Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/749 E. 2022/452 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2018/749 Esas
KARAR NO:2022/452

DAVA:Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/08/2018
KARAR TARİHİ:14/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/03/2010 tarihinde Kobi Satış Kanalı Sözleşmesi’nin akdedildiğini, Kobi Satış Kanalı sözleşmesi imzalayan firmaların KSK bayisi olarak tanımlanmakta olduğunu, KSK bayilerinin …’un kendilerine verdiği bölgede Bireysel ve Kurumsal müşteri ziyaretleri ve bu müşterilere … bayilere hedef olarak verdiği ürün ve hizmetlerin satışını yapmakla sorumlu olduklarını, … sabit telefon hatları, internet hatları, kurumsal ses ve internet çözümleri, metro internet, güvenlik alarm paketleri, mevcut abone paket geçişleri gibi birçok ürün satışı ve hizmetlerinin söz konusu bayiler tarafından gerçekleştirilmekte olduğunu, müvekkili şirketin faaliyet süresi içerisinde verdiği hizmeti en iyi şekilde gerçekleştirebilmek için hiçbir masraftan kaçınmamış, ürünlerin tanıtımını en iyi şekilde yapabilmek adına standlar kurmuş, promosyon harcamaları ve reklam masrafları yapmış olduğunu, müvekkili şirketin, davalı ile çalıştığı süre içerisinde başka bir firmanın işlerini yapamadığı için zaman içerisinde tüm bilgi birikimini ve odaklanmasını davalı lehine kullanmış olduğunu, bu sebeple müvekkili şirketin, bayilik ilişkisinin devamı inancıyla ticari hayatını planlamış olduğunu, olabilecek farklı fırsat alanlarına ve başka bir iş koluna da yönelemediğini, sözleşme kapsamında karşı tarafa … A.Ş tarafından düzenlenen 02/08/2011 tarihli … mektup numaralı 100.000-TL miktarlı teminat mektubunun verilmiş olduğunu, sözleşmenin davalı tarafça haksız olarak feshedilmiş olduğunun tespiti gerektiğini, müvekkilinin haksız uygulamalar ve haksız ceza faturalarıyla yıldırılmış ve iş yapamaz duruma getirilmiş olduğunu, hedeflerin sözleşmeye aykırı biçimde artırılmış olduğunu, bayilik ilişkisini davalı şirketin kendisini sonlandırmış olduğunu, ancak fesih ihtarnamesinin gönderilmesi koşuluyla teminat mektubunun iade edileceğinin beyan edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin … 4. Noterliği’nin 13 Haziran 2013 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesini göndermiş olmasına rağmen 5 yıldır teminat mektubunun da iade edilmemiş olduğunu, ihtarname içeriği incelendiğinde mektubun iadesinin de talep edildiğinin açıkça görülmekte olduğunu, davalı şirketin 03/02/2014 tarihli mailinde iptal edilen bayilerin mutabakatları ile ilgili iade edilmesi gereken cihazların listesini iletmiş olduklarını, müvekkili şirketin ise 18/02/2014 tarihinde istenen tüm cihazları iade etmiş olduğunu, yani KSK bayiliğinin davalı şirket tarafından iptal edilmiş olduğunun söz konusu yazışmada açık bir şekilde ikrar edilmiş olduğunu, taraflar arasındaki iş ilişkisinin kapsamının büyüklüğü ve yapılan yatırımlar nazara alındığında sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedilmesinin beklenemeyeceğini, davalı şirketin, genel uygulamaları, sözleşme görüşmeleri sırasındaki ve sözleşmelerden sonraki söylemleri ve davranışları ile, bu sözleşmelerin süresinin 5 yıl, iş ilişkisinin ise en az 10 yıl süreceği konusunda müvekkil şirkette güven uyandırmış olduklarını, sözleşmenin 26.1. Maddesindeki, sözleşme süresinin 5 yıla uzayacağı ve 5 yılın sonunda yeni sözleşmelerin imzalanabileceği yönündeki hükümler de, bunun munzam bir kanıtı olduğunu, davalı şirket fiili eylem ve tutumlarıyla da sözleşmenin en az 10 yıl süreceği konusunda güven yaratmış olduklarını, taraflar arasındaki sözleşmede her ne kadar sözleşme süresi 5 yıl olarak ifade edilmişse de, yapılan işin büyüklüğü, müvekkil şirket tarafından yatırım harcamalarının tutarı, kalan süre içerisinde bu masrafların amorti edilemeyeceği hususu nazara alındığında sözleşme süresinin 10 yıl olarak belirlenmesi gerekmekte olduğunu, taraflar arasındaki sözleşme kül halinde incelendiğinde, sözleşmenin tümüne yakın hükümlerinin genel işlem koşullarına aykırı olduğunun görülmekte olduğunu, bu durumda davalı şirketlerin fiili olarak bayilik sözleşmelerini geçmişte ne kadar ayakta tuttuğuna bakılarak, sözleşme süresinin fiili uygulamaya göre belirlenmesi gerektiğini, 01/03/2010 tarihli Kobi Satış Kanalı Sözleşmesi’nin haksız olarak feshedildiği 13/06/2013 tarihinden 01/03/2020 tarihine kadar olan 6 yıl 7 aylık süreç için kârdan yoksun kalmış olduğunu, bu zarar kalemine ilişkin taleplerinin kesin miktarın belirlenmesiyle artırmak kaydıyla belirsiz alacak olarak her bir müvekkili açısından 1.000-TL.olduğunu, müvekkili şirkete haksız olarak kesilen ceza faturalarının (eksik evrak veya fraud adı altında) bedellerinin tespiti suretiyle, müvekkiline yükletilen ceza bedellerinin iadesini, müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen ceza faturalarının da hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, gerek sözleşmenin devamı sırasında gerekse de sözleşme ilişkisinin davalı şirket tarafından sona erdirilmesinden sonra müvekkiline haksız yere faturalarının kesilmiş olduğunu, bunların bir kısmının müvekkiline tebliğ edilmeden hak ediş bedelinden kesilmiş, bir kısmının ise müvekkili tarafından sözleşme ilişkisi sırasında -bunlara itiraz hakkı söz konusu olmadığından ve bu hak tanınmadığından- kayda alınmak zorunda kalınmış olduğunu, bu sebeple toplamda ne kadar ceza bedeli tahakkuk ettirilmiş olduğunun taraflarınca bilinmemekte olduğunu, ticari defter ve kayıtların incelenmesi suretiyle toplam ceza fatura bedellerinin tespitini, müvekkilinden haksız olarak alınan bedellerin iadesini, ceza faturalarından dolayı uğranılan zararın tespiti ile tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, bu zarar kalemine ilişkin alacak taleplerinin belirsiz alacak olarak 500-TL. olduğunu, teminat mektubunun iptal edilerek, müvekkili şirkete iadesi gerektiğini, sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespit edildiği ve zarar kalemleri hesaplandığı anda müvekkili şirketin davalı şirketten alacaklı olduğunun kesin bir şekilde ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin vermiş olduğu teminat mektuplarının hükümsüz kalacağından, teminat mektubunun iptali suretiyle iadesini ve teminat mektubu açısından müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, 5 yıldır müvekkili şirketin haksız olarak teminat mektubu komisyon bedeli ödemekte olduğunu, 5 yılda toplamda 15.000-TL. mektup komisyon bedeli ödendiğinden bu bedelin de davalı şirketten tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesini talep ettiklerini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası üzerinden teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesine karar verilmiş olup, süresi içerisinde işbu esas davanın açılmış olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; taraflar arasındaki 01/03/2010 tarihli Kobi Satış Kanalı Sözleşmesi’nin davalı şirket tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespitini, davalı şirketin sözleşmeyi haksız feshi yüzünden Kobi Satış Kanalı Sözleşmesi’nin haksız olarak feshedildiği 13/06/2013 tarihinden 01/03/2020 tarihine kadar olan 6 yıl 7 aylık süreç için 1.000-TL maddi tazminatınn (yoksun kaldığı kârın), dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalı şirketten tahsil edilerek, müvekkili şirkete ödenmesini, müvekkili şirkete kesilen ceza faturalarının haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespiti ile ödenen ve hak edişlerden kesilen bedellerin müvekkili şirkete iadesini, ceza faturalarından dolayı davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespit edilmesini, bu zarar kalemine ilişkin belirsiz alacak olarak HMK m.107/2 uyarınca arttırılmak üzere 500-TL. nin davalı şirketten tahsilini, … A.Ş tarafından düzenlenen 02/08/2011 tarihli … mektup numaralı 100.000-TL miktarlı teminat mektubundan dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitini, teminat mektuplarının iptali ve müvekkili şirkete iade edilmesini, 15.000-TL. komisyon bedeli tutarının haksız fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsil edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/03/2010 tarihinde Kobi Satış Kanalı Sözleşmesi’nin imzalanmış olduğunu, sözleşme kapsamında davacı şirketin, müvekkili şirket tarafından elektronik haberleşme hizmeti kapsamında sunulan hizmetin abonelik işlemlerini yapması, müvekkili şirkete aracılık hizmeti vermesi ve müvekkili şirkete ait ürün ve hizmeti müvekkili şirketçe belirlenen koşullarda vermesinin gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından keşide edilen … 4. Noterliğinin 13/06/2013 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmenin 26.2 maddesi uyarınca feshedildiğinin bildirilmiş olduğunu, davacı tarafından ikame edilen huzurdaki dava ile sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haksız olarak feshedildiğinin tespiti ile yoksun kalınan kâr iddiasıyla şimdilik 1.000-TL, haksız olarak kesildiği iddia edilen cezaların tespiti ile şimdilik 500-TL tazminat ve 100.000-TL tutarındaki teminat mektubuna ilişkin borçlu olmadığının tespitini, teminat mektubunun iptalini ve teminat mektubu için ödenen 15.000-TL komisyon bedelinin talep edilmekte olduğunu, işbu davanın belirsiz alacak davası için gerekli şartlar oluşmadan açıldığından hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, sözleşmeyi fesheden tarafın davacı olduğunu, bu nedenle sözleşmeye bağlı herhangi bir tazminat talebinde bulunamayacağını, davacının yoksun kalınan kâr kaybı talebinde bulunamayacağını, sözleşmenin süresinin 10 yıl değil; sözleşmede kararlaştırıldığı üzere 1 yıldır ve birer yıllık periyotlar ile ancak 5 yıla kadar uzayabileceğini, sözleşmenin fesih tarihinin belirlenmesi gerektiğini, davacı şirketin, sözleşmenin imzalanmasının üzerinden uzunca bir süre geçtikten sonra sözleşme kapsamında kazanç / yarar sağladıktan ve sözleşmesel yükümlülükler ifa edildikten sonra sözleşme hükümlerinin geçersiz olduğunun ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, basiretli tacir ilkesi gereği sözleşmenin her iki tarafının da tacir olması nedeni ile sözleşme hükümleri genel işlem koşullarına tabi olmadığını, davacının müvekkili şirkete sözleşme kapsamında borcu bulunduğundan teminat mektubunun iadesini talep etmesinin haksız olup hukuka ve sözleşmeye aykırı olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; huzurdaki haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın, belirsiz alacak davasının şartlarını taşımaması sebebi ile usulden reddini, her halükârda davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE;
….Asliye Ticaret Mahkemesi … D.İş sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan 01/03/2010 tarihli Kobi Satış Kanalı Sözleşmesi, ihtarnameler, faturalar, makbuzlar, ticari defterler ve dayanılan diğer deliller celp edilip incelenmiş, ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, taraflar arasında imzalanan 01/03/2010 tarihli sözleşmenin, davalı tarafından haksız feshedildiği iddiasına dayalı olarak, yoksun kalınan kârın tespiti ile tahsili, cari hesapta davacının alacağından, davalı tarafça haksız olarak kesilen cezaların tespiti ile davalıdan tahsili ile 100.000-TL. bedelli teminat mektubundan dolayı borçlu olunmadığının tespiti, teminat mektubunun iptali, iade edilmesi ve 15.000-TL. komisyon bedeli tutarının davalıdan tahsili talebine ilişkin alacak davasıdır.
İhtilaf, davacının davalıdan sözleşmeye dayalı olarak alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup, alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi mümkündür.
Tüm deliller toplandıktan sonra, bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, ticaret hukuku öğretim üyesi bilirkişi İbrahim Hamdi Yasaman, mali müşavir bilirkişi Hüdai Bal ve bilgisayar mühendisi bilirkişi … tarafından hazırlanan 09/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “…
-Davalı tarafından düzenlenen faturaların yasal defterlerinde yer aldığı, defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğu, faturalarla ilgili mali idareye yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığı, Davalı lehine delil olma kuvvetine sahip olduğu,
-Davacı tarafından düzenlenen faturaların yasal defterlerinde yer aldığı, defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğu, faturalarla ilgili mali idareye vapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığı (delil olma kararı Sayın Mahkemenin takdirinde olmak üzere 2012 yılı hariç/2012 yılı 1.7.2013 yılında kapanış yapılmış) ve Davacı lehine delil olma kuvvetine sahip olduğu,
-Davacı ile Davalı arasındaki ticari ilişki taraflar arasındaki Sözleşme maddelerine göre (ihtarname 18.6.2013’te teslim edilmiş) 18.7.2013 tarihi itibari ile sona erdiği,
-Tacir olan Davacının basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü altında olduğu; dolayısıyla Sözleşmenin açık hükmüne karşılık sözleşme süresinin 10 yıl olduğunun ve Sözleşmenin Davacı tarafından feshedilmesine karşılık bunun teminat iadesi için yapıldığının ileri sürülemeyeceği; dolayısıyla Sözleşmenin süresinden önce haksız olarak feshedildiği gerekçesiyle Davalıdan yoksun kalınan kazancın talep edilemeyeceği;
-Davacı ceza faturalarına Kanun’da öngörülen 8 günlük sürede itiraz etmediğinden, Davacının bu faturaları kabul etmiş sayılacağı yönünde bir karine oluştuğu: dosya muhteviyatında karinenin aksini ispata yönelik yazılı bir delilin yer almadığı;
-Davacı Kanuni Defterlerindeki kayıtlara göre Davalı tarafın 36.445,47-TL Alacaklı olduğu, Davacının Eksik Kayıtları Toplamı 117.926,99-TL’yı da kayda alması durumunda Davalı tarafa 154.372,46 TL’a Borçlu olacağı, Eksik kayıtların Davacı tarafından Mali kayda alınmasından sonra taraflar arasında Cari Hesaptan Kaynaklı FARK kalmayacağı,
-Taraflar arasındaki ticari ilişki sonucunda oluşan Cari hesaptan kaynaklı, Davalının Davacıdan 154.372,46 TL alacaklı olduğu; bu sebeple, teminat mektubunun iadesi için gerekli koşulların oluşmadığı…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 10/03/2021 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …
KÖK rapordaki görüşlerimiz aynı kalmak şartı ile;
Davalı taraf davaya konu olan 14 adet faturayı sunamadığından
-Davacı ceza faturalarına Kanun’da öngörülen 8 günlük sürede itiraz etmediğinden, Davacının bu faturaları kabul etmiş sayılacağı yönünde bir karine oluştuğu; dosya muhteviyatında karinenin aksini ispata yönelik yazılı bir delilin yer almadığı;
-Davacı Kanuni Defterlerindeki kayıtlara göre Davalı tarafın 36.445.47 TL Alacaklı olduğu, Davacının 14 adet faturadan kaynaklı Eksik Kayıtları Toplamı 117.926,99 TL’yı da kayda alması durumunda Davalı tarafa 154.372,46 TL’a Borçlu olacağı, Eksik kayıtların Davacı tarafından Mali kayda alımmasından sonra taraflar arasında Cari Hesaptan Kaynaklı FARK kalmayacağı kök raporumuzda yer almakla beraber Davalı taraf rapor tanzim ettiğimiz tarihe kadar eksik olan 14 adet faturanın Davacıya teslimi ile ilgili herhangi bir belge sunmamıştır.
-Taraflar arasındaki ticari ilişki sonucunda davalının sunamadığı 14 adet fatura muhteviyatını Sayın Mahkemc kabul etmezse teslimi ile ilgili Davalının evrak paylaşmamasından kaynaklı oluşan Cari hesaba göre, Davalının Davacıdan 36.445447 TL alacaklı olduğu; 36.445.47 TL Davalı Alacağı konusunda taraflar mutabık olup Davacının Davalı tarafa borcu olmasından kaynaklı teminat mektubumun iadesi için gerekli koşulların oluşmadığı…” sonuç ve mütalaa ettiği görüldü.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek, ek rapor alınmasına ilişkin karar verilmiş, 25/04/2022 tarihli Bilirkişi ek raporunda; ” …
Kök ve Ek raporlarımızdaki görüşlerimiz aynı kalmak şartı ile:
-Davalı taraf davaya konu olan 14 adet faturayı sunamadığından ve davaya konu faturaları taşıdığı kabul edilen Kargo firmasından da bu konuda olumlu bir dönüş olmadığından, Dava dosyası kapsamında Davalının düzenlediği ve davacı kayıtlarında olmayan 14 adet faturanın Davacı tarafa teslimi netleşmemiştir.
-Davacı Kanuni Defterlerindeki kayıtlara göre Davalı tarafın 36.445,47 TL Alacaklı
Olduğu…” sonuç ve mütalaa edildiği görüldü.
Mahkememizce öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğinin belirlenmesi gerekmiş ve taraflar arasında imzalanan 01/03/2010 tarihli Kobi Satış Kanalı Sözleşmesinde, tarafların hak ve yükümlülükleri ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin, davalıya ait abonelik işlemleri, davalı … tarafından bildirilecek iş ve işlemleri yapması bu iş ve hizmetlerde davalıya aracılık hizmeti vermesi, davalının uygun göreceği ya da bildireceği, davalıya ait olan veya olmayan başka herhangi bir ürün yahut hizmeti de davalının belirleyeceği koşullarda vermek şeklinde faaliyet sürdürülmesinin kararlaştırıldığı, Yargıtay 22. HD. 03.05.2018 T.,2017/45263 E.- 2018/10483 K. tarihli ilam içeriği de gözetildiğinde, taraflar arasında 6102 sayılı Kanun’un 102 vd. maddelerinde belirtilen acente tanımı kapsamına giren bir ilişki bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespitine bağlı olarak yoksun kalınan kârın tespiti talebi bakımından 6098 sayılı TBK. 147/5 maddesinde (818 sayılı BK 126/4 maddesi ) “vekâlet, komisyon ve acentalık sözleşmelerinden, ticari simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmesinden doğan alacakların” 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin, davalıya 18/06/2013 tarihinde tebliğ edilen, 13/06/2013 tarihli ihtarname ile sözleşmenin 26.2 maddesi gereğince, 18/07/2013 tarihinde davacı yanca fesih edildiği, 28/08/2018 dava tarihi itibariyle davacının yoksun kalınan kârın tespitine ilişkin talebinin, davalının süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı defi gözetilerek, zamanaşımı nedeniyle reddinde karar vermek gerektiği kabul edilmiştir.
Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sözleşme, faturalar, ticari defter ve belgeler, tüm dosya kapsamına göre alınan kök ve ek bilirkişi raporları, hukuki değerlendirme mahkememize ait olmakla, hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olduğundan, mahkememizde de, taraflar arasında imzalanan 01/03/2010 tarihli Kobi Satış Kanalı Sözleşmesinden kaynaklanan ve acente tanımı kapsamına giren bir ilişki ticari ilişki mevcut olduğu, tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, sözleşmenin 26.1 maddesi gereği sözleşme süresinin 5 yıl olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin, davacı tarafından, davalıya 18/06/2013 tarihinde tebliğ edilen, 13/06/2013 tarihli ihtarname ile sözleşmenin 26.2 maddesi gereğince, 18/07/2013 tarihinde, davacı tarafından fesih edildiği, tacir olan davacının basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü altında olduğu; dolayısıyla sözleşmenin 26.1 maddesinin açık hükmüne karşılık, sözleşme süresinin 10 yıl süreceği konusunda güven uyandığının ve sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesine karşılık bunun teminat iadesi için yapıldığının ileri sürülemeyeceği, davacının, TTK. 21/2 maddesi gereğince 8 gün içerisinde ceza faturalarının içeriğine itiraz edilmediği, davacının bu faturaları kabul etmiş sayılacağı, aksinin ispata yönelik davacı yanca yazılı bir delilin sunulmadığı, davacının ticari defterlerinde, davalının 36.445,47-TL . alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, bu sebeple, teminat mektubunun iadesi ve komisyon bedeli tutarının talebi için gerekli koşulların oluşmadığı kanaati oluştuğundan, yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının davasının yoksun kalınan kâr talebi yönünden zamanaşımından reddine, davacının davasının diğer talepleri yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının yoksun kalınan kâr talebi yönünden zamanaşımından reddine,
2-Davacının davasının diğer talepleri yönünden reddine
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 80,70-TL. karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 1.989,53-TL. harcın mahsubu ile fazla alınan 1.908,83-TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 15.017,50-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2022

Katip ..
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır