Türkçeyi az bildikleri iddia edilse bile davacılar tüm görüşmelerinde tercümanları ile yaptıklarını ve kanun değişikliğini de yürürlüğe girdiği andan itibaren öğrendiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesi ile; 11/08/2016 tarihli Ortaklık Sözleşmesi’nin ilgili maddesinde; her türlü uyuşmazlığın giderilmesinde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu belirtildiğini bu nedenle yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davacıların davanın esasına ilişkin beyan ve taleplerini kabul etmemekle birlikte davaya esas teşkil eden 11/08/2016 tarihli Ortaklık Sözleşmesi’nin 3.maddesinde; yapılacak ödemelerin tarih ve miktarları belirtildiğini, davacılar tarafından işbu sözleşmeye dayanılarak en son ödeme 11/08/2016 tarihinde yapıldığını, bu tarihten sonra ödeme yapılmadığını, bu durumda iş bu dava 27/11/2018 tarihinde açılmış olduğunu, dava 11/08/2016 tarihinden itibaren 2 yıldan fazla süre geçtikten sonra açıldığını, bu durumda 2 yıllık hak düşürücü süre geçtiğini, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini, müvekkili …’nun söz konusu sözleşmeleri davalı şirket yetkilisi olarak imzaladığını, sözleşmede kendisinin taraf olmadığını, bu nedenle kendisine husumet yönetilmeyeceğini belirterek müvekkili açısından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacıların Suriye uyruklu olup ABD vatandaşı olduklarını, yabancıların Türk Mahkemelerinde dava açabilmeleri için teminat yatırmaları gerektiğinden teminat yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, öncelikle davacıların tüm iddiaları hukuki dayanaktan yoksun ve hakikate aykırı olduğunu, davacıların … … … Tic. Ltd. Şti. ile yatırım yapmak amacı ile anlaştıklarını, davacılar kendilerinin uzun yıllardır ABD ‘de eğitimcilik yaptıklarını, Türkiye’de de çok büyük bir organizasyon oluşturarak ABD’den çeşitli eğitim lisanslarını getirerek anaokulundan üniversiteye kadar devamı olacak eğitim kurumları kurmak istediklerini belirterek davalı … Ltd Şti’ne ortak olmak istediklerini ve ortaklık sözleşmesi gereğince de ortak olduklarını, davacılar ile 11/08/2016 tarihli ortaklık sözleşmesi yapıldığını ve … 44.Noterliğinin 12/08/2016 tarih ve … yevmiye nolu sözleşme ile … Ltd Şti’nin 20 payı 120.000 TL bedel karşılığı … …’a, … 44.Noterliğinin 12/08/2016 tarih ve … yevmiye nolu sözleşme ile … Ltd Şti’nin 19 payının 114.000 TL bedel karşılığı …’ya devredildiğini, aynı şekilde … … Bas.Yay.Dan.Hiz.Tic.Ltd.Şti.’ nin 5’er payının 30.000 TL bedeller karşılığı …’ye devredildiğini, davacılar ile davalı şirketler arasında ortaklık sözleşmesi yapılmış olduğu ve toplamda 2.000.000 TL ödeme yapılacağı konusunda anlaşıldığını ancak sözleşme gereğince yapmaları gereken ödemeleri yapmadıklarını, davacıların işbu protokole dayalı olarak toplamda yapmış oldukları ödemeler hisse bedeli + şirkete koydukları sermaye olarak toplam 1.600.000 TL olduğunu ancak davacılar anlaşma bedelinin tamamını ödemiş gibi talepte bulunduklarını, 11/08/2016 tarihli sözleşmede her ne kadar davacılar tarafından ödenen paranın … firmasının %40 hissesi almak için ödendiği yazılmış ise de hissenin bedelinin 234.000 TL olduğunu, geri kalan miktar sözleşmenin 2/C maddesi gereğince okulun geliştirilmesi ve okula yatırım yapılması amacıyla … firmasının hesabına yatırıldığını, eğer hisse bedeli olsaydı müvekkilinin şahsi hesabına ödenmesi gerekeceğini, dava dilekçesinde iddia edilen bedelinin tamamının hisse bedeli olmadığını, 294.000 TL dışındaki sermaye koymak maksadıyla ödendiği davacı tarafça da kabul edildiğinin anlaşıldığını, 09/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6764 sayılı Kanunun 61/2.maddesi gereğince yabancı uyruklu kişilerin özel eğitim kurumlarına ortaklığının tespiti halinde idari para cezasının uygulanacağını ve yabancı uyruklu kişilerin ortaklarının sona erdirilmesi için süre verileceği şeklinde kanun hükmü düzenlendiğini, davacılar dava dilekçesinde, davalı şirketler ve yetkili müvekkilinin bu durumu yani kanun değişikliği olacağını bilerek kendilerini hissedar yaptığı iddiasının doğru olmadığını, davacılar ile ortaklık sözleşmesi yapılırken kanun değişikliği olabileceğini ve bu nedenle de Türk vatandaşlığına geçmeleri gerektiği davalı şirketler tarafından ısrarla izah edildiğini, ancak davacılar şartlarına sahip oldukları halde Türk vatandaşlığına geçmediklerini, davacıların, … … Bas. Yay. Dan. Hiz. Tic. Ltd. Şti.’nde hissedar olduktan sonra bu yatırımları devam ettireceklerini ve en az 5 okul açacaklarını beyan ederek davalı …Ş.’nin kurulmasını istediklerini ve işbu şirketin kurulduğunu, davacılar sürekli olarak bahaneler oluşturarak yatırım ödemelerini yapmadıklarını ve Tük vatandaşlığına da geçmediklerini, dava konusu olayda davalıların sebepsiz zenginleşme hükümlerinin varlığından söz edilemeyeceğini, çünkü taraflar ortaklık sözleşmesi imzaladıklarını ve bu sözleşme gereğince … Ltd. Şti.’nde hissedar olduklarını, 12/06/2018 tarihinde hisse devir işlemlerinin noterde davacılar adına vekilleri Av. … tarafından yapıldığını, vekillerinin de iyi derecede Arapça bilen ve sürekli Arap müvekkilleri ile çalışan bir avukat olduğunu, bu nedenle davacıların Türkçeyi bilmedikleri ve hukuki durumdan haber olmadıkları iddiasının gerçeği yansıtmadığını, bu olaylardan sonra yapılan yanlış yatırımların neticesi olarak kâr elde edemeyeceklerini gören davacıların davalı şirketteki hisselerini devretmek için harekete geçtiklerini, önce … Ltd. Şti.’nin 2 tane 5 paylık hissesi davacı … … tarafından 08/02/2017 tarihinde ve 23/03/2017 tarihinde …’den devir alındığını, 14/06/2017 tarihinde 30 pay olarak hisselerin müvekkili …’na devredildiğini, devir bedeli olan 180.000 TL bedelinin de davacıya ödendiğini, bu şekilde davacıların devir aldıkları hisseleri tekrar devrederek şirketten ayrıldıklarını, davacıların her ne kadar manevi tazminat talep etmişse de; ortaklık nedeniyle asıl zarara uğrayanın müvekkili olduğunu, bu nedenle bir tazminat ödenmesi gerekiyorsa müvekkiline ödenmesini gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
… 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/01/2019 tarih ve … sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilmiş olup, dosya Mahkememize gönderilmiştir.
Dava sözleşmeden kaynaklanan sebepsiz zenginleşmeden dolayı Alacak ve Manevi tazminat talebine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, ticaret sicil dosya suretleri, hisse devrine ilişkin noter evrakları, hisse devir sözleşmeleri, banka hesap hareketleri, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş ve bilirkişi raporları alınmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığının 201/… Soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde; davacılar tarafından, davalı … hakkında dolandırıcılık suçundan dolayı suç duyurusunda bulunulduğu, yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
… … … Tic. Ltd. Şti.’ne ait hisse devir ve ortaklık anlaşmasının yapıldığı, bu anlaşmaya istinaden … 44. Noterliğinin 12/08/2016 tarih ve … yevmiye numaralı şirket pay devri sözleşmesi ile davalı …’nun şirketteki 20 payının 120.000 TL karşılığında davacı … …’ye devrettiği, … 44. Noterliğinin 12/08/2016 tarih ve … yevmiye numaralı şirket pay devri sözleşmesi ile davalı …’nun şirketteki 19 payının 114.000 TL karşılığında davacı … devrettiği, … 44. Noterliğinin 14/06/2017 tarih ve … yevmiye numaralı şirket pay devri sözleşmesi ile davacı … …’nin şirketteki 30 payının 180.000 TL karşılığında davalı …’nun devrettiği, … 44. Noterliğinin 14/06/2017 tarih ve … yevmiye numaralı şirket pay devri sözleşmesi ile davacı …’nın şirketteki 19 payının 114.000 TL karşılığında davalı …’na devrettiği anlaşılmıştır.
Bilirkişiler … ve … Mahkememize sundukları 03/11/2020 tarihli raporlarında; taraflar arasında ortaklık devir sözleşmesinin bulunduğu ve davacıların davalı şirkete ortak olmak için toplam 1.466.000 TL ödemelerin yapıldığı ticari defter kayıtlarından tespit edildiğini, şirket sahibi …’na iddia edilen 2.000.000 TL ödeme ile ilgili banka dekontu veya elden teslim makbuzları dilekçe ekinde sunulmadığını ve davalı şirkete ait ticari defterler incelendiğinde bu miktar ile ilgili muhasebe kaydı yapılmadığını, davacılardan (…) sözleşmeye göre davalı şirket, ortaklığını devir ettiğini, ortaklık bedeli dahil toplam 239.735 TL kısmını davalı şirketten tahsil ettiğinin tespit edildiğini, bu ödeme ile ilgili ticari defterlerinde muhasebe kaydı bulunduğunu, davacılardan (…) sözleşmede yazılı şirket ortaklığını noter kanalıyla devir ettiğini, davalı şirketten 114.000 TL bedeli teslim aldığını, bunun ile ilgili muhasebe defterlerinde muhasebe kaydı yapılmış olduğunu, davacıların davalı şirketten ortaklık hisselerini devir etmeleri nedeniyle toplam 353.735 TL aldıklarını, 1.466.000 TL – 353.735 TL = 1.112.265 TL davacıların sözleşmeden dolayı yaptıkları ödemelerden dolayı alacakları bulunduğunu, davacıların elden teslim ettikleri hakkında beyan olan 2.000.000 TL teslim makbuzlarını dava dosyasına ibraz etmediklerini, davacıların iddiası olan 67.500 $ doların 15.12.2016 tarihinde ödeneceğini ve bunun ile ilgili ödemelerin davalı şirketin ticari defterlerinde muhasebe kaydı bulunmadığını, yapılan ödemelerin hukuki sebeplerinin bulunduğunu ve bu doğrultuda hukuken sebepsiz zenginleşmenin şartlarının oluşmadığının belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, Prof. Dr. … ve Prof. Dr. … Mahkememize sundukları 15/09/2021 tarihli raporlarında; davacıların 11 Ağustos 2016 tarihli Hisse Devri ve Ortaklık Anlaşmasından dolayı yaptıkları ödemelerden dolayı 1.112.265 TL (1.466.000 TL – 353.735 TL – 1.112.265) alacakları bulunduğunu, bu alacağın dava tarihinden tahsil tarihine kadar ticari faizi ile birlikte davalılardan … ile … … … Tic. Ltd. Şti’den müteselsilen tahsilinin gerektiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişiler …, Prof. Dr. …, Prof. Dr. …’ın Mahkememize sundukları 07/03/2022 tarihli ek raporlarında; hisse devir ve ortaklık sözleşmesinin 01/08/2016 tarihinde yapıldığını, bu sözleşmeye uygun olarak %40 (39) hissenin noterden 12/08/2016 tarihinde 120.000 TL bedelle davacı … …’ye 114.000 TL bedelle …’ya devredildiğini, bu tarihten 20 gün sonra 6764 sayılı kanun çıktığını, bu kanunla yabancıların eğitim kurumlarına ortak olmalarının yasaklandığını, bunun üzerine 14/06/2016 tarihinde noterden yapılan devir ile hisseler 180.000 TL + 114.000 TL = 394.000 TL’ye devredildiğini ve bedelin … Amerikan Koleji Ltd. Şti tarafından ödendiği, buna göre söz konusu hisselerin devri yönünden herhangi bir alacak borç ilişkisinin kalmadığını, ancak bu hisselerinin bedellerinin dışında davalılar eğitim kurumunun geliştirilmesi amacıyla sözleşme uyarınca bazı ödemeler yaptığını, 6764 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi ile davacıların hisselerinin devretmek zorunda kaldıklarını, bu durumda sözleşmede belirtilen hususların yerine getirilmesinin imkanının ortadan kalktığını, bu sözleşmeye göre davacılar tarafından ödendiği anlaşılan 1.466.000 TL’nin davalılardan talep edilmesinin mümkün olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve Prof. Dr. … Mahkememize sundukları 27/12/2022 tarihli raporlarında; eğitim kurumunun geliştirilmesi amacıyla hisse devri ve ortaklık sözleşmesi akdedildiğini, 6764 sayılı kanunun yürürlüğe girmesi nedeniyle, sözleşmenin feshinin hukuken imkansız hale geldiğini, sözleşmeden sonra ortaya çıkan hukuki düzenleme nedeniyle borcun sona erdiğini, tarafların kusurundan kaynaklanmayan bu durumun tazminat gerektirmediğini, karşılıklı tam iki tarafa borç yükleyen bu sözleşmenin ifasının imkansızlaşması karşısında borcun sona erdiği ifa edilen edimin yani davacılar tarafından sözleşme gereği pay devri dışında okul için yapılan yatırımların TBK md.136/II hükmüne istinaden talep edilebileceğini, bu sözleşmeye göre davacılar tarafından ödendiği anlaşılan (11/08/2016 tarihli hisse devri ve ortaklık anlaşmasından dolayı) 1.466.000 TL’den, hisse devirleri sonucunda tahsil ettikleri ödemeler tenzil edildiğinde (1.466.000 TL – 353.735 TL), davacıların 1.112.265 TL tutarında alacakları bulunduğunun tespit edildiğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; 11/08/2016 tarihli hisse devir ve ortaklık sözleşmesi ile … … … Tic. Ltd. Şti.’nin hisselerinin davacılara ve dava dışı kişilere devrine ilişkin anlaşma yapıldığı, bu kapsamda … 44. Noterliğinin 12/08/2016 tarih ve … yevmiye numaralı şirket pay devri sözleşmesi ile davalı …’nun şirketteki 20 payının 120.000 TL karşılığında davacı … …’ye devrettiği, … 44. Noterliğinin 12/08/2016 tarih ve … yevmiye numaralı şirket pay devri sözleşmesi ile davalı …’nun şirketteki 19 payının 114.000 TL karşılığında davacı … devrettiği anlaşılmıştır.
Sözleşmeden yaklaşık 4 ay sonra 09/12/2016 tarihinde 6764 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği ve 6764 sayılı yasanın 61/2.maddesinde; “…Bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen şartları taşıyıp özel hukuk tüzel kişileri veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tüzel kişiler tarafından açılan özel öğretim kurumlarının kurucularında yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının tespit edilmesi hâlinde söz konusu kurumlara brüt asgari ücretin 20 katı idari para cezası uygulanır ve bu kurumlara yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının sona erdirilmesine ilişkin 30 iş günü süre verilir. Söz konusu süreye rağmen yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının sona erdirilmemesi veya aynı kurumda ikinci kez yabancı uyruklu gerçek veya tüzel kişilerin ortaklığının tespiti hâlinde söz konusu kurumun kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı iptal edilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” hükmünün bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu kanun maddesi hükmü gereğince Türk vatandaşı olmayan kişilerin Eğitim kurumuna ortak olmasının yasaklandığı, bu nedenle sözleşmenin ifasının hukuken imkansız hale geldiği anlaşılmıştır.
TBK’nın 136/2.maddesinde; “…Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır….” hükmü bulunmaktadır.
Sözleşmeden sonra ortaya çıkan hukuki düzenleme nedeni ile borcun sona erdiği, tarafların kusurundan kaynaklanmayan bir durumun tazminat gerektirmediği, karşılıklı tam iki tarafa borç yükleyen bu sözleşmenin ifasının imkansızlaşması karşısında borcun sona erdiği ifa edilen edimin yani davacılar tarafından sözleşme gereği pay devri dışında okul için yapılan yatırımların TBK’nın 136/2.maddesi hükmüne istinaden talep edilebileceği anlaşılmıştır.
Davacıların talebi hisse devir ve ortaklık sözleşmesine dayandığından buna göre sözleşmeye dayalı talep olması nedeniyle talebin 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu anlaşıldığından davalıların zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
6764 sayılı yasının yürürlüğe girmesinden sonra … 44. Noterliğinin 14/06/2017 tarih ve … yevmiye numaralı şirket pay devri sözleşmesi ile davacı … …’nin şirketteki 30 payını 180.000 TL karşılığında davalı …’na devrettiği, … 44. Noterliğinin 14/06/2017 tarih ve … yevmiye numaralı şirket pay devri sözleşmesi ile davacı …’nın şirketteki 19 payını 114.000 TL karşılığında davalı …’na devrettiği anlaşılmıştır.
Davacılar şirket hisselerini devrettiklerinden dolayı hisse bedelleri ile ilgili bir alacakları kalmadığı ancak okulun geliştirilmesi için verdikleri meblağları geri isteyebilecekleri anlaşılmıştır.
Davacılar tarafından yapılan ödemelerin ise toplam 1.466.000 TL olduğu ve davacılar tarafından gönderilen bu meblağın … … … Tic. Ltd. Şti.’ne ait ticari kayıtlarda bulunduğu bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir. Her ne kadar davacılar vekili sözleşme maddesinde açıkça 2.000.000 TL’nin teslim alındığının yazılı olduğunu ve bu tutar üzerinden taleplerinin kabulü gerektiğini belirtmiş ise de; davalı şirket ticari defter ve kayıtlarına ve banka kayıtlarına göre davacıların şirkete gönderdikleri toplam bedelin 1.466.000 TL olduğu, bu tutarın dışında para gönderildiği hususunun veya elden verildiği husususun davacılar tarafından ispatlanamadığı, buna ilişkin herhangi bir yazılı belge sunulmadığı, bu durumda davacıların şirket hisselerini devretmeleri nedeni ile kendilerine ödenen toplam 353.735 TL’nin mahsubundan sonra kalan 1.112.265 TL alacaklarının kaldığı, bu miktarı TBK 136/2.maddesi gereğince davalı … … … Tic. Ltd. Şti.’nden talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılarak, davacıların davalı … … … Tic. Ltd. Şti.’ne karşı açtıkları alacak davasının kısmen kabulüne ve 1.112.265 TL’nin avans faizi ile birlikte tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Davacılar her ne kadar manevi tazminat talebinde bulunmuşlar ise de; sözleşmeden sonra ortaya çıkan hukuki düzenleme nedeni ile sözleşmenin sona ermesi ile borcun sona erdiği, tarafların kusurundan kaynaklanmayan bir durumun tazminat gerektirmediği ve manevi tazminat koşulları oluşmadığı anlaşıldığından davacıların manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacılar her ne kadar davalı …’na ve …’ye karşıda dava açmışlar ise de; bu davalıların hisse devri ve ortaklık anlaşmasında taraf olmadıkları, davacılar tarafından yapılan ödemelerin davalı … … … Tic. Ltd. Şti.’ne yapılması ve bu şirketin ticari kayıt ve defterlerinde yer alması ve sonuç itibariyle sözleşmeden kaynaklanan sebepsiz zenginleşen kişinin davalı … … … Tic. Ltd. Şti. olduğu, diğer davalıların bu davada husumet ehliyetlerinin bulunmadığı anlaşıldığından davalılar … ve … hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … ve … hakkındaki davanın husumetten reddine,
2-… … … Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın kısmen kabulü ile; 1.112.265 TL. nin 09.12.2016 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalı … … … Tic. Ltd. Şti. den tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin alacak talebinin ve manevi tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre, alınması gereken 75.978,82 TL harçtan, peşin alınan 35.862,75 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 40.116,07 TL harcın davalı … … … Tic. Ltd. Şti.’den tahsiline,
4-Davacılar tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı ve 35.862,75 TL peşin harç toplamı 35.898,65 TL’nin davalı … … … Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacılara verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 136.981,20 TL vekalet ücretinin davalı … … … Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacılara verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesi gözönüne alınarak ret edilen alacak davası kısmı için 115.650,85 TL, ret edilen manevi tazminat için 9.200 TL olmak üzere toplam 124.850,85 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … … … Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. ve 10. maddeleri gözönüne alınarak husumetten reddedilen alacak davası için 9.200 TL, ret edilen manevi tazminat için 9.200 TL olmak üzere toplam 18.400 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar … (yargılamanın bir kısmında kendini vekil ile temsil ettirdiğinden) ve … verilmesine,
8-Davacılar tarafından yapılan 12.500 TL bilirkişi ücreti, 252,40 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 12.752,40 TL yargılama giderinin (Davalılar … ve …’ne yapılan yargılama giderleri düşülerek hesaplanmıştır.) davanın kabul ve ret oranına göre 6.754,31 TL’sinin davalı … … … Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacılara verilmesine,
9-Davalı … … … Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan 9.000 TL bilirkişi ücreti giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 4.233,15 TL’sinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Davacılar vekilinin, davalı şirketler vekilinin ve davalı …’nun yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır