Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/784 E. 2022/1065 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2018/784 Esas
KARAR NO:2022/1065

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/09/2018
KARAR TARİHİ:27/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; işbu davanın, müvekkilinin maddi ve manevi zararının tazminine ilişkin olarak davalılar aleyhine maddi tazminat bakımından 6100 sayılı HMK m. 107/1’e göre davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceğini, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacının iddiasının genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği, hükmü gereği tespit ve eda istemini içerir belirsiz olarak açılmış, manevi tazminat bakımından ise yalnızca eda talebini içerir tam olarak açılmış alacak davası olduğunu, müvekkilinin sahibi olduğu 34 … plakalı araçla 01/04/2017 tarihinde saat 20:00 sıralarında Tem Güney Yolda sağ şeritte seyir halinde iken, aynı istikamette müvekkilinin solundaki şeritten giden davalılardan sürücü … hakimiyetindeki … plakalı aracın, … ayırımına geldiğinde bir anda şerit değiştirmiş olduğunu ve müvekkilinin aracının sol kısmına çarpması sonucu yaşanan kaza müvekkilinin zarar görmesine sebep olduğunu, davalı … hakimiyetindeki … plakalı aracın, kontrolsüz şerit değiştirmesi KTK sürücü kusurlarından 56/1-A nolu (şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymama) maddesini ihlali nedeniyle tamamen kendi kusuru nedeniyle kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiği ve kazaya sebebiyet veren …’ın ifadesinde yer alan hususların gerçeği yansıtmadığı gerek kaza tespit tutanağı, gerek olay yerinde çekilen fotoğraflar ve gerekse de olaya görgü tanığı olan … isimli kişinin ve müvekkilinin ifade tutanakları ile sabit olduğunu, müvekkilinin işbu kazadan, yalnız maddi ve bedensel zararla ve büyük şans sonucu kurtulduğunu, müvekkilinin kullanılmayacak hale gelen aracının, olay yerine çağırılan çekici tarafından alınarak çekilmiş olup, 236.-TL’lik çekim bedeline ilişkin faturaların, aracın yedieminde kaldığı zamana ilişkin otopark faturası edinildiğinde sunulacağını, akabinde müvekkiline ait araçtaki hasarın tespiti için arkadaşının aracı kullanılarak motosikletini taşıtmak suretiyle … Otomotiv Tic. Ltd. Şti’ne ekspertiz yaptırmış olup, yine müvekkilinin kaza esnasında üzerinde bulunan 300-TL değerinde koruma pantolonu, 1300-TL tutarındaki (… model) kaskı, 199-TL değerindeki çantası, yüksek kaliteli hoya marka 400-TL değerindeki gözlük camı kullanılmayacak hale geldiğini, yine faturasını bulamadığı alpinestar … marka motorsiklet montu ve held marka motorsiklet eldiveni, … marka gözlüğü de kazada kullanılmayacak şekilde kırılmış olup, müvekkili tarafından tarafınızca değerleme yapılabilmesi için diğer tüm ekipman ve eşyaları gibi mevcut hali ile muhafaza edileceğini ayrıca müvekkilinin, gözlüğünün kırılması nedeniyle yeni gözlük edinebilmek için 27,95.-TL muayene ücreti, 281-TL gözlük çerçeve ücreti ve temin edildiğinde yeni gözlük camı ücreti ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin tüm bu zararına karşılık, konu kısmında belirtilen hasar dosyası üzerinden kendisine yalnızca aracın 18.000-TL kazalı rayiç değeri üzerinden 12.000-TL sovtaj bedeli düşülerek 6.000-TL’nin hasar bedeli ödeneceğinin iletildiğini, ancak aracın kazadan evvelki 2. el olarak satılabileceği rayiç değer ile kendisine ödenecek olan 18.000-TL’lik kazalı değeri arasında oluşan araç değer kaybı kendisine ödenmemiş olup bunun da ayrıca hesaplanarak kendisine ödenmesi gerekeceğini, yine her gün motoru ile işe gidip gelen ve günlük ulaşım ihtiyacını motoru ile karşılayan müvekkilinin araçsız kaldığı için ödediği ulaşım giderlerine ilişkin de taksi fişlerini sunduklarını, toplu taşıma kullanamayacak durumda iken kullanmak durumunda kaldığı taksi fişleri ve araç bedeli ödenene değin yapmak durumunda kalacağı mutad toplu taşıma ulaşım giderlerinin hesaplanarak zararının giderilmesi gerektiğinin izahtan vareste olduğunu, kazanın tamamiyle davalı …’ın şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamasından kaynaklanmış olup, takdir edileceği üzere tam kusurlu olduğu dosya kapsamında sabit olan bu kişinin hatasının arkasında durup, takdir edileceği üzere insanlık değerlerinin gerektiği şekilde o sırada ciddi şekilde yaralanan müvekkiline yardıma koşmasının beklendiğini, ancak davalının müvekkilinin yardımına koşmak şöyle dursun, müvekkilini yaralı halde hakkını arayamaz durumda iken, sırf sorumluluktan kaçabilmek adına olay yerine gelen görevlilere kötüniyetle gerçeğe aykırı bilgiler vererek adaleti yanıltma çabasına girmiş olduğunu, müvekkilinin hakkını, olayı gören ve insanlık namına yardıma gelip ifade veren olayla ilgisi olmayan 3. kişilerin koruduğunu, müvekkilinin kazadan sonra çok ağrılı bir tedavi, uzun ve zorlu bir iyileşme süreci geçirdiğini, yalnız yaşayan müvekkilinin, gündelik ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldiğini ve hayatını destek almadan idame ettirmekte büyük güçlük yaşamış olduğunu, bu nedenle de evinden ve düzeninden olup ailesinin yanına taşınmak durumunda kalmış olduğunu, bu süreçte her zararını cebinden ödemek zorunda kalmış olduğunu ve madden de darlığa düşmüş olduğunu, tüm bu yaşananların müsebbibi olan …’ın ise müvekkilinin hiçbir zararını karşılamaya yanaşmadığını, uzun süren iyileşme döneminde müvekkilinin o haliyle dahi işini kaybetmemek adına müthiş bir gayretle çalışmaya devam etmek durumunda kalmış olduğunu, ancak sağ elini kullanamayan müvekkilinin işinin niteliği gereği performansının düşmüş ve uzun süredir çalıştığı ve çok sevdiği işyeri o sırada küçülmeye gittiğinden yeterliliğini ispatta zorlanan müvekkilinin işinden ayrılmak durumunda kaldığını, motosikletin, müvekkilinin yalnızca ulaşım aracı değil, aynı zamanda tutkusu olduğunu, ancak yaşadığı bu ağır kaza sonrasında, gerek ailesinin endişesi ve gerekse de bizzat yaşadığı şok nedeniyle o gün bu gündür çok sevdiği motosiklete binememiş olduğunu ve motosikletini satmak zorunda kaldığını, müvekkilinin halen de tam iyileşememiş olup, hareket kısıtlılığı ve kazanın vücudunda ve ruhunda bıraktığı etkilerin sürmekte olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; öncelikle davaya katılma yahut müdahale talepleri bakımından, davanın … Sigorta A.Ş.’ne ihbarını, davalarının kabulü ile maddi ve manevi zararlarının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber tazmini ile birlikte davalılardan (sorumluluk kapsam ve limitleri bakımından ayrılmak üzere)müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiklerini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı … Sigorta vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, müvekkili şirkete 20/04/2017 tarihinde başvuru yapmış olup; yapılan başvuru da eksik evraklar olması sebebiyle değerlendirilmeye alınmamış olduğunu, 30/03/2013 tarih, 28603 sayılı resmi gazete ile yürürlüğe giren “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde düzenlenmiş kesin ve sürekli sağlık kurulu raporu, olması halinde başvurunun değerlendirilebileceğinin belirtilmiş olduğunu, ayrıca başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için, gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve kanunda öngörülen süre dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, Poliçe Genel Şartlarında açıkça ifade edildiği üzere, gerçekleşmiş olan rizikonun kapsamının ve hak sahibinin uğramış olduğu zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgelerin sigorta şirketine ibraz edilmesinin zorunlu olduğunu, yine ifade edildiği üzere, gerekli yeni bir belgenin talep edilmesi halinde, sigortacının ödeme süresi yeni belgenin ibraz edildiği tarihte yeniden başlamakta olduğunu, şöyle ki; müvekkili sigorta şirketinin, gerekli belgeler ibraz edilmeksizin, gerçekleşen rizikonun kapsamını, hak sahibinin uğradığı zararı ve varsa hak kazandığı tazminat miktarını tespit edebilmesi ve neticede teminat dâhilinde ödeme yapabilmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple davacı tarafın gerekli belgelerinin müvekkili şirkete ibraz etmemekle, usulüne uygun bir başvuru olmadığından; kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmemiş olduğunu, bu sebeple dava ikame etme hakkı bulunmamakta olduğunu, Poliçe Genel Şartları’nda açıkça ifade edildiği üzere, gerçekleşmiş olan rizikonun kapsamının ve hak sahibinin uğramış olduğu zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgelerin sigorta şirketine ibraz edilmesinin zorunlu olduğunu, ayrıca yine ifade edildiği üzere, gerekli yeni bir belgenin talep edilmesi halinde, sigortacının ödeme süresi yeni belgenin ibraz edildiği tarihte yeniden başlamakta olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin, gerekli belgeler ibraz edilmeksizin, gerçekleşen rizikonun kapsamını, hak sahibinin uğradığı zararı ve varsa hak kazandığı tazminat miktarını tespit edebilmesi ve neticede teminat dâhilinde ödeme yapabilmesinin mümkün olmadığını, bu sebeple davacı tarafın gerekli belgeleri müvekkili şirkete ibraz etmemekle, usulüne uygun bir başvuru olmadığından; kanunda belirtilen başvuru şartını yerine getirmemiş olduğunu, bu sebeple dava ikame etme hakkı bulunmamakta olduğunu, 01/04/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi kapsamında sigortalı olduğundan bahisle müvekkili … adına maddi tazminat talep etmekte olduğunu, … A.Ş. adına kayıtlı … plakalı araç müvekkili şirket nezdinde … poliçe no ile 30/12/2016-31/12/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alınmış olduğunu, davacı yanın, belirsiz alacak davası olarak ikame ettiği işbu dava ile müvekkili şirketten şimdilik 1.000-TL maddi tazminat talep etmekte olduğunu, ancak davacı yanın 1.000-TL maddi tazminat talebinin tam olarak ne tür bir zarar olduğunu ve ne kadarının hangi zararına ilişkin olduğu anlaşılamamakta olup dava dilekçesinin içeriğinde bir kısım talep ettiği maddi zararların toplamının 1.000-TLyi aşmakta olduğunu, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun bedeni zararlarda 330.000-TL, maddi zararlarda araç başına 33.000-TL azami poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmadığını, manevi tazminat taleplerinin Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi teminatı dışında olduğunu sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında tazminat ödemesi yapmakla yükümlü olduğunu, öncelikle davacı tarafından müvekkili şirket sigortalısının … plakalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerekmekte olduğunu, davacı tarafın dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı hususu Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi tarafından, özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda incelenmesi gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilmesi halinde maluliyet hesabının, sigorta aktüerleri yönetmeliği uyarınca hazine müsteşarlığınca yetkilendirilen aktüerler listesine kayıtlı, lisanslı aktüerler tarafından ve TRH 2010 ulusal mortalite tablosunda yer alan verilere göre yapılması gerektiğini, tedavi ve tedavi giderlerinden sayılan geçici iş göremezlik ile bakıcı gideri nedeni ile doğan zararlarına ilişkin maddi tazminat taleplerinin sigorta poliçesi teminatı dışında olup müvekkili şirketin bu talepler nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik nedeniyle uğranılan zararlara ilişkin maddi tazminat taleplerinin Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi teminatı kapsamına girmemekte olduğunu, öte yandan, geçici iş göremezliğe ilişkin talepler tedavi giderleri altında Trafik Sigortası kapsamında SGK nın sorumluluğunda olduğunu, müvekkili şirketin 6111 Sayılı Kanunun belirlediği primleri SGK ya ödeyerek sorumluluktan muaf tutulmuş olduğunu, müvekkili şirketin ise 6111 sayılı Kanun kapsamında ödemeleri yaparak bu teminat kapsamında oluşabilecek tüm hukuki sorumlulukları SGK ya devretmiş olduğunu, davacının çalışamayacağı tedavi-iyileşme sürecindeki maddi zararları geçici iş göremezlik dönemi ile ilgili olduğunu, davacı tarafın dava konusu kaza nedeniyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerekli olduğunu, her durumda, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçede belirtilen limit ile sınırlı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu tazminat “ancak dava tarihinden itibaren” işleyecek “yasal faiz” ile birlikte talep edilebileceğini, yukarıda açıklanan nedenlerle; tarafların kusur durumlarının belirlenmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini, davacının kaza ile ilgili maluliyetinin “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” çerçevesinde tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine gönderilmesini, ilgili Sosyal Güvenlik Kurumuna müzekkere yazılmak suretiyle dava konusu kaza nedeniyle davacıya ödenen rücuya tabi bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin bulunup bulunmadığı ve var ise tenzile tabi tutarının sorulmasına karar verilmesini, Mahkememiz tarafından kusur ve maluliyet durumunun tespitinden sonra herhangi bir tazminata hükmedilmesi halinde, aktüeryal hesaplamanın Trafik Sigortası Genel Şartlarında öngörülen TRH 2010 kadın erkek mortalite tablosu ve öngörülen teknik faiz oranı esas alınarak Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen aktüerler tarafından yerine getirilmesini, Mahkememiz tarafından herhangi bir tazminata hükmedilmesi durumunda, tazminat tutarına uygulanacak faiz başlangıç tarihinde dilekçemizde belirtilen hususların dikkate alınmasını, davaya yönelik tüm beyanları dikkate alınmak suretiyle, şartların varlığı halinde sigortalı araç sürücüsü ve işletenine rücu hakkımız saklı kalmak kaydıyla, davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davalılar arasında sigorta şirketinin bulunması, huzurda açılan bu davanın mutlaka ticari dava olmasını gerektirmemekte olduğunu, zira, bir hukuki işlemin veya fiilin, TTK’ nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde Türk Ticaret Kanununda tanımları verilen ve bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerektiğini, somut olayda bu şartlar mevcut olmadığından davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, kaldı ki, bir an için maddi tazminat talepleri bakımından davanın ticari dava olduğu düşünülse dahi, manevi tazminat taleplerinin ticari dava niteliğinde olmadığını, bu nedenle görevli ve yetkili mahkeme İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olup, mahkemenizin görevine itiraz etmekte olduklarını, davacının … Sigorta’ya ihbarı talebinin reddini, maddi tazminat davası bakımından, dava şartı ve hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminat talepleri bakımından, manevi tazminat taleplerinin bölünemezliği ilkeside gözetildiğinde talebin kasko sigortası poliçesi kapsamında olduğunu, manevi tazminat davası bakımından davanın kasko sigortası kapsamında kalması nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş.’ne ihbarını talep ettiklerini, öncelikli olarak davacının, müvekkilinin kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğuna dair iddialarını kabul etmediklerini belirttiklerini, müvekkilinin ceza mahkemesine sunmuş olduğu 11/01/2018 havale tarihli dilekçesinde olayı tüm çıplaklığı ile anlatmış olduğunu, davacının iddia ettiği gibi kaza tespit tutanağının kazanın meydana geldiği olay yerinde değil, karakolda, olaydan 3 saat sonra hazırlandığını, müvekkilinin kaza tespit raporuna itiraz etmesine rağmen bunun emniyetçe kabul edilmediğini, müvekkilinin şerit değiştirdikten sonra virajlı yolda davacının motorsikletiyle yüksek hızla müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca sonradan çarptığının ortada olduğunu, müvekkilinin aracındaki çarpma noktalarını da bu durumun gözler önüne sermekte olduğunu, davacı tarafın, kusur iddiasında olduğu kadar, kaza nedeniyle malul kaldığını iddia etmekte olduğunu, davacı tarafın bu iddiasını kesin ve bilimsel olarak ispat etmesi gerekmekte olduğunu, Adli Tıp Kurumu Kanunun 16. maddesine göre davacının maluliyeti olup olmadığı ya da varsa bu maluliyetin kaza ile nedensellik bağının Adli Tıp Kurumu tarafından incelenmesi ve tespiti gerekmekte olduğunu, davacı tarafın, müvekkili ve sigorta şirketi hakkında 1.000 TL maddi tazminat davası açmış olduğunu, ancak bu miktarın ne kadar maluliyet, ne kadar sağlık giderleri ne kadarı da sağlık dışında kalan zarar kalemleri olduğunun belirtilmemiş olduğunu, davacının bu konuda açıklama yapması gerektiğini, davacı tarafın ileri sürdüğü sağlık harcamaları ve giderleri dışında kalan zarar kalemleri ile ilgili olarak davacının tüm zararları ispat etmesi yasal zorunluluk olması bir yana davalı sigorta şirketinin ZMM ve Kasko Poliçesi kapsamında olduğunu, ayrıca davacının gözlük, pantolon, mont gibi isteklerinin karşılanabilmesi için bu emtiaların bedeli talep ediliyor ise öncelikle bu emtialar üzerinde de bilirkişi incelemesi yapılması gerekmekte olduğunu, davacı tarafa bu emtiaları bilirkişi incelemesine esas olmak üzere dosyaya sunmasını, bu emtialar kullanılabilir nitelikte ise ikinci el değerinin zarar miktarından mahsubu gerekmekte olduğunu, bu taleplerin tamamının ZMM ve Kasko Poliçesi kapsamında olduğunu, davacı tarafın değer kaybı talep edebilmesi için dava tarihinde mülkiyetin devredilmemiş olmasının dava şartı olduğunu, bir an için aksi düşünülmesi halinde varsa bir değer kaybı bu bedelin davalı sigorta tarafından karşılanması gerektiğini, davacı tarafın diğer taleplerinin tamamen afaki ve ispata muhtaç olduğunu, tamamen zenginleşmeye yönelik talepler olduğunu, belge ile ispatı halinde de bu taleplerin tamamının da ZMM ve Kasko Poliçesi kapsamında olduğunu, davacı tarafa kendi aracının kasko şirketinden yada SGK dan bir bedel alıp almadığını yine ilgili kuruluşlara müzekkere yazılarak da bu durumun araştırılmasını talep ettiklerini, yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın görev yönünden reddini, davanın dava şartı ve hukuki yarar yokluğundan reddini, SGK kapsamında kalan maddi tazminat talepleri bakımından 2918 sayılı K’nun 98. maddesi uyarınca davanın SGK ya yöneltilmesi için davacı tarafa kesin süre verilmesine ve/veya davanın SGK’ya ihbarını, manevi tazminat davası bakımından davanın davalı şirkete tevcihine ve/veya ihbarını, davanın usul ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.

DELİLLER VE GEREKÇE;
….Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası, trafik kayıtları, kaza raporları, hastane film, rapor ve grafileri, hasar dosyası, SGK, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinden kaynaklanan bedensel zarar tazminatının ve TBK’nın 56. maddesinden kaynaklanan manevi tazminatının, araçta oluşan değer kaybı ve diğer zararlarının tahsili davasıdır.
Davacı, maliki bulunduğu sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç arasında, 01/04/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde yaralandığını ve bedensel zarara uğradığını, maliki olduğu … plakalı aracında değer kaybına ilişkin zararın meydana geldiği, kazaya karışan … plakalı aracın işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğun davalı sigorta şirketi tarafından da ZMMS (Trafik Sigorta Poliçesi) ile sigorta güvencesine alınmış olması nedeniyle bedensel zarar miktarının tespiti ile maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Trafik kazalarından kaynaklanan sorumluluk davaları, 2918 sayılı KTK’nın 85 v.d. maddelerinde düzenlenen tehlike sorumluluğu ve 6098 sayılı TBK’nun 49 v.d. maddelerinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı kusur sorumluluğu olup, işleten ile davalı sigortalının sorumluluğu paraleldir ve işleten, sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. 2918 sayılı yasanın 86. maddesi kapsamında işleten ve davalı sigortacı, zarara sebep kazanın ”mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş” olduğunu ispat etmediği sürece meydana gelen zarardan sorumludurlar. Bu nedenle zarara sebep kazanın mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan meydana geldiğini ispat yükü davalıda olmasına karşılık TBK m.50 kapsamında meydana gelen zararın miktarını ispat külfeti zarar görenin kendisindedir.
Buna göre bedensel zararlara ilişkin tazminat TBK 55. Maddesindeki; “Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.” şeklindeki düzenlemeye göre belirlenecektir.
İhtilaf, tarafların vaki kazadaki tazminata esas kusur oranı, davacının tazminata esas maluliyet oranı ve iyileşme süresi ve yoksun kaldığı kazanç itibariyle bedensel zararının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Kusur oranı, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile zarar miktarının tespiti konuları hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi gerekmektedir.
Mahkememizin 08/03/2022 tarihi duruşmasında davacı tanığı …; “… ben davacının iş yerinden arkadaşıyım, …’te çalışmaktayız, 2014 senesinden beri çalışmaktayım, davacı benden sonra işe başlamıştır, ben kazayı görmedim, 1 nisan 2017 tarihinde kaza geçirdiğini şirkette çalışırken mesaiye gelmediği için yöneticimizden öğrendim, kazadan 2 hafta sonra iş başı yaptı, sağ kolu kırıktı, alçıdaydı, teknik personel olarak çalıştığımız için sağ elini kullanmaktaydı fakat kırık olduğu için kullanamadı ve sol eli ile iş yapmaya çalıştı, alçının ne kadar zaman sonra çıktığını hatırlamıyorum ama uzun bir süre alçıda kaldığını hatırlıyorum, alçı çıktıktan sonra kolundaki ağrı devam ettiği için çalışmakta sıkıntı çekiyordu, bizim grup başka bir firmaya devredildiği için işten çıkarmalar başlamıştı, kendisinin elinden kaynaklanan sıkıntı nedeni ile işten çıkarılacağı endişesi duymaya başladı, işten çıkarılmadı,
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu, iş yerine motosiklet ile gelip gitmekteydi, kazadan sonra toplu ulaşım ve taksi kullandığını biliyorum, bizim çalıştığımız iş yerinde servis de vardır, servisle gidip geldiği konusunda bir fikrim yoktur” beyan ettiği görüldü.
Mahkememizin 08/03/2022 tarihi duruşmasında davacı tanığı … ; “…davacı benim yaklaşık 20 yıllık arkadaşımdır, kazayı ben görmedim, hatırladığım kadarı ile kaza 1 nisan 2017 tarihinde oldu, ben kazanın olduğunu eşimden öğrendim, eşime telefon gelmiş, eşim de beni aradı, hastaneye gittim ama aynı gün gidip gitmediğimi hatırlamıyorum ama hastaneye gittiğimizde sağ bileğinden ameliyat olduğunu hatırlıyorum, davacının hastanede ne kadar kaldığını bilmiyorum, uzun bir süre işe gidemediğini biliyorum ama süresini bilmiyorum, sağ elini kullanmasından dolayı temel ihtiyaçlarını karşılayamadığına şahit oldum, kolu komple alçıdaydı, 3-4 ay ya da 4-5 ay alçıda kaldığını hatırlıyorum ama çok net hatırlamıyorum, yanımda ekmeğini bile doğrayamıyordu, ben doğruyordum, davacı tek başına yaşamaktaydı, iyileşme süresi içerisinde de tek yaşadı, bu süre zarfında ailesinin yanına gittiği olabilir ama ben tek yaşadığını biliyorum,
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu, biz arkadaşlar ile sık sık bir araya geliriz ama davacı bu süre içerisinde bize katılmadı, sosyal anlamda bir çöküntü yaşadığına bizzat şahit oldum, o tarihte motor kullanıyordu, kazadan sonra motor kullanmadığını biliyorum, şimdi bir aracı var onu kullanıyor ama tedirgin kullandığını söylemektedir…” beyan ettiği görüldü.
Mahkememizin 08/03/2022 tarihi duruşmasında davacı tanığı … ; “…ben trafik kazasını görmedim, hatırladığım kadarı ile kaza nisan 2017’nin başında oldu, bize Tuzla’ya gelirken abisi ve yeğeni ile birlikte kaza yapmışlar, hastaneye gitmişler, hastanede gerekli tedavi yapıldıktan sonra bize geldiler, sağ kolu alçıya alınmıştı, bizim aile dostumuz mikro cerrahi uzmanı ile görüştük, ameliyat olması gerektiğini söyledi ve eli alçıda iken bir an önce müdahale edilmesi gerektiğini söylediğinden kazadan 15-20 gün sonra ameliyat oldu, hastanede 1 veya 2 akşam kaldığını hatırlıyorum, kazadan sonra 2 ay kadar işe gidemedi ve bizim yanımızda Tuzla’da kaldı, normal hayatta sağ elini kullandığı için günlük ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandı, bakıcı tutmadık, evde anne ile babası olarak biz yardım ettik, kazadan 2 – 2 buçuk ay sonra işe başlamış olabilir, tam hatırlamıyorum, tek kolu ile işe gittiğini biliyorum, arkadaşlarının aracı ile, abisi taksicidir abisinin taksisi ile ya da toplu ulaşım ile işe gitti, normalde işe giderken motosiklet ile gidip gelmekteydi, çalıştığı iş yerinin bizim oraya servisinin olmadığını biliyorum, kazadan sonra motosiklet kullanmadı ancak şuan şirket aracını kullandığını biliyorum, bir müddet kendisi kullanamadı ama sonra kendisi araç kullanmaya başladı.” beyan ettiği görüldü.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan, 23/10/2019 tarihli kusur raporunda; “…
A)-Davalı sürücü …’ın, %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu,
B)-Davacı sürücü …’ın, kusursuz olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan, 08/06/2020 tarihli maluliyet raporunda; “…
26.05.1982 doğumlu, Amet Serkan Arasan’ın 01.04.2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:
Gr1 VIII (2Aa……….20)A %24×1/2=%12
1)E cetveline göre %11.1 (yüzdebirnoktabir) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2)İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan, 01/10/2020 tarihli maluliyet raporunda; “…
Cavit oğlu, 26/05/1982 doğumlu …’ın 01/04/2017
tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmeliği dikkate alındığında;
I.Kas-İskelet Sistemi, Üst Ekstremiteye ait sorunlar, El bileği hareket kısıtlılığı, Şekil 2.6’ya göre üst ekstremite özürlülük oranı Balthazard formülü ile %(5+5)=%10 olup Tablo 2.3’e göre;
1.Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %6 (yüzdealtı) olduğu,
2.İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, Makine Mühendisi … ve Hesap Uzmanı … tarafından hazırlanan 10/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “…
a) 17.07.2020 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı ve Karayolları Trafik Kanun’undaki değişiklik uyarınca ve de T.C. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2598E. 2021/34K. Sayılı İlamı da dikkate alınarak kurumlar arasında ortak görüş ve uyum sağlanıncaya ve ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yönetmine göre hesap yapıldığı,
b) Dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde davalı … Sigorta A.Ş. tarafından davacıya yapılan herhangi bir geçici ve sürekli iş göremezlik ödemesinin bulunmadığı görüldüğünden davacının zararından bu yönde herhangi bir tenzilin söz konusu olmadığı,
c) Dosya kapsamında yer alan T.C. SGK Başkanlığı İstanbul Sos. Güv. İl Müd. … Sos. Güv. Mrk. ‘nin 09.05.2019 tarihli evrakı incelendiğinde dava dışı SGK tarafından davacı … ‘a 01.04.2017 – 20.04.2017 tarihleri arasını kapsayan 3.900,36 TL Geçici İş Göremezlik ödemesi yapıldığı tespit edildiği, yapılan ödemenin davalı tarafın kusuru oranında rücuya tabi olan kısmı davacının zararından tenzil edildiği,
d) Davacı … ‘nin talep edebileceği Geçici İş Göremezlik zararının 25.313,58 TL olduğu, söz konusunda zarardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu,
e) Davacı … ‘nun talep edebileceği Sürekli İş Göremezlik zararının 278.804,77 TL olduğu, söz konusunda zarardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu,
f) T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu ’nun 28.09.2020 tarih ve 12484 karar numaralı raporu incelendiğinde; davacı … ‘nin bakıcı ihtiyacı olduğuna dair herhangi bir mütalaaya rastlanmamış olup bakıcı gideri hesabı yapılmadığı,
g) Davacı … ‘nın tedavi giderlerine dair hesaplamanın uzmanlık alanımız içinde olmadığı, tedavi gideri yönünden hesaplama yapılabilmesi ve dava dışı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan tedavi gideri ödemelerinin tenzili ile ilgili alanında uzman Doktor Bilirkişinin görevlendirilmesi gerektiği,
h) Davacı … ‘nın ulaşım giderlerine dair hesaplamanın uzmanlık alanımız içinde olmadığı, ulaşım gideri yönünden hesaplama yapılabilmesi için alanında uzman Bilirkişinin görevlendirilmesi gerektiği,
i) Değer kaybı yapılabilmesi için, hasar ekspertiz raporu ve de değişen parçaların faturaları esastır. Bunlar olmadığından dolayı değer kaybı hesabı yapılamadığı…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek, bilirkişi heyetine Ortopedi Uzmanı Dr. …’ın da dahil edilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 29/03/2022 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …
a) Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de
Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve
Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de
yayınlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sİgortası
Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” yürürlüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden
sonra düzenlenen Poliçeleri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel
yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ‘nin 27.09.2021 Tarihli 2021/4391 E. ,
2021/5518K. Sayılı ve benzer kararları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar
yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama
yapıldığı,
b)Dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde davalılar tarafından davacıya yapılan herhangi bir
geçici ve sürekli iş göremezlik ödemesinin bulunmadığı görüldüğünden davacının zararından bu yönde
herhangi bir tenzilin söz konusu olmadığı,

c)Dosya kapsamında yer alan T.C. SGK Başkanlığı İstanbul Sos. Güv. İl Müd. … Sos. Güv. Mrk. ‘nin
09.05.2019 tarihli evrakı incelendiğinde dava dışı SGK tarafından davacı … ‘a 01.04.2017
– 20.04.2017 tarihleri arasını kapsayan 3.900,36 TL Geçici İş Göremezlik ödemesi yapıldığı tespit edildiği,
yapılan ödemenin davalı tarafın kusuru oranında rücuya tabi olan kısmının davacının zararından tenzil edildiği,

d)Davacı … ‘ın Bakıcı desteğine ihtiyacı ve bakıcı gideri olmadığı,
e) Sağlık kurumları ve hekimlere ödediği tedavi giderinin 11.901,32 TL olduğu, dava dışı … Sigorta
A.Ş’nin 11.101,71 TL kısmını ödediği, Geriye 799,61 TL sağlık kurumlarına ödediği tedavi gideri kaldığı, Göz
muayenesi, gözlük camı ve çerçeve ücreti olarak ödediği 708,95 TL ücreti kazada yaralanması ile ilgili olarak
değerlendirilmediği,
f) 40,00 TL pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler, ilaç ve yardımcı ortopedik malzemeler için,
222,00 TL belgeli taksi ücreti dâhil 500,00 TL sağlık kurumlarına ulaşım ve bu süreçteki sosyal giderleri için
olmak üzere dönemsel rayiç bedellerle toplam 900,00 TL tedavi gideri olduğu,

g) Davacı … ‘ın hesaplanan Bakiye Geçici İş Göremezlik zararının 25.313,58 TL,
poliçe kapsamında Kişi Başına Tedavi ve Sağlık Tazminatı Limitinin 330.000,00 TL olduğu,

h) Davacı … ‘nun hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının 379.166,35 TL, poliçe
kapsamında Kişi Başı Ölüm ve Sakatlanma Tazminatı Limitinin 330.000,00 TL olduğu, teminat limiti kapsamındaki
zararının 330.000,00 TL, teminat limitini aşan zararının 49.166,35 TL olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 20/06/2022 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …
a) Bir önceki ek rapora itirazların tek tek değerlendirildiği, aşağıdaki b maddesindeki husus hariç bir önceki raporda tarafımızca yapılacak herhangi bir değişikliğin olmadığı,
b) Davalı vekilinin itirazına istinaden iş bu 2. Ek raporda davacının geçici iş göremezlik süresinin 20 gün olduğu varsayılarak da hesaplama yapılıp alternatif olması açısından Sayın Mahkeme ‘nin dikkatine sunulduğu,

c) Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, 09.06.2021 Tarihinde TBMM ‘de Kabul edilerek 19.06.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu” tarafından 04.12.2021 tarihinde Resmi Gazete ‘de yayınlanarak yürürlüğe giren “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sİgortası
Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar” yürürlüğe girdiği 04.12.2021 tarihinden sonra düzenlenen Poliçeleri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada en güncel yüksek yargı kararlarından olan T.C. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi ‘nin 27.09.2021 Tarihli 2021/4391 E. , 2021/5518K. Sayılı ve benzer kararları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar yaşam tablosu olarak TRH-2010 Yaşam Tablosu kullanılarak Progresif Rant Yöntemine göre hesaplama yapıldığı,

d) Dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde davalılar tarafından davacıya yapılan herhangi bir geçici ve sürekli iş göremezlik ödemesinin bulunmadığı görüldüğünden davacının zararından bu yönde herhangi bir tenzilin söz konusu olmadığı,

e) Dosya kapsamında yer alan T.C. SGK Başkanlığı İstanbul Sos. Güv. İl Müd. … Sos. Güv. Mrk. ‘nin 09.05.2019 tarihli evrakı incelendiğinde dava dışı SGK tarafından davacı … ‘a 01.04.2017 – 20.04.2017 tarihleri arasını kapsayan 3.900,36 TL Geçici İş Göremezlik ödemesi yapıldığı tespit edildiği, yapılan ödemenin davalı tarafın kusuru oranında rücuya tabi olan kısmının davacının zararından tenzil edildiği,

f) 29.03.2022 tarihli rapordaki bakıcı ve tedavi gideri değerlendirmesinin geçerli olduğu;

-Davacı … ‘ın bakıcı desteğine ihtiyacı ve bakıcı gideri olmadığı,

-Sağlık kurumları ve hekimlere ödediği tedavi giderinin 11.901,32 TL olduğu, dava dışı … Sigorta A.Ş’nin 11.101,71 TL kısmını ödediği, Geriye 799,61 TL sağlık kurumlarına ödediği tedavi gideri kaldığı, Göz muayenesi, gözlük camı ve çerçeve ücreti olarak ödediği 708,95 TL ücreti kazada yaralanması ile ilgili olarak değerlendirilmediği,
-400,00 TL pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler, ilaç ve yardımcı ortopedik malzemeler için, 222,00 TL belgeli taksi ücreti dâhil 500,00 TL sağlık kurumlarına ulaşım ve bu süreçteki sosyal giderleri için olmak üzere dönemsel rayiç bedellerle toplam 900,00 TL tedavi gideri olduğu,

g) Davacı … ‘ın hesaplanan Bakiye Geçici İş Göremezlik zararının 968,63 TL, poliçe kapsamında Kişi Başına Tedavi ve Sağlık Tazminatı Limitinin 330.000,00 TL olduğu,

h) Davacı … ‘nun hesaplanan Sürekli İş Göremezlik zararının 380.641,66 TL, poliçe kapsamında Kişi Başı Ölüm ve Sakatlanma Tazminatı Limitinin 330.000,00 TL olduğu, teminat limiti kapsamındaki zararının 330.000,00 TL, teminat limitini aşan zararının 50.641,66 TL olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Manevi tazminatın miktarını tayin etme hakimin takdirine bırakılmış bir konu olmakla beraber, hükmedilecek miktarın uğranılan zararla orantılı, duyulan acıyı hafifletecek nitelikte olması gerekir. Takdir edilecek manevi tazminat hakkaniyete uygun olmalıdır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararı karşılaması da amaç edinmemiştir. Kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmalıdır. Tazminatın sınırı onun amacına uygun olarak belirlenmelidir. Manevi tazminatın takdiri yapılırken tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilmeli; manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir.
Davacı olay nedeniyle, davalılardan manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Manevi tazminat çekilen elem ve üzüntü karşılığı olup tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak bozulmuş ruhsal ve bedensel huzurun düzeltilmesi için M.K.nun 4. maddesinde yer alan hak ve nesafet kurallarına uygun olarak ve bu arada sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak şekilde takdir ve tayin edilmesi gerekir.
Bu ilkeler çerçevesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çevre koşulları davacının olaydan etkilenme durumu, paranın satın alma gücü, davalıların ödeme gücü ile hak ve nesafet kurallarına göre olay nedeniyle davacının çektiği elem ve üzüntüye karşılık, davacı için takdiren 15.000-TL. manevi tazminatın, davalı …’dan, TBK m.56/2 kapsamında talep etme hakkına sahip olduğu takdir olunmuş, davalı sigorta şirketinin poliçesinde manevi tazminatın teminat kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır.
… Sosyal Güvenlik Merkezi’ne yazılan yazı ile davacılara rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması neticesinde bildirilen 09/05/2019 tarihli cevapta, davacıya, 01/04/2017-20/04/2017 tarihleri arasında 3.900,36-TL. geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığının bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin, 26/11/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi sunduğu ve eksik harcını yatırdığı görülmüştür.
Davalı sigorta vekilinin, 19/12/2022 tarihli dilekçe ve ekinde davacı ile imzalanmış bulunan 14/12/2022 tarihli Sulh Protokolü’nü sunduğu, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Davacı vekilinin, 27/12/2022 tarihli duruşmada, davalı sigorta şirketi ile yapılan sulh protokolü kapsamında, sulh olunan kısım yönünden davanın konusuz kaldığını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, ancak teminat limitini aşan kısım itibari ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin devam ettiği beyan ettiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, düzenlenen kusur, maluliyet ve aktüer bilirkişi raporları denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğünden, davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın, davalı sürücüsünün meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davalı sigorta şirketinin meydana gelen zarardan, davalı sürücünün kusuru oranında teminat limiti kapsamında sorumluluğu bulunduğu, sigorta poliçesinde, kişi başı tedavi/sağlık limitinin 330.000-TL.,ölüm/sakatlanma limitinin 330.000-TL.olduğu,davacının, davalılardan, bilirkişi tarafından hesaplanan tutar kadar maddi tazminatı talep hakkı mevcut olduğu ancak davacı vekilinin, 27/12/2022 tarihli duruşmada, davacı ile yapılan sulh protokolü kapsamında bu kısım yönünden davanın konusuz kaldığını, beyan etmesi nedeniyle, davacının maddi tazminat davasının sulh protokolü kapsamında sürekli ve geçici iş göremezlik ile tedavi giderleri toplamı olan 331.768,24-TL. kısmından tüm davalılar yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, sigorta poliçesinin teminat limiti aşan 50.461,66-TL. sürekli iş göremezlik ve 50-TL. ulaşım gideri toplamı olan 50.961,66-TL. maddi tazminatın davalı … yönünden kabulüne, ispatlanamayan diğer maddi tazminat taleplerinin reddine, kazanın oluş şekli, kaza tarihi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının yaşı, ülkenin ekonomik koşulları, paranın alım gücü birlikte değerlendirilerek kazanın, davacıda yarattığı elem ve ızdırabın ağırlığı ve manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin tüm ilke ve kurallar nazara alındığında, davacının manevi tazminat davasının davalı … yönünden kısmen kabulü ile 15.000-TL.’nın iş bu davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalı sigorta şirketinin, sigorta poliçesinde manevi tazminat teminatı bulunmadığından bu davalı yönünden manevi tazminat talebinin reddine, kabul edilen maddi ve manevi tazminat taleplerine, 01/04/2017 kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacının, maddi tazminat davasının, tüm davalılar yönünden, 331.768,24-TL. kısmının konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının maddi tazminat davasının, davalı … yönünden kısmen kabulü ile 50.641,66-TL. sürekli iş göremezlik,50-TL. ulaşım gideri olmak üzere toplam 50.691,66-TL. maddi tazminatın, 01/04/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

3-Davacının manevi tazminat davasının, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden reddine,
4-Davacının manevi tazminat davasının, davalı … yönünden kısmen kabulü ile 15.000-TL. manevi tazminatın, 01/04/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 4.487,39-TL. harçtan peşin alınan 529,41-TL.ve 1.305-TL ıslah harcının mahsubu ile geriye kalan 2.652,98-TL. harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
6-Davacı vekilinin beyanı gözönüne alınarak, konusuz kalan kısım yönünden davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200-TL. vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 450-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN;
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200-TL. vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.200-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine
10-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 35,90-TL. başvurma harcı +529,41TL. peşin harç+1.305-TL. ıslah harcı olmak üzere 1.870,31-TL.’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan 3.500-TL. bilirkişi ücreti + 90-TL. tanıklık ücreti + 1.447-TL. ATK fatura ücreti + 1.147,90-TL. tebligat-müzekkere masrafları olmak üzere toplam 6.184,90-TL. yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre 5.190,36-TL’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, geriye kalanın kendi üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 50-TL. yargılama masrafının kendi üzerinde bırakılmasına
13-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta vekilinin ve ihbar olunanların vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize ya da en yakın Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır