Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/758 E. 2021/156 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/758 Esas
KARAR NO:2021/156

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :31/08/2018
KARAR TARİHİ:323/02/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 0-12 yaş arası çocuklar için başta çocuk giyim (tekstil ürünleri) olmak üzere her türlü oyuncak, bebek malzemeleri, bebek mobilyaları, eğitim oyuncakları gibi ürünlerin üretim, satış ve pazarlamasını yapan, … genelinde bilinen pek çok alışveriş merkezi ağırlıklı olmak üzere “…” markasıyla faaliyet göstererek tanınmış bir marka olduğunu, müvekkil şirket ile davalı firma arasında 02/11/2015 tarihli bir Lojistik Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşme kapsamında davalı firma, mülkiyeti müvekkil şirkete ait “…” markalı çocuk tekstil ürünlerinin davalıya ait … … Mahallesi … Sokak No … … / … / … adresinde bulunan depoda gümrüksüz olarak depolanması, müvekkil şirketin talepleri doğrultusunda depoda bulunan ürünlerin müvekkil şirkete ait … mağazalarına sevk edilmesi gibi lojistik hizmetleri üstlenmeyi taahhüt ettiğini, bu kapsamda müvekkil şirkete ait ürünlerin davalı firmaya ait depoya teslim edildiğini, müvekkil şirketin talep ve talimatları doğrultusunda müvekkil şirketin mağazalarına sevkiyatlar yapıldığını, davalı şirketin müvekkil firmaya sadece depolama hizmeti vermekte olduğunu, davalı deposunda bulunan ürünlerin mülkiyetinin müvekkil şirkete ait olduğu konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 3 yıl süreli olduğunu, 16/01/2018 tarihli ek protokol hükümleri gereğince “…, sözleşme süresince en az 3 ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla dilediği zaman ve herhangi bir sebep göstermeksizin iş bu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir” düzenlemesinin mevcut olduğunu, 02/11/2015 tarihli sözleşmenin sözleşmeni feshi-ihbar ana başlıklı 14. Maddesi c bendi hükmüne göre sözleşmenin herhangi bir sebeple feshedilmesi durumunda, depodaki stok durumu her iki tarasın yetkililerince bir tutanakla tespit edileceğini, … stokta tespit edilmiş malları …’e eksiksiz teslim etmekle yükümlü olduğunu, müvekkil şirketin sözleşme ve ek protokol hükümlerine uygun bir şekilde …. Noterliği kanalı ile keşide olunan 08/03/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile davalı firma ile imzalanan Lojistik Hizmet Sözleşmesi’nin 3 aylık feshi ihbar süresinin sonunda yani 08/06/2018 tarihi itibariyle feshedileceği beyanında bulunduğunu, bu durumda mevcut stok durumunu tutanakla tespit ederek stoklarda bulunan tüm ürünleri müvekkil şirkete eksiksiz teslim etmesi gerektiğini ancak davalı firma bu yükümlülüğe riayet etmeyip müvekkil şirkete ait ürünleri teslimden imtina ettiğini, dolayısıyla sözleşmeye aykırı davrandığını, davalı tarafça müvekkil şirkete …. Noterliği kanalı ile keşide olunan 19/03/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede stoklarda mevcut ürünlerin tasfiye sürecinin 208 iş günü süreceğini iddia ederek sözleşme feshinin ancak 04/02/2019 tarihinde sağlanabileceğini iddia ettiğini, davalının sözleşme yükümlülüklerini hiçe saydığını, müvekkil şirketin feshi ihbarını dikkate almadığını, süreci uzatmaya ve sözleşmenin fesih tarihi sonrası içinde lojistik hizmet bedeli tahsil edebilme amacıyla haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkil şirket tarafından gönderilen ihtarnamelere rağmen davalı firma tarafından ürünlerin teslim edilmemesi sonrasında müvekkil tarafından mahkemeye müracaat edilmek zorunda kalındığını ve …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararı ile 2.400.000,00-TL tutarında teminat yatırılması koşuluyla davalı şirket deposunda bulunan … etiketli ürünlerin yediemin sıfatıyla müvekkil şirkete teslimine karar verildiğini, bu ihtiyati tedbir kararının 27/08/2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile uygulanmaya konulduğunu, davalı firma deposunda bulunan müvekkil şirkete ait ürünlerin 30/08/2018 tarihinde yediemin sıfatıyla yediemin sıfatıyla müvekkil şirkete teslim edildiğini,
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Öncelikle müvekkil şirketin telafisi imkansız zararlarının önüne geçebilmek amacıyla mülkiyeti müvekkil şirkete ait olan ürünlerin müvekkil şirkete yediemin sıfatıyla teslim edilmesine yönelik …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik İş, … Karar sayılı ihtiyati tedbir kararının düzeltilerek “söz konusu ürünlerin her türlü tasarruf yetkisini de içerek şekilde müvekkil davacı şirkete teslim edilmesi” hususunda ara ihdas olunmasını, davalı firmanın sözleşmeye aykırı davranarak mülkiyeti müvekkil şirkete ait ürünleri teslim etmemesi nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı kar kaybı dahil her türlü zararlar ile ürünlerin teslim alınması için ihtiyati tedbir kararı alınmak zorunda kalınması ve bu kararın uygulanması nedeniyle müvekkil şirketçe yapılan, yapılacak her türlü masrafların HMK madde 107 hükmü uyarınca toplanacak delillerle belirlenerek dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı firmadan tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı.
Davalı vekili 27/01/2020 tarihli beyan dilekçesinde özetle; davacının bilinçli olarak müvekkil şirketin 9 ay önce taşınmış olduğu adresine tebligat yaptırdığını, taraflarına cevap ve savunma yapma imkanlarını engellediğini, müvekkil şirket tarafından davacıya açılmış olan…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına davalının cevap dilekçesi vermesi ve bu dilekçenin deliller kısmında huzurdaki davanın da geçmiş olması ile müvekkilinin söz konusu davadan haberdar olduğunu, usulsüz tebliğe dayalı olarak yapılan işlemlerin tamamının iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin 9 ay önce terk ettiği eski adresine 35 e göre yapılan tebligat yapıldığı için bu tebligatın tamamen usulsüz olduğunu ve iptali gerektiğini, tebligatın usulsüz olması nedeniyle davalının savunması alınmadan ön inceleme duruşması ve akabinde duruşmalar yapılarak dosyanın bilirkişi aşamasına getirildiğini, dava dilekçesi ve eklerinin usulüne uygun olarak taraflarına tebliğ edilmediğini, belirsiz alacak davası olarak açılan bu davanın usule aykırı olduğunu, davanın yetkisiz mahkemeden açıldığını, davacının sözleşmenin iptal edildiğini belirtirken aynı zamanda tüm mağazalarına mal sevkiyatını müvekkilinden talep ettiğini, müvekkilinin malları sayıp teslim edelim demiş olmasına rağmen hiçbir şekilde malları teslim almak için eleman, tır , sayım uzmanı göndermediğini,
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davanın öncelikle yetkisiz mahkemede açılmış olması nedeniyle yetki yönünde reddine karar verilmesini, usulü eksikliklerin karşı tarafa tamamlatılmasının istenmesi süresinde tamamlanmaz ise davanın usulden reddine karar verilmesini, hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile davanın reddini talep ettikleri anlaşıldı.
Alınan 15/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; Davacı defterlerinin TTK ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, her üç defter sonuçlarının birbiri ile ve ilgili belgelerle uyum arz ettiği ve davacı lehinde delil niteliği taşıdığı, HMK 222 hükmü gözetilerek takdiri Sayın Mahkemenize ait olduğu,
Davalı şirket vekili Av. … ve davalı şirket yöneticisi … ile yapılan telefon görüşmelerinde davalı şirketin ticari defterlerini sunmadığından davalının Ticari defter ve hesap incelemesi yapılamadığını,
Taraflar arasında 02/11/2015 tarihinde Lojistik Hizmet Sözleşmesi ve Sözleşmeye bağlı Ek Protokol imzalandığını,
Davacı yanın incelenen 2016-2017-2018-2019 yılına ait kendi ticari defter kayıtlarında ve muavin defter dökümünde, davalı yanın davacı yandan 09/12/2019 tarihi itibariyle herhangi bir alacağı veya borcu olmadığını, hesap bakiyesinin -0- olduğu görüldüğünü,
Ancak Teknik Değerlendirme bölümünde yapılan inceleme sonucunda davacı tarafından düzenlenen 617.072.24-TL’lik Depo Taşıma Maliyeti açıklamalı faturanın ve buna bağlı olarak Ters Bakiye Virmanının kayıtlara girmemesi gerekmekte olduğunu,
Davalı tarafın davacı taraftan 562.454,81-TL alacaklı olduğu mütalaa edildiği anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık, tacir olan taraflar arası yapılan sözleşmeye aykırılık sebebiyle açılan tazminat davasıdır.
Dosyanın incelenmesinde; taraflar arasında 02.11.2015 tarihli lojistik hizmet sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin varlığı ya da imzalar konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlığın olmadığı, sözleşmeye göre davalı şirketçe, mülkiyeti davacıya ait ürünlerin depolanması, muhafazası, ilgili yerlere sevk ve idaresinin yapılmasının kararlaştırıldığı, yine taraflar arasında imzalanan 16.01.2018 tarihli ek protokole göre sözleşme süresinin, ilk sözleşmenin imza tarihinden itibaren 36 ay ile sınırlandırıldığı, davacı şirketin en az 3 ay öncesinden yazılı bildirimde bulunmak üzere sözleşmeyi tek tarflı fesih hakkına sahip olduğu, davalı tarafın ise en az 6 ay öncesinden tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh edebileceğinin ve uyuşmazlıkların çözümü yerinin … Mahkeme ve İcra Dairelerinin olduğu kararlaştırıldığı, davacı tarafın …. Noterliğinin 08.03.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile 08.06.2018 tarihinden itibaren sözleşmenin feshine yönelik ,ek protokolden kaynaklı fesih hakkını kullandığı, ancak davalı tarafın yükümlülüklerii yerine getirmediği iddiasıyla da 31.08.2018 tarihinde Mahkememizdeki iş bu tazminat davasını açmıştır.
Yargılama aşamasında taraflarca usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanılmış ve dosyamız bilirkişiye tevdii edilerek 15.12.2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler birarada değerlendirildiğinde; taraflar arasında yapılan lojistik taşıma ve muhafaza sözleşmesi, bu sözleşmenin eki protokol, davacı tarafın sözleşme fesih iradesi, denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun bilirkişi raporu birarada değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki sözleşmeye göre sözleşmenin feshi halinde, davalı tarafça stokta bulunan ürünlerin, davacıya teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, bu iadenin ne surette yerine getireleceği konusunda sözleşmede bir açıklığın bulunmadığı, davacı tarafın ise bu teslimata karşılık düzenlediği 617.072,24-TL’lik fatura tanzim ettiği, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmadığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafın incelenen ticari defter ve kayıtlarında, davalı tarafın, davacı taraftan herhangibir alacağı veya borcu olmadığı, hesap bakiyesinin sıfır olduğu, davacı tarafça düzenlenen 617.072,24-TL’lik depo taşıma maliyeti açıklamalı faturanın ve buna bağlı ters bakiye virmanının, kayıtlara girmemesinin gerektiği, ayrıca davalı tarafın, davacı taraftan 562.454,81-TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığından, bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm krulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 853,88-TL harçtan fazla alınan 794,58-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre belirlenen 7.300,00-TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/02/2021

Katip …

Hakim …