Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/877 E. 2019/450 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/877 Esas
KARAR NO : 2019/450
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 19/12/2018
KARAR TARİHİ: 26/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 25/05/2012 tarihli verdiği dilekçesi özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde 03/08/2011 başlangıç tarihli 44217075 sayılı iş yerim paket sigorta poliçesi ile teminat altına alınan … Şti. unvanlı sigortalı iş yerinde 17/11/2011 tarihinde …’ye ait rögarın tıkanması sonucu kanalizasyon sularının iş yerinin imalathanesini basıp orada bulunan emtialara zarar vermesinden dolayı, sigortalı iş yeri sahibine… nolu hasar dosyası kapsamında 02/01/2012 tarihinde ödenen 5.551,52 TL asıl alacak, ödeme tarihinden itibaren işlemiş 170,08 TL faiz olmak üzere toplam 5.721,60 TL tazminat bedelinin rücuen tazmini için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün 2012/6401 esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu, dava konusu hasarın meydana geliş sebebine ilişkin olay yerinde yapılan ekspertiz çalışmaları neticesinde hasarın… sorumluluğunda olan rögarın tıkanmasının ve yağışla birlikte tahliye olmayan suyun, su basmasına neden olarak belirlendiğini ve rapor kapsamında ilgili kurumun sorumlu olduğunun tespit edildiğini, bu tespitlerin… Genel Müdürlüğü’nün dava konusu olayın oluşumunda kusurlu ve sorumlu olduğunu gösterdiğini, davalının icra müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesinde kusuru olmadığı yönünde herhangi bir itirazın bulunmadığını, davalının icra takibine yaptığı itirazda kendisine hasarla ilgili bildirimin yapılmadığının bu nedenle alacağın zaman aşımına uğrama ihtimalinin bulunmasına istinaden zamanaşımı def’inde bulunduğunu, ancak davalıya iadei taahhütlü mektupla 12/03/2012 tarihinde gerekli bildirimin yapıldığını, bu nedenle zaman aşımı itirazını kabul etmediklerini belirterek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 11/07/2012 tarihli verdiği dilekçesi özetle; Mahkemenin davada görevli olmadığını, tazminat talebine dayanak gösterilen olgular hizmet kusuru niteliğinde olduğundan görevli mahkemenin İdare mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın görev yönünden reddi gerektiğini, sigortalı iş yerinin yer aldığı binaya ait atık su bağlantı tip projesinin müvekkilince 31/10/005 tarihinde … sayılı atık suların motopomp yolu ile tahliyesi ve … caddesindeki atık su şebeke hattına bağlanması şartıyla tasdik edildiğini, ancak projede binaya ait otopark olarak görünen yerin işyeri imalathanesi ve depolama alanı olarak kullanıldığının tespit edildiğini, bina 1. Bodrum katının ıslak zemin kotunun kanalizasyon şebeke kotunun altında kaldığını, uygun pompaj sistemi atıklarının aktarılması gerekirken kendiliğinde akışının sağlanması için yukarıda açıklanan tip projesine aykırı bir şekilde gayri fenni bir bağlantı kanalı ile Hendem caddesindeki atıksu şebeke hattına bağlantı yapıldığını, yine yapılan incelemede atıksu deşarjlarını kontrol ve arızalara müdahale etmek maksadıyla kapağın her an açılabilecek durumda inşa edilmesi mecburi olan binadaki parsel bacasının kayıp olduğunun tespit edildiğini, hasara maruz kalan binanın inşaat tekniğine aykırı yapılmış olması sebebiyle doğacak hasar ve zararlardan idarenin sorumlu tutulamayacağını, bu sebeple zarar meydana getiren sebeplerin ve kusur durumunun tespiti için iskan izninin olup olmadığının ilgili belediyeden sorularak binaya ait yapı ruhsatı ve projelerin getirtilmesini, binanın projesine uygun yapılıp yapılmadığının imar mevzuatına ve… mevzuatına uygun olup olmadığının tespiti için mahallinde keşif yapılmasını, hizmet kusuruna dayalı olarak açılan davada müvekkilinin dava konusu zararı ödemekle yükümlü tutulabilmesi için zararın varlığı yeterli olmayıp bu zararın idareye atfı kabil isnadın mümkün olması gerektiğini, zararla idari eylem veya işlem arasında illiyet bağının bulunması gerektiğini, zararın idari eylem ve işlemden değil de zarar görenin kendi eyleminden doğması halinde zararla idari eylem ve işlem arasındaki illiyet bağının kesileceğini, zararın idari eyleme ve idare tüzel kişiliğine bağlanma imkanın kalmayacağını, talep edilen bedelin piyasa rayicine uygun olmayıp fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini davacının %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
Mahkememizin 15.04.2014 Tarih 2012/132 E.- 2014/91 K. sayılı ilamında, “…..Dava İİK 67 mad. kapsamında itirazın iptali davasıdır.Davacı tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuan tahsili talep edilmiştir.
Davacı tarafından İş Yerim Paket Sigorta Poliçesi ile 03.08.2011-03.08.2012 tarihleri arasında sigortalanan dava dışı …Şti’ye ait … adresinde bulunan iş yerinde 07.11.2011 tarihinde meydana gelen su baskını sonucu davacı sigortalısı iş yerinde oluşan zararın 5.551,52 TL olarak 02.01.2012 tarihinde davacı tarafından tazmin edildiği, sigortalıya ödenen hasar bedelinin faizi ile birlikte davalıdan tahsili için davalı… aleyhine icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda davacı sigortalısına ait iş yerinin bulunduğu binada atık su bağlantısının projeye uygun olmadığı, ancak yapılan bağlantı da teknik açıdan sakınca bulunmadığı, oluşan hasarın atık su kanal hattındaki baca tıkanıklığından meydana geldiği, hasar miktarının 5.551,52 TL olduğu ve davacının ödeme tarihinden itibaren takip tarihine kadar işlemiş faiz alacağının 170,08 TL olduğu bildirilmiştir. Her ne kadar binanın atık su bağlantısının projeye aykırı olarak yapılmasının teknik açıdan herhangi bir sorun teşkil etmediği, oluşan zarardan davalının sorumlu olduğu yolunda görüş bildirilmiş ise de davacı sigortalısına ait iş yerinde meydana gelen hasardan atık su kanal hattındaki tıkanıklığın zamanında giderilmemesi nedeniyle… ve projeye aykırı olarak atık su kanalına bağlantı yapılması nedeniyle bina sahibi müterafik kusurlu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının kısmen iptaline ,takibin 2.860,80 TL üzerinden devamına,(5.721,60/2=2.860,80 TL) asıl alacak 2.775,76 TL’ye (5.551,52/2=2.775,76TL) takip tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmasına, alacak yargılama ile belirlendiğinden, davalı açısından likit ve belirlenebilir olmadığından davacının icra inkar tazminat talebinin reddine ….. “ karar verildiği;
Kararın taraf vekillerince temyiz edildiği, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 02.10.2018 tarih 2017/4076 E.- 2018/8454 K. sayılı ilamında, “….1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının, ödediği bedelin zarara sebep olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemli olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 266/1. maddesi “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” hükmünü öngörmüş olup,somut olayda sigortalı işyerinde oluşan hasara sebep olan su basmasının nedeninin belirlenmesinin özel ve teknik bilgi gerektirdiği izahtan varestedir.
Mahkemece, içerisinde konunun uzmanı olan inşaat mühendisinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden, keşif yapılmak suretiyle rapor alınmış ve 26/02/2014 tarihli raporda; hasar gören işyerinin bulunduğu binanın onaylı projesindeki güzargah yerine, kendi cazibesi ile bağlantı yapma durumunun tercih edilmesinde teknik açıdan bir yanlışlık bulunmadığı, davacı sigortalısına ait taşınmazda ortaya çıkan hasara…’nin denetiminde bulunan atık su kanal hattındaki baca tıkanıklığı ile başlayan durumun neden olduğu ve bu kanal ile ilgili her türlü bakım ve denetim sorumluluğunun…’ye ait olduğu..”Mahkemece, içerisinde konunun uzmanı olan inşaat mühendisinin de bulunduğu bilirkişi heyetinden, keşif yapılmak suretiyle rapor alınmış ve 26/02/2014 tarihli raporda; hasar gören işyerinin bulunduğu binanın onaylı projesindeki güzargah yerine, kendi cazibesi ile bağlantı yapma durumunun tercih edilmesinde teknik açıdan bir yanlışlık bulunmadığı, davacı sigortalısına ait taşınmazda ortaya çıkan hasara…’nin denetiminde bulunan atık su kanal hattındaki baca tıkanıklığı ile başlayan durumun neden olduğu ve bu kanal ile ilgili her türlü bakım ve denetim sorumluluğunun…’ye ait olduğu…” belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece, çözümü teknik bilgiye dayalı bir konuda, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen gerekçeli rapora itibar edilmeden ve mevcut duruma göre de bilirkişi raporundaki kusur durumunun olayın oluşuna uygun düştüğü gözetilmeden yazılı olduğu şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi isabetli görülmemiş,……. (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA…..” yönünde içtihadında bulunduğu;
bozma sonrası dosya mahkememize gelerek … E. sayıya kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün…Esas sayılı takip dosyası, poliçe ve hasar dosyası, hasar gören taşınmazın belediyeden celp edilen onaylı projesi, ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, sigortalısı dava dışı … Şirketine, İşyerim Paket Sigorta Poliçesinden kaynaklı, ödenen hasar bedelinin, davalıdan rücuen tazmini için, 5.551,52 TL asıl alacak, 170,08 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.721,60 TL.’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi yaptığı, davalının süresi içerisinde, borca,faize, faiz oranına itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu ve davacı tarafından takibin devamının sağlanması amacıyla İİK. 67. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre içinde bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra, keşif icrası ile bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, Bilirkişi Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakemi …, İnşaat Yüksek Mühendisi … ve Sigorta Tahkim Komisyonu Hakemi / …’ın 26.02.2014 tarihli raporlarında “… binanın atık su deşarjının onaylı projesinde … Caddesine motopomp ile bağlanmak suretiyle yapılması gerektiğinin belirtildiği, buna rağmen …Caddesine kendi cazibesi ile bağlantı yapılmasında teknik açıdan bir yanlışlık bulunmadığı, yanlışlık olduğunun düşünülmesi ya da yapılan bağlantının tekniğine uygun yapılmadığı yönünde bir durum söz konusu ise bu duruma müdahale etmesi gerekenin davalı… olduğu, binaya Ümraniye Belediyesi tarafından yapı ruhsatı verildiği, kanal bağlantısının ister projesindeki yerde, isterse projeye aykırı bir yerde yapılmasının…’nin denetiminde olduğu, binanın onaylı projesindeki motopomp ile bağlantı yapılacak güzergah yerine kendi cazibesi ile bağlantı yapma durumunun tercih edilmesinde teknik açıdan bir yanlışlık bulunmadığı, davacı sigortalısına ait taşınmazda ortaya çıkan hasara,…’nin denetiminde bulunan atık su kanal hattındaki baca tıkanıklığı ile başlayan durumun neden olduğu ve bu kanal ile ilgili her türlü bakım ve denetim sorumluluğunun…’ye ait olduğu, 07.11.2011 tarihinde su basması sonucunda meydana gelen hasarın sigorta poliçe teminatında olduğu, meydana gelen zarardan…’nin sorumlu bulunduğu, davacı sigortalısına ait iş yerinde 5.551,52 TL’lik hasar oluştuğu, davacı tarafından 5.551,52 TL ‘nin 02.01.2012 tarihinde sigortalısına ödendiği, ödeme tarihinden takip tarihine kadar geçen süre için davacının faiz alacağının 170,08 TL dahil toplam alacağının 5.721.60 TL olarak hesaplandığının……” sonuç ve kanaatine ulaşıldığının mütalaa ettiği anlaşıldı.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda, icra dosyası, poliçe ve hasar dosyası, hasar gören taşınmazın belediyeden celp edilen onaylı projesi ile dayanılan diğer deliller bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi raporu denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan,bilirkişi raporunda, davacının, dava dışı sigortalısına ait iş yerinin bulunduğu binada atık su bağlantısının projeye uygun olmadığı, ancak yapılan bağlantı da teknik açıdan sakınca bulunmadığı, oluşan hasarın atık su kanal hattındaki baca tıkanıklığından meydana geldiği, yapılan tüm teknik değerlendirme neticesinde, sigortalı binasında ortaya çıkan hasara davalı…’nin denetiminde bulunan “Atıksu Kanal Hattı”ndaki baca tıkanıklığı ile başlayan durumun neden olduğu ve bu kanal ile ilgili her türlü bakım ve denetim sorumluluğunun davalı…’ye ait olması nedeniyle hasardan…’nin sorumlu olduğu bu nedenle, davacı tarafından, sigortalısına ödenen 5.551,52 TL. hasar bedelinin ve ödeme tarihinden takip tarihine kadar itibaren işlemiş faiz alacağı olan 170,08 TL.’nin,…’den rücuen tazmin edilebileceği sonucuna varılarak, davacının davasının kabulü ile, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasından, icra takibine, 5.551,52 TL asıl alacak, 170,08 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.721,60 TL. üzerinden yapmış olduğu itirazın iptali ile, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, talep edilen bedel, likit ve belirlenebilir olmadığından davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının DAVASININ KABULÜ ile, davalının, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyasına, 5.551,52-TL. asıl alacak ve 170,08-TL. işlemiş faiz olmak üzere, toplam 5.721,60-TL üzerinden yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının icra inkâr tazminatının reddine,
3-492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 390,84 TL harçtan, peşin alınan 56,40 TL Başvuru harcı + 146,40-TL ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 188,04 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı taraf lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 21,15 TL başvurma harcı + 56,40 peşin harç + 1.200,00 TL bilirkişi ücreti + 146,40 TL ıslah harcı + 170,80 TL keşif harcı + 195,00 TL tebligat-müzekkere giderleri olmak üzere toplam 1.890,75 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile temyiz için Yargıtay’a başvurma yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır