Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/869 E. 2019/293 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/869 Esas
KARAR NO : 2019/293
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/07/2014
KARAR TARİHİ: 27/02/2019
Mahkememize açılan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’un , davalı bankaya devrinden önce 31.260 USD mevduatlarını 29.11.1999 tarihinde yatırdığını, 21.12.1999 tarihinde … A.Ş yönetimine … tarafından el konularak bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak yönetiminin …’ye devredildiğini, bu bankanın daha sonra…BANK A.Ş ile birleştirildiğini, …BANK A.Ş.nin ise, … BANK’a satılarak,…BANK olduğunu, banka yönetimine el konulmasından sonra müvekkilinin mevduatının “… BANK … LTD.” adlı banka hesabına aktarılmış olduğunu ve … mevduatların sigorta kapsamı dışında olduğu” gerekçesi ile ödenmediğini, aşağıda açıklanacağı üzere davalı … BANK’ın, … BANK … adlı paravan kıyı bankasını kurarak ve iki bankanın tek elden yönetimi sağlanarak, suç işleme amacına yönelik olarak planlı ve kasıtlı iş birliği içinde, mevduat sahiplerinin ve müvekkilin dolandırıldığını ve zarara uğratılmış olduğu kanıtlanacak olup, zararın oluşmasına, …BANK A.Ş yönetimi sebep olduğundan …BANK A.Ş.nin devir sonucu birleşmiş olduğu … BANK A.Ş.nin oluşan zarardan sorumlu bulunduğunu, Yargıtay …nci Hukuk Dairesi’nin, “öncelikle…bankaya başvuru gerektiği” şeklindeki önceki içtihadından döndüğünü, yeni içtihatlarında “…BANK … LTD adlı kıyı bankasının hiçbir mal varlığının bulunmadığı, bu banka hakkında çok sayıda aciz vesikası alınmış olması, … BAKANLIĞININ “…BANK’a ait hiçbir mal varlığının bulunmadığı, yıllık 20.000 USD lisans bedelini yatırmadığı, bankanın bankacılık lisansının iptal edilerek kapatılmış olması nedeniyle ve bu banka hakkında çok sayıda ACİZ VESİKASI alınmış olması nedeniyle bu bankaya başvurunun sonuçsuz kalacağının anlaşılmış olduğu” vurgulanarak “… bankaya dava açmaya veya icra takibi yapmaya ve başvurunun sonuçsuz kaldığının kanıtlanmasına gerek bulunmadığı” yönünde karar oluşturduğunu, böylece, eski içtihatlarından dönülmüş olduğunu, …BANK A.Ş yetkililerinin “bankaları aracı olarak kullanmak suretiyle dolandırıcılık “suçundan İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak mahkum olduklarını, yine ceza dosyasına sunulan müfettiş raporlarında bankanın off shore mevduat adı altında topladıkları mevduatı kasıtlı olarak Demirel grubu şirketlere ve hayali şirketlere usulsüz kredi vermek suretiyle tükettiklerinin açıklandığını, belirterek müvekkili tarafından davalı bankaya yatırılan toplam 31.260 USD mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, alacağa paranın bankaya yattığı 29.11.1999 tarihinden itibaren 3095 sayıı yasanın 4/a maddesi gereğince temerrüt faizi uygulanmasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşıldı.
Davalı … Bank (…BANK A.Ş’ye izafeten) vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkilleri bankadan tahsilini talep ettiği alacağın, davacı tarafça …bank … Limited’e havale edilmiş ve müvekkili bankadan çıkarak …bank Off Shore Limited nezdinde bir alacak haline geldiği; davacının parasını …bank… nezdinde bir hesapta değerlendirmeyi seçtiği; müvekkili banka ile …bank … Limited’in farklı tüzel kişiliklere sahip kuruluşlar olduğu ve davanın öncelikle husumet yönünden reddini talep ettikleri, huzurdaki davanın zamanaşımına uğradığı, davanın zamanında açılmadığı ve dava açma süresinin de sona erdiği, davacıların … hesap cüzdanını aldıktan sonra hiçbir itirazda bulunmadığını; bu durumun beraberinde bir takım sonuçlar doğurduğu, davacının serbest iradesiyle daha fazla faiz getirisi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih ettiği; davacının yine serbest iradesi ile parasının Off shore bankasına gönderilmesine yönelik havale talimat formunu imzaladığı; davacının imzaladığı havale formunun gayet açık ve anlaşılır olup davacıyı yanıltabilecek bir unsur taşımadığı, davacı parasını yatıracağı finans kuruluşu hakkında gerekli araştırmayı yapmak suretiyle tedbirli bir tutum içerisine girmesi gerekirken, kendisinden beklenen bu özeni göstermediği, müvekkili bankanın, …bank … nezdindeki mevduatları için herhangi bir garantisi bulunmadığı, müvekkili bankanın vekalet görevini yerine getirdiği; bankalara duyulan güvenin önemli göstergelerinden birinin de banka aracılığı ile yapılan ödeme nakil işlemleri olduğu; havalenin özellikle ödeme ve kabzetme yetkilerini içeren iki taraflı bir vekaletname niteliğinde görüldüğü, müvekkili banka ve bankaların bankacılık işlemlerini yerine getirirken özen borcunun sınırsız olduğunun söylenemeyeceği, dava konusu işlemlerin yapıldığı tarihte off shore bankalarının bankalar Kanunu’na tabi olmadıklarını ve bu bankalara yatırılan mevduatların tasarruf sigortası kapsamında olmadığını mudilere bildirmek gibi bir yükümlülükleri bulunduğu şeklinde bir kabulün mevcut olmadığını, huzurdaki davada davacının, kapital faizi esasına göre ve avans faizi talep ettiği; dava konusu miktar, …bank … Limited’e havale edilmeden önce, müvekkili banka nezdinde vadesiz bir hesapta olduğundan, Sayın Mahkemenin davacıların iddialarını haklı bulması halinde uygulanması gereken faiz oranının yasal faiz oranı olması gerektiği, ortada davacının daha fazla faiz getirisi elde etmek için seçtiği bir hesap türü ve parasını bu hesapta değerlendirmek üzere verdiği talimat ve müvekkili bankanın da davacının bu talimatına uygun gerçekleştirdiği bir havale işleminin mevcut olduğu; davacının fazla faiz getirili ancak, devlet güvencesinde olmayan bu yatırımı sebebiyle ulaşamadığı alacağını, gerçeğe aykırı ve mesnetsiz iddialarla müvekkili bankadan tahsil ederek, haksız menfaat temin etmeye çalışmasının, hukuk düzeni tarafından korunmaması gerektiği, hususlarını beyanla; öncelikle davanın usulden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini cevaben beyan ve talep etmiştir.
İhbar olunan … Vekili ihbara cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile birleştirilen …bank Aş hisselerinin 09.08.2001 tarihinde … ile … arasında yapılan hissede devir sözleşmesi ile …’a devredildiğini, devir öncesi borçlarından arındırılmış …bank Aş’nin daha sonra …bank Aş ile birleştirildiğini, 2007 tarihinde …’ın …bank Aş’deki hisselerini … kaynaklı her türlü sorunun muhatabı kendi olmak üzere müvekkili bankaya taahhütte bulanarak … dışında mukim… BANK N.V. ünvanlı şirkete sattığını, bu satışı takiben …bank AŞ ünvanının… Bank AŞ olarak değiştirildiğini, … ile… Bank …arasında imzalanan 18.06.2007 tarihli hisse satım sözleşmesi gereğince eski bankalar kaynaklı … ‘nin üstlenmiş olduğu borçlardan dolayı …bank A.Ş nin arındırılıp olası bir sorunla karşılaşılması halinde her türlü mali ve hukuki sorumluluğu ve borcu …’a ait olmak üzere … tarafından hisseler devir edilmiş olduğundan bu yönü ile müvekkili bankanın borçlu sıfatı olmadığını, … ile … arasında yapılan hisse devir sözleşmesi gereğince hisse devir tarihinden önceye tekabül eden ve açılacak olan tüm davaların …’ye yazılı olarak bildirileceği ve davanın ihbar olunacağı sorumluluğun …’ye ait olacağının kararlaştırıldığını, bu bağlamda hisse devir protokolü gereği bu tip davaların …’ye ihbar edildiğini, borcu üstlenen sıfatı ve davanın asli yükümlüsü olarak … tarafından yürütülmesi gerektiğini, 18.06.2007 tarihli sözleşme hükümlerine göre … ‘nin yükümlülüklerini yerine getirmemesinin mali ve hukuki sorumlusunun … olacağını belirterek davanın …’a ihbar edilmesini, HMK 124 maddesi uyarınca da taraf değiştirilmesini ve davacı tarafın taraf değiştirmesine peşinen muvafakat ettiklerini bildirmiştir.
İhbar olunan Ordu Yardımlaşma Kurumu vekili ihbara karşı verdiği cevap dilekçesinde özetle; davalı yanın atıfta bulunduğu 18.06.2007 tarihli hissede devir sözleşmesinin… Bank Aş ile değil Merkezi … dışında bulunan… Bank N.V. ile imzalandığını, hisse devir sözleşmesine davacının iddia ettiği şekilde müvekkilini sorumluluk altına sokmadığını, açılan davaya benzer daha önce açılmış bir çok davada davalı banka lehine kararlar verildiğini, … borcu üstlendiğini kabul ettiğinde hükümlerin … aleyhine kurulduğunu, uyuşmazlığın asıl muhatabının … olduğunu belirterek davalı yanında davaya feri müdahil olarak katılmak istediklerini bildirmiştir.HMK’nun 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartı olduğundan ve HMK’nun 115.maddesine göre dava şartlarının mevcut olup olmadığı mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılabileceğinden HMK’nun 137/1 maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın tarafların yokluğunda karar verilebilecek haller bulunduğunda bu yönde karar verilebileceği, mahkemenin görevinin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemenin görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında re’sen nazara almas gerektiğinden; Müvekkili …’un , davalı bankaya devrinden önce 31.260 USD mevduatlarını 29.11.1999 tarihinde yatırdığını, 21.12.1999 tarihinde … Bank A.Ş yönetimine … tarafından el konularak bankacılık yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılarak yönetiminin …’ye devredildiğini, bu bankanın daha sonra …BANK A.Ş ile birleştirildiğini, …BANK A.Ş.nin ise, … BANK’a satılarak, … BANK olduğunu, Banka yönetimine el konulmasından sonra müvekkilinin mevduatının “… BANK … LTD.”adlı banka hesabına aktarılmış olduğunu ve … mevduatların sigorta kapsamı dışında olduğu” gerekçesi ile ödenmediğini, aşağıda açıklanacağı üzere davalı … BANK’İN, … BANK … adlı paravan kıyı bankasını kurarak ve iki bankanın tek elden yönetimi sağlanarak, suç işleme amacına yönelik olarak planlı ve kasıtlı iş birliği içinde, mevduat sahiplerinin ve müvekkilin dolandırıldığını ve zarara uğratılmış olduğu kanıtlanacak olup, zararın oluşmasına, …BANK A.Ş yönetimi sebep olduğundan …BANK A.Ş.nin devir sonucu birleşmiş olduğu … BANK A.Ş.nin oluşan zarardan sorumlu bulunduğunu, Yargıtay …nci Hukuk Dairesi’nin, “öncelikle … bankaya başvuru gerektiği” şeklindeki önceki içtihadından döndüğünü, yeni içtihatlarında “…BANK …LTD adlı kıyı bankasının hiçbir mal varlığının bulunmadığı, bu banka hakkında çok sayıda aciz vesikası alınmış olması, …BAKANLIĞININ “…BANK’a ait hiçbir mal varlığının bulunmadığı, yıllık 20.000 USD lisans bedelini yatırmadığı, bankanın bankacılık lisansının iptal edilerek kapatılmış olması nedeniyle ve bu banka hakkında çok sayıda ACİZ VESİKASI alınmış olması nedeniyle bu bankaya başvurunun sonuçsuz kalacağının anlaşılmış olduğu” vurgulanarak “Off Shore bankaya dava açmaya veya icra takibi yapmaya ve başvurunun sonuçsuz kaldığının kanıtlanmasına gerek bulunmadığı” yönünde karar oluşturduğunu, böylece, eski içtihatlarından dönülmüş olduğunu, …BANK A.Ş yetkilileri “bankaları aracı olarak kullanmak suretiyle dolandırıcılık “suçundan İstanbul… Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanarak mahkum olduklarını, yine ceza dosyasına sunulan müfettiş raporlarında bankanın off shore mevduat adı altında topladıkları mevduatı kasıtlı olarak Demirel grubu şirketlere ve hayali şirketlere usulsüz kredi vermek suretiyle tükettiklerinin açıklandığını, belirterek müvekkili tarafından davalı bankaya yatırılan toplam 31.260 USD mevduat alacağının davalı bankadan hükmen tahsiline, alacağa paranın bankaya yattığı 29.11.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince temerrüt faizi uygulanmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE
Mahkememizin 21/12/2015 Tarih 2014/1308 Es., 2015/722 K. Sayılı ilamında “Mahkememizce Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16/09/2015 tarihli 2015/7449 esas ve 2015/9359 karar sayılı ilamı incelendiğinde, davacının tüketici olduğu, uyuşmazlığın bankacılık işleminden kaynaklandığı, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Kanun’un 3/k-1 ve 73. maddeleri gereğince görevli mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMELERİ OLDUĞU, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ İLE GÖREVLİ MAHKEMENİN TÜKETİCİ MAHKEMELERİ OLDUĞU ANLAŞILDIĞINDAN GÖREVSİZLİK KARARI VERİLEREK MAHKEMEMİZCE AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMUŞTUR.” kararı verildiği .
Karar davalı ve ihbar olunan vekilleri tarafından temyiz edilmiş Yargıtay 19. Hukuk Mahkemesi 31/10/2016 Tarih 2016/3425 Es., 2016/14136 K. Sayılı ilamında; ” Uyuşmazlık “…” hesabından kaynaklanmakta olup “…” hesabı kısaca uluslararası bankalar arasındaki geçici para alışverişine, bankadaki hesap sahiplerinin direkt olarak katılması yolu ile bankaların öz sermaye risk oranları düşmekte olduğu için katılım gösteren yatırımcılara bir ülkenin iç faiz oranlarına göre daha yüksek faiz getirisi olan bir bankacılık işlemidir ve ticari niteliktedir. Mahkemece verilen görevsizlik kararının gerekçesinde davacının tüketici olduğundan bahisle karar verilmesine rağmen bu tür hesaplara ilişkin işlem ticari nitelikte olduğundan ve bu durumda mahkemece işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” içtihadında bulunduğu anlaşıldı.
Dosya bozma sonrası mahkememize gelerek 2018/869 Es kaydı yapılarak yargılamaya devam olunduğu anlaşıldı.
Davacının 29/11/1999 tarihinde 31.260 USD tutarını … Bank A.Ş. Ye yatırdığı, hesabına alacak olarak geçtiği, … Bank A.Ş. Ye BDDK tarafından el konularak … Bank ile birleştirildiği, … Bank’ın … Bank’a satılarak … Bank olduğu, davacının alacağını … Ltd. ‘den tahsil edemediği, taraflar arasında ihtilaf konusu olan olayın hukuki tanımının havale görünümlü mevduat toplamak olarak değerlendirilmesi gerektiği, … Bank A.Ş. Yönetiminin … Bank’ın paravan bir banka olduğunu bildiği, buna rağmen bu banka adına mevduat toplamak suretiyle davacının zararına sebep olduğu bilirkişi raporu ile anlaşıldığından davacının talebinin kabul ile 31.260 USD’nin 29/11/1999 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince USD cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-31.260 USD’nin 29/11/1999 tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince USD cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- 492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 4.556,27 TL harçtan , peşin alınan , 25,20 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 4.531,07 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına ,
3- Davacı lehine avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince taktir olunan 7.687,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan davacıya verilmesine ,
4- Davacı tarafından yapılan 25,20 başvurma harcı + 3,80 TL vekalet harcı +260 TL tebligat – müzekkere giderleri + 400 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 689,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
Dair, davacı vekilinin yüzüne ve davalı vekili ile Feri Müdahiller vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır