Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/178 E. 2020/624 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/178 Esas
KARAR NO:2020/624

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/04/2019
KARAR TARİHİ:27/10/2020

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … icra dosyası kapsamında yürütülen 191,267,68TL alacak için itirazda bulunarak icra takibini durdurttuğunu, davalı …’nun itirazının yerinde olmadığını, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, İİK Md. 63 gereği ve yerleşik Yargıtay içtihatları mucibince itirazın yerinde olmadığını, taraflar arasında 04.05.2012 tarihli ve 5 yıl süreli “akaryakıt bayilik sözleşmesi ile akaryakıt istasyonlar İçin ariyet sözleşmesinin varlığı ve sözleşmenin sona ermesi ile ödünç alınan ekipmanların iade edilmediğini, iade ve söküm işlemlerinin ihtara rağmen gerçekleşmemesi üzerine müteahhit aracılığı ile yerine getirilen sökümlere ilişkin yapılan masrafların faturalarının davalıya keşide edildiğini, davalı tarafından ariyet sözleşmesine rağmen iade edilmeyen ödünç verilmiş ekipmanlar, akaryakıt pompası, otomasyon sistemi söküm işlemlerinin bedellerine ilişkin Yargıtay 19. Hukuk Dairesi kararının referans gösterildiğini, davalı tarafın borcu olmadığı konusunda iddialarının asılsız olduğunu, ticari defter kayıtları ve sözleşme hükümlerinden açıklığa kavuşturulabileceğini, dava konusu olan bayilik sözleşmesi ve ekleri ile düzenlenen fatura alacaklarının likit olduğunu, alacak konusunda başvurulan arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama ile sonlandığı belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili cevap dilekçesin özetle; Davacı tarafından açılmış ….ATM … E sayılı dosya ile …. ATM … E sayılı dosya tarafları aynı olduğundan birleştirilmesi gerektiğini, davacı ile aralarında … amblem ve markası ile 5 yıllık bayilik sözleşmesinin ve dikey ilişkiye ilişkin bazı sözleşmelerin akdedildiğini, bu ticari ilişkilerle ilgili müvekkil şirket aleyhine yukarıda belirtilen davaların İlgili ATM’lerde görülmekte olduğu, ancak bu dosyaların birleştirilmesinin talep edildiğini, Davacı tarafın iddia ettiği ariyet sözleşmesinden kaynaklanan malzemelerin söküm bedellerinin istenmesini doğru olmadığını, takip konusu faturanın söküm masrafı değil malzemelerin bedelinin talep edilmesi nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiğini, dava konusu faturada belirtilen saha betonlama işinin müvekkil şirket tarafından gerçekleştirildiğini, buna ait faturanın ibraz edileceğini, akaryakıt faaliyeti için zorunlu kalıcı yatırımların sözleşme süresine bakılmaksızın yapıldığı ve ücretinin istenemeyeceğini, dava konusu bazı kalıcı yatırımların da sözleşmelerde kararlaştırıldığı üzere davacı tarafından yapılmış olsa bile bayilik sözleşmesi gereği süreye bakılmaksızın yapılan yatırımlar olduğunu, 13.01.2014 tarihli Yargıtay 19, Daire içtihadı İstasyona yapılan yatırımlar yönünden 5 yılı aşkın süre yürürlükte kalan sözleşmelerde beklenen amaç gerçekleşmiş olduğundan iade talep edilemeyeceği” ve benzeri içtihatlar gereği kalıcı yatırım bedellerinin iade edilemeyeceğini, ayrıca dava konusu malzemelerin davacı ticari defterleri mali bilirkişi tarafından incelenmesi sonucu davacının yıllık vergi avantajı sağlaması ve amortisman düşmesi nedeniyle söz konusu malzemelerin defter değerinin sıfırlanmış olabileceğini, bu nedenle davacı tarafın vergi indiriminden yararlandığı ve mali değeri kalmayan malzemeler için talepte bulunamayacağını, davacının ticari defterleri üzerinde malî inceleme yapılarak amortisman düşülmüş değer tespitinin talep edildiğini, akaryakıt sektöründe ariyeten verilen malzemeler için belirli bir iade teslim yerinin mevcut olmadığı, dağıtıcı şirketlerin taşeronları aracılığı ile bu malzemeleri istasyondan söküp aldıklarını, Bu davada da malzemelerin davacı taşeronları tarafından sökülerek alındığını, davacı tarafın kendi çalışma sistemi uyarınca, sözleşme kapsamında kendisinden alınacak ürünlere ait çek koçanı teslim ettiğini ve bu koçandan düzenlenen çeklerle alacağını tahsil ettiğini, bu kapsamda … Bankası … no lu ve 10.956,36 TL tutarlı banka çeki düzenlendiği ve fakat tahsil edilmediği gibi müvekkil şirkete de iade edilmediğini, bu nedenle çekleri iade edilmeksizin müvekkilin davacı şirkete bir ödeme yapmasının söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddini, %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile cevap verdikleri anlaşıldı.
Dava İ.İ.K.nun 67.maddesi gereğince açılmış itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine 191.267,68-TL asıl alacak için ilamsız icra takibi yapıldığı, itiraz edilmesi neticesinde takibin durduğu ve bu davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacı tarafın usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu, söküme ilişkin faturaları ibraz edemeyen davacı, şirketin dava konusu icra takibinin dayanağı fatura içeriğindeki söküm masraflarına ilişkin ispat yükünü yerine getirmediği, davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı icra takibine konu fatura içeriğindeki sökülebilir ve sökülemez malzemelere ilişkin amortisman kayıtları aşağıdaki tabloda sunulmuş olup toplam 391.550,90 TL alım bedeli ile ticari defterlere kaydedilen sabit kıymetlerin toplam birikmiş amortisman tutan 249.382,41 TL olup net defter değeri 142.168,49 TL olduğu, dava konusu icra takibinin dayanağı fatura içeriğinin söküm bedellerine değil de davalıya ariyeten verilen malzemelerin sözleşme sonrasında satımına ilişkin olduğunun değerlendirilmesi durumunda davacının davalıdan ilgili sabit kıymetlerin net defter değeri + KDV olmak üzere 167.758,82 TL alacaklı olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; akaryakıt bayilik sözleşmesinin feshinin ardından alacağın tahsili için başlatılan icra takibi sebebiyle açılan itirazın iptaline ilişkindir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, taraflar arasında 04.05.2012 tarihli akaryakıt bayılık sözleşmesi ile bu sözleşmeye istinaden bila tarihli ariyet sözleşmesi ve bila tarihli protokolün imzalandığı, bayilik ve ariyet sözleşmelerinde tacir olan taraflarca … Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı, taraflar arası sözleşmenin feshedildiği, akabinde de davacı tarafça, davalı tarafa, sözleşme hükümleri gereğince ariyet olarak verilen malzemelerin söküm bedelinin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 19.09.2018 tarihinde usulsüz olarak tebliğ edildiği iddiasıyla açılan …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı kararının ardından Yasal süresi içerisinde yetkiye, borca ve ferilerine itirazda bulunulması üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, en nihayetinde de Mahkememizdeki iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında taraf teşkili sağlanmış ve dosyamız, sektör bilirkişisinin de olduğu heyete tevdii edilerek 19.12.2019 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında bayilik sözleşmesi ve buna dayalı protokollerin imzalanması veya bu sözleşme ve protokollerin feshi hususunda uyuşmazlığın olmadığı, sözleşme ve protokollerde … Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığı, bu yetki sözleşmesinin 6100 Sayılı Yasa uyarınca geçerli olduğu ve icra müdürlüğüne yapılan yetki itirazının reddi gerektiği, taraflar arası sözleşme hükümlerine göre davacının, ariyeti sökme hakkı olmakla birlikte bu hakkın kullanımı için sarf edilecek bedeli, davalıdan rücu hakkının olduğuna ilişkin açık bir sözleşme hükmünün olmadığı, ariyet olarak verilen malzemelerin söküm masraflarının faturalandırılarak davalıdan icra takibi yoluyla talep edildiği, icra takibine konu faturaların açıklama kısmında buna ilişkin açık bir kaydın olmadığı, faturaların, doğrudan davalı adına düzenlendiği, bu haliyle davacının, yaptığını iddia ettiği söküm işini, nasıl, hangi tarihte, ne şekilde yaptığını ve bu söküm işi nedeniyle sarf ettiğini iddia ettiği miktarı ispatlayamadığı, bilirkişi raporunun da bu doğrultuda olduğu anlaşılmakla, davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 54,40-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 2.310,04-TL harçtan fazla alınan 2.255,64 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 21.838,74-TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11)-(13) maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin tamamının, davacıdan tahsiliyle Hazine adına gelir kaydına
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.27/10/2020

Katip …

Hakim …