Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/227 E. 2022/1072 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2019/227 Esas
KARAR NO :2022/1072

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/05/2019
KARAR TARİHİ:27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, ticari alışverişe dayanan fatura alacağı ile davalı-borçlu hakkında T.C. …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, davalının söz konusu takibe yaptığı itirazında yetkiye itiraz ettiğini, borçlu yanın adresinin … ise de takip dayanağı belgelerden de anlaşılacağı üzere müvekkili ile davalı yan arasında satış ilişkisi yani bir satış sözleşmesi mevcut olduğunu, davalı yanın para borcunu müvekkilinin adresinde ödemesi gerekeceğini, dolayısıyla HMK hükümleri uyarınca müvekkili şirketin bulunduğu yer mahkemesinin de huzurdaki davada yetkili İcra Dairesi olduğunu, taraflar arasındaki satış sözleşmesinin varlığını gösterir ticari ilişki dilekçe ekinde bulunan mail yazışmaları ile de sabit olduğunu, müvekkilinin, cari hesap ile fatura alacağına dayanarak icra takibi başlattığını ve takip dayanağı olarak cari hesap ve fatura belgelerini sunduğunu, sunulan faturalardan taraflar arasında satış ilişkisi bulunduğunun anlaşıldığını, satış sözleşmesinde, satıcının alacağının para borcu olup, TBK’nın 89. Maddesine göre, para borcu ifa anındaki alacaklının ikametgahı mahkemesinde ödemesi gerekeceğini, hal böyle olduğundan, huzurdaki davada müvekkili şirket adresinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olduğundan davanın esasına girilerek öncelikle yetki yönünden inceleme yapılması gerekeceğini, müvekkili şirketin bir turizm şirketi olup, davalı yana toplamda 47.896,17-TL. bedelli uçak bileti sattığını, davalının satın aldığı uçak biletlerine karşılık kesilen takibe dayanak fatura bedellerini hiçbir şekilde ödemediğini, davalı borçlunun, müvekkili şirkete herhangi bir borcunun olmadığını iddia ederek borca itiraz etmiş ve takibi durdurduğunu, fakat davalının işbu itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; haksız ve dayanaksız itirazın iptali ile takibin devamını, borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; alacak taleplerini kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın hukuka uygun ikame edilmediğinin, yetki ve göreve ilişkin ilk itirazlarla birlikte, kanuni sürelere riayet edilmeyen işbu davaya ilişkin zamanaşımı defi ileri sürme zaruriyeti hasıl olduğunu, davacı yanın taraflar arasında satış sözleşmesinin varlığından bahsetmişse de dava dilekçesinin ekinde taraflarca imza altına alınmış bir satış sözleşmesi bulunmadığını, dolayısıyla taraflar arasında satış sözleşmesinin bulunduğundan bahsedilmeyecek olduğunu, davacının sunmuş olduğu tek taraflı ve her zaman bilgisayar ortamında düzenlenebilecek mail yazışmalarına ise delil olarak itibar edilmesinin mümkün olmadığı gibi davacının iddia ve sunmuş olduğu belgelerin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasında satış sözleşmesi bulunmadığını, bu nedenle işbu davaya bakmakla yetkili mahkemeler HMK 6. Maddesi’nin Genel Yetki kuralına göre belirlenmeli ve müvekkili şirketin adresi …/… olduğundan … Mahkemeleri’nin yetkili olması gerektiğini, dava dilekçesinde aksi yönde yer alan beyanlara ise itibar edilmemesi gerektiğini, davacının, dava dilekçesinde müvekkili şirkete kesmiş olduğu faturalar dolayısıyla, 47.896,17 TL alacaklı olduğunu iddia ettiğini, davacının, müvekkiline hiçbir hizmet vermediğini, davacının iddia ve alacaklarına ispat mükellefiyeti bulunması gerektiğini,
alacak iddialarını kesinlikle kabul anlamına gelmemek ve faturaya konu biletlerin müvekkili
şirketle hiçbir ilgisinin bulunmadığına ilişkin beyanların saklı kalmak üzere, davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı da göz önüne alındığında, kesilen faturaların ve bilet fiyatlarının neye göre belirlendiğinin, davacı yanca ispatı ve dava dilekçesinin somutlaştırılmasının zorunlu olduğunu, davacının alacak iddialarını kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere, davacının alacak iddiası likit alacak olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden yerleşmiş yargıtay içtihatları uyarınca müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de mümkün olmadığını, davacının söz konusu haksız ve mesnetsiz talebinin de reddini gerektiğini, davacının farazi alacak iddialarıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatmasının, işbu sebeple mezkur icra takibine tarafça itiraz edildiğini, akabinde davacı yanın haksız ve mesnetsiz bir şekilde işbu davayı ikame ettiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın usule ilişkin itirazları ile yetki itirazları yönünden usulden reddini, davacı iddia ettiği bedellere hak kazanmamış olması sebebiyle, haksız ve mesnetsiz açtığı işbu davanın esastan reddini, haksız ve mesnetsiz bir şekilde icra takibi başlatan davacı yan aleyhine, İİK md 67 gereği takip tutarının %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası, BA- BS formları, faturalar, ticari defter ve belgeler, tanık, yemin ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu bilirkişi raporu alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacının, davalıdan, fatura alacağından kaynaklı olarak, 47.896,17-TL. asıl alacak üzerinden ve asıl alacak tutarlarına takip tarihinden itibaren işleyecek %19,50 ticari faizi ile birlikte tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde, borca, faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde, itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
İhtilaf, davacı alacaklının davalıdan, fatura alacağına dayalı takip sebebi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup, alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Mahkememizin 08/02/2022 tarihi duruşmasında dinlenen davacı tanığı …; “… davacı firmayı aynı sektörde olduğumuz için tanıyorum aynı zamanda davacı şirketin sahibi ile daha önce çalışmıştım, benim bildiğim kadarıyla hesaplar üzerinde bir karışıklık olmuş, benim şahsi olarak gönderdiğim para daha doğrusu şirket sahibinden borç aldığım parayı şirkete göndermiştim ancak şahsi olarak gönderdiğim para davalı şirketin hesabına geçtiğini öğrendim, davalı şirketi tanıyorum ancak ticari bir ilişkim yoktur, davada adı geçen … ve diğer bilet alınanları biliyorum, benden bilet talep ettiklerinde davacıya yönlendiriyordum, daha önce de para almıştım davacı şirket sahibinden, paraları bildiğim kadarı ile bana bildirdiği şirket hesabına gönderiyordum” beyan ettiği görüldü.
… 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/7 Talimat sayılı dosyasından alınan ve bilirkişi Mali Müşavir … tarafından hazırlanan, 12/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…
Davalının ticari defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defterlerin delil niteliği taşıdığı, HMK 222 hükmü gözetilerek takdirin sayın mahkemenizde olduğunu,
Davadaki çekişmenin 2018 yılı düzenlenen 9 adet faturadan kaynaklı 47.896,17 TL fatura alacağa ilişkin olduğu,
Davalının yapılan ticari defter incelemesi sonucu;
Takibe dayanak yapılan faturaların defterlerinde kaydı olmadığı,
Defter kayıtlarında davalıya herhangi bir borç/alacak bakiyesinin mevcut olmadığının…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Tüm deliller toplandıktan sonra, davacının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi için bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi Mali Müşavir Mehmet Ali VERGİLİ tarafından hazırlanan 21/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…
-Davacı Vis Turizm Organizasyon ve Danışmanlık Tic. Ltd. Şti.” nin yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, TTK hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin lehe delil olarak ileri sürülebileceği,
-Davacı nezdinde yapılan incelemeye göre,
-Raporumuzun 7. Maddesinde belirtilen 30.000 TL tutarındaki ödemenin davalı şirket tarafından yapıldığının kabulü halinde davalının davacıya 17.896,17 TL borçlu olduğu,
-Raporumuzun 7. Maddesinde belirtilen 30.000 TL tutarındaki ödemenin davalı şirket tarafından yapılmadığı, davacı tarafından sehven davalı hesabına kaydedildiğinin kabulü halinde ise davalının davacıya 47.896,17 TL borçlu olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 08/11/2021 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …Yukarıda ve kök raporda arz ve izah olunan nedenlerle kök raporda belirtilen hususlarda değişikliği gerektirecek bir hususun olmadığı…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek yeni bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Mali Müşavir … ve Turizm Uzmanı … tarafından hazırlanan 03/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda; “…
1-Davacı incelemeye ibraz ettiği 2018 yılına ait elektronik mühürlü ticari defterlerinin açılış- kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak Gelirler İdaresi GİB Bilgi sistemine yüklendiği, davacı taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu,
2-Takdir ve değerleme tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere sunulan deliller, belgeler incelendiğinde davacının davalıyı takip etmiş olduğu yardımcı muavin defter dökümünde kayıtlı 30.000 TL …” den yapılan ödemeyle ilgili; davalıyla … arasında bir ticari ilişkinin tespit edilmediği, ödeme dekontu üzerinde yapılan imcelemede davalının cari hesabına mahsuben ödendiği açıklayıcı bir ifade olmadığı, davalı defterlerini inceleyen bilirkişi tarafından da bu ödemeye ilişkin yardımcı muavin defter dökümünde bir tespit de bulunulmadığı,
3-Her ne kadar davacının ticari defter kayıtlarında 17.896,17 TL davalıdan alacağı gözükse de; davacının faturalardan kaynaklı alacağının kabul edilmesi halinde yukarıdaki 2’inci maddede izah edilen hususla birlikte değerlendirildiğinde davacının davalıdan muhasebede özün önceliği kavramı gereği 47.896,17 TL alacaklı olduğu,
4-Davacının davalıya 2018 yılında düzenlemiş olduğu 84 adet e-arşiv faturasının davalı BA formunda bildirim konusu yapıldığı, dava konusu alacağı oluşturan 2018 yılında düzenlenen 9 adet e-arşiv faturasının bildirim konusu yapılmadığı,
5-Mail yazışmaları, yolcu listesi ve … uçuş detay ve bilgilerine istinaden bilet satış, hizmet alımı ve kullanımının gerçekleşmiş olabileceği; uçuş yeri, saati, dönemi ve bilet sınıfı (ekonomi-business) çerçevesinde bilet satış fiyatlarının da anlık olarak değişkenlik gösterebileceği…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; tüm dosya kapsamına göre alınan 12/02/2021 ve 03/10/2022 tarihli bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, tarafların ibraz edilen ve incelenen ticari defter ve belgelerinin usulüne uygun tutulduğu, lehlerine delil teşkil ettiği, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından davalıya ticari ilişkiden kaynaklı olarak 2018 yılı içerisinde toplam 93 adet fatura düzenlediği, davalının 01/01/2018 -15/11/2018 tarihleri arasındaki 84 adet faturayı defterine kaydettiği ve bu faturalara ilişkin vergi dairesine BA formunda bildirimde bulunduğu, davaya konu 9 adet faturanın davalı defterinde kayıtlı olmadığı BA formunda bildirim konusu edilmediği, fatura düzenlenmesinin alacağın varlığını ve miktarını ispata tek başına yeterli olmadığı, davaya konu 9 adet faturanın davalıya teslimine ve bu faturalara konu hizmetin verildiğine ilişkin belge ve bilgi ibraz edilmediği, bu kapsamda davacı delil listesinde yemin deliline de dayandığından, mahkememizce, 15/11/2022 tarihli duruşmada, davacının “…yemin metnini hazırlayıp sunması ve davalı şirket yetkilisine tebliğ ettirmesi …” için kesin süre verildiği, kesin sürenin sonuçları hatırlatılarak davacı vekiline ihtar edildiği, davacı vekilinin 21/11/2022 tarihli dilekçesi ile yemin deliline başvurmayacağının beyan edildiği, davacının davasını ispat edemediği kanaati oluştuğundan, davacının davasının reddine, şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının reddine,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 578,47-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 497,77-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalının yapmış olduğu 2.000-TL. bilirkişi ücreti + 70-TL. tebligat – müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.070-TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır